Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ankara’da Yüksel Caddesi’nde eylem yapmak yasak, Ulus Meydanı’nda serbest – Doç. Doğan Çetinkaya: “Yapılan, toplumsal hareketlerin ıslah edilme girişimidir”

Ankara’da toplumsal itirazların dile getirildiği ve sokak eylemleriyle özdeşleşmiş kamusal alan Yüksel Caddesi idi. Son zamanlarda bu eksen Ulus Meydanı’na kaydı, artık basın açıklaması yapmak isteyenler için “polisin izin verdiği” alan Ulus Meydanı. Bu değişimin toplumsal hareketler açısından ne anlama geldiğini İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Doğan Çetinkaya’ya sorduk. Yüksel Caddesi’nde eylem yapmanın yasaklanmasının devlet kurumların yakın olmasıyla ilgisi olmadığını söyleyen Çetinkaya, “Burada yapılan, toplumsal hareketlerin terbiye edilme, ehlileştirilme ve ıslah edilme girişimidir. Yani ‘Biz size açıklamanızı istediğimiz yerde yaptırabiliriz’ demektir” diye konuştu.

Toplumsal hareketler, direnişler ve ayaklanmalar ile toplumsal mekan arasındaki ilişkinin çok önemli olduğunu söyleyen İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Doğan Çetinkaya, “Herhangi bir şeyi protesto eden onun aleyhinde kendi sözünü ifade etmeye çalışan hareketlerin, bunu nerede ifa ettikleri, hem işlevsel hem de sembolik olarak önemlidir. Kitlelere kamuoyuna ulaşmak ve kendi sözünü söylemek işlevsel olarak önemlidir. Kendiniz temsil etmek, görünür kılmak ve kendi varlığınızı ortaya koymak açısından da sembolik bir önemi vardır. Bundan dolayı bunu engellemek isteyenler hem sembolik varlığınızın engellenmesine ortadan kaldırılmasına yönelik olarak bir kasıtta bulunurlar hem de işlevini sınırlandırmaya çalışırlar” dedi.

Polisin Kızılay’da eylem yapılmasını, Meclis’e, bakanlıklara, devlet kurumlarına, Genelkurmay’a yakın olduğu için yasaklamadığını, zaten açıklama yapanların oralara yürüyecek gücü olmadığını vurgulayan Doğan, şunları söyledi:

“İşlevi daha tehlikeli ise bunu ortadan kaldırmaya çalışırlar, yasaklarlar. Fiziksel olarak zor kullanarak bunu önlemeye çalışırlar, bazen de bunu tamamen biteviye yapamayacakları için sembolik olarak sizi sınırlandırmaya çalışırlar. Bunun için de, sizin yaptığınız açıklamalara, mekan kullanımına müdahale ederler. Sizi çevreleyebilirler, etraftaki kitleden yalıtmaya çalışabilirler ve böylece insanların oraya girmesine, size ulaşmasına sizin sesinizi duymasına engel olmaya çalışırlar. Mesela polis, kalkanlarla etrafınızı çevirip çevrenizi terörize ederek sizi hayatın olağan akışından yalıtmaya çalışabilir, ya da sizin yerinizi değiştirebilir.

“Sembolik olarak sizi oraya gitmek zorunda bırakıyorlar”

Örneğin, İstanbul’da da Yenikapı Kutlama Alanı iktidar tarafından ‘Taksim yerine size burayı tahsis ettik, eyleminizi burada yapın’ dedikleri bir yer. Yenikapı, şehirden kopuk bir ada olması amacıyla da gösterilir evet ama bundan daha önemlisi sembolik olarak sizi oraya gitmek zorunda bırakıyorlar. Bunun örneklerini dünyada da görebiliriz mesela Amerika Birleşik Devletleri’nde polis gösteri yapacaklara eğitim verir; nasıl yürüyeceksiniz, nasıl pankart tutacaksınız, nasıl döneceksiniz şeklinde. Bunu kabul ettiğiniz zaman da aslında protesto etmekten yavaş yavaş uzaklaşıyorsunuz ve kendinizi sınırlandırılmış, bir yerde tanımlanmış, bir şekilde bir hareket ifa ederek ifade etmiş oluyorsunuz. Bu anlamda da aslında nizam için zararınızdan ve zehrinizden arındırılıp sistem için tehlikesiz hale getiriliyorsunuz.”

“Yaptığınız şey gerçekse sıkıştırıldığınız alanı örgütleyerek çıkabilirsiniz”

Doç. Dr. Çetinkaya, bu engellemenin avantaja da dönüştürülebileceği görüşünde:

“Elbette bir mekan fetişizmi içerisinde de girmemek, bunu da görebilmek gerekiyor. Mekanın sembolik ya da işlevsel önemi oradaki protestonun önüne de geçmemeli. Yüksel Caddesi’nde eylem yapmanın, Kızılay’da varlık göstermenin kendisi, Ulus’a göre çok büyük bir fark yaratmamalı. Bu anlamda hükümetin, polisin Ulus’a sevk etmesi bizi sınırlandırılabilir ama kendi varlığınızı orada da görünür kılmaya başlıyorsanız ve yaptığınız şey gerçekse, Ulus cumhuriyetin bir projesi iken, daha muhafazakar milliyetçi bir yer durumuna gelmiş olsa da sıkıştırıldığınız alanı da örgütleyerek çıkabilirsiniz. Bu da çok önemli tarihsel bir kazanım olur.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.