Sağduyu programının özel bölümünde Tarık Çelenk, Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu‘nu konuk etti.
Türk muhafazakârlığı tanımı ile Batı muhafazakârlığının özelikle siyasal anlamda farklılık arz ettiğini söyleyen Prof. Dr. Davutoğlu, Türk politik muhafazakârlığının tepkisel yönü olduğunu, “milli irade” kavramını öne çıkardığını dile getirdi. “Demokrat Parti’nin muhafazakârları şimdi yaşasalardı farklı partilerde olurlardı” diyen Davutoğlu özetle, “Politik muhafazakârlık demokrasi ve insan haklarıyla bir sentez gerçekleştirmek zorundaydı. AK Parti bu sentezi başaramadığı için bugün burada. AK Parti teorisiz bir devrimi yapmaya çalıştı. 2013 yılında bir restorasyona ihtiyaç vardı ancak buna izin verilmedi. Sorgulayıcılığa ve fikir özgürlüğüne değer verilmedi” diye konuştu.
“İslami camiada “ulu’l-emr”e itaat hep yanlış anlaşıldı ve kullanıldı. Hanefi mezhebinin kurucusu vicdanını ve aklını birleştirerek hem Emeviler sonra da Abbasiler’e direndi ve ömrünü hapislerde geçirdi. Mahallenin bunu görmesi gerekiyor” diyen Davutoğlu özetle şöyle devam etti: “Gelecek Partisi’nde biz bu yüzleşmeyi ve sentezi gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Kurucu ideoloji tartışmaları anlamsızdır. İdeolojiler insaniliği dışlar, ideolojiler çağı kapanmıştır. Düşünce sistematiği ve ben idraki hayat görüşü esastır”.
“Vatanım Sensin” ile “Payitaht” dizilerinin siyasallaştırılarak kutuplaşma ve sloganlara indirgenmesinin yanlış olduğunu söyleyen Davutoğlu, Demokrat Parti döneminin iyi değerlendirilmiş olması halinde bugünkü acı tecrübelerin yaşanmayacağını ve kötü bir pratiğin iyi bir teoriyle temizlenmeyeceğini dile getirip, “Şimdi tekrar iyi pratiklere ihtiyaç var” dedi.
Jeopolitikçi yaklaşımın ancak barış diplomasisiyle anlam kazanacağını sözlerine ekleyen Davutoğlu, “Siyasetin seküler veya İslami dili olmaz. İnsani dili olur. Gelecek Partisi muhafazakâr yani geleneksel değerleri ihya edici, demokrat ve özgürlükçüdür. Kibir duymadan bunu halimize yansıtmaya çalışıyoruz” dedi.