Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor (14): “Sabah ‘kadınlar ölmesin’ diyerek eylemlere gidiyordum, akşam eve gelip şiddet görüyordum”

“Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor” serimizin 14’üncü bölümünde, 26 yaşındaki İlknur* ile konuşuyoruz. İlknur, üç sene önce tanıştığı erkek tarafından bir sene boyunca hem psikolojik hem de fiziksel şiddete uğradı. Kadın hareketine katıldıktan sonra hayatının değiştiğini anlatan İlknur, tüm kadınların şiddet görme ihtimalinin olduğunu söyledi.

“Beni o kadar aşağılamıştı ki onun yüzünden okulu bıraktım”

İlknur yaşadıklarını anlatmaya, Mustafa* ile tanışma sürecinden bahsederek başladı. Mustafa ile çevrimiçi bir flört uygulaması üzerinden tanışan İlknur, o sırada 23 yaşındaydı. İlknur ile Mustafa bir sene boyunca sık sık görüştü. Bir senenin sonunda sevgililiğe dönen arkadaşlıklarının seyri o zaman değişmeye başladı. İlk başta psikolojik şiddet ile başlayan süreç daha sonra fiziksel şiddete dönüştü:

“Arkadaşlığımız çok iyiydi ama sevgili olunca her şey değişti. İki senelik bir süreçti. İlişkinin içinde anlamamıştım ama şimdi daha iyi anlıyorum. İlk senemiz benim psikolojik baskı görmem ile geçmiş. Ben o zaman üniversiteye gidiyordum. Sürekli beni aşağılıyordu. Beni bile bir işe yaramadığıma inandırmıştı. Onunla tanıştıktan yaklaşık beş ay sonra üniversiteyi bıraktım. Okula gittiğim zaman kendimi çok yetersiz görüyordum. Artık buna dayanamadım ve onun istediği oldu. Ben de artık onun gibi okula gitmiyordum.”

“Ölmekten korktum, benim için de adalet aramanızdan korktum”

İlişkiye başladıklarında Mustafa 29 yaşındaydı ve lisedeyken okulu bırakmıştı. İlknur, Mustafa’nın onu, kendisine benzetmeye çalıştığını söyledi. Bu beş aylık sürecin sonunda okulu bırakan İlknur’un ailesiyle de arası açıldı. Erkeğin bir sonraki adımı ise fiziksel şiddet oldu:

“Çok yalnız hissediyordum. Beni ailemden, arkadaşlarımdan uzaklaştırdı. Ona muhtaç olmamı istedi ve oldum. İlk şiddet gösterdiği gün bunun son olmadığını, böyle bir dönemeçe girdiğimizi ve benim de televizyonlarda haberimin çıkacağını düşünmüştüm. Benim de adımı yazıp adalet aramanızdan korktum, ölmekten korktum. Sadece alışveriş için dışarı çıkıyordum. İlk vurduğu gün yine alışverişe gitmiştim ve biraz geç kaldım. Eve gittim, karanlıkta oturuyordu. Ne olduğunu sorduğum zaman bana küfür edip, ‘kimin altına yattığımı’ sordu. İnanabiliyor musunuz? Elimde poşetler var, alışverişten geldiğim çok açık değil mi? Saçmalamaması gerektiğini, alışverişin uzadığını söylediğim zaman kafamı alıp poşetin içine soktu. Sonra tekme atıp gitti.”

“Daha önce aldatılmış, bunun acısını beni döverek çıkarmaya çalışıyordu”

Mustafa, İlknur ile tanışmadan altı ay önce boşanmış. Erkeğin iddiasına göre evli olduğu kadın onu aldatmış ve bu yüzden ayrılmışlar. İlknur, Mustafa’nın aldatılmasının acısını kendisinden çıkarmaya çalıştığını düşünüyor. İlknur’a şiddetin bir bahanesinin olup olamayacağını sordum:

“Evet, ben kendime bir bahane bulmaya çalışıyordum, onun yine de kötü bir insan olmadığını düşünüyordum. Beni sakın yargılamayın, ben onu o zaman seviyordum. Mustafa benimle tanışmadan altı, yedi ay önce iki senelik evliliğini bitirmişti. O zaman çok kötüydü, çok duygusal bir dönemiydi. Ben o adamın böyle bir adama dönüşeceğini asla düşünemezdim. En ağrıma giden şey bu oldu. Onun bu dönüşümüne sürekli bahaneler bulmaya çalıştım, yine eski Mustafa olmasını istiyordum. Artık dayak benim için bir rutin olmuştu. Bir süre sonra canım bile acımıyordu.”

