Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Avrupa Birliği ve Türkiye-AB İlişkilerine Yönelik Algı Araştırması” sonuçları açıklandı: “Türkiye’de AB üyeliğine güçlü bir destek var, bu destek 18-24 yaş arası gençlerde daha da güçlü”

“Avrupa Birliği ve Türkiye-AB İlişkilerine Yönelik Algı” araştırmasının sonuçları, bugün (29 Nisan) sabah saatlerinde yapılan çevrimiçi toplantıda açıklandı. GMF (Marshall Fonu – The German Marshall Fund of the United States) tarafından düzenlenen araştırma sonuçları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Infakto RW Kurucusu Prof. Dr. Emre Erdoğan ve GMF Kıdemli Araştırmacısı Dr. Kadri Taştan’ın sunumlarıyla, GMF Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı moderatörlüğünde kamuoyu ile paylaşıldı.

Araştırmada, “Bu pazar Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği konusunda bir referandum olsa, nasıl oy kullanırsınız?”, “1995 yılında Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması Türkiye’ye fayda mı sağlamıştır yoksa zarar mı vermiştir?”, “Türkiye AB’nin Yeşil Mutabakatı’na katılmalı mıdır?” gibi sorulara cevaplar arandı. 

“Sonuçlar, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine güçlü destek olduğunu gösteriyor”

GMF Kıdemli Araştırmacısı Dr. Kadri Taştan, araştırma sonuçlarına ilişkin şunları söyledi: “Son 10 yılda, Türkiye’de, AB’de ve küresel düzeyde yaşanan dönüşümler, AB-Türkiye ilişkilerini de sarstı ve ilişkiler zamanla şekil değiştirdi. 2016 göçmen kriziyle Türkiye-AB ilişkileri, zaten zayıflamaya başlamış olan normatif ilişki modelinden daha da uzaklaşarak, çıkar temelli bir ilişki modeline doğru yönelmeye başladı. İlişkilerdeki tüm bu çalkantılara rağmen, araştırma sonuçları gösteriyor ki Türkiye kamuoyunun Avrupa ve Avrupalılar hakkındaki düşünceleri olumlu ve Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine güçlü bir destek var.”

“AB defteri kapanmış değil”

Araştırmanın genel olarak varsayılandan farklı bir Türkiye profili sunduğuna dikkat çeken GMF Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, AB üyeliğine desteğin hâlâ yüksek olduğunu belirtti. Ünlühisarcıklı, “18-24 yaş grubunda bu desteğin daha da güçlü olduğunu görüyoruz. Dış politikada da AB ülkeleri ile birlikte hareket etme eğilimi ön plana çıkıyor. Bunun yanı sıra çevre ve iklim konularındaki bilinç, Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de yükselişte. Türkiye kamuoyu açısından AB defteri kapanmış değil” diye konuştu.

Araştırma, Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden 2 bin kişiyle, 29 ilde mart ve nisan aylarında yapılan yüz yüze görüşmelerle düzenlendi. Infakto RW’nin yürüttüğü saha çalışmasında katılımcıların yüzde 52,4’ünü erkekler, yüzde 47,6’sını ise kadınlar oluşturdu. Katılımların yaş grubu ise 18-29, 30-45 ve 46-87 arasında değişiyor. 

Araştırmada öncelikle katılımcılara Türkiye’nin dış politikası ile alakalı sorular soruldu. Katılımcılar, “Uluslararası ilişkileri en geniş anlamıyla düşündüğünüzde, Türkiye’nin en önemli ortağı hangi ülkedir?” sorusuna yüzde 46,1 ile Azerbaycan, yüzde 18,6 ile Rusya ve yüzde 13,5 ile Almanya yanıtını verdi. “Hangi ülke veya uluslararası topluluk Türkiye’nin milli çıkarları için en büyük tehdittir?” sorusuna ise yüzde 60,6 oranında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) cevabı verildi. ABD’nin ardından İsrail (yüzde 24) ve Rusya (yüzde 19) geldi.

