Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İzmir-Güzelbahçe’de Suriyeli üç mülteci işçi yakılarak öldürüldü – İnsan hakları örgütleri: Nefret söylemleri, mültecileri ırkçı saldırılara açık hale getiriyor

Haber – Kamera – Kurgu: Aytuğ Özçolak

İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde 16 Kasım’da üç Suriyeli mülteci işçi Ahmed El Ali, Memun En Nebhan ve Muhammed El Hüseyin El Abdo El Biş çalıştıkları işyerinde yakılarak öldürüldü. Medyascope’a konuşan öldürülen işçilerin çalıştığı şirketin avukatı Göktuğ Dağgeçen, “Gözaltına alınan şahıs olayı tasarlayarak, bilinçli şekilde yaptığını söyledi” dedi. İnsan hakları örgütlerinin bugünkü (22 Aralık) ortak açıklamasında da Olayın tasarlanarak ırkçı saikle işlendiği ortadadır. Türkiye’deki yoksulluğun, işsizliğin sorumlusu olarak mültecilerin, sığınmacıların ve göçmenlerin gösterilmesi, onları nefret söylemine maruz bırakarak ırkçı saldırılara açık hale getirmektedir” denildi.

Avukat Dağgeçen: “Yangından kurtarıldıklarında yaşıyorlardı”

Öldürülen işçilerin çalıştığı şirketin avukatı Göktuğ Dağgeçen, olayı Medyascope‘a şöyle anlattı: “Olay 16 Kasım’da saat 04.00- 04.30 sularında bir yangın şeklinde gerçekleşti. Müvekkilim, yani şirketin sahibi, 04.30 sularında zaten yakın bir mesafede olduğu için hemen oraya intikal etti. Polis, itfaiye herkes çağrılmıştı. Zaten devriye gezen polisler de durumu gördü. Yangından üç arkadaş çıkarıldığında yaşıyorlardı. Bunun üzerine Bozyaka, Yeşilyurt ve 9 Eylül hastanelerine kendileri sevk ettirildi ve arkasından müvekkilim de onlarla birlikte gitti.”

“İki gün sonra iki arkadaş vefat etti”

Sabah saatlerinde itfaiyenin olay yerinde incelemelerde bulunduğunu aktaran Dağgeçen, “İtfaiye sobadan çıkan bir yangından şüphelendiklerini söyledi. Sonrasında saat 12.00-13.00 sularında olay yeri incelemeyi oraya çağırdık. Olay yeri inceleme de verdiği ilk izlenimde sobadan olabileceği kanısındaydı. Bir iki gün geçtikten sonra iki arkadaş vefat etti. Onlarla ilgili defin işlemleri müvekkillerin kendi aile mezarlığında yapıldı. Yakınlarına en kısa sürede haber vermeye çalıştık ancak ulaşması biraz daha zordu haberleşme anlamında” diye konuştu.

“Zanlı 10 gün sonra yakalandı, suçunu itiraf etti”

Urla ilçesinde çalışan bir işçinin söyledikleri üzerine olayın daha farklı bir boyuta geçtiğini vurgulayan Dağgeçen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Olayın olduğu günün saat 8-9.10.00 civarında arkadaşların yanarak öleceğini söyleyen bir şahıstan şüpheleniliyordu. Bu ifadesi üzerine biz, kendisinin emniyete gidip ifade vermesini söyledik çünkü bütün şirket çalışanlarının ifadelerini verdirdik Güzelbahçe Emniyeti’ne. Bu ifade verildikten sonra iş biraz daha farklı bir noktaya geldi ve bununla ilgili olarak teknik takip başladı. Yaklaşık olarak bildiğim kadarıyla 10 günlük süre içinde aynı şahıs bir karı kocaya saldırı gerçekleştiriyor. Bu saldırı üzerine gözaltına alındığında bu olayı da kendisinin tasarlayarak ve bilinçli şekilde yaptığını söyledi. Şu anki süreç bu aşamada.”

İnsan hakları örgütlerinden açıklama

Hak örgütleri, üç mülteci işçinin öldürülesiyle ilgili İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi’nde kamuoyuna açıklamada bulundu. Açıklamaya, Özgürlük için Hukukçular Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği’nin İzmir şubeleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Temsilciliği, Hak İnisiyatifi, Halkların Köprüsü Derneği, Mülteci Medyası Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İzmir Barosu, Mülteci Der, Konak Kent Konseyi Mülteci Komisyonu, Hepimiz Göçmeniz Irkçılığa Dur De Platformu destek verdi.

Ortak açıklamayı İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin okudu. İncin, görüşmelerinin ardından elde ettikleri bilgileri şöyle paylaştı:

“16 Kasım 2021 günü saat sabah dört civarında katil, mültecilerin kaldığı odayı benzin dökerek yakmıştır. Olay günü, olay yeri inceleme, Güzelbahçe Emniyeti ve itfaiye ekiplerinin olay yerinde incelemeler gerçekleştirdiği, itfaiye ekiplerinin gerçekleştirdiği incelemelere göre ilk raporlarında mültecilerin kaldığı odada bulunan elektrikli sobadan kaynaklı yangının çıktığı belirtilmiştir. Ancak olayı gerçekleştirmeden önce akşam 20.00-21.00 civarı Urla’da çalışan bir işçi arkadaşına, ‘Orası yanacak, o Suriyeliler bugün ölecek’ şeklinde konuştuğu, daha sonra işyeri çalışanlarının bu duyumu öğrenmeleri üzerine işyeri sahibi ve avukatlarına bilgi verdiği ve daha sonra bu duyumun emniyete iletildiği ve emniyet tarafından kişinin tespit edilerek teknik takibe alındığı belirtilmiştir.”

