Afganistan’da 20 yıl sonra yönetimi yeniden ele geçiren Taliban, bölgedeki hakimiyetini artırıyor. İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’dan tahliye işlemlerinin devamını sağlamak için ABD birliklerini bir süre daha Afganistan’da tutmasını talep edeceği öğrenildi. Ayrıca İngiltere, yarın (24 Ağustos) düzenlenecek G7 toplantısında Taliban’a yaptırım uygulanmasını talep edecek. ABD, Afganistan’dan çekilme operasyonu esnasında ortaya çıkan görüntülerin ardından yükselen eleştiriler üzerine tahliye planlarında bazı değişiklikler yaptığını açıkladı. Eski ABD Başkanı Donald Trump, tahliye operasyonu nedeniyle Biden’ı eleştirdi. ABD ve İspanya, Afgan mülteciler için İspanya’daki askeri üslerin kullanılması konusunda anlaştı. Avustralya Dışişleri Bakanı Marise Payne, Afganistan’dan tahliyenin uzatılmasını desteklemeye istekli olduklarını bildirdi. Japonya’nın Afganistan’daki vatandaşlarını geri getirmek için askeri uçak göndereceği açıklandı. Ülkede yaşanan son gelişmeleri Medyascope sizin için derledi.
Taliban Sözcüsü Suheyl Şahin, 31 Ağustos tarihinin kendileri için “kırmızı çizgi” olduğunu ve Batılı ülkelere askerlerini çekmeleri için ek süre tanımayacaklarını söyledi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un, yarın (24 Ağustos) düzenlenecek G7 toplantısında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’den tahliye uçuşlarının devamını sağlamak için ABD güçlerini 31 Ağustos’tan sonra Afganistan’da tutmasını istemesi bekleniyor.
İngiltere’nin halen başkanlığını yürüttüğü G7’nin yarınki toplantısı çevrimiçi düzenlenecek ve toplantının temel odak noktası, Afganistan’ın uzun vadeli geleceği olacak. Toplantıda ayrıca devam eden tahliye operasyonu da tartışılacak.
ABD, 31 Ağustos’a kadar tüm birliklerini ülkeden çekmeyi planlıyor. Biden, ülkeden tamamen çekilme için son tarihin uzatılmasıyla ilgili tartışmaların yapıldığını ancak “ümitlerinin bunu yapmak zorunda kalmamaları” olduğunu belirtti.
Biden ayrıca, ABD birliklerinin tahliye operasyonunu hızlandırma çabalarının bir parçası olarak Kabil Havalimanı çevresindeki güvenliği genişlettiğini ve Taliban’ın tahliye operasyonunda işbirliği yaptığını söyledi.
İngiltere’de hükümet yetkilileri, İngiltere’nin ne zaman çekileceği konusunda belirli bir tarih olmadığını söylese de, ABD birlikleri sahada olmadan kalan müttefik kuvvetlerin bölgeyi güvence altına alamayacağından endişe ediyor.
İngiltere’nin şu anda Kabil’de konuşlandırılmış binden fazla askeri personeli bulunuyor.
İngiltere ayrıca, Kabil’den tahliye uçuşlarının mümkün olmaması durumunda İngiltere ile birlikte çalışanların ülkeye ulaşmasına yardımcı olmak için Afganistan sınırındaki ülkelerde nasıl merkezler kurulabileceğini araştırıyor.
İngiliz Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi’nde Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bakanı James Cleverly, hükümetin çekilme tarihini uzatmak için ABD’de lobi faaliyetleri yapmaya devam edeceğini belirtirken “Açıkçası ne kadar çok zamanımız olursa, o kadar çok insanı tahliye edebiliriz ve bunun için zorluyoruz” diye konuştu.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Öte yandan, Afganistan Büyükelçisi Laurie Bristow, İngiltere’nin kendi vatandaşlarını ve İngiltere ile birlikte çalışan Afganlar’ı tahliye etme çabalarının hız kazandığını ve 13 Ağustos’tan bu yana ülkeye yaklaşık altı bin kişinin getirildiğini açıkladı.
İngiltere, G7 toplantısında Taliban’a yönelik yaptırım uygulanması için baskı yapacak
Reuters’a konuşan bazı kaynaklar, İngiltere’nin yarınki G7 toplantısında Taliban’a yönelik yeni yaptırımların düşünülmesi için bir talepte bulunacağını söyledi.
Adının açıklanmaması koşuluyla konuşan bir İngiliz hükümet yetkilisine göre İngiltere, Taliban’ın ülkedeki insan haklarını ihlal etmesi ve topraklarının militanlar için bir sığınak olarak kullanılmasına izin vermesi durumunda G7’nin ekonomik yaptırımları göz önünde bulundurması ve yardımları durdurması gerektiğine inanıyor.