Araştırma sonucunda katılımcılar, Azerbaycan, Almanya ve Libya hakkında olumlu düşündüklerini kaydetti. En çok olumlu düşünülen liderler sıralaması ise şöyle: Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Almanya Başbakanı Angela Merkel.

Katılımcılar, Türkiye’nin uluslararası meselelerde en yakın işbirliği kurması gereken ülke olarak AB ülkelerini (yüzde 37) ve Rusya’yı (yüzde 14) görüyor. Türkiye’nin yalnız hareket etmesini düşünenlerin oranı ise yüzde 12,2.

Katılımcılar, “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği iyi bir şey midir, yoksa kötü bir şey midir?” sorusuna, yüzde 55,9 oranında “İyi bir şeydir” cevabını veriyor. Yaş aralığı 18-24 arasında olan katılımcılar ise yüzde 66,2 oranında AB üyeliğinin “iyi bir şey” olacağını söylüyor. 

“Bu pazar günü Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği konusunda bir referandum olsa, nasıl oy kullanırsınız?” sorusuna ise katılımcılar yüzde 34,9 oranında “Kesinlikle ‘evet’ oyu veririm” cevabını veriyor. “Muhtemelen ‘evet’ oyu veririm” diyenlerin oranı ise yüzde 25,2 ike, “Kesinlikle ‘hayır’ oyu veririm” diyenlerin oranı yüzde 15,7. 

Katılımcıların yüzde 12,9’u Türkiye’nin AB’ye beş yıl içinde üye olacağını, yüzde 17,1’i ise gelecek 10 yıl içinde üye olacağını düşünüyor. Türkiye’nin AB’ye asla tam üye olamayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 39,7. 

“AB politikaları ve kurumları hakkında bilgimiz orta düzeyde”

Katılımcıların yüzde 59,7’si kendilerini AB politikaları ve kurumları hakkında orta düzeyde bilgili, yüzde 14,6’sı da bilgili görüyor. Bilgili olmayanların oranı ise yüzde 23,7. 

Katılımcıların yüzde 59,6’sının Avrupalılar hakkında düşünceleri olumlu iken, yüzde 33,1’inin düşüncesi olumsuz. 18-24 yaş arası katılımcılar, Avrupalılar hakkında yüzde 72 oranında olumlu hissiyat besliyor. Katılımcıların Avrupa ve Avrupalılar konusunda görüşlerini oluşturmalarında en çok etki eden faktör ise yüzde 40,1 ile aile. Aileyi siyasetçiler (yüzde 26,7) ve gazeteciler (yüzde 15,9) takip ediyor.

“Çocuklarının Avrupa’da eğitim almasını isteyenlerin oranı yüzde 36,7, en çok tercih edilen ülke ise Almanya”

Katılımcılar, “Çocuğunuzun eğitim hayatının herhangi bir aşamasında Avrupa’da eğitim almasını ister misiniz?” sorusuna yüzde 36,7 oranında “Kesinlikle isterim”, yüzde 30,1 de “Kesinlikle istemem” yanıtını veriyor. Yüzde 18,8’i ise bu ülkenin Almanya olması görüşünde. 

“AB’nin Türkiye’yi kabul etme niyeti yoktur, sadece oyalamaktadır” diyenlerin oranı yüzde 52,1

Katılımcıların yüzde 52,1’i AB’nin Türkiye’yi kabul etme niyetinin olmadığı ve oyaladığı görüşünde. Yüzde 22,9’u ise AB hemen almak istese dahi, Türkiye’nin AB’ye henüz girmeye hazır olmadığını söylüyor. 

Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini kolaylaştıracak faktörler sıralamasında, Türkiye’nin ekonomisinin iyileşmesi (yüzde 58,9), Türkiye’de insan haklarının iyileşmesi (yüzde 47,2) ve Türkiye’de gerekli hukuk reformlarının yapılması (yüzde 29,8) geliyor. 18-24 yaş arası katılımcılar ise Türkiye’nin ekonomisinin iyileşmesinin tam üyeliğe yüzde 65,2 oranında etki edeceği görüşünü taşıyor. 

