Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

CHP’li Sezgin Tanrıkulu’ndan “Diyarbakır Adliyesi’nde itirafçı ifadeleri kullanılarak iş insanlarından para isteniyor” iddiası

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır’da açıklamalarda bulunarak, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün kenti ziyaretindeki açıklamalarını eleştirdi. Tanrıkulu, “Diyarbakır Adliyesi’ndeki hukuksuzluk hiçbir yerde yok. İlk önce bir itirafçı yaratın, sonra iş insanına haber gönderin: ‘Bakın işte elimizde bir itirafçı ve bir adam var, seninle ilgili şunu söylüyor, hadi gel biz anlaşalım’. Eğer iş insanı karşı çıkarsa gönder polisi gözaltına alsın. Sonra gözaltında bu pazarlığı yapın. Ben aynı konuyu genel kurulda konuştum, aradan geçti iki yıl, hangi açıklamayı yaptı sayın bakan? Gelip burada elini kolunu sallayarak dolaşmak iyi ama bu konularda ve adaletsizlik konusunda bir şeyler söyleyin” dedi. Tanrıkulu, Edirne Cezaevi’nde beş yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a verilen 2 yıl 6 aylık hapis cezasını ise “düşman ceza hukuku” olarak nitelendirdi. Diyarbakır’da dört gün önce gözaltında olan 19 siyasetçiye, emniyet müdürlüğündeki sorguda Halepçe katliamı ile ilgili basın açıklamalarına katıldıkları için sorular sorulduğunu ve tutanaklara “Sözde Halepçe katliamı” ifadelerinin geçirildiğini belirten Tanrıkulu, “Bakan, ‘Ret ve inkârı bitirdik’ dediği sırada, Halepçe katliamına ‘sözde’ diyen bir anlayış var. Bizim acımızı nasıl bu kadar aşağılarsınız? Halepçe katliamına ‘sözde’ diyen bir iktidar nasıl Kürt meselesini çözsün?” diye konuştu.

“Halepçe katliamına ‘sözde’ diyen zihniyet acılarımızı aşağılıyor”

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Eski baro başkanı ve Diyarbakırlı olması nedeniyle dün (12 Kasın) kenti ziyaret eden Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün temaslarını yakından takip ettiğini söyleyen Tanrıkulu, Diyarbakır’da gözaltına alınan siyasetçilere sorulan sorularda Halepçe katliamından “sözde katliam” diye söz edilmesine tepki gösterdi.

Diyarbakır’da 19 siyasetçinin dört gündür gözaltında olduğunu belirten Tanrıkulu, şunları söyledi: “Bakan Gül’ün ‘Kürt sorununu çözdük, ret ve inkârı bitirdik’ dediği sırada gözaltında olan insanlar var. Gözaltındaki siyasetçilere Halepçe katliamı ile ilgili soru sorulmuş Emniyet Müdürlüğü’nde. ‘50 kişinin katılımı ile yapılan sözde Halepçe katliamı konulu’ deniliyor. İnanın infial halindeyim, Halepçe katliamının dünyada ve Türkiye’de ne anlama geldiğini herkes biliyor. Halepçe’de, binlerce Kürt kimyasal gazlarla yaşamını yitirdi. Yakın tarihimizin en büyük katliamı ve insanlığa karşı suç olarak kabul edildi. Kürtler’in toplu kıyım olarak kabul ettiği ağır bir yaradır. Bakan, ret ve inkârı bitirdik dediği sırada, Halepçe katliamına ‘sözde’ diyen bir anlayış var. Bizim acımızı nasıl bu kadar aşağılarsınız? Halepçe katliamına ‘sözde’ diyen bir iktidar nasıl Kürt meselesini çözsün? Biz Halepçe katliamının insanlığa karşı işlenen suç olduğunu dair yasa teklifi vermişiz, Kürtler’in acısını aşağılıyorlar. Bu anlayışı reddediyoruz ve bu anlayışı mahkum edeceğiz. Buradan Adalet Bakanı’na soruyorum, bu katliama ‘sözde’ diyen memurlara hangi işlemi yapacaksınız? Merak ediyorum, hesabını soracak mısınız? ‘İşkence yok’ demek bunu yapanlara taviz vermek demektir. Bu iktidar döneminde başardıkları bir şey var, zulüm ve zalimlikte eşitliği başardılar. Derin devlet AK Parti’nin yeni sahibidir. Bu iktidar ancak işkence, kötü muamele ve baskı ile ayakta durabiliyor.”

