Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Medyascope infografik – Salgında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının veri analizi (1): Koronavirüs salgınının seyri

Koronavirüs, 2019 yılının sonunda yeni bir enfeksiyon hastalığı olarak tespit edilirken kısa süre içinde tüm dünyayı saran bir salgın haline geldi. Hemen hemen bütün devletler günde kaç kişiye koronavirüs teşhisi konulduğunu, kaç kişinin hastalık sebebiyle hayatını kaybettiğini açıklamaya başladı. Ancak zaman içinde koronavirüsün tespit edilmesinin zor olduğu ve teşhis için hazırlanan test kitleri ile elde edilen sonuçların kesinliğe sahip olmadığı ortaya çıktı. Bu da kaçınılmaz olarak devlet kurumlarının paylaştığı resmî verileri oldukça şüpheli hale getirdi. 

Salgından en fazla etkilenen kesimlerin başında sağlık çalışanları geliyor. Şu ana kadar dünya genelinde en az 17 bin sağlık çalışanı hayatını kaybederken Türkiye’de ise Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) paylaştığı verilere göre aktif olarak çalışan 358, emekli 33, toplam 391 sağlık çalışanı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Sağlık çalışanlarının virüse yakalanmasında koruyucu ekipmanların nicel ve/veya nitel yetersizliği, salgının hastanelerde karşılanması, uzun mesai saatleri, çok sayıda hasta ile temas kurulması ve siyasi iktidarların salgınla mücadele etme yöntemleri belirleyici faktörler olarak öne çıktı. Dünya genelinde aşılama çalışmalarının başlaması ve ilk aşamada sağlık çalışanlarının aşılanması ile birlikte sağlık çalışanları arasındaki vaka ve ölüm sayılarında ciddi düşüşler bekleniyor. 

Salgın nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarına ilişkin veri analizlerinin yapıldığı ve an itibariyle yüksek riskli faktörlerin incelendiği bu haberde 27 Mart 2021 tarihi itibariyle ulaşabildiğimiz verileri aktarıyoruz.

“Dünya genelinde tespit edilen koronavirüs vakalarının yüzde 10’unu sağlık çalışanları oluşturuyor”

Virüsün nefes alışverişi ve fiziki temas ile yayılması salgının boyutunu artırırken önlemlere oldukça sıkı şekilde uyulması kaçınılmaz hale geldi. Koronavirüse yakalanma riski yüksek olan çok sayıda meslek grubu bulunuyor. Bu meslek gruplarının başında da sağlık çalışanları geliyor. Bunun nedeni ise direkt olarak koronavirüs hastalarıyla temas etmek zorunda olmaları. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 17 Temmuz 2020 tarihindeki açıklamasına göre dünya genelinde tespit edilen koronavirüs vakalarının yüzde 10’unu sağlık çalışanları oluşturuyor. 

Dünyada en fazla sağlık çalışanının hayatını kaybettiği iki ülke ABD ve Meksika

Paylaşılan verilere göre dünya üzerinde en fazla sağlık çalışanının hayatını kaybettiği ülke Amerika Birleşik Devletleri (ABD). The Guardian ve Kaiser Health’in verilerine göre şu ana kadar ABD’de en az 3 bin 500 sağlık çalışanı koronavirüsten öldü. Bu çalışanların yüzde 31’i hemşire. ABD’den sonra en fazla sağlık çalışanının hayatını kaybettiği ülke ise Meksika. Meksika’da şu ana kadar en az 2 bin 500 sağlık çalışanı yaşamını yitirdi.  

