Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gerilimden normalleşmeye: Ankara ile Riyad’ın ilişkileri neden bozulmuştu?

Türkiye’nin Ortadoğu’da son yıllarda diplomatik ilişkilerinin bozulduğu ülkeler ile ilişkilerini normalleştirme çabası devam ediyor. Türkiye’nin dış politikada yumuşama ve normalleşme adımları attığı ülkelerin başında Mısır, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan geliyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 10-11 Mayıs tarihlerinde Suudi Arabistan’a bir ziyarette bulundu. Ziyarette Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile görüşen Çavuşoğlu, “Yakın işbirliğimiz bölgedeki istikrar, huzur ve refaha katkı sağlayacak” dedi. Peki, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında yaşanan gerilim nasıl en üst seviyeye ulaşmıştı?

Türkiye, Ortadoğu’da son yıllarda diplomatik ilişkilerinin bozulduğu ülkeler ile ilişkilerini yumuşatmaya çalışıyor. Türkiye’nin Ortadoğu coğrafyasında ilişkilerini normalleştirmek istediği ülkelerden biri de Suudi Arabistan. Türkiye, Cemal Kaşıkçı cinayeti ile gerilen Ankara-Riyad hattında büyük zarar gören ticareti de yeniden canlandırmaya çalışıyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 10-11 Mayıs tarihlerinde bölgesel ve ikili ilişkileri görüşmek üzere Suudi Arabistan’a gitti. 

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile görüşen Çavuşoğlu ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan ile son derece açık, samimi bir toplantı gerçekleştirdik” diye konuştu. Gelecek süreçte mevkidaşı bin Ferhan’ı Türkiye’ye davet ettiğini ve görüşmeleri sürdüreceklerini dile getiren Çavuşoğlu, “Diyaloğumuzu devam ettirme kararı aldık” dedi.  

Çavuşoğlu, görüşme sonrası sosyal medya hesabından da şu paylaşımı yaptı: “Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile ülkemizi ilgilendiren olumlu gündem maddeleri üzerine çalışma ve düzenli istişarelerde bulunma konusunda anlaştık. Yakın işbirliğimiz bölgedeki istikrar, huzur ve refaha katkı sağlayacak.” 

Normalleşme adımları ne zaman atılmaya başladı?

Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Kasım 2020 tarihinde Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el-Suud ile telefonda görüşmüştü. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kral Selman, ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve sorunların giderilmesi için diyalog kanallarının açık tutulması hususunda mutabık kaldı” denilmişti. 

2021 yılında ise Türkiye, Ortadoğu’daki ülkeler ile ilişkilerin iyileştirilmesine yönelik daha somut adımlar atmaya başladı. Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, mart ayında Bloomberg’e verdiği röportajda, Türkiye’nin Arap ülkeleri ile son yıllarda bozulan ilişkilerini toparlamak için adımlar atacağına yönelik sinyaller verdi. 

Reuters’a verdiği demeçte ise “Suudi Arabistan ile daha olumlu bir gündemle ilişkiyi düzeltmenin yollarını arayacağız” diyen Kalın, Suudi Arabistan’ın Türk ürünlerine uyguladığı boykotun kaldırılmasını umduğunu da sözlerine ekledi. Kaşıkçı cinayeti ile ilgili de açıklamalarda bulunan Kalın, “Kaşıkçı ile ilgili davalar görüldü, bir karar alındı ve bu karara saygı duyuyoruz” dedi. 

4 Mayıs’ta ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz el-Suud ile bir kez daha görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kadir Gecesi ve yaklaşmakta olan Ramazan Bayramı vesilesiyle Kral Selman’a tebriklerini ilettiği görüşmede, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler de ele alındı. 

Ankara ile Riyad arasındaki ilişki nasıl bozulmuştu? 

Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki gerilim Arap Baharı döneminde başladı fakat özellikle son beş senede yaşanan gelişmeler nedeniyle daha da kötüleşti.

  • Mısır’da yaşanan darbe

İki ülke arasındaki gerginlik 2013 yılının Temmuz ayında dönemin Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah es-Sisi’nin, dönemin Devlet Başkanı Muhammed Mursi’yi darbe ile devirmesi sonucu şiddetlendi. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan’ın Mısır’daki yeni askeri yönetime destek vermek amacıyla mali yardımda bulunmasını şiddetle kınadı ve Müslüman Kardeşler’e destek verdi. 

Suudi Arabistan, 2014 yılında Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olma girişimini engelleyince ilişkiler yeni bir darbe aldı.

  • Katar krizi

Türkiye ile Suudi Arabistan 2017 yılının Haziran ayında ise bir kez daha karşı karşıya geldi. 2014 yılında başlayan ve aynı yıl Kuveyt’in arabuluculuğu ile bir süreliğine çözülebilen Katar krizi, Ankara ile Riyad arasında yeni bir gerilim hattı daha oluşturdu. 

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, “teröre destek verdiği ve bölgeyi istikrarsızlaştırmayı hedefleyen politikalar izlediği” gerekçesiyle Katar’a ambargo uygulamaya başlamıştı.

Doha yönetimi ise suçlamaları reddetmiş, dört ülke 13 maddeden oluşan taleplerinin reddedilmesi üzerine Katar’la diplomatik ilişkileri de kesmişti. Katar’ın reddettiği talepler arasında ülkedeki Türk askeri üssünün kapatılması, Müslüman Kardeşler üyelerinin ülkeden çıkarılması, medya kuruluşu Al Jazeera’nin yayınını durdurması, İran’la ilişkilerin zayıflatılması ve Yemen’deki isyancı Husiler’e desteğin sonlandırılması da bulunuyordu.

Türkiye ise Katar ile olan ilişkilerini genişletmiş ve sağladığı ekonomik yardım ile ambargonun ardından Katar’a destek veren ülkelerden birisi olmuştu.

  • Cemal Kaşıkçı cinayeti

Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki bir diğer kriz ise gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kaşıkçı’nın öldürülmesi talimatının “yüksek mevkilerden” verildiğini söylemiş fakat açıkça Veliaht Prens bin Selman’ı suçlamamıştı. Fakat Kaşıkçı cinayeti, Veliaht Prens bin Selman’ın da itibarına zarar vermiş ve kamuoyundan Suudi Arabistan’a yönelik tepkiler de artmıştı.

Kaşıkçı cinayetinin ardından Türkiye ile Suudi Arabistan arasında yaşanan gerginlik, iki ülkenin ticari ilişkilerine de yansımıştı. Bu süreçte Suudi Arabistan’da sosyal medyada örgütlenen ve sonrasında ivme kazanan Türk ürünlerini boykot etme çağrısı ve Suudi Arabistan’daki Türk okullarının kapatılması gibi girişimler ilişkilerin daha da gerilmesine neden olmuştu. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.