“Olayın tasarlanarak ırkçı saikle işlendiği ortada”

İncin, zanlının bu olaydan 10 gün sonra 26 Kasım günü, Güzelbahçe’de bulunan iddaa bayisi sahibi bir kişiyi ve eşini, evlerinde bıçakladığını ve aynı gün yakalandığını aktardı:

“O gün verdiği ifadesinde Güzelbahçe’de yaşamını yitiren Suriyeli mültecileri kendisinin bir bidon benzin dökerek yaktığını söylemiştir. Katil bu ifadesinin üzerine tutuklanmış ve hapishaneye sevk edilmiştir. Dosyayı inceleyebildiğimiz kadarıyla olayın tasarlanarak ırkçı saikle işlendiği ortadadır. Ancak kamuoyunda kişinin akli dengesinin bozuk olduğu, Suriyeli mültecilere yönelik ırkçı saikle cinayet işlemediği gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu durum ırkçı saikle işlenen cinayetin örtbas edilmesine yöneliktir. Dosyadaki kısıtlama nedeniyle şimdilik bu kadar bilgi verebilmekteyiz. Ancak soruşturma ve kovuşturma sürecini takip edeceğimizi ve ilerleyen aşamalarda bilgilendirmeye devam edeceğimizi ifade ediyoruz.”

“Mülteciler ağır bedeller ödüyor”

Türkiye’de nefret söylemleri, ırkçı saldırılar ve cinayetlerin her geçen gün katlanarak arttığını söyleyen belirten İncin, şöyle devam etti:

“Mülteciler ile ilgili sorunların başında ülkedeki yasalar ve yasaların uygulanışı gelmektedir. Türk Ceza Kanunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde bu durum her ne kadar düzenleme altına alınmış olsa da pratikte hiçbir karşılığı olmamakta, adli olaylar olarak dosyalara konu edilmektedir. Türkiye, mülteciler yönünden Avrupa’ya geçiş olarak kullanılan bir alan olması nedeniyle gerek Ortadoğu’da süren savaş ve gerekse de ekonomik ve siyasi baskılar nedeniyle yoğun bir mülteci akınına uğramaktadır. Kendi ülkelerinde süren savaş ve karşılaştıkları siyasi baskılar ve ekonomik sorunlar nedeniyle ülkelerini terk eden insanlar bir umutla insanca yaşadığı bir ülke ve koşullar aramak zorunda kalmaktadırlar. İnsanların umutları çoğunlukla devletler aracılığıyla birbirlerine karşı şantaj ve tehdit amaçlı kullanılmaktadır. Böylece mülteci konumundaki insanlar bu politikaların aracı olarak kullanılmalarının ağır bedellerini ödemektedirler.”

“Devamının geleceği endişesi yaşıyoruz”

Mülteci, sığınmacı, göçmenlere dönük ırkçı ve ayrımcı söylemlerin sürekli gündemde tutulduğuna dikkat çeken İncin, “Siyasi iktidar tarafından mülteci, sığınmacı ve göçmenleri araçsallaştıran söylem ve politikalar muhalefet tarafından mültecileri, sığınmacıları ve göçmenleri yük olarak gösteren politik söylem konusu haline getirilmesinde iktidar ve muhalefetin sorumluluğu olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’deki yoksulluğun, işsizliğin sorumlusu olarak mültecileri sığınmacıları ve göçmenlerin gösterilmesi onları nefret söylemine maruz bırakarak ırkçı saldırılara açık hale getirmektedir. Mülteci düşmanlığının gittikçe yayılmasının sonucu olarak 16 Kasım’da Güzelbahçe’de yaşanan bu saldırının benzerlerinin devamının geleceği endişesini yaşamaktayız” dedi.

“Siyasetçiler provoke edici söylemleri terk ermeli”

Mültecilerin, savaşlardan, yoksulluktan, yaşamlarını tehdit eden tehlikelerden kaçmak ve yalnızca yaşama tutunmak amacıyla bulundukları yeri terk etmek zorunda kaldığını dile getiren İncin, şu çağrıda bulundu:

“Siyasetçiler, hitap etmiş oldukları kitlelere karşı, mülteci/sığınmacı ve göçmenleri sorunların kaynağı olarak gösteren, provoke edici ve linçe açık hale getiren söylemleri derhal terk etmelidir. İnsan hakları savunucuları olarak Güzelbahçe’de yaşanan saldırı ile ilgili adli ve idari yönden etkin bir soruşturma süreci yürütmeye davet ediyoruz. İnsan Hakları Derneği olarak da sürecin takipçisi ve müdahili olduğumuzu, dosyanın takipçisi olduğumuz buradan kamuoyu ile paylaşıyoruz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.