Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Plastiğin Yolculuğu (3) – Plastikte geri dönüşüm, fosil yakıt tüketimini azaltmaya yeter mi?

Plastikte geri dönüşüm teoride basit: Plastik atıkların geri dönüşüme uygun olanları, toplanıp ayrıştırıldıktan sonra önce temizleniyor, ardından parçalanıyor. Parçalanan atıklar eritilip yeniden ham plastiğe dönüştürülüyor. Geri dönüşüm sürekli artan plastik üretiminin fosil yakıtlarla ilişkisini zayıflatma, dolayısıyla iklim maliyetini düşürme iddiasında.

Çanakkale’deki geri dönüşüm tesisinde eritilmiş plastik atıklar geri dönüştürülmüş plastiğe dönüştürülüyor. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Marmara Bölgesi’nden hem gıda ambalaj atıkları hem de kullanılmış sulama borularını toplayıp geri dönüşüm yapan bir firmayla görüşmek için Çanakkale’ye gidiyorum. Çanakkale, Bursa ve Trakya’daki birçok çiftçi, hasat sonrasında eski sulama borularını bu geri dönüşüm şirketine satıyor.

Çanakkale’de geri dönüşüm için biriktirilen hurda sulama boruları. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Geri dönüşümcü Mustafa Pehlivan yaptıkları işi, “Kullanılmış damlama sulama borularının tekrar temizlenip, yıkanıp, parçalanıp, kurutulup, elektrikli ekstrüderlerde eritilip, tekrar granül haline getirilmesi” diye özetliyor.

Çiftçiler tarlalara damlama sulama sistemi kurmak için ince plastik hortumlardan yararlanıyor. Kullanılan hortumlar bir üretim döngüsü boyunca tarlada kaldıktan sonra hurdaya ayrılıyor, yani kullanılmaz hale geliyor. Ama sulama hortumları çöpe değil, Çanakkale’deki geri dönüşüm şirketine gidiyor. Sulama boruları kantarda tartıldıktan sonra çiftçilere hurda sulama boruları karşılığında ödeme yapılıyor. Borulara yapışmış toprak ve çamur temizlendikten sonra borular eritilip geri dönüştürülmüş ham plastik haline getiriliyor.

Geri dönüşümcü Mustafa Pehlivan. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Geri dönüşüm tesisinde aynı zamanda gıda ambalajı atıkları da işlenip dönüştürülüyor. Gıda ambalajlarının geri dönüşüme girmeden önce iyice temizlenmesi gerekiyor. Her geri dönüşüm tesisinde bu imkân bulunmadığı için sadece Çanakkale’den değil Marmara Bölgesi’nden de birçok gıda ambalaj atığı tesise getiriliyor: “İstanbul’dan buraya geliyor balyalanmış şekilde. İstanbul’dan ayda 80 ton civarında malzeme alıyoruz. Gelme sebebi, sulu yıkama bizde var. Yani herkes sulu yıkama işi yapmaz.”

Çanakkale’deki geri dönüşüm tesisindeki sulu yıkama bandı. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Hane halkı yaşantısına daha yakın bir geri dönüşüm sürecini inceleyelim.

Eskişehir’deki Tepebaşı Belediyesi’nin geri dönüşüm hedefi, kendi atık toplama süreçlerinde kullanacağı plastik poşetleri imal etmek.

Tepebaşı Belediyesi’nde toplanan plastik atıklar geri dönüştürüldükten sonra, aynı dönüştürülmüş plastikten Tepebaşı Belediyesi’nin atık toplamakta kullandığı plastik poşetler üretiliyor. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Toplanan atıklar plastik poşet haline gelip yine atıkların toplanmasında kullanılıyor. Belediyeyle çalışan firma geri dönüştürülen plastiğin bir kısmıyla bu poşetleri üretiyor, kalan geri dönüştürülmüş plastik hammadde ise firmanın oluyor.

Muhsin Akbaş’ın sahibi olduğu plastik şirketler grubu Doğaplast, 2012’den itibaren topladığı plastik atıkları önce geri dönüşüme sokmaya başladı, 2015 sonrasındaysa geri dönüştürülmüş plastiği kullanarak kendi ürünlerini üretir oldu. Geri dönüştürülmüş plastik kullanılarak firma tarafından üretilen başlıca ürünler arasında çöp ve ambalaj poşetleri ile sera naylonları bulunuyor.

