Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Tunus’ta siyasi kriz: Ülkede yaşanan son gelişmeler ve olası senaryolar

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ülkedeki siyasi krizi zirveye taşıdığı gerekçesiyle parlamentoyu 30 gün boyunca askıya aldığını duyurdu ve Başbakan Hişam Meşişi’yi görevden aldı. Meclis Başkanı ve parlamentonun en büyük partisi konumundaki İslamcı Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi, Cumhurbaşkanı Said’in bu hamlesini “darbe ve demokrasiye saldırı” olarak tanımladı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, “Tunus’ta halkın iradesini temsil eden meclisin faaliyetlerinin askıya alınmasından endişe duyuyoruz” diyerek Said’in eylemlerini kınadı.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, pazar günü (25 Temmuz), parlamentonun işlevini 30 gün boyunca dondurduğunu ve Başbakan Hişam Meşişi’yi görevden aldığını duyurdu.

Said dün (26 Temmuz), yerel yönetimlerin ve kamu kuruluşlarının bugün itibariyle 48 saat boyunca çalışmayacağını açıkladı. Alınan bu kararın, sağlık ve eğitim kuruluşlarında çalışanları, asker ve polisleri ve gümrükte çalışanları kapsamaması bekleniyor. Ülke genelinde dün (26 Temmuz) başlayan sokağa çıkma yasağı ile 27 Ağustos tarihine kadar geçerli olacak. 

Tunus Anayasası’nın 80. maddesini gerekçe göstererek meclisin tüm yetkilerini eline alan Cumhurbaşkanı Said, ülkeye yeni bir başbakan da atayacağını söyledi. Sokağa çıkıp silaha başvuracak olanları uyaran Said, “Kim silaha başvurup kurşun sıkarsa, silahlı kuvvetler kurşuna kurşun ile karşılık verecektir” dedi.

Tunus Meclis Başkanı ve parlamentonun en büyük partisi konumundaki İslamcı Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi, Said’in bu hamlesini “darbe ve demokrasiye saldırı” olarak nitelendirdi. Anadolu Ajansı’na verdiği demeçte Said’in ülkeyi felakete sürüklediğini belirten Gannuşi, Nahda Hareketi ve Tunus halkının destekçilerinin devrimi savunacağını da sözlerine ekledi.

Said’in açıklamalarının ardından parlamento binası önüne gelen Gannuşi ve diğer milletvekillerinin, meclis binasına girmesine izin verilmedi. Said’in açıklamalarının ardından Katar merkezli Al-Jazeera televizyonun da Tunus’ta bulunan bürosuna baskın düzenlendiği ve kanalda çalışan tüm personelin sınır dışı edildiği duyuruldu.

Görevden alınan Başbakan Hişam Meşişi, Said’in bu hamlesi hakkında herhangi bir yorum yapmadı. Said’in açıklamalarından sonra halk arasında görülmeyen ve herhangi bir açıklamada bulunmayan Meşişi’nin, evde ve güvende olduğu belirtildi. Kendisine yakın bir kaynak, Meşişi’nin başbakanlık yetkisini Said’in atayacağı bir kişiye devretmeye hazır olduğunu söyledi.

Said’in açıklamalarından sonra birçok kişi sokağa çıktı ve sevinç gösterileri düzenledi. Başkent Tunus’un merkezindeki kutlamalara katılanlardan Lamia Meftahi, “Onlardan kurtulduk. Bu, devrimden bu yana en mutlu an” dedi.

Nahda Hareketi’nin destekçileri ise başkentteki parlamento binası önünde toplandı ve Cumhurbaşkanı Said’in aldığı kararı protesto etti. Güvenlik güçleri, Nahda Hareketi’nin destekçileri ve Said taraftarları arasında çatışma çıkmaması için parlamento binası önünde toplanan kalabalığa göz yaşartıcı gaz ile müdahale etti.