Dünya genelinde en az 17 bin sağlık çalışanı hayatını kaybetti

Uluslararası Af Örgütü’ne göre ise 5 Mart 2021 itibariyle dünyada en az 17 bin sağlık çalışanı koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Uluslararası Af Örgütü’nün ilk kapsamlı çalışması 13 Temmuz 2020 tarihinde yayımlanmıştı. 79 ülkede yapılan çalışmaya göre en az üç bin sağlık çalışanının hayatını kaybettiği belirlenmişti. 4 Eylül itibariyle ise toplam ölüm sayısının 7 bin olarak saptandığı duyurulmuştu. Uluslararası Af Örgütü’nün eylül sonunda yayınladığı rapora göre bazı ülkelerde hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının sayıları şöyle:

Türkiye’de ise sağlık çalışanlarının ve hekimlerin ölümlerine ilişkin ilk açıklama 14 Mayıs tarihinde Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından yapıldı. TTB bu tarihe kadar 35 sağlık çalışanının koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini ve bunların 18’inin hekim olduğunu duyurdu. O tarih itibariyle Türkiye’de toplam ölen kişi sayısı 4 bin 7’ydi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ilk paylaşımı ise 2 Eylül 2020’de geldi. Bakan Koca yaptığı basın toplantısında bu tarih itibariyle 52 sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini açıklamıştı.

TTB’nin verilerine göre salgın başından beri aktif olarak çalışan 358, emekli 33, toplam 391 sağlık çalışanı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. 

Salgının en ağır yükünü çeken sağlık çalışanları ise hem çalışma koşulları hem de bazı haklarını kullanamamaları nedeniyle psikolojik açıdan da zorlanıyor. Buna mukabil bazı hekimler koruyucu ekipmanların nicel ve nitel yetersizliklerinden şikâyetçi olduklarını bildirirken uzun mesai saatleri de en önemli sorunlardan biri olarak öne çıkıyor.

TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı: “En önemli sorun çalışma koşulları”

TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya göre sağlık çalışanlarının hayatını kaybetmelerinin en büyük nedeni çalışma koşulları. Fincancı sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu süreci şu sözlerle anlattı: “Yaşanan sorunların ve meydana gelen ölümlerin en önemli sebebi çalışma koşulları. Çok uzun süreli çalışma yürütülüyor. TTB en başından beri kısa çalışma süreleri ve dönüşümlü çalışma modeli talep ediyor. Kişisel koruyucu donanımlara ulaşılmasında özellikle başlangıçta çok sıkıntı yaşandı. Şimdi de kaliteyle ilgili kuşkularımız var.”

“Salgını ikinci basamakta, hastanelerde karşılamaya karar verdik”

Salgının hastanelerde karşılanmaya karar verilmesiyle sağlık çalışanlarının da daha büyük bir risk altına girdiğini belirten Fincancı, koruyucu sağlık hizmetlerinin yetersiz kaldığını vurguladı: “Salgını hastanelerde karşılamaya karar verdik. İkinci basamakta karşılamak demek insanların hastalandıktan sonra ve belli bulgularla hastaneye ulaştığı koşullarda viral yükleri de fazla olduğu için sağlık çalışanlarına yüklenen viral yükün de fazla olmasıyla sonuçlandı. Bunlar başlangıçta yakalansa ve birinci basamakta koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında etkin bir takip ve tarama olsaydı hem insanlar hastalanıp hastaneye gitmek zorunda kalmayacaktı hem de sağlık çalışanları korunmuş olacaktı.”

“Sağlık Bakanlığı’ndan randevu istedik, Meclis’e koronavirüsün meslek hastalığı olması için yasa taslağı ilettik”

Sağlık çalışanlarının sorunlarının çözümü ve taleplerin iletilmesi için kurum olarak Sağlık Bakanlığı’ndan randevu talep ettiklerini ancak olumlu bir geri dönüş alamadıklarını belirten Fincancı, Meclis’e de koronavirüsün meslek hastalığı olarak kabul edilmesi için talepte bulunarak ve yasa taslağı ilettiklerini söyledi. Sağlık çalışanlarının en temel taleplerinden biri olan bu istek de henüz hayata geçirilmedi. 

İstanbul’daki 69 sağlık çalışanı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti

TTB’nin verilerine göre şu ana kadar hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının 149’u hekim. Ulaşabildiğimiz verilere göre bu kişilerin 93’ü özel, 46’sı ise devlet kurumlarında görev yapıyordu. Hayatını kaybeden hekimlerin üçü kadındı. 149 hekimin 41’i ise İstanbul’daki sağlık kuruluşlarında çalışıyordu. Şu ana kadar İstanbul’da yaşayan toplam 69 sağlık çalışanı koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.