Diğer yandan, Biden dün (22 Ağustos) gazetecilere verdiği demeçte, Taliban’ın Kabil Havalimanı’nı kontrol eden ABD güçlerine karşı herhangi bir eylemde bulunmadığını ve ABD’lilerin havaalanına güvenli bir şekilde ulaşmasına izin verme sözünü büyük ölçüde tuttuğunu belirtti.
Biden, Taliban’ın insan haklarını ihlal etmesi halinde İngiltere’nin yaptırımlarını destekleyip desteklemeyeceği sorusuna ise “Cevap evet. Bu davranışa bağlı” karşılığını verdi.
Başbakan Boris Johnson, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, “Uluslararası toplumun güvenli tahliyeleri sağlamak, insani bir krizi önlemek ve Afgan halkının son 20 yılın kazanımlarını güvence altına almasına destek olmak için birlikte çalışması hayati önem taşıyor” dedi.
Öte yandan adı açıklanmayan Batılı bir diplomat, Taliban’a yönelik yaptırımların hemen kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Biden: “Çekilmeler her zaman zorlu ve acı verici olur”
Biden, ABD’nin Afganistan’dan çekilme sürecini savunmaya devam etti ancak ülkede Taliban’ın kontrolü ele geçirmesinin ardından Kabil Havaalanı’nda yaşanan ölümler ve kaotik durum üzerine tahliye planlarında bazı değişiklikler yapılacağını söyledi.
Biden, binlerce ABD’li ve Afgan’ın Kabil’den tahliyesinin “ne zaman başlanmış olursa olsun zor ve acı verici” olacağını söyledi. Biden, “Bu kadar insanı acı ve kayıp olmadan tahliye etmenin ya da televizyonda gördüğünüz yürek burkan görüntüler olmadan tahliye etmenin bir yolu yok. Bu sadece bir gerçek. Gördüğünüz insanlar için kalbim sızlıyor” diye konuştu.
ABD Başkanı Biden, “İnsanları tahliye etme yeteneğini artırdığımızdan emin olmak için özenle çalışıyoruz” derken, tahliye operasyonuna dair bir dizi yöntem değişikliğine gidildiğini ifade etti ancak ayrıntı vermedi.
Öte yandan ABD ordusu, dün (22 Ağustos) Afganistan’dan tahliye edilen insanların taşınmasına yardımcı olmak için ticari uçak sipariş ettiğini aıkladı.
Biden, cuma günü (20 Ağustos) gazetecilere verdiği demeçte, kendisinin ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın, kadınlara ve kızlara yönelik muamelelerine ve genel insan hakları siciline dayanarak, Taliban’la herhangi bir işbirliği veya Taliban’ın tanınması için “ağır şartlar” oluşturmak için diğer ülkelerle birlikte çalışacaklarını söyledi.
Temmuz ayından bu yana Afganistan’dan tahliye edilenlerin sayısının 33 bine ulaştığını söylerken, “Daha çok yolumuz var ve yine de çok şey ters gidebilir” diyerek temkinli bir duruş sergiledi.
Tahliye tamamlandıktan sonra Taliban’a yönelik yaptırımlara açık olduğunu söyleyen Biden, Katar, Almanya, İspanya, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve diğerleri dahil olmak üzere birçok ülkenin liderleriyle kişisel teması olduğunu belirtti.
Biden eleştirilmeye devam ediyor
Taliban ile görüşmeler başladığında eski Başkan Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Nikki Haley, Biden’ın geri çekilmesini “utanç verici bir başarısızlık” olarak nitelendirdi.
Haley, “Önemli bir NATO merkezi olan Bagram hava kuvvetleri üssünü teslim ettiler. Oradan almamız gereken 85 milyar dolarlık ekipman ve silahı teslim ettiler. Amerikan halkını geri çekmeden önce aslında bizim birliklerimizi geri çektiler” diye konuştu.
George W. Bush ve Barack Obama yönetiminde ABD’nin Afganistan Büyükelçisi olan Ryan Crocker, Biden’ın ülkeden çekilmeyi yönetmesinin “felaket” olduğunu ve “küresel bir kriz” ortaya çıkardığını söyledi.
Trump’tan da Biden eleştirisi
Eski ABD Başkanı Donald Trump, Biden’ın Afganistan’dan ABD birliklerinin çekilmesi operasyonunu yönetme biçiminin ABD tarihindeki “en büyük dış politika aşağılaması” olduğunu öne sürdü.
2024’te yeniden ABD başkanlığı için aday olması beklenen Trump, ABD’nin çekilmesinin kendi yönetimi tarafından müzakere edilmiş olmasına rağmen Afganistan’ın Taliban’ın eline düşmesinden Biden’ı sorumlu tuttu.
Biden daha önceki açıklamalarında, Trump’tan çok kötü bir geri çekilme anlaşması miras aldığını ilan etmişti. Alabama yakınlarında destekçileriyle düzenlediği bir mitingde konuşan Trump, Biden yönetimini kendisinin ortaya koyduğu planı takip etmemekle suçladı ve birlikler çekilirken ABD personelinin ve teçhizatının geride bırakılmasını eleştirdi. Trump, “Bu bir geri çekilme değil. Bu tam bir teslimiyetti” dedi.