“Uyurken ağzıma kaynar su döktü, nefessiz kaldım. İlk defa ölüme bu kadar yaklaşmıştım”

“Dayak yemek benim rutinim” diyen İlknur, neredeyse haftada iki kez şiddet gördüğünü ve bu şiddetin dozunun artık işkence boyutuna gelmeye başladığını anlattı. Ailesiyle de iletişimi kalmayan İlknur, ne yapacağını bilemiyor ve kendi deyimiyle “ölümü beklemeye” başlıyordu:

“Şiddet gitgide artıyordu. İlk başta bir tokat ve tekmeyle başlayan -ki bunu bile şu an düşününce nasıl katlandığıma inanamıyorum- durum artık işkenceye dönmüştü. Bir gece eve içkili geldi. ‘Bu akşam dayak var’ diye kendimi hazırladım. Akşam bir şey olmadı, içmeye evde devam etti. Ben de yatmaya gittim. Gece ben uyurken zorla ağzımı açtı ve içine kaynar su döktü. Daha sonra boğazımı sıktı. İlk defa ölüme bu kadar yaklaşmıştım. Artık ölümü bekliyordum.”

“Sabah ‘kadınlar ölmesin’ diyerek eylemlere gidiyordum, akşam eve gelip şiddet görüyordum”

İlknur’un hayatı, şiddet gördüğü sırada değişmeye başladı. Sabah birlikte olduğu erkek evde yokken, öldürülen kadınların eylemlerine gidip “Bu mücadelede ben de varım” diyordu. Bu mücadelenin içine girmesi, Mustafa’yı hayatından çıkarmasına vesile oldu:

“Çok garip bir dönemdi. Sabah ‘kadınlar ölmesin’ diye eylemlerde bağırıyordum, akşam ise eve gelip dayak yiyordum. Hiç unutmuyorum, bir kere Şule Çet eylemine gitmiştim, eve geldiğimde Mustafa’nın yine canı sıkılmış, ben dövmeye başladı ve vücudumun yarısını camdan sarkıttı. Bağırsam atacak, bağırmasam belki yine atacak. Hani derler ya ‘Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti’ diye, aynen öyle oldu. Ben bir şekilde kendimi kadın hareketinin içinde buldum. Gizli gizli eylemlere gidiyordum ama kadınlar susmasın diye eylem yaparken ben konuşamıyordum. Benim için kadın hareketi bir dönüm noktası oldu.”

“Polise gitsem ne olacaktı? Ben onu şikayet edeceğim, o daha çok hırslanacak”

Bu dönüm noktası İlknur’un hayatını değiştirdi. Artık tek başına hissetmeyen kadın, şiddet gördüğü erkekten kurtulmanın bir yolunu bulmuştu. İlknur, yaşadıklarını kadın örgütlerine anlattığını, onların bir çözüm bulacağına inandığını söyledi:

“Bu süreçte hiç polise gitmedim. Çevremizden duyuyoruz, hiçbir şey olmuyor. Ben onu şikayet edeceğim, o daha çok hırslanacak… Ben bunu istemedim. Bir kadın örgütüne anlattım durumu. Ne yapacağımızı, nasıl hareket edeceğimizi konuştuk. Sonunda istediğim oldu. Şu an o yargılanıyor, ben özgürüm. Sonucu ne olur bilmiyorum ama ben kendimi artık güçlü hissediyorum.”

İlknur, 23 yaşından beri içinde bulunduğu durumdan yaklaşık iki ay önce kurtuldu. Kadınların şiddet gördüğünde nasıl davranacağını bilmediklerini, bunun için şiddet görmeye devam ettiklerini belirten İlknur, kadın mücadelesine inanmaları gerektiğini, kadınların asla yalnız olmadıklarını söyledi.

*İsimler güvenlik nedeniyle değiştirilmiştir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.