Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Sedat Pişirici ile Ekonomi Tıkırında (119): Bazıları daha eşit

Esnaf hakkını helal etmedi, hükümet bir defaya mahsus yerine göre 3 bin yerine göre 5 bin lira hibe etti. İşçi hakkını almaya çalıştı, kapının önüne kondu. Tüketici üst üste iki aydır “Kötümserim” diyor. Sedat Pişirici, Ekonomi Tıkırında’nın 119. yayınında, hükümetin esnafa destek programını, geçim sıkıntısı nedeni ile direnişlerine son veren MİGROS depo işçilerinin direnmeyen arkadaşlarına kazandırdıklarını ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun istatistiklerine yansıyan tüketici güvensizliğini değerlendirdi.

Hayatta kalmak bir yarış ise Türkiye’de bu yarış ne eşit şartlarda başlıyor ne de eşit şartlarda sürüyor. 

AKP Genel Başkanı ve 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs 2021 Cuma günü, partisinin bayramlaşma programında, sözü salgın tedbirlerine getirerek, “Kısıtlamalardan etkilenen esnaflarımızın bir kısmı ile turizm sektörümüze de bu zor dönemde ayakta kalabilmeleri için her türlü desteği vermenin gayreti içerisindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz” demişti.

Bu laf üzerine sosyal medya “helal etmiyoruz” etiketleri ile çalkalandı. Ama bir tek Ankara Kahveciler Odası Başkanı İsa Güven çıkıp, “Bu esnaf ve sanatkar size 19 sene oy verdi ama ne yazık ki 14 ay bizi idare edemediniz. Hakkımızı helal etmiyoruz cumhurbaşkanım” dedi.

Ankara Kahveciler Odası Başkanı İsa Güven

Dedi de ne oldu? Vallahi acayip bir şey oldu. Erdoğan, 17 Mayıs 2021 Pazartesi günkü kabine toplantısından sonra “esnafa destek programı”nı açıkladı.

Buna göre hükümet, memleketin kasasından, salgında işlerine ara vermek zorunda kalan 235 bin kahvehane, kafe, çay bahçesi, kantin, internet kafe, kırtasiye, hamam, lunapark, düğün salonu, öğrenci yurdu, okul ve personel servisine bir kereye mahsus 5’er bin lira, sayısı 1 milyon 150 bini aşan bakım onarım tamirat kaporta işleriyle uğraşana, seyyar satıcıya, sıhhi tesisatçıya, hırdavatçıya, müzisyene, oto yıkamacıya, kuru temizlemeciye, oyuncak, kozmetik ve hediyelik eşya satıcısına, camcıya, çilingire, bakırcıya, kalaycıya, ayakkabıcıya, konfeksiyoncuya, tuhafiyeciye, züccaciyeciye ve kurs işletmecisine, 

bir kereye mahsus 3 bin lira olmak üzere, 1 milyon 385 binden fazla esnafa toplamda 4 milyar 625 milyon lirayı, Erdoğan’ın twitter hesabından paylaşlılan tabloda yazdığına göre ise 1 milyon 384 binden fazla esnaf ve sanatkara 4 milyar 622 milyon lirayı “karşılıksız” olarak veriyor.

Önce şunu soralım. Kimin parasını kime veriyorsunuz da “karşılıksız” diye böbürleniyorsunuz? O “4 milyar 622 milyon lira” cebinizden mi çıkıyor? Kuruş kuruş siz mi kazandınız da esnafa sanatkara gönlünüzden kopan 3 bin lirayı 5 bin lirayı veriyorsunuz?

Ne diyor Ankara Kahveciler Odası Başkanı İsa Güven: “Bu esnaf ve sanatkar size 19 sene oy verdi ama ne yazık ki 14 ay bizi idare edemediniz.” Sıkıntıya düşen vatandaşa destek olacaksın elbette. “Verdim” diye böbürlenmek niye? Bunca yıldır “mağdur” oldunuz, şimdi neden “mağrur” oldunuz? 

Bir de hesap yapalım. Geçen hafta anlatmıştım hatırlarsınız. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 6 Ocak 2020’de Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte, memlekette 1 milyon 791 bin 201 esnaf ve sanatkar bulunduğunu söylüyor. Buna karşılık Erdoğan, 1 milyon 384 binden fazla esnaf ve sanatkara para verileceğini bildiriyor.

Ne oldu geriye kalan 400 binden fazla esnaf ve sanatkara? Koronavirüs salgını ile geçen 2020 yılının sonunda işi bırakıp dükkanı mı kapattılar, virüs bulaştı da hayatlarını mı kaybettiler, yoksa iktidar tarafından görmezden mi gelindiler? Ne oldu bu 400 binden fazla esnafa? Ve elbette asıl soru: 14 aydır doğru dürüst para kazanamayan bu insanlara, bir kerelik 3-5 bin lira yetecek mi?