Eskişehir’deki Tepebaşı Belediyesi ile atık süreçlerinde işbirliği yapan Doğaplast’ın sahibi Muhsin Akbaş. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

“Bu geri dönüşüm olayı yapılmadan önce, değerlendirilebilir, geri dönüşümlü ambalaj atıkların tamamı çöpe gidiyordu. Hacim olarak evde çıkan atığın yüzde 80’i ambalaj atığıdır” diyen Muhsin Akbaş, Türkiye’de plastikte geri dönüşüm oranının yüzde 10-12 dolaylarında olduğunu, Avrupa’daysa bu oranın yüzde 25-30’lar seviyesinde olduğunu belirtiyor. Akbaş, Eskişehir’deki Tepebaşı Belediyesi sınırları içinde aylık ortalama 800-900 ton arasında değişen miktarlarda ambalaj atığı toplayıp geri dönüştürdüklerini anlatıyor: “İlk bakışta çok kolay görünse de inanılmaz çok zor bir operasyon. Atık toplanmasını organize etmek, toplanıp tesise getirilmesi, tesiste kendi çeşidine göre ayrıştırılması… Birbirine karışınca geri dönüşümü elde etmek imkânsız. Plastik türlerinin hepsinin ayrı değerlendirmesi gerekiyor. Dolayısıyla bu ayrıştırma sürecinden sonra geri dönüşüm süreci başlıyor. Eritip hammadde yapıyoruz. Ağırlıklı olarak bizim yaptığımız polietilen, polipropilen, polistiren. Bu üç grup zaten piyasadaki tüketimde de en çok kullanılan üç gruptur.”

Tepebaşı Belediyesi için geri dönüştürülmüş plastikten üretilen plastik poşetler. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Plastik endüstrisinin döngüsel ekonomi iddiasının temelinde, plastiklerin geri dönüştürülebilmesi yatıyor.

Türkiye’deki plastik atıkların yaklaşık yüzde 10’unun geri dönüştürülebildiği sanılıyor. Plastik endüstrisi, daha iyi planlamayla bu oranın artırılabileceğini, böylelikle plastikte döngüsel ekonominin gerçeğe dönüşebileceğini söylüyor.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Danışma Kurulu üyesi plastik mühendisi Metin Bilgili, kendi evinde uyguladığı geri dönüşüm pratiklerinden bahsediyor. Evde ayrıştırdığı atıkları yaşadığı bölgedeki geri dönüşüm kumbaralarına bıraktığını anlatan Bilgili, plastikte döngüsel ekonomi iyileştirildikçe kirliliğin de azalacağını belirtiyor: “Türkiye’de bunu yapan kişi sayısı arttıkça geri dönüşüm oranı da artacak. Şu anda biz yüzde 10’ları bulduk ancak Türkiye’de. Yüzde 10 oranında geri kazanıyoruz. Biz bu yüzde 10’ları her sene artırarak, 20, 30, 40, hatta daha hızlı bir şekilde artırabilirsek ne okyanusta bir şey göreceğiz, ne akarsuda bir şey göreceğiz, ne landfill olarak bunları bir şekilde toprağa gömmeye çalışacağız. İşte bu döngü bizim için çok önemli. Kullan-at tarafındaki problemleri döngüyle çözebiliriz.”

Plastik mühendisi Metin Bilgili. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Kullanılan plastik etkili biçimde toplanıp geri dönüştürülebilirse, plastik üretiminde ham petrolden imal edilmiş plastiğin payı azalacak, yani plastik kaynaklı fosil yakıt tüketimi ve sera gazı salımı düşecek. Plastik atıklar geri dönüşümde daha yüksek oranda kullanılacağı için atıkların daha az bir kısmı doğaya bırakılacak. Geri dönüştürülemeyen plastikler ise geri kazanım tesislerinde yakılıp enerjiye çevrilecek. Yani dönüştürülemeyen plastikler bile boşa gitmeyecek.

Plastikte döngüsel ekonomi kâğıt üzerinde gayet verimli gözüküyor ama bu yaklaşımı hayata geçirmek göründüğü kadar kolay değil.

İlk sorun geri dönüşümün maliyeti.

