Mart 2021’de Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Suriye’de yakalanan ve ifadeleri geçen günlerde 10 Ekim 2015 Ankara saldırısı dava dosyasına eklenen Kasım Güler, Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) Türkiye’den giden cihatçılarca oluşturulmuş en büyük silahlı yapılardan biri Konyalılar Ketibesi’nin (askeri birliği) öncülü olan Seyfülislam Ketibesi’nin kendisi tarafından, İlhami Balı ve Mustafa Güneş’le olan tanışıklığı sayesinde kurulduğunu anlatıyor. Pakistan’ın Veziristan bölgesinde konuşlanmış İslami Cihat Birliği saflarında askeri eğitim alıp Pakistan’da ve Türkiye’de yıllarca bu örgüt adına faaliyet yürütmüş Kasım Güler, hem cihat tecrübesi hem de Balı ve Güneş’le olan tanışıklığı sayesinde IŞİD’den kendi askeri birliğini kurma izni aldı. Seyfülislam Ketibesi ve ardından oluşturulan Konyalılar Ketibesi, Konya’dan onlarca kişinin IŞİD’e katılmasını kolaylaştırdı.
2014’te 24 yaşındayken IŞİD’e katılan Hüseyin Peri, YPG’nin eline düştükten sonra verdiği bilgilerde, Suriye’ye gidişini ve aldığı askeri eğitimi detaylarıyla anlatıyordu.
Peri Suriye’de IŞİD saflarında aldığı eğitimi şöyle tarif ediyor:
“Özbekler ve Türklerle şer’i muasker (dini eğitim) gördük. Sonra askeri eğitim görmeye başladık. Türkler vardı, Konyalılar. Özbek bir grup. Türk ketibesi (askeri birliği) Haseke’deki Şeddadiye’deydi. İsmi Seyfülislam Ketibesi.”i
Peri, aldığı eğitimin ardından katıldığı Seyfülislam Ketibesi’nin, yani Seyfülislam Askeri Birliği’nin genel komutanını ayrıntılarıyla tarif ediyor. Peri’ye göre birliğin genel komutanı Konyalıydı ve yaklaşık 45 yaşında olduğu tahmin edilen bu adam Ebu Usame el-Kürdi adıyla biliniyordu. Daha önce Afganistan’da cihada katılmıştı ve komutası altındakilere –Peri’nin ifadesiyle– “Biz Afgan cihadında şöyleydik, böyleydik” diye, savaş anılarını anlatmadan edemiyordu.
Hüseyin Peri, Seyfülislam Ketibesi yöneticilerinden birinin daha ismini hatırlıyor: Ebu Usame el-Kürdi’nin genel komutanlığını yaptığı Seyfülislam Askeri Birliği’nin askeri komutanlığını, Ebu Usame el-Kürdi’nin kardeşi Abdülselam üstlenmişti.
Peri’ye göre, acemi askerlerin yaş ortalaması 20-22 civarındaydı ve bir kısmı Peri gibi kendi araştırmaları sonrasında IŞİD’e katılmayı seçmiş, bir kısmıysa Konya’da medrese eğitiminden geçtikten sonra IŞİD’e katılmıştı.
Hüseyin Peri tarafından, Afganistan’daki cihada katılmış, 45 yaşlarındaki Konyalı komutan diye tarif edilen kişi, IŞİD’in “Türkiye Vilayeti” olarak adlandırılan yapılanmayı 2019 yılında bir süreliğine yönetecek, IŞİD komuta kademesi içinde en yüksek rütbeli Türkiye kökenlilerden biri olacak Kasım Güler’di. Kasım Güler IŞİD içinde Usame künyesiyle, kardeşi Talip Güler ise Abdülselam künyesiyle tanınıyordu.ii
Kasım Güler, Mart 2021’de Türkiye’ye kaçak yollardan girmeye çalışırken, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) kontrolündeki bölgede MİT tarafından yakalandı ve sorgulandı.
İfadeleri 10 Ekim 2015 Ankara saldırısı dava dosyasına eklenince, Güler’in yaklaşık 20 yaşında, inşaatlarda çalışırken Seyyid Kutub’un Yoldaki İşaretler kitabından etkilenmesiyle başlayıp, 30’larının sonunda Pakistan’ın Veziristan bölgesindeki İslami Cihat Birliği’ne, 49 yaşındaysa IŞİD’in “Türkiye Vilayeti” yapılanmasının yöneticisi olmasına uzanan biyografisi ortaya çıktı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Güler’e göre, IŞİD’e Türkiye’den katılanların oluşturduğu ilk askeri birimlerden Seyfülislam Ketibesi’nin kuruluşu da, Güler’in İlhami Balı-Mustafa Güneş ikilisiyle tanışıklığından ve Güler’in Veziristan’daki cihat tecrübesinden kaynaklanıyor.
Kasım Güler, Pakistan’da faaliyet yürüten İslami Cihat Birliği’ne Konya’da yardım toplarken cezaevine girmiş ve Adana’da el-Kaide bağlantılı suçlardan hapis yatan İlhami Balı’yla aynı cezaevinde kalmıştı.
