Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“İstenmeyen kişi” krizi sona erdi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçileri, iş insanı Osman Kavala‘nın tutukluluğunun dördüncü yılında serbest bırakılması için bir yazılı açıklamada bulunmuştu. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın, bahsi geçen 10 ülkenin büyükelçisinin “persona non grata (istenmeyen kişi)” ilan edilmesi için gerekli talimatı verdiğini söylemesinin ardından, ABD Büyükelçiliği sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında “Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine uyacaklarını” belirtti. Sözleşmenin ilgili maddesinde, “devletlerin iç işlerine karışmama” ilkesi vurgulanıyor. ABD Büyükelçiliği’nin paylaşımı üzerine diğer büyükelçiliklerden gelen benzer açıklamaları “istenmeyen kişi” krizinin bittiğini gösteriyor.

Başta ABD olmak üzere Hollanda, Yeni Zelanda ve Kanada büyükelçiliklerinden gelen açıklamalar sonrası, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin son verilmesine yönelik çağrıda bulunan ülkelerin “geri adım attığı” belirtildi.

Cumhurbaşkanlığına yakın kaynaklar da, ABD ve diğer büyükelçiliklerden gelen açıklamaların AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından olumlu karşılandığını söyledi.

10 ülke Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “istenmeyen kişi” ilanını nasıl karşılamıştı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş insanı Osman Kavala’nın serbest bırakılması için çağrıda bulunan 10 ülkenin büyükelçisinin “istenmeyen kişi” ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu‘na talimat verildiğini açıklamış fakat herhangi bir resmi işlem başlatılmamıştı.

Sürecin nasıl işleyeceğine dair gözler bugünkü kabine toplantısına çevrilmişti.

Peki bahsi geçen 10 ülkeden nasıl tepki gelmişti?

Almanya

Hıristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) dış politika uzmanı Norbert Röttgen, Süddeutsche Zeitung gazetesine verdiği demeçte, diplomatların “istenmeyen kişi ilan edilerek sınır dışı edilmesinin “dış politikada inanılmaz bir gerilim” olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tavırlarıyla “ülkesini Avrupa’dan Batı’dan geniş kapsamlı bir uzaklaşmaya götürdüğü” vurgulayan Röttgen, Laschet’in istifası sonrası CDU’nun genel başkanlığı için adı geçen adaylardan biri.

Röttgen’in açıklaması şöyle:

“Büyükelçilerin, bir kişinin yargılanmadan yıllarca hapis yatmasına karşı protestosu haklı ve gereklidir. İnsan hakları meseleleri devletlerin iç işleri değildir. Bu durum Türkiye gibi NATO üyesi ülkeler için de geçerlidir. Şimdi mesele, diğer AB üyesi devletlerin kayıtsız şartsız dayanışması meselesidir.”

Norbert Röttgen

Yeşiller Dış Politika Sözcüsü Nouripour: “Sözde güç gösterisi”

Yeşiller’in Federal Meclis’teki Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour, “Bu hiçbir şart altında tartışması yapılamaz bir şey ve mutlaka bir yaptırımı olmalı” dedi. Kendilerini hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi savunmaktan hiçbir şeyin alıkoyamayacağını vurgulayan Nouripour, “Gelecekte de Erdoğan’a karşı çok net bir dil kullanmak zorunda kalacağız” diye ekledi. edi. Nouripour, Erdoğan’ın davranışını, kurulacak Almanya federal hükümetine karşı “sözde güç gösterisi” girişimi olarak yorumladı.

Omid Nouripour

Türkiye kökenli milletvekillerinden de tepkiler var

Sol Parti’den Türkiye kökenli Milletvekili Sevim Dağdelen, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, “Almanya büyükelçisinin sınır dışı edilmesi konusunda Türkiye’ye bir yaptırım olmalı. Uluslararası hukukta karşılıklılık bağlamında Türkiye büyükelçisinin sınır dışı edilmesi zorunludur” dedi.

Yeşiller’den Türkiye kökenli milletvekili Cem Özdemir de “Saldırıya uğrayan devletler -ABD, Almanya, Kanada, Fransa, Danimarka, Hollanda, İsveç, Norveç, Finlandiya ve Yeni Zelanda- bu provokasyona birlikte cevap vermelidir: Baskıya karşıyız, demokrasi ve insan hakları müzakere edilemez” mesajını paylaştı.

Heiko Maas: “Diğer dokuz ülke ile yoğun istişare halindeyiz”

Almanya Dışişleri Bakanlığı, Erdoğan’ın açıklamalarını not aldıklarını ve şu an da “ilgili diğer dokuz ülke ile yoğun istişare içinde olduklarını” açıkladı.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının basında yer aldığını gördük. Ancak, hafta sonu boyunca sınır dışı etme veya benzeri bir şey hakkında herhangi bir resmi bildirim almadık” dedi.

