Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor (26): “Babam başıma tencereyle vurarak Kur’an okutmaya çalışırdı, dinden soğumama ve ateist olmama sebep oldu”

2020 yılında Türkiye’de 300 kadın, erkek şiddeti yüzünden hayatını kaybetti. “Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor” serimizin bu bölümünde çocukluğu ve gençliği boyunca babasından şiddet gören 27 yaşındaki Esma’nın hikayesini dinledik. Esma, muhafazakâr bir ailenin en küçük çocuğu. Altı nüfuslu bir evde büyüyen Esma, dinine bağlı olması için babasından yıllarca şiddet gördüğünü, başına tencerelerle vurularak Kur’an ezberletilmeye çalışıldığını, başını örtmediği için evin kilerine kapatıldığını anlattı. 

“Dedem, annemi döverek namaz kıldırdı”

Esma’nın şiddet ile ilk tanışması 14 yaşlarına dayanıyor. Annesinin, kayınpederinden gördüğü şiddetin etkisinde kalan Esma’nın İslam dininden soğuması da eşzamanlı oluyor. Dedesinin muhafazakâr kimliği, Esma’nın yaşadığı eve yansıyarak herkesi etkiliyor. Esma’nın annesi, sabah namazını kaçırdığı için kayınpederinden şiddet görmüş ve Esma’nın babası, bu durum karşısında sessiz kalmış. Esma o günü anlatırken duygulanıyor ve “Benim dinden soğumama ve ateist olmama babam ve ailesi neden oldu” diyor: 

“Annemin anlattığına göre, babam ilk evlendikleri zaman din konusunda bu kadar baskıcı değilmiş hatta annem başörtüsü takmıyormuş. Maalesef babamın ailesinin baskısı, annemin yaşantısını etkiledi. Babam evlendikten kısa bir süre sonra annemin kapanmasını istemiş, daha sonra da baskılar arka arkaya gelmiş. Ben annemin ilk dayak yediğini gördüğüm zaman 14 ya da 15 yaşındaydım. O yaz dedemler köyden bize gelmişlerdi. Annem de çok yorgun olduğu için sabah namazını kaçırmış, kılmamıştı. Babam bu konuyu kahvaltı sofrasında açtı. Dedem çıldırdı ve bize odamıza gitmemizi söyledi. Annemin çığlıkları üzerine odadan çıktık, dedem annemin önüne seccade sermiş başörtüsünden tutarak yere doğru kafasını itiyordu. O anı ve babamın sadece oturup izlemesini hayatım boyunca unutmadım.”

“Bu kitabı ya öğrenirsin ya da döve döve öğretirim”

Esma’nın çocukken yaşadığı bu olay bir sene sonra yaşayacaklarının işaretiymiş. Annesinin gördüğü şiddet sırasında babasının, Esma’ya ve Esma’nın kardeşlerine dönüp “Siz de dinimizin gerekliliklerini yerine getirmezseniz böyle dayak yersiniz” demesini ilk başta ciddiye almayan kadın, beş yıl boyunca başörtüsünü reddettiği ve Kur’an’ı hatim etmediği için şiddet görüyor: 

“O cümlenin gerçek olabileceğini hiç düşünmemiştim. Babam ailesinin ona uyguladığı baskıyı benim üzerimde kurmaya çalıştı. Sırf erkek olduğunu göstermek için benim hayatımı çaldı. Ablam ve abimler zaten muhafazakârdı ve bu içlerinden geliyordu ama benim gelmiyordu. Liseye başladığım yıl Kur’an kursuna gittim. İlk iki hafta gidebildim. Ama annemin gördüğü şiddet gözümün önüne geldikçe dinden uzaklaştığımı hissettim. Çünkü dinin o olduğunu düşünüyordum. Evden Kur’an kursuna diye çıkıyordum, arkadaşlarımla buluşuyordum. Böyle böyle yaklaşık iki ay kadar idare ettim ancak daha sonra babam durumu anladı. Okuldan eve geldim, evde kimse yoktu. Bir ibadet odamız vardı, beni oraya soktu. Kur’an’ı eline aldı ‘Ya bu kitabı öğrenirsin ya da sana döve döve öğretirim’ dedi. Canım yanıyordu, istemiyordum, daha da istememeye başladım. O gün tek bir dayakla kurtuldum.”