Esnaf “Helal etmiyoruz”u çaktı, üç-beş de olsa bir miktar yardıma ulaştı. İşçinin payına düşen ise kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin, Kod-29’la işten çıkarılma! Hatırlayalım, mağazalarında Tez-Koop-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu MİGROS’un Kocaeli-Şekerpınar’daki deposunda taşeronda çalışan 40 işçi, Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası’na (DGD-Sen) üye olduktan, salgına karşı yeterli tedbir alınmadığı için koronavirüse yakalanmalarından taşeron firmayı sorumlu tuttuktan sonra, önce ücretsiz izne çıkarıldılar, sonra da işten çıkarıldılar. Acı olan şuydu ki sadece Kocaeli-Şekerpınar deposunda değil MİGROS’un tamamında iş yapan taşeron firma US-Grup’un patronu Veysel Cingöz, 1987-1989 yıllarında Migros grevlerinin işçi önderi, 1988-1992 yıllarında Tez-Koop-İş’in Migros Şube Başkanı, 1992-1995 yılları arasında ise Tez-Koop-İş Genel Başkan Yardımcısı’ydı. 

Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası üyesi MİGROS Kocaeli-Şekerpınar deposu işçileri aylardır haklarını almaya, işlerine dönmeye, dönebilirlerse de insana yaraşır koşullarda çalışmaya, bunun için de dertlerini kamuoyuna anlatmaya çabalıyordu. Bunun için önce depo önünde beklemişler, sonra MİGROS mağazalarında kasaları kilitleyip dertlerini anlatmayı denemişler, MİGROS’un sahibi Anadolu Grubu’nun binası önünde direniş çadırı kurmaya kalkışmışlar, en sonunda Anadolu Grubu’nun patronu, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan’ın İstanbul-Beykoz’daki evinin önünde taleplerini dile getirmişlerdi. Ne var ki polis bu son eylemde işçileri gözaltına almış, Beykoz Kaymakamlığı da Özilhan’ın evinin bulunduğu Çubuklu Mahallesi’nde gösteri, yürüyüş ve basın açıklamasını 15 gün süreyle yasaklamıştı.

Bu süreçte MİGROS depo işçisi Fatma Yiğit, Anadolu Grubu binası önünde, “Niye bu yasalar hep Fatma’ya işliyor” diye soruyordu.

MİGROS depo işçisi Fatma Yiğit

Fatma sorusuna cevap alamadı? O ve arkadaşları, işlerini geri almak, daha insani koşullarda çalışmak için sürdürdükleri direnişe 120. günde,“biriken ve katlanan borçları” nedeni ile geçen hafta son verdiler. İşten atılan 40 işçiydi, 35’i direndi, direniş sona erdiğinde 21 kişi kalmışlardı. Geçim sıkıntısı galip gelmişti. 

Nasıl gelmesindi ki? Bakınız Türkiye İstatistik Kurumu, Merkez Bankası ile beraber yürüttüğü tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksinin Mayıs 2021 değerini açıkladı geçen hafta. Bu değer, Mayıs 2021’de, Nisan 2021’e göre %3,6 oranında azalarak 77,3 olmuş. Aynı değer, Nisan 2021’de de Mart 2021’e göre %7,5 oranında gerileyerek 80,2 olmuştu. Tüketici güven endeksi değerinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor. Tüketici kötümser, kötümserliği de derinleşiyor.

Sadece bu değil, geçen 12 aylık döneme göre mevcut dönemde, tüketici güven endeksinin alt endekslerinde de değerler gerilemiş. Hanenin maddi durumu endeksi nisan ayında 64 iken, mayıs ayında %3,8 oranında azalarak 61,5, hanenin maddi durum beklentisi endeksi nisan ayında 81 iken, mayıs ayında %5,5 oranında azalarak 76,6 olmuş. Hanehalkının, maddi durumunun iyileşeceğine dair beklentisi örselenmiş.

Genel ekonomik durum beklentisi endeksi de nisan ayında 82,9 iken, mayıs ayında %4,9 oranında azalarak 78,8 olmuş. Milletin genel ekonomik durumun iyileşeceğine inancı hırpalanmış. Millet böyleyken bir avuç MİGROS depo işçisi ne yapsın? Onlar da direnişe son vermek zorunda kalmış.

“Niye bu yasalar hep Fatma’ya işliyor” diye soran Fatma Yiğit, MİGROS deposundaki işine dönemedi ama başka bir iş buldu ve hakkını aramak için davasını da açtı. MİGROS depo işçileri bu dört ayın sonunda belki işlerine dönemediler ama onların direnişi işverenin “değiştirilemez” dediği lavaboların değiştirilmesini, yemeklerin iyileştirilmesini, mesai saatlerinin çalışan yararına yeniden düzenlenmesini, ücretsiz izinlere, işten çıkarılmalara, en önemlisi de Kod-29 ile işten çıkarmaya son verilmesini sağladı. Onlar direndi, işçiler kazandı. Bu da bir teselli ikramiyesi.

Lafa gelince hepimiz aynı gemideyiz. Lafa gelince bütün insanlar eşit. Ama bazıları daha eşit.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.