Almanya Hükümeti Sözcüsü Steffen Seibert, Berlin’in Erdoğan’ın açıklamalarını “endişeli ve idrak edemeyerek” not ettiğini söyledi. Seibert, “Ancak dediğim gibi, Türkiye tarafından henüz resmi bir iletişim yok. Bekleyip görmemiz gerekiyor” diye konuştu.

ABD

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından haberdar olduklarını fakat Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan netlik beklediklerini söyledi.

Hollanda

BBC Türkçe’den Yusuf Özkan, Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın Türk makamlarından bilgi talep ettiğini aktardı. Hollanda Dışişleri Bakanlığı imzalanan açıklamayla hâlâ aynı görüşte olduklarını vurguladı ve Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamaya davet etti.

Finlandiya

Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Finlandiya devlet televizyon kanalı YLE’ye verdiği demeçte, Erdoğan’ın açıklamasını, “zor bir tepki” olarak yorumladı. Marin, “Bu çok üzücü bir durum. AİHM kararlarına saygı gösterilmesini ve bunlara uyulmasını önemli gördük. Bu nedenle Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında bulunduk” dedi. Marin ayrıca, hükümetin Türk yetkililerle diyalog içinde olduğunu ve herhangi bir sonuca varmadan önce Ankara’dan daha fazla bilgi beklendiğini söyledi.

Sanna Marin

Norveç

Norveç Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Trude Maaseide, “Büyükelçimiz sınır dışı edilmesini gerektirecek hiçbir şey yapmadı” dedi ve Türkiye’nin Norveç’in konu hakkındaki görüşlerini çok iyi bildiğini de sözlerine ekledi. Maaseide, “Türkiye’yi, AİHM kapsamında taahhüt ettiği demokratik standartlara ve hukukun üstünlüğüne uymaya davet etmeye devam edeceğiz” diyerek büyükelçilerinin davranışının arkasında durduklarını belirtti. Sözcü Maaseide ayrıca, büyükelçiliklerinin Türk makamlarından herhangi bir bildiri almadığını söyledi.

Diğer ülkeler resmi açıklama bekliyor

Danimarka Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod, cumartesi günü televizyon kanalı TV2’ye verdiği demeçte, “Bu konuda dost ve müttefiklerimizde yakın temas halinde olduğumuzu söyleyebilirim” demekle yetindi.

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’den resmi bir bildirim almadan konuyla ilgili yorumda bulunmayacaklarını belirtti.

Fransa Dışişleri Bakanı, Türkiye’den Fransa büyükelçisini sınır dışı etmeyi planladığına dair herhangi bir resmi bildirim almadığını söyledi.

Kanada ve İsveç’ten ise henüz bir açıklama gelmedi.

Ne olmuştu?

İş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğunun dördüncü yılında aralarında ABD, Almanya, Fransa ve Hollanda’nın da bulunduğu 10 büyükelçilik, Kavala’nın serbest bırakılması için bir çağrı yapmıştı. Açıklamada, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz” ifadeleri kullanılmıştı

Osman Kavala

Daha sonra açıklamaya imza atan 10 ülkenin büyükelçilikleri Dışişleri Bakanlığı‘na çağrılmıştı. Bakanlık daha sonraki açıklamasında büyükelçilere, “sosyal medya üzerinde yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamaların kabul edilemez olduğunu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamaların reddedildiği, söz konusu açıklamaların büyükelçilerin savunduklarını iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğunun iletildiği” bilgisini paylaştı. 

Afrika ziyareti sonrasında konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Soros artığı” diyerek Osman Kavala’yı hedef almıştı. Gezi davası kapsamında bin 455 gündür tutuklu bulunan Kavala ise sözlerine yazılı bir açıklama yayımlayarak yanıt verdiği Erdoğan’ın kendisine yönelik sözlerini “son derece esef verici” bulmuş ve “Cumhurbaşkanlığı makamının ciddiyetine uygun düşmediğini” belirtmişti. “Adil yargılamaya imkan kalmadığını” belirten Kavala, “Bundan sonraki duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum” demişti. 

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanı Erdoğan cumartesi günü (23 Ekim), Eskişehir’deki bir toplu açılış töreninde konuşmuş ve 10 ülkenin büyükelçisinin çağrısına değinmişti. “Yatıyorlar, kalkıyorlar, Kavala, Kavala. Kavala dediğin, Soros’un Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi Kavala için Dışişleri Bakanlığı’na geliyor. Bu ne terbiyesizliktir?” demişti. Türkiye’nin “kabile devleti” olmadığını vurgulayan Erdoğan, bu büyükelçilerin “istenmeyen kişi” olarak ilan edilmeleri için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na talimat verdiğini şu sözleriyle açıklamıştı:

“Gerekli talimatı ben de dışişleri bakanımıza verdim. ‘Bu 10 tane büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz’ dedim. Zira, bunlar Türkiye’yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler. Türkiye’yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler.”

Kaynak: Süddeutsche Zeitung, Reuters, BBC, Euronews

Derleyen: Ayhan Eren & Senem Görür

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.