Çanakkale’deki geri dönüşüm tesisinde sulu yıkama işlemi. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Dolar artışları veya maliyetlerin artmasından dolayı orijinal malzemenin kullanımı, üretimi daha kolaydır” diyen Metin Bilgili, geri dönüşümün o kadar da ucuz olmadığını kabul ediyor: “Çünkü geri dönüştürmek için tekrardan aynı prosesleri yapmış oluyorsunuz. Her ne kadar petrolden bunu tekrar üretmeye çalışmasanız da bunu granül hale getirmek, öncesinde temizlemek, ayıklamak gibi birçok yöntemlerden geçtikten sonra aslında o kadar ucuz bir yöntem olmuyor. Ama bunların üzerinde oluşturulması gereken baskı devletler tarafından sübvansiyonla sağlanması gerekiyor. Yani sen bunu [geri dönüştürülmüş plastik] kullanıyorsan ben senin verginden almayacağım veya sana belirli bir şekilde kredi sağlayacağım ki bunu kullan.”

Plastik sanayicisi Muhsin Akbaş da yürüttükleri geri dönüşüm faaliyetlerinin pek de kârlı olmadığını söylüyor: “Toplama maliyeti çok yüksek. Toplama maliyeti yüksek olduğu için diğer hazır ürünü [petrolden imal edilmiş ham plastik] satın almak daha avantajlı olabiliyor yani. Geri dönüştürmek için toplamadan başlayıp, geri dönüşüm sürecinden üretime kadar inanılmaz derecede yüksek maliyetler var. Özellikle de elektrik maliyeti. Bunu hammaddeye çevirirken çok yüksek derecede elektrik tüketimi yapılıyor. Toplama da keza aynı şekilde maliyet. Bu maliyetin mutlaka ve mutlaka devlet tarafından ya da tüketici tarafından karşılanması gerekiyor.”

Çanakkale’deki geri dönüşüm tesisindeki gıda ambalaj atıkları ayrıştırılırken. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Akbaş gibi, plastik mühendisi Metin Bilgili de plastikte geri dönüşüm oranlarını Avrupa seviyesine çıkarabilmek için devlet sübvansiyonlarının devreye alınabileceği görüşünde.

Devlet sübvansiyonlarının bu kadar sık anılması tesadüf değil. Çünkü geri dönüşüm, iş maliyetlere geldiğinde petrol kaynaklı plastik üretimiyle rekabet etmekte güçlük çekiyor. Maliyet sorunu koronavirüs salgını döneminde iyice açığa çıktı. Tüm dünyada karantina uygulamalarına gidildiği 2020’nin ilk döneminde, talepteki düşüş yüzünden petrol fiyatları dibe vurdu.

Tepebaşı Belediyesi için geri dönüştürülmüş plastikten üretilen plastik poşetler. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Ucuzlayan petrolü, yani virjin plastiği kullanarak üretim yapmak, geri dönüşüme göre çok daha ucuz hale geldi. Virjin plastiğin maliyetindeki en önemli faktör petrol fiyatları. Geri dönüşümde ise maliyetler hep yüksek, üstelik bu maliyetler çok da esnek değil. Toplama ve ayrıştırma ağlarını kurup işletmek, emek maliyeti, üretim giderleri ve geri dönüşüm sırasında açığa çıkan tehlikeli atıkların bertaraf maliyetlerini üst üste konunca, geri dönüşümün virjin plastikten üretim karşısında fiyat avantajı sağlaması zorlaşıyor.

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden deniz biyoloğu Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, geri dönüşüm faaliyetlerinin dolaylı olarak petrol fiyatlarına endeksli olmasının yarattığı kırılganlığın altını çiziyor: “Herkes sıfır petrolden üretilen hammaddeyi satın alıp kullanıyor. Daha ucuz çünkü. Hele şu dönemde petrol fiyatları bu kadar düşmüşken, geri dönüştürüp hammadde üretmek çok kârlı bir iş değil. Zaten bugün şu andaki bu fiyatlardaki bu dengesizlik ve değişkenlik, geri dönüşüm işinin ciddi bir krize girmesine neden oluyor. Çünkü ham plastik daha ucuz.”

Deniz biyoloğu Doç. Dr. Sedat Gündoğdu. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Geri dönüşümle ilgili ikinci sorun, geri dönüştürülmüş plastiğin kalitesi.

Geri dönüştürüldükçe plastiğin dayanıklılığı ve elastikliği azalıyor. Mesela ince ve elastik bir sulama borusunun üretiminde sadece virjin plastik, yani petrolden üretilmiş, geri dönüşüme girmemiş plastikler kullanılabiliyor. Çok da elastik olması gerekmeyen daha kalın sulama borularında geri dönüştürülmüş plastiğe yer verilebiliyor. Ama genel bir kural olarak, geri dönüşüm döngüleri arttıkça plastiğin kalitesi bozuluyor.