Trump ayrıca, müzakere ettiği Taliban’ın kendisine saygı duyduğunu söylerken, halen görevde olsaydı Afganistan’ın Taliban tarafından hızlı bir şekilde ele geçirilemeyeceğini öne sürdü.
Trump, “Onurumuzla çıkabilirdik. Onurlu bir şekilde çıkmalıydık. Ve bunun yerine onurun tam tersiyle çıktık” diyerek çekilme operasyonunun başarısızlığını vurguladı.
ABD ve İspanya, Afgan mülteciler için İspanya’daki askeri üslerin kullanılması konusunda anlaştı
İspanya hükümeti dünki (22 Ağustos) açıklamasında, Biden ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in İspanya’nın güneyindeki iki askeri üssün ABD hükümeti ile birlikte çalışan Afganları kabul etmek için kullanılabileceği konusunda anlaştı.
Cumartesi gecesi (21 Ağustos) 25 dakikalık bir telefon görüşmesinde Biden ve Sanchez, Sevilla yakınlarındaki Moron de la Frontera ve Cadiz yakınlarındaki Rota’nın diğer ülkelere seyahatleri ayarlanana kadar Afganistan’dan gelen mülteciler için kullanılabileceği konusunda anlaştı.
Sanchez, sosyal medya hesabından yayınladığı mesajında, “Başta Afganistan’daki durum ve bu ülkeden vatandaşların tahliyesinde hükümetlerimiz arasındaki işbirliği olmak üzere ortak ilgi alanına giren birkaç konuyu ele aldığımız Başkan Joe Biden ile anlamlı bir görüşme yaptım” açıklamasında bulundu.
Avustralya, Afganistan’dan tahliyenin uzatılmasını destekliyor
Avustralya Dışişleri Bakanı Marise Payne bugünkü (23 Ağustos) açıklamasında, ABD’nin çekilmeyi ertelemeye karar vermesi halinde Avustralya’nın 31 Ağustos’tan sonra Afganistan’dan tahliyelere yardım etmeye istekli olduğunu söyledi.
Avustralya’nın geçen hafta Kabil’den yaklaşık bin Avustralya vatandaşı ve Afgan’ı tahliye ettiği bildirilirken Payne, Avustralya’nın daha fazla tahliye uçuşunu desteklemeye istekli olacağını belirtti. Payne verdiği demeçte, “Biz bu tartışmaların bir parçasıyız ve eğer uzatılacaksa, Kabil Havaalanı’nda devam eden bir operasyonu desteklemeye kesinlikle hazırız” dedi.
Payne, tahliyelerin uzatılması durumunda Avustralya tarafından görevlendirilen 250 askeri personelin ülkede kalıp kalmayacağı hakkında ise açıklama yapmadı.
Öte yandan Başbakan Scott Morrison, Avustralya’nın yılda 13 bin 750 kişilik mevcut insani vize programından, ülkelerinden kaçan Afganlara üç bin kişilik kontenjan ayırdığını ancak kendisiyle işbirliği yapan tüm Afganlara yardım edebilme olasılığının düşük olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Avustralya, 2001 yılında Taliban’ın devrilmesinden sonraki yıllarda İslamcı militan grup ile savaşan ve Afgan güvenlik güçlerini eğiten NATO liderliğindeki uluslararası bir gücün parçasıydı. 20 yıllık süreçte Afganistan’da 39 binden fazla Avustralya askeri personeli görev yaptı ve bunların 41’i Afganistan’da hayatını kaybettti.
Japonya, Afganistan’daki vatandaşlarını geri getirmek için askeri uçak gönderecek
Üst düzey bir hükümet yetkilisi tarafından, Japonya’nın vatandaşlarını geri getirmek için bugün (23 Ağustos) Afganistan’a askeri bir uçak göndereceği söylendi.
Japonya Kabine Genel Sekreteri Katsunobu Kato, sadece Japon vatandaşlarını değil, aynı zamanda Japon Büyükelçiliği’nde veya Japon misyonlarında çalışan Afganlar’ı da ülkelerine geri göndermek için Afganistan’a daha fazla askeri nakliye uçağı gönderilmesinin beklendiğini ifade etti.
Kato, Japonya’nın kaç kişiyi tahliye etmeyi planladığına dair bir açıklamada bulunmadı.
Yetkililer daha önce yaptığı açıklamada, Japonya’nın Kabil Büyükelçiliği’ni kapattığını, son 12 personeli tahliye ettiğini ancak az sayıda Japon vatandaşının hala Afganistan’da olduğunu söylemişti.
Japonya’nın Kabil Büyükelçiliği’nin geçici bir süre için İstanbul’a taşındığı haberi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından da doğrulanmıştı.
Derleyen: Gökalp Badak