Macaristan’da Viktor Orban hükümeti, “daha milliyetçi” bir toplum yaratma planının parçası olarak bir yatılı koleje yaklaşık 1,7 milyar dolar bağışladı. Vakfa yapılan bu bağışı “yasallaştırılmış bir hırsızlık” olarak tanımlayan muhalefet, Orban’ın siyasi müttefikleri tarafından yönetilen vakıflara kamu parasını aktararak iktidar üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırdığı görüşünde.
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, komünizm döneminden kalan eski bir polis binasında faaliyet gösteren bir eğitim vakfında, geleceğin “muhafazakâr elitlerini” yetiştirmek için planlar yapılıyor. Büyük bir kampüs haline getirilen bina, hem Macaristan hem de Avrupa’nın çeşitli yerlerinden gelen 10 bin öğrenciyi eğitmek için hazırlanıyor.
Mathias Corvinus Collegium (MCC) adıyla bilinen vakıfta yapılan bu değişiklikler milyonlarca dolar tutsa bile, para vakıf için sorun değil. Çünkü son günlerde bu vakıf güçlü bir “hayırseverden”, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve yönetiminden, kamu fonları aracılığıyla 1,7 milyar dolardan fazla bağış aldı. Vakfa yapılan 1,7 milyar dolarlık bağış, ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ine denk geliyor.
MCC kendi başına bir üniversite değil, yatılı bir kolej. Öğrenciler bu koleje girebilmek için IQ testi de dahil olmak üzere bir dizi teste tabi tutuluyor ve daha sonra maaş, sosyal destek ve özel burslar ile öğrencilerin gelişimine katkı sağlanıyor. Orban muhalifleri ise bu koleji, “sağcı entelektüelleri yetiştirmek için tasarlanan bir kurum” olarak nitelendiriyor.
“Yasallaştırılmış bir hırsızlık”
Avrupa’da aşırı sağın gözünde bir “kahraman” olan Orban, Macaristan’daki eğitim sistemini elden geçirmek, toplumu daha milliyetçi ve muhafazakâr bir yapıya sahip olacak şekilde yeniden şekillendirme gerekliliğinin altını çiziyor. Orban’ı eleştirenler ise vakfa yapılan bu bağışın “yasallaştırılmış bir hırsızlık” olduğunu söylüyor ve Orban’ın siyasi müttefikleri tarafından yönetilen vakıflara kamu parasını aktararak, iktidar üzerindeki kontrolünü daha da sağlamlaştırmaya çalıştığını savunuyor.
“Amaç, gücü sağlamlaştırmak adına yeni bir temel oluşturmak”
Muhalefetteki Sosyalist Parti’den milletvekili olan ve parlamentoda başkan yardımcılığı görevini üstlenen eski Macaristan Eğitim Bakanı Istvan Hiller, “Bu bağış, Macaristan yükseköğrenimiyle ilgili değil. Bu, gücü sağlamlaştırmak için yeni bir temel oluşturmak ile ilgili” dedi.
Başbakan Orban, aşırılıklarına çoğunlukla göz yuman Avrupa Birliği (AB) liderleri ile hassas bir çizgide ilerleyerek, on yıldan fazla bir süredir Macaristan siyasetinde varlık gösteriyor. Fakat şu an hem birlik liderleri Macaristan’ın blokta kalması gerekip gerekmediğini açıkça sorguluyor hem de Orban, hükümetinin koronavirüs salgınını ele alışından dolayı içeride de artan bir baskı ile karşı karşıya.
“Kamu yararına çalışıyormuş gibi davranıyorlar ama aslında halktan çalıyorlar”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Muhalefet milletvekillerinden Bernadett Szel de Orban ve müttefiklerinin, kamunun parasını “ideolojik olarak kasıtlı bir çevreye” aktararak, iktidarı kaybetmeleri durumunda “kendileri için bir sigorta poliçesi” oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Szel, “Kamu yararına çalışıyormuş gibi davranıyorlar ama aslında halktan çalıyorlar” diye konuştu.
Orban’ın üniversiteleri özelleştirme projesi ve MCC Vakfı
Orban nisan ayının sonlarında, beş devlet üniversitesi dışındaki özel olarak yönetilen vakıf üniversitelerini kontrol altına aldı ve bu değişiklik şimdiye kadar yapılan en sistematik değişikliklerden biri oldu. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan K-Monitor’e göre, geçen yıl 3,5 milyar dolar kamu parası alan 32 vakıf üniversitesi, hükümete bağlı düşünce kuruluşlarından oluşan ve zaman içerisinde büyüyen bir ekosistemin parçası oldu. Liberal demokrasinin bir savunucusu olarak bilinen Orban, bu özelleştirme girişimi ile birlikte muhafazakâr siyasi kültürü ve akademiyi iç içe geçirmeye çalışıyor.
Hükümetin bu özelleştirme projesinden en fazla çıkar sağlayan da MCC Vakfı oldu. MCC Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Balazs Orban, ABD’nin New York Times gazetesine verdiği demeçte, MCC projesinin Macaristan gibi yabancı güçler tarafından işgal edilen küçük bir ülke için çok kritik bir öneme sahip olduğunu söyledi.
Balazs Orban, “Kendi gündemimizin olması, kendi zihniyetimizin olması, kendi bağımsızlığımızın olması ve kültürümüzün olması bizim için çok önemli. Her zaman bunun için savaşmalıyız” diye konuştu.
Macaristan’ın gelecek nesilleri arasında “vatanseverliği” teşvik etmenin öncelikleri olduğunu vurgulayan Orban, “İdeoloji önemli değil, vatanseverlik önemli” dedi.
Balazs Orban, vakfın aldığı 1,7 milyar dolarlık fonu, MCC’nin programlarını genişletmek için kullanmayı planlıyor. MCC, önümüzdeki üç yıl içinde birçoğu komşu ülkelerden olmak üzere, 35 Avrupa şehrinden 10 bin öğrenciyi ağırlamayı hedefliyor.
Muhalefet, önümüzdeki yıl yapılacak olan seçimlerde iktidara gelse bile vakıfları ve üniversiteleri eski statüsüne nasıl geri döndüreceğini tartışıyor. Eski Eğitim Bakanı Hiller de nisan ayındaki seçimleri kim kazanırsa kazansın, yükseköğretim sistemi üzerindeki tartışmanın Macaristan’daki kutuplaşmayı derinleştireceğini söyledi ve ekledi: “Bütün sistem bu ideolojik değişim üzerine kurulu. Biri gidip diğeri gelse de, etkileri onlarca yıl sürecek.”
Kaynak: New York Times
Fotoğraflar: New York Times