“Diyarbakır Adliyesi’nde itirafçı ifadeleri kullanılarak iş insanlarından para isteniyor”

CHP’li Tanrıkulu, Diyarbakır Adliyesi’nde iki yıldır yaşanan ve kendisi tarafından daha önce gündeme getirilmesine rağmen hiç bir işlem yapılmayan bir olayı da şöyle anlattı:

“Diyarbakır Adliyesi’ndeki hukuksuzluk hiçbir yerde yok. İlk önce bir itirafçı yaratın, sonra iş insanına haber gönderin, ‘Bakın işte elimizde bir itirafçı ve bir adam var, seninle ilgili şunu söylüyor, hadi gel, biz anlaşalım.’ Eğer iş insanı karşı çıkarsa gönder polisi gözaltına alsın. Sonra gözaltında bu pazarlığı yapın. İş insanları konuşamıyor. Niye? Halen iş yapıyorlar ve halen bu baskı düzeni devam ediyor. Diyarbakır’da bunu bilmeyen basın mensubu mu var, bunu bilmeyen işadamı mı var. Ben aynı konuyu genel kurulda konuştum, aradan geçti iki yıl, hangi açıklamayı yaptı sayın bakan? Gelip burada elini kolunu sallayarak dolaşmak iyi ama bu konularda ve adaletsizlik konusunda bir şeyler söyleyin. Türkiye yakın tarihinin en ağır adalet sorununu yaşıyor. Türkiye’de yargı denen bir kurum kalmadı. Bağımsız ve tarafsız denen bir kurum yok. Çünkü yürütme organının parçası haline geldi ve onun başında da sayın bakan var.”

“Demirtaş ve ailesine düşman ceza hukuku uygulanıyor”

Edirne Cezaevi’nde beş yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a verilen iki yıl altı aylık hapis cezasına da tepki gösteren Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Demirtaş aynı zamanda İHD’nin başkanlığını da yapmıştır, beş yıldır rehindir. Yani şimdi siyasi rekabetin ve kan davası varsa aranızda kan davasının da bir ahlakı ve töresi vardır. İnsan kan davası güttüğü insanın çocuğuna, etrafına, eşine, yakınlarına o düşmanlığı yapmaz. Kan davasında bile olmaz. Başak Demirtaş’a öğretmenlik yaptığı dönemde 2015’te, sağlık ocağından aldığı rapor ile ilgili olarak bu adliye tam da Başak Demirtaş’ın hedef gösterildiği dönemde iki yıl altı ay hapis cezası veriyor. Kim bunun adalet olduğuna inanır gerçekten? Böyle kolektif cezalandırma mantığı düşman ceza hukukudur. Bu düşman ceza hukuku bu adliyede uygulanıyor. Bakan bu adliyeyi ziyaret ediyor ve buradan da ‘Biz Türkiye’de adaleti sağladık’ diyor. Siz siyasi rekabet içinde olduğunuz ve rehin aldığınız bir siyasetçiye kitlesel düşman ceza hukuku uyguluyorsunuz. Bunun tarihte örneği yok, kan davasında bile yok.”  

Tanrıkulu’ndan Sur tepkisi

Diyarbakır’ın tarihi ilçesi Sur’un hendek-barikat operasyonlarından sonra rant alanına çevrildiğini ve hafızanın yok edilmeye çalışıldığını söyleyen Tanrıkulu, hayat pahalılığından da söz etti. Diyarbakır’da 25 kiloluk Karacadağ pirincinin geçen yıl180 lira iken ile bugün 420 liraya, ciğerin kilosunun da 45 liradan 90 liraya çıktığına dikkat çeken Tanrıkulu, açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.