Salgının başından beri 59 eczane çalışanı hayatını kaybetti

Salgından en olumsuz etkilenen kesimlerden biri de eczane çalışanları. Koronavirüs salgınının başından bu yana toplam 59 eczane çalışanı hayatını kaybetti. Toplam 33 çalışan salgın nedeniyle en fazla ölümün yaşandığı kasım ve aralık aylarında hayatını kaybederken ölen kişilerin 13’ü teknisyen olarak görev yapıyordu.

Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, eczane çalışanlarının hayatını kaybetmesinde iki unsuru öne çıkardı. Eczanelerin birinci basamak sağlık kuruluşları olduğu için hastalarla eczane çalışanlarının direkt temas kurmasının bulaş riskini artırdığını vurgulayan Erdoğan Çolak, koruyucu ekipmanların düzenli olarak sağlanması ve e-reçeteye geçilmesi gibi birtakım taleplerinin yetkili kurumlar tarafından karşılanmadığını belirtti:

Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak: “Kağıt reçete bulaş riskini artıran bir faktör”

“Eczanelerimiz salgının başından yana çok önemli görevler üstlenerek sağlık sisteminin yükünü azalttı, azaltmaya da devam ediyor. Raporu bulunan hastalarımız ilaçlarını aile sağlık merkezlerine gitmeden direkt eczanelerimizden alabiliyor örneğin. Bunun yanı sıra tam anlamıyla e-reçeteye geçiş yapılmış durumda değil. Kağıt reçete ise teması ve dolayısıyla bulaş riskini artıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Eczanelerimiz birinci basamak sağlık kuruluşları, dolayısıyla halka en yakın sağlık danışmanı olarak hizmet veriyoruz.”

“Bilim Kurulu’nda Türk Eczacıları Birliği’nin temsiliyeti sağlanmalıdır”

Dile getirdikleri taleplerin salgının daha hafif geçirilmesi açısından hayatî önem taşıdığını ancak bu taleplerin yerine getirilmediğini belirten Çolak, taleplerini şöyle sıraladı:  

  • “Tüm yurttaşlarımıza daha yaygın bir şekilde test uygulanmalı, eczacılarımız ve eczane çalışanlarımız ise temaslı olsun olmasın düzenli aralıklarla testten geçirilmelidir.
  • Eczanelerimize ve eczane çalışanlarımıza düzenli aralıklarla koruyucu ekipman desteği sağlanmalıdır.
  • Kâğıt ortamda düzenlenen reçeteler kaldırılmalı, tamamen elektronik reçete sistemine geçilmelidir.
  • Eczane çalışma süre ve saatleri konularında eczacı odalarımızın bölgesel düzenleme önerileri, il sağlık müdürlükleri ve valiliklerce kabul edilmelidir.
  • Salgın süresince eczanelerin yaygın ve etkili hizmet vermeye devam etmesi için gereken önlemler artık bir an önce alınmalıdır.
  • Salgın sürecinde bozulan eczane ekonomilerine katkı sağlanabilmesi amacıyla koruyucu tedbirler ve teşvikler başlatılmalıdır. İlaç Fiyat Kararnamesi acilen güncellenmelidir.
  • Bilim Kurulu’nda Türk Eczacıları Birliği’nin temsiliyeti sağlanmalıdır.
  • Yerel ölçekli pandemi kurullarının tamamında eczacı odası başkanlarımız yer almalıdır.”

Ankara ve İzmir’de hiçbir eczane çalışanı hayatını kaybetmedi

Hayatını kaybeden 59 eczane çalışanının 33’ü kasım ve aralık aylarında hayatını kaybederken bu kişilerin 12’si İstanbul’da yaşıyordu. Verilere göre, Ankara ve İzmir’de hiçbir eczane çalışanı hayatını kaybetmedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.