“AB ülkeleri Türkiye’yi AB üyesi olarak görmek istemiyor, Türkiye’nin birliğe girmesini en çok destekleyen ülke Almanya”

Katılımcıların yüzde 57,8’i AB ülkelerinin Türkiye’yi gerçekten AB üyesi olarak görmek istemediklerini beyan ediyor. Yüzde 29,2 ise bazı ülkelerin istemediğini fakat birçoğunun da istediğini söylüyor. Katılımcıların yüzde 23,7’si ise Türkiye’nin birliğe katılmasını en çok destekleyen ülkenin Almanya olduğunu söylüyor. Almanya’nın ardından Fransa (yüzde 12,5) ve Azerbaycan (yüzde 11,5) geliyor.

“Türkiye ve AB’nin en çok çeliştiği konular Kıbrıs sorunu, IŞİD ile mücadele ve Suriye iç savaşı”

Katılımcıların yüzde 54,3’ü Türkiye ile AB’nin Kıbrıs sorununda, yüzde 53,4’ü IŞİD ve yüzde 52’si Suriye iç savaşı konularında çeliştiklerini söylüyor. Katılımcıların yüzde 32,8’i ise Türkiye ile AB’nin mülteci sorunu bağlamında ortak bir paydada buluştuğunu belirtiyor. 

Diğer önemli bulgular:

  • Türkiye’nin AB üyesi olmasının kişisel bir fayda sağlayacağını düşünenlerin oranı yüzde 56,7. Yaşları 18 ile 24 arasında değişen kişiler, AB’ye tam üyeliğin yüzde 67,2 oranında kişisel bir fayda sağlayacağını düşünüyor. 
  • Katılımcıların yüzde 46,4’ü kendisine en çok Almanya halkını, yüzde 33’ü Bulgar halkını, yüzde 29,4’ü İsveç halkını, yüzde 29,3 Hollanda halkını, yüzde 27’si ise İngiliz halkını yakın hissediyor.
  • Katılımcıların yüzde 70,1’i Avrupa’nın Türkiye’de PKK gibi bölücü örgütlerin güçlenmesine yardım ettiği, yüzde 67,9’u Avrupalı devletlerin, geçmişte Osmanlı Devleti’nin bölüp parçaladıkları gibi, şimdi de Türkiye’yi bölüp parçalamak istediği, yüzde 56,4’ü ise AB’nin Türkiye’den talep ettiği reformların geçmişte Sevr Anlaşması’nda istenen ile benzer olduğu görüşünde.
  • Katılımcıların yüzde 54,5’i “Gümrük Birliği’nin Türkiye’ye faydası ne olmuştur?” sorusunu yanıtsız bırakırken, yüzde 18,7 “Tamamen fayda sağladığı” ve yüzde 15,2 ise “Biraz fayda sağladığı” görüşünde. Gümrük Birliği’nin Türkiye’ye çok zarar verdiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 5. 
  • Katılımcıların yüzde 71,6’sı yavaş bir ekonomik büyümeye ve iş kayıplarına sebep olsa da çevreyi korumaya öncelik verilmeli görüşünde iken, yüzde 23,1 ise çevre zarar görse bile ekonomik büyüme ve iş imkanları yaratma öncelikli olmalı diyor.
  • Katılımcıların yüzde 49,6’sının Paris İklim Anlaşması’nın içeriği ile ilgili hiç bilgisi yok. Çok az bilgisi olanların oranı 24,3, biraz bilgisi olanların oranı 13,1 ve çok iyi biliyorum diyenlerin oranı ise yüzde 3,9.
  • Türkiye’nin AB’nin Yeşil Mutabakatı’na kesinlikle katılmasını düşünenlerin oranı ise yüzde 20,3.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.