Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cengiz Özdemir yazdı: İstanbullu kim?

Bundan tam 30 sene önce Tarih Vakfı tarafından çıkartılan üç aylık İstanbul Dergisi’nin ilk sayısının dosya konusu “İstanbullu kim?” idi. Yaklaşık 25 sene yayın hayatına devam eden dergi artık tarih sahnesinden çekildi. Lakin bendeniz halen tüm sayılarını toparlamaya, buldukça almaya çalışırım. 1980’lerde çıkan Şehir Dergisi, Argos Dergisi, Gergedan Dergisi gibi dergileri elim değdikçe alıyorum. Bu dergilerin benzerleri çok çıktı ama emsalleri hiç olmadı. Umarım bundan sonra olur.

Kimler yok ki bu soruya cevap arayanların arasında? Mübeccel Kıray, İlber Ortaylı, Semavi Eyice, Alan Duben, Latife Tekin, Orhan Koloğlu, Murat Belge, Doğan Kuban, Edhem Eldem, Çelik Gülersoy, Zafer Toprak, Şükran Ketenci, Füsun Özbilgen, Pınar Kür, Cahit Kayra vs. vs.. Şimdi bir kısmı hayatta, bir kısmı aramızdan ayrılmış bu yazar terkibi insanda bir ürperti yaratmıyor değil. Bu kadar ağır topların, aklı başında adamların yazıp çizdiği, anlatıp paylaştığı İstanbul’un 30 senede geldiği hal ortada. Mesela o günlerde doğalgazlı İstanbul tartışılmış ağırlıkla. Doğalgaz yeni gelmiş, İstanbul köstebek yuvası gibi kazılmış, bunun getireceği avantajlar ve dezavantajlar tartışılmış. Neticede doğalgazın gelmesi şehirleşmeyi daha da arttırmış, göçü hızlandırmış, kaçınılmaz olarak şehir iyice XXXL bir hal almış, azman kent olmuş. O günlerde bu uyarılar yapılmış ama dinleyen olmamış.

Derginin dosya konusuna dönecek olursak şehrin en eski tartışma başlıklarından biri “İstanbullu kim?”, “İstanbul neresi?” soruları olsa gerek. İstanbul neresi sorusuna bir zamanlar şöyle bir cevap verilmiş: “Denizden görülen ve denizi gören yerler İstanbul’dur.” Artık bu tanım çok geçerli sayılamaz elbette. Kozyatağı’na “İstanbul değildir” demek abesle iştigal olur. Yani belki 30 sene önce doğru olabilirdi ama bugün artık bunu söylemek zor.

Gelelim asıl soruya: İstanbullu kim? Bugün bir nüfus sayımı yapılsa 16 milyon İstanbullu’nun bırakın babasını annesini, kaçı acaba İstanbul doğumludur? Bir kuşak geriden İstanbul’a yerleşenlerin oranı nedir? İki, üç, dört, beş kuşak önceden İstanbullu olan kaç kişi yaşar bu şehirde? Muhtemelen çok cılız rakamlar ve oranlar karşımıza çıkacak. 2000’li yıllardan itibaren tüm dünya müthiş bir göç hareketi başladı. Gerek oluşan yeni dünya düzeninin yarattığı iç karışıklıklar, gerek globalleşen ekonomi gibi nedenlerle insanlar doğdukları değil, doydukları yerlere göçtüler. Bu göç genellikle doğudan batıya, kırsaldan kentlere doğru gerçekleşti. Bu cazibe merkezlerinden biri de İstanbul’du. Gerek iç göçlerin, gerek uluslararası göçlerin toplanma ve dağıtım merkezi İstanbul oldu.

Gerçi tarih boyunca İstanbul hep kozmopolitti. Mermer değil, mozaikti. Örneğin 30 sene önceki dergilerin güncel konusu Doğu Avrupa’dan ve Rusya’dan gelen göçmenler, tüccarlar vb. misafirler olmuş. Bugünkü konularımız yine aynı. Tek fark, Doğu Avrupalılar yerlerini, Suriye ve Orta Asyalı kavimlere bırakmış. Doğu Avrupalılar artık “turist”, diğerleri göçmen olmuş. Bu sorunlar İstanbul tarihinde hep vardı. Taşı toprağı altın sayılan İstanbul hep bir cazibe merkezi olmuş. Bu dinamik yapı hiçbir zaman bir durulma yaşamadı. İstanbul hep göç aldı ve göç verdi. Şu soru hep baki kaldı: İstanbullu kim?

İstanbul Dergisi’nde buna verilen net bir cevap yok. Herkes kendince birtakım cevaplar üretmiş. Ama net bir tanım yok. İstanbul’da doğan mı İstanbullu, İstanbul’u yaşayan mı İstanbullu, İstanbul’u bilen mi İstanbullu, İstanbul’da yaşayan mı İstanbullu? Bunun gibi pek çok soru çoğalarak sorulabilir. Son tahlilde bence İstanbul’un farkında olan İstanbullu’dur. Fark etmek, dertlenmek, sahip çıkmak, çözüm üretmek İstanbullu olmanın en önemli belirleyenidir. Benim nazarımda şehre dün gelip böyle bir farkındalık geliştiren, yedi göbekten İstanbullu olup şehirle hiçbir ünsiyet kurmayandan çok daha fazla İstanbullu sayılır. Bu şehirde doğmak çok bir şey ifade etmiyor. İstanbul’a sahip çıkan İstanbullu’dur.

Herkese iyi hafta sonları!

Cengiz Özdemir’in önceki yazıları:

Yitip giden İstanbul

İstanbul’un sokak köpekleriyle imtihanı

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.