Çanakkale’deki bir plastik fabrikasında, geri dönüştürülmüş plastikten üretilmiş sulama boruları. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Plastik mühendisi Metin Bilgili, geri dönüşümle birlikte plastiğin polimer yapısında yaşanan bozulmayı şöyle anlatıyor: “Yani artık geri dönüştürdüğümüz malzeme kimyasal özelliklerinden biraz daha farklı bir özelliklere bürünüyor. Çünkü ilk başladığımız polipropileni, ilk başladığımız polioksimetileni bulamıyoruz artık orada. Farklı bir şeye dönüşüyor. E o zaman biz bunu görünmeyen bir yerde, daha farklı bir amaçlarla kullanmamız lazım.”

Peki, plastikler sözkonusu olduğunda dünyanın bugüne kadarki atık yönetimi performansı nasıl? Acaba o döngüsel ekonomi şimdiye kadar kurulabildi mi?

Günümüzde en çok üretilen plastik cinsleri olan polipropilen, düşük ve yüksek yoğunluklu ya da basit polietilenler, polietilen teraftalat, polivinil klorit ve polistren, teknik olarak geri dönüşebilir polimer türleri. Yani kâğıt üzerinde, toplam plastik üretiminin en az yüzde 73’ünü geri dönüşebilir plastikler oluşturuyor.

Ama önemli olan bu plastiklerin ne kadarının gerçekten geri dönüşüme gönderildiği.

Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden (Kaynak: Geyer et al. 2017. Animasyona uyarlayan: Denizhan Kaymak).

1950’den 2017’ye kadar 9200 milyon ton plastik üretildi. Üretilen plastiklerin 2700 milyon tonunun hâlâ kullanımda olduğu hesaplanıyor. Peki, 6500 milyon tonluk plastik atıklara ne oldu? Atıkların 5000 milyon tonluk kısmı gömüldü, çöplüklere atıldı ya da doğaya karıştı. 900 milyon tonluk plastik atık yakıldı. Geri dönüşüme gönderilebilen atıkların miktarıysa 600 milyon ton. Yani 1950’den beri ortaya çıkan plastik atıkların sadece yüzde 9’unu geri dönüşüme sokabildik.

Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden (Kaynak: Geyer et al. 2017. Animasyona uyarlayan: Denizhan Kaymak).

Bugün üretilen plastiklerin neredeyse yüzde 70’i teknik olarak geri dönüştürülebilir. Ama iyimser tahminler bile dünyada her yıl ortaya çıkan plastik atıkların en fazla yüzde 18’lik kısmının geri dönüşüme sokulabildiğini söylüyor. Kalan yüzde 82’lik kısım çöplüklere gidiyor, gömülüyor, yakılıyor ya da okyanuslara karışıyor.

Yani plastik atıkların geri dönüştürülebilir olması, atıkların gerçekten de geri dönüştürüldüğü anlamına gelmiyor.

PBS Frontline’ın araştırması Plastic Wars, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) plastik endüstrisine 20. yüzyılda yön vermiş birçok isimle görüştü. 

ABD’deki dev plastik şirketlerinin oluşturduğu Plastik Endüstrisi Topluluğu’nun başkanlığını yürütmüş Larry Thomas, plastikte sürekli geri dönüşümden söz edilmesinin önemli bir algıya yol açtığı görüşünde. Thomas geri dönüşüm imkanlarından sürekli bahsedilmesi sayesinde, tüketicilerin etkilerini umursamadan plastik tüketebildiğini söylüyor: “Toplum geri dönüşümün işe yaradığını düşünürse, çevre konusunu pek de dert etmez.”

Sedat Gündoğdu, plastik kullanmanın sonuçları konusunda yanlış bilgilendirilmiş tüketicilerin sorumluluk hissetmeksizin, rahatça plastik tüketmeye devam ettiğini anlatıyor: “İnsanlar plastiğin geri dönüştürülebilir bir malzeme olduğunu düşünerek bunu hoyratça kullanabilirler. Çünkü bir şeyin sorun olmadığı, aslında bunun çözümünün olduğu algısı yerleştirilirse, tüketim miktarında çok ciddi bir artış meydana gelir. Plastik endüstrisi bunu, plastiğin sahip olmadığı özellikleri ya da sahip olduğu özelliklerin sadece iyi olarak nitelendirilebilecek ama koşullu olarak iyi olarak nitelendirilecek kısmını vatandaşa aktarıyor. Ne gibi işte? ‘Plastik geri dönüştürülebilir. Ama biz bugüne kadar bu plastiğin sadece yüzde onunu geri dönüştürebildik.’ Madem geri dönüştürülebilir bir malzeme, nasıl yüzde 10’unu geri dönüştürebiliriz biz? Plastik geri dönüştürülebilir ama plastiğin sadece bazı tipleri geri dönüştürülebilir. Bazı tipteki plastikler de dönüştürülürken çok fazla kontamine oldukları için de geri dönüşüm bandı içerisine alınmıyor. Çünkü astarı yüzünden pahalı oluyor onu dönüştürmek. Ham plastik almak daha ucuz. O zaman neden geri dönüştürsün ki?”

