Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erkek şiddetine uğrayan kadınlar anlatıyor (29): “Evli olduğum erkek, beni seks işçiliğine zorladı ve yakmaya çalıştı”

V.D. ayağından engelli olduğu için çocukluğunda babasından şiddet görüyor ve babasının sürekli “Neden ölmüyorsun, sakat?” hakaretlerine maruz kalıyor. Annesinin ölümünden sonra evde istenmeyen V.D., 11 yaşında dini nikahla evlendiriliyor. Evlendiği erkek de V.D.’yi çocuğu olmadığı için istemiyor ve V.D. babasının evine dönüyor. Babası tarafından yine evden kovulan kadının hayatı o günden sonra değişiyor. 2014 yılında evlendiği erkek K., kadını seks işçiliğine zorluyor, içeceklerine yasaklı madde katıyor ve yakmaya çalışıyor. Kendisine şiddet gösteren erkek K. ile yıllardır boşanamayan kadın, rahim ağzı kanserine yakalanıyor ve maddi imkansızlıktan dolayı tedavi göremiyor. Yedi yaşında bir çocuğu olan ve evli olduğu erkekten gizlenen kadın ile hayatını ve gördüğü şiddeti konuştuk. 

“Engelli olduğum için babam bana, ‘Ne zaman öleceksin sakat’ diyerek hakaret ediyordu”

V.D.’nin erkek ve kız kardeşi var. Çocukluğunda babasından şiddet gören kadının, ayağında doğuştan engeli bulunuyor. V.D.’nin tek içinde kalan şey baba sevgisiyle büyüyememiş olması. Babası sevgi göstermediği kızını ölmesi için depoya kapatıyor, aç ve susuz bırakıyor. Annesinin ölümünden sonra tamamen çaresiz kaldığını söylen V.D., 11 yaşında evden gitmesi için dini nikahla evlendiriliyor: 

“Babamdan hiç sevgi görmedim. Babam engelli doğduğum için ‘Ne zaman öleceksin sakat, bir ölüp gitmedin’ diyordu. Dışarıda bir şeye sinirleniyor beni ve annemi dövüyordu. Bizim bir depomuz vardı, ölmem için beni oraya kapatır, aç ve susuz bırakırdı. Rahmetli annem bana sahip çıkınca onu döverdi. Annem öldükten sonra babam da abimin eşi de beni istemedi. 11 yaşında imam nikahı ile evlendirdiler. Evlendiğim kişi de 23 yaşındaydı. Ancak benim çocuğum olmuyordu. Engelimin yanında, bu hastalığım da ortaya çıkınca eşimle ayrıldım. Beni istemediler, ben de tekrar babamın evinde döndüm. Bu sefer de babam ve yengem beni istemediler. Yengem bana, ‘Seninle mi uğraşacağım’ diyordu. Babam da benden vazgeçti ve ‘Ne yaparsan yap, git başının çaresine bak. Umurumda değilsin’ dedi. Ben de ortada kaldım, ne yapacağımı bilemedim. Kadın konuk evine gittim, bir gece kaldım. Çok zor günlerdi.”

V.D. kendi evinde istenmeyince ablasının evine gidiyor. Ablasının maddi durumu olmadığını, eniştesinin kendisini bir süre kabul ettiğini söyleyen kadın, eniştesi ve ablası kavga ettiği zaman odadan çıkmıyor ve yük olmamak için aç yattığı geceler oluyor. Ablasının daha fazla huzuru bozulmasın diye görücü usulü evlenen kadının hayatı 2014 yılından sonra tamamen değişiyor. Seks işçiliğine zorlanıyor, yakılmaya çalışılıyor ve kanser oluyor.