Tunus’ta yaşananlara uluslararası tepkiler

Tunus’ta başbakanın görevden alınmasına ve parlamentonun feshedilmesine birçok ülke tepki gösterdi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Tunus’ta meclisin tüm yetkilerinin dondurulmasından ötürü “derin endişe duyulduğunu” belirtti. Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, “Bölgede halkın beklentileri doğrultusunda yürütülen demokratik süreç bakımından örnek bir başarı öyküsü olan Tunus’un, bu müstesna konumunun ve demokratik kazanımlarının korunması Tunus için olduğu kadar bölge için de büyük önem taşımaktadır. Bu bakımdan, Tunus anayasasının hükümleri çerçevesinde demokratik meşruiyetin en kısa sürede yeniden tesis edilmesini temenni ediyoruz” denildi.

Tunus’un demokrasi yolunda pek çok merhaleyi başarıyla aştığının altı çizilen açıklamada, ülkenin bu sınamanın da üstesinden geleceğinden şüphe duyulmadığı, Türkiye’nin de güçlü tarihi bağları bulunan Tunus ve Tunus halkının yanında yer almaya devam edeceği belirtildi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Ferhan Haq, Tunus’ta tarafların şiddetten uzak durması çağrısı yaptı. Haq, ülkedeki bütün anlaşmazlıkların diyalog yoluyla çözülebileceğini belirtti.

Avrupa Birliği (AB) de açıklamasında, ülkedeki tüm siyasi aktörlerin anayasaya uyması gerekliliğinin altını çizdi.

Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli, sosyal medya hesabından, “Tunus’taki tüm tarafları düzeni yeniden kurmaya ve diyaloğa dönmeye çağırıyoruz. Salgınla mücadele ve halkın çıkarları, tüm siyasi eylemlerin odak noktası olmalıdır” mesajını paylaştı.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, ABD’nin Tunus’ta yaşanan gelişmelerden ötürü endişe duyduğunu söyledi.

Psaki, “durum hakkında daha fazla bilgi edinmek, sükûneti teşvik etmek ve Tunus’un demokratik ilişkiler doğrultusunda ilerleme çabalarını desteklemek” amacıyla, ABD’nin üst düzey Tunuslu liderler ile temas halinde olduğunu da sözlerine ekledi. ABD’nin, Tunus’ta yaşananların darbe olup olmadığı konusunda da bir tespitte bulunmadığını belirten Psaki, buna karar vermeden önce ABD Dışişleri Bakanlığı’nın hukuki analiz yapmasını beklediğini aktardı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Adebahr, Tunus’ta yaşanan gelişmeleri endişe ile izlediklerini söyledi fakat yaşananlara “darbe demek istemediklerini” belirtti. Adebahr, Tunus’un Berlin Büyükelçisi ile görüşmeye ve bilgi almaya da devam edeceklerini söyledi.

Fransa da Tunus’ta hukukun üstünlüğüne bir an evvel saygı gösterilmesi çağrısında bulunarak, tüm siyasi partileri şiddetten kaçınmaya çağırdı.

Olası senaryolar neler?

2011 yılında Arap Baharı’nın başladığı ülke olan Tunus, o dönemden bu yana en büyük sınavıyla karşı karşıya. Bundan sonraki süreçte yaşanabilecek olası senaryolar ise şöyle:

  • Cumhurbaşkanı Said ve Nahda Hareketi’nin destekçileri sokağa çıkarak, Tunus genelinde şiddetli çatışmalara yol açabilir.
  • Cumhurbaşkanı Said, ülkedeki koronavirüs vaka sayınlarındaki artışı ve ekonomik krizle başa çıkmak için hızla yeni bir başbakan atayabilir. Said, 30 gün sonra elindeki tüm yetkileri parlamentoya geri verebilir ve parlamento seçimleri yapılabilir.
  • Cumhurbaşkanı Said, anayasal düzene dönüşü erteleyebilir veya iptal edebilir. Böylece 2011 devriminden sonra kazanılan ifade, toplantı ve gösteri özgürlüklerine birtakım kısıtlamalar getirilebilir.
  • Cumhurbaşkanı Said, yaşanan bu krizi anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine geçmek için kullanabilir.
  • Cumhurbaşkanı Said, muhalifler ve işçi sendikaları gibi siyasi ortamdaki aktörler ile diyalog yoluna girebilir ve yeni bir siyasi anlaşma ortaya çıkabilir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.