Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Türkiye’de Bağışıklama Hizmetlerinin Durumu ve Öneriler” paneli düzenlendi – “Toplumda güven sağlamadıkça salgın ile mücadele edilemez”

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK), Türk İmmünoloji Derneği, Türk Farmakoloji Derneği (TFD), Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD), Sağlık İçin Sosyal Bilimler Derneği (SASBİL), Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (SSYV) ile Türkiye Milli Pediatri Derneği dün (31 Mayıs), “Türkiye’de Bağışıklama Hizmetlerinin Durumu ve Öneriler” başlıklı bir çevrimiçi panel düzenledi.

Panelde ilk olarak TTB Aşı Çalışma Grubu’ndan Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak, anahtar bir sunum yaptı. Aşılamaya ilişkin genel bir çerçeve çizerek sunuma başlayan Eskiocak, dünyadaki ve Türkiye’deki koronavirüs aşılama sürecini geniş biçimde ele aldı. Farklı bulaşıcı hastalıklara karşı aşılama hizmetlerini değerlendiren Eskiocak, önerilerini şöyle sıraladı:

“-Güvenli bir yaşama, çalışma ve eğitim ortamı sağlanmalı.

Salgını sürdürülebilir kılmak yerine ortadan kaldırmaya yönelik politikalar tercih edilmeli. Bunlar için:

  • Sağlığı geliştirme ile koruma hizmetleri canlandırılmalı ve sürdürülmeli.
  • Aşılama ivmesi artırılmalı.
  • Aşılamada eşitsizlik giderilmeli.
  • Toplumun salgın yönetimi sürecine katılımı sağlanmalı.

-Bilimsel rehberlik ve kamusal sorumluluk ile hareket edilmeli.

-Aşı haberciliğinde özenli davranış sergilenmeli.

Aşıya erişimin kolaylaştırılması, aşılanma isteğinin güçlendirilmesi ve aşı kararsızlığının giderilmesi hedefleri ile hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Eskiocak sunumunu, “Bağışıklama İçin Savunuculuk Platformu” çağrısıyla sonlandırdı.

“Sosyal medyada, aşı karşıtlığını giderecek paylaşımlar yapılmalı”

SASBİL’i temsilen Dr. Yaprak Civelek, insanların ilaca olumlu baktığını fakat yanlış bilgi yayılmasının aşıda aynı olumlu yaklaşımın gelişmesini engellediğini söyledi. Civelek, sosyal medyada aşı karşıtlığını giderecek paylaşımlar yapılması ve sağlık hizmetine erişimi zor olanlar için mobil hizmetlerin yaygınlaştırılması önerilerini dile getirdi.

“Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü açılmalı”

Türk İmmünoloji Derneği’nden Prof. Dr. Vedat Bulut, Türkiye’nin köklü halk sağlığı ve aşılama geçmişinin neoliberal politikalarla değiştirildiğini belirtirek Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü‘nün açılması gerektiğini vurguladı. Aşıların insanlara ulaştırılmasında ve denetiminde sorunlar yaşandığını aktaran Bulut, “Toplumda güven sağlamadıkça, paydaşlarla birlikte çalışmadıkça, birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmedikçe salgınla mücadele edilemiyor” diye konuştu.

“Aşıya erişimdeki eşitsizlikler giderilmeli”

KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, koronavirüs salgınının aşılamanın önemini topluma anlatabilmek için bir olanak sunduğuna dikkat çekti. Aşı çeşitliliği, aşı kapasitesinin artışı gibi olumlu olgulardan söz eden Azap, kitlesel bağışıklık için en ciddi sorunun dünya genelinde ve ülkeler bazında eşitsizlikler olduğunu kaydetti. Azap, Şili’deki olumsuz örneği işaret ederek, yaygın aşı tedarikinin toplumda rehavete yol açmasının engellenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

TFD Yönetim Kurulu üyesi İsmail Mert Vural da aşıya erişimdeki eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Aşı ve ilaç politikasında verilerin, toplum ile şeffaf bir biçimde paylaşılmasının ve denetim mekanizmalarının önem taşıdığını söyleyen Vural, Türkiye’nin kendi aşısını üretebilmesinin önemini dile getirdi.

HASUDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Pınar Okyay, Afrika’da bir doz aşıya karşılık Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) üç bölgesine, 75 doz aşı yapılmasının erişimdeki eşitsizliğin bir göstergesi olduğunu belirtti. Aşıların etkili sağlık müdahalesi aracı olduğunu ifade eden Okyay, “Her insanın ve her toplumun sağlığının inşası için ekonomik olarak karşılanabilir, ayrımcı olmayan bir aşılama programına ihtiyacımız var” dedi.

Türkiye Milli Pediatri Derneği Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Elif Özmert ise “yaşam boyu aşı” prensibinin önemine dikkat çekti. Koronavirüs salgınının aşı üretimi için bir fırsat oluşturması gerektiğini kaydeden Özmert, aşıya erişimdeki eşitsizliğin köklerinde çok daha büyük ölçekli bir eşitsizliğin yattığını belirtti.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.