Pelet formunda geri dönüştürülmüş plastik. Plastiğin Yolculuğu video-belgeselinden

Yine Plastic Wars’a dönelim.

Plastikte geri dönüşümü desteklemek için büyük şirketler tarafından kurulan Katı Atık Çözümleri Konseyi’nde görev yapmış Ronald Liesemer, geri dönüşümün plastik imajını düzelttiğini ve böylece plastik satışlarının devam ettirilebildiğini anlatıyor. Araştırmacı Laura Sullivan ile Liesemer arasındaki konuşma, plastikte geri dönüşüme daha da şüpheyle yaklaşmamızı sağlayacak cinsten:

– Laura Sullivan: Geri dönüşümü işe yarar hale getirmektense plastik satmayı önemsediklerini düşünüyor musunuz?

– Ronald Liesemer: Geri dönüşümü işlevsel kılmak ürünlerini piyasada tutmanın bir yoluydu.

– Laura Sullivan: Plastik satmanın bir yoluydu yani.

– Ronald Liesemer: Evet. İki yönden de kazançlıydı. Bir yandan geri dönüşümden fayda sağlanıyordu, bir yandan da malzemenin imajı daha iyi hale geliyordu.

Sedat Gündoğdu, Plastic Wars’da endüstrinin geçmiş liderlerinin kullandığı bu ifadelerin, geri dönüşümün foyasını ortaya çıkardığı kanısında: “Bunun bir mit olduğu, aslında gerçekten böyle bir durumun sözkonusu olmadığı, plastiğin geri dönüştürülse bile yarattığı tehditlerin ortadan kalkmadığı, plastiğin geri dönüşümünün yeni plastik üretimi için bir araç olduğu ortaya çıktı ki bunu biz uzun süredir söylüyorduk. Plastik endüstrisinden insanların da o endüstriden ayrıldıktan sonra bunları tekrar etmesi ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu.”

Plastik sektörü, plastiğin yol açtığı etkiler konusunda sorumluluk almaya da pek istekli değil. Plastik şirketlerine göre, geri dönüşümün etkisiz kalmasındaki temel sorumlu tüketiciler.

Plastik mühendisi Metin Bilgili, plastikte döngüsel ekonominin kurulabilmesi için tüketicilere düşen ödevlerden söz ediyor: “Hepimizin bir şekilde katkısı olması lazım. Burada herkes kendine önce şu soruyu sorsun istiyorum ben: ‘Ben evde ayırıyor muyum?’ Birçok evde ben bunu görmüyorum mesela herkes çöpünü atıyor bir yere. Geri dönüşüm sadece kurallar konularak, devletin, Sağlık Bakanlığı’nın veya diğer plastik örgütlerinin yapacağı bir şey değil. İnsanların hepsinin buna bir katkı sağlaması gerekiyor. Plastik değil, plastiği atan suçlu aslında. ‘Plastik kendi başına gidip doğaya zarar veriyor!’ Doğaya zarar nasıl veriyor plastik? Denizin içine atılan plastik, biri tarafından, bir şahıs tarafından atılan plastik gidiyor bir canlının midesinden çıkıyor diye tanımlanıyor.”

Sedat Gündoğdu ise bu anlayışa itiraz ediyor:

“Burada çok büyük bir ekonomi var. Plastiğin masum olduğu algısının, aslında asıl sorumlunun da plastik tüketen insanlar olduğu algısını, o kazancı ve kârı korumak adına [plastik endüstrisi] gerçekleştiriyor diyebiliriz. Plastik endüstrisi plastiğin çöp olarak bir problem haline gelmeye başladığını gördüğünde ortaya plastik kirliliğinin asıl sorumlusunun vatandaşın kullanım alışkanlığı olduğunu aşılamaya başladı. Kullanıyorsunuz, etrafta plastik çöp var. ‘Bu plastik çöpün orda olmasının tek nedeni vatandaş.’ Çünkü vatandaş kullandıktan sonra dışarı atıyor.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.