“Başörtümü çıkardım diye kilere kapattı”

Esma lise ikinci sınıfa giderken babasının “Sen çok bile açık kaldın, artık kapanıyorsun” cümlesiyle karşı karşıya kalıyor. En çok korktuğu cümlenin bu olduğunu söyleyen kadın, başörtüsünü çıkarması ile birlikte şiddetin arttığını dile getirdi. Esma, çocukluğunun kendisinden çalındığını söylüyor:

“O cümleyi duyunca canım yandı. Onaylamaktan başka çarem yoktu, tek istediğim okulumu bitirip para kazanmak ve o evden kurtulmaktı. O zamana kadar idare etmem lazımdı ama bir yanım da çocuk olmak istiyordu. Bir sene boyunca okul haricinde dışarda başörtüsüyle gezdim ama artık çok bunalmıştım, çıkarmak ve genç olmak istiyordum. İlk çıkardığım gün dedem görmüş beni. Akşam babama ‘Sen bu evin erkeğisin, sen ver cezasını’ dediğini duydum. Hiç unutmuyorum, mart ayı idi. Babam beni kollarımdan sürükleyerek kilere götürdü ve dövdü. O kilerde üç gün kaldım, kapıma ablam su ve ekmek bırakıyordu. En çok ağrıma giden de annemin ses çıkarmaması olmuştu.”

“Saçıma yağmur damlası değsin istiyordum”

Başörtüsünü çıkardıktan sonra babasının baskısına daha çok maruz kalan kadın, Kur’an’ı hatim etmediği için kafasına tencereyle vurulduğunu anlatıyor. “Artık canım acımıyordu” diyen Esma, yaşıtlarıyla aynı dertleri paylaşmak istemediğini söylüyor:

“Bir baba, çocuğu Kur’an’ı hatim etmedi diye şiddet gösterir mi? Benim babam bunu yaptı. Beni salonun ortasında oturtturdu, kafama tencerelerle vururken, ’Dinimiz emrediyor, bunu yapmak zorundasın’ diyordu. Dinden, erkeklerden, ailemden bir kez daha nefret ettim. Benim tek isteğim özgür olmaktı. Belki beni de rahat bıraksa, kendi yolumu seçebilsem ben de muhafazakar olmayı seçerdim. Ancak artık bu olay inada binmişti. Ben, yaşıtlarım gibi problemlerim olsun, yağmur başörtüme değil de saçıma değsin, saçlarım bozulsun ve tek düşüneceğim şey bu olsun istedim.”

“Babam yüzünden ateist oldum”

Esma’nın başörtüsünü gizli gizli çıkarması, babasının “Çarşafa gir” demesine neden oluyor. Esma, babasının din baskısı yüzünden ateist olduğunu anlatıyor:

“Din bu ise ben bu dinde yoktum. Babamın bize yaşattığı din bu idi, ben İslam dinini bu sandım. Babam yüzünden dinden uzaklaştım, babam yüzünden ateist oldum. O neyi onaylamadıysa onu yaptım. Babamın görüşüne göre, kadın hakkı diye bir şey yoktu. Ben de gittim feminist oldum. Babam muhafazakârdı, gittim ateist oldum. O ne istediyse onu yaptım.”

“Özgürüm ve mutluyum”

Şu an bir mağazada tezgahtar olarak çalışan Esma, babası ile görüşmüyor. Ailenin diğer fertleri ile de az görüşen kadın, kendi hayatını yaşadığı için mutlu ve özgür hissediyor. 22 yaşında evden kaçan Esma, “Ailenizden, eşinizden, kardeşinizden baskı gördüğünüz zaman orayı terk edecek gücümüz her zaman var. Tek değilsiniz, tek değiliz” diyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.