“Eve başka kadınlar getiriyordu”

2014 yılında görücü usulüyle evlendirilen V.D., nikahın hemen ardından şiddet görüyor. Evlendiği erkek engelli olduğu için hakaret ediyor ve kadınla cinsel ilişkiye girmeyeceğini söylüyor. V.D.’ye şiddet gösteren erkek, bir süre sonra eve birlikte olduğu kadınları getiriyor, V.D.’nin yanında o kadınlarla birlikte oluyor ve kadın, izlemek istemediğini söyleyince şiddet uyguluyor: 

“Ablamın huzuru bozulmasın diye görücü usulü ile evlendim. Evlendiğim kişiyi çevremizdeki insanlar bulmuştu. Beni ‘Ne sen üzül ne de ablan üzülsün’ diye ikna ettiler. Resmi nikah kıyıldı ve biz eve gittik. O andan itibaren hakaretler başladı. Evliliğimiz tokatla başladı. Ona, ‘Benimle neden evlendin, dövmek için mi? Yuva kurmak için evlendik biz’ dediğim zaman bana, ‘Ben seninle cinsel ilişkiye girmeyeceğim, benim hayatımda bir sürü kadın var. Ben senin yüzüne bakar mıyım?’ dedi. Dayak ve hakaret yemenin yanında eve kadınlar getirdi, gözümün önünde kadınlarla birlikte oldu. Ben diğer odaya geçtiğim zaman beni dövüyordu ve benim onları izlememi istiyordu. Ben de mecbur izlemek zorunda kalıyordum. Yoksa dayak yiyeceğimi biliyordum. Sonra olayı abarttı ve kadınlarla benim de birlikte olmamı istedi, kabul etmediğim zaman da yine dayak yiyordum.”

“Beni seks işçiliğine zorladı: ‘Git o zaman kendini sat’”

V.D.’nin evli olduğu erkek bir süre sonra kadından çalışmadığı halde para istemeye başlıyor. Kadın para bulamayacağını söylüyor ancak erkek bu konuda ısrarcı olup konuyu seks işçiliğine getiriyor. Kadın bunu kabul etmeyince de erkek, kadının üzerine kaynar su döküyor, gözüne yapıştırıcı döküyor ve ateş tutuşturucu jel yakıtla kadını yakmaya çalışıyor:

“Birden benden para istemeye başladı. Ben çalışmıyorum, parayı nerden bulurum. Bunu ona sorduğumda ise ‘Git o zaman kendini sat. Seninle olacak erkekler var, sen kabul edersen hemen onları getiririm’ diyordu. Ben bunu kabul etmememe rağmen eve erkekler getiriyordu. Beni para karşılığında birlikte olmaya zorluyordu, olmadığım zaman da şiddet gösteriyordu. Ben çok direniyordum, polisi aradığım zaman da eve gelen erkekler kaçıyordu. Ben erkeklerle ilişkiyi kabul etmedim diye gözüme yapıştırıcı döktü, şalla boğmaya ve çaydanlıktaki kaynar suyu üzerime dökmeye çalıştı. Ben bunları başka erkeklerle olmuyorum diye yaşadım. Üzerime sobalara ateş başlatmak için kullanılan sıvıdan döküp, yakmaya çalıştı.”

“Çocuğumu satıp para kazanmak istedi”

Cinsel hayatlarının olmadığını söyleyen kadın, bir gece evli olduğu erkeğin cinsel tacizine maruz kalıyor. Bir süre sonra hamile olduğunu öğrenen kadın, çocuğu doğurmak isterken, evli olduğu erkek çocuğu aldırmasını istiyor. Erkek, çocuğun doğmasına, doğduktan sonra evlatlık olarak satmak şartıyla izin veriyor:

“Bizim bir cinsel hayatımız yoktu. Bir gün yine uyuşturucu kullanıp eve gelmişti, o zaman cinsel tacizde bulundu, ben öyle hamile kaldım. Doktorlar ilk evliliğimde çocuk sahibi olamayacağımı söylediği için ilk başta hamile olduğumu anlamadım. Bunu öğrenince o, çocuğu aldırmak istedi. Ben aldırmak istemeyince de doğurup, çocuğumu satmamı istedi. Çocuğumu satıp, parayı ortak bölüşecekmişiz. Benim böyle bir şeyi kabul etmem imkansızdı ve sonra da dayak yemeye başladım. Çocuğum doğduktan sonra da evlatlık vermeyeceğimi söylediğim zaman bana bıçakla saldırdı.”

“Bu erkek ya beni kesecek ya da çocuğumu kaçıracak”

V.D.’nin açtığı şiddet davaları düşmüş, boşanma davası ise sonuçlanmamış. Son duruşmada erkek, polislerin gözü önünde, “Senin azrailin ben olacağım” diye tehdit ediyor. Kadın yedi senedir boşanmaya çalışıyor ancak başvurduğu yerlerde kapılar yüzüne kapanıyor. Şu anda avukatı olmayan kadın, adaletin neden sağlanmadığını soruyor:

“Boğmaya çalıştığı gün evden gitti. Kaldığım evden savcı ve muhtar kurtardı beni, bana ev tuttular. Ancak orayı da buldu. Sonra kadın sığınma evine gittim. Sürekli peşimdeydi. Bana zarar vermek, çocuğu da kaçırmak istiyordu. Kaçırıp satacaktı. Ben bu erkekten yedi senedir kaçıyorum. Boşanmaya çalışıyorum ve boşanamıyorum. Ne benim ne de çocuğumun can güvenliğimiz yok. Bu ya beni kesecek ya da satacak. Sanırım bunu istiyorlar. Ben sokaklarda, hastanelerde kaldım. Televizyonlarda ‘Adalet var’ deniyor. Nerede o adalet? Neden benden yana olmadı? Ya bana bu devletin polisi ‘Kocandır dövecek tabii ki. Ben de sizi anlamıyorum, kapatın ağzınızı oturun’ dedi. Artık lütfen benim sesimi duyun.”

“Rahim ağzı kanseri oldum ve vücudumun yarısını sardı”

V.D.’nin yaşadıkları sadece psikolojisini değil sağlığını fiziksel olarak da etkilemiş. Sokaklarda yatmaktan kas ağrılarının oluştuğunu söyleyen kadın, bir ay önce rahim ağzı kanserine yakalandığını öğreniyor. Doktor, kanserli hücrenin vücudunun belli bir kısmını sardığını ancak daha detaylı tedavi için özel bir hastaneye gitmesi gerektiğini söylemiş. Kadın, maddi durumundan dolayı bunun imkansız olduğunu ancak mücadeleden vazgeçmeyeceğini söylüyor: 

“Bu kadar şeyin yanı sıra şimdi de rahim ağzı kanseri olduğumu ve bu hücrenin vücudunu sardığını öğrendim. Maddi imkanım olmadığı için tedavi olamıyorum. Ben çocuğum eksik büyümesin diye elimden geleni yaptım, yapmaya da devam edeceğim. Kanserim, engelliyim ve birçok hastalığım var ama ben yine de mücadele edeceğim.”

“Adaleti sadece kendim için değil, bütün kadınlar için istiyorum” 

V.D. şu anda yaşadığı yerde ilçe belediyesinin yardımıyla bir iş bulmuş ancak ağrılarından dolayı çalışamıyor. Kendisi ve başka kadınlar için mücadele edeceğini söyleyen, tek isteğinin çocuğu ile birlikte korkmadan yaşamak olduğunu belirten V.D. adalet istiyor:

“Ben sadece kendim için değil, şiddete, hak kaybına uğrayan bütün kadınlar, çocukluğunu yaşayamamış genç kızlar için adalet  istiyorum. Engelli anneler, tecavüze uğramış ve itilip kakılan kadınlar için adalet istiyorum. Ben tüm kadınlar için söylüyorum, ‘Mücadele yolu varsa, umut da vardır.’ Benim en büyük umudum biran önce boşanmak ve oğlumla mutlu ve korkusuzca yaşamak. Tüm devlet yetkililerine sesleniyorum, ben adalet arıyorum. Bu adalet benim ayağıma pranga, ellerime kelepçe değil. Lütfen benim sesimi duyurun artık.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.