Türkiye topraklarında IŞİD tarafından gerçekleştirilmiş şiddet eylemlerinin soruşturulduğu dosyaların neredeyse hepsinde adı geçen İlhami Balı, Türkiye ile IŞİD’in ortak kara sınırlarına sahip olduğu dönemde sınırı yönetmişti ve IŞİD’in “Hicret Bakanlığı”nın en önemli saha elemanlarından biriydi. Birçok defa öldüğü yönünde söylentiler çıksa da İlhami Balı’nın akıbeti hâlâ belirsizliğini koruyor.
2014’te oluşturulan Seyfülislam Ketibesi, aralarında Özbekler’in ve Konyalılar’ın bulunduğu yaklaşık 150 savaşçıdan oluşuyordu. Seyfülislam Ketibesi’nin dağılmasından sonra kurulan Konyalılar Ketibesi ise sadece Konyalılar’dan oluşuyordu ve savaşçı sayısı 200 civarındaydı.
Veziristan’da ilk cihat tecrübesi
1970’te Van-Erciş’te doğan Kasım Güler, 16 yaşına kadar köyünde çobanlık yaptı. 16 yaşında Muğla’daki bir akrabasının yanına gitti ve burada hem kendisini Seyyid Kutub’un eserleriyle tanıştıran hem de daha sonra kayınpederi olacak kişiyle tanıştı. Askerliğini yaptıktan sonra eşinin ailesinin yaşadığı Ankara’nın Gölbaşı ilçesine yerleşti ve inşaat işleri yapmayı sürdürdü.
Kasım Güler’in kardeşi Talip Güler, 2007’de cihada katılmak üzere Türkiye’den ayrılmış, Pakistan ve Afganistan’da faaliyet gösteren İslami Cihat Birliği’neiii katılmıştı. Kasım Güler de 2008 yılında kardeşini izledi ve 2008’de İran üzerinden Pakistan’a geçti.
Pakistan’ın Veziristan bölgesinde konuşlanmış İslami Cihat Birliği, o dönemde yerel politik hedefleri bir kenara koyup el-Kaide çizgisine yaklaşmış, bilhassa Avrupa’da eylemler yapma gayreti içine girmişti. iv Özellikle Avrupa’da yaşayan Türkler, Orta Asyalılar ve Özbekler’in örgütlendiği İslami Cihat Birliği’nde askeri eğitim alan Kasım Güler, kendi ifadesine göre, 2010 yılında aldığı talimatla Türkiye’ye dönerek Konya’ya yerleşti ve burada İslami Cihat Birliği için bağış toplamaya başladı.
2012’de İlhami Balı’yla cezaevinde tanışma
Güler bağış topladığı dönemde el-Kaide operasyonları kapsamında iki defa yakalanıp cezaevine gönderildi.
Güler uzun IŞİD kariyerinin temelini atacak tesadüfle, ikinci tutukluluğu sırasında gönderildiği Adana’da karşılaştı. Kasım Güler Adana’da tutuklu kaldığı dönemde, Adana’daki bir başka el-Kaide soruşturmasından tutuklanmış İlhami Balı’yla tanıştı.
İlhami Balı o dönem, Irak el-Kaide’siyle birlikte çalışan, Sanayi Grubu isimli Adana merkezli yerel bir örgütlenmenin parçasıydı ve Adanalı gençlerin Irak el-Kaide’si için örgütlenmesi, yurtdışından gelenlerin sınırdan geçirilip Irak el-Kaide’sine ulaştırılması ve Irak el-Kaide’sine SIM kart tedarik edilmesi gibi işlerle uğraşıyordu. Beraberindeki altı kişiyle birlikte 2 Nisan 2012’de tutuklanan Balı,v yaklaşık altı aylık tutukluluğu sırasında cezaevinde Kasım Güler’le tanıştı.
Bu tanışıklık 2014 sonrasında IŞİD’in “Hicret Bakanlığı”nda birçok görev üstlenecek, Türkiye-Suriye sınırını kontrolü altında tutacak İlhami Balı’yı belki çok etkilemedi ama Balı’nın referansı Kasım Güler’i IŞİD içinde dikkate değer biri haline getirdi.vi
2014-2021: Kasım Güler’in IŞİD dönemi
Güler cezaevinden çıktıktan sonra 2012’de Suriye’ye geçti. Önce Halep bölgesinde, Ahrar-uş Şam çatısı altında faaliyet yürüten bir gruba katıldı. 2013’teyse İslami Cihat Birliği’nden gelen talimat üzerine, örgütün Suriye biriminin kurucuları arasına katıldı. Güler’in bu yapılanmadaki temel işlevi, Türkiye’de topladığı paraları Suriye’deki örgüte ulaştırmaktı. 2013’ün ikinci yarısında İslami örgütler arasındaki çatışmalar şiddetlenince, İslami Cihat Birliği Suriye’deki faaliyetlerini durdurma kararı aldı.vii Bu gelişme üzerine Türkiye’ye dönen Kasım Güler, 2013’ün ikinci yarısını Konya’da ailesinin yanında geçirdi.
Güler Konya’da kaldığı sırada, oradaki çevresiyle IŞİD’e katılma fikrini değerlendirmeye başladı. Hatta Kasım Güler ve 15 kişilik bir grup, 2013’te Konya’dan İstanbul’a gitti ve burada IŞİD hakkında görüşmeler yaptı. Kasım Güler emniyet ifadesinde İstanbul’da görüştüğü kişiler arasında sadece bir kişinin, Mustafa Güneş’in ismini zikrediyor.
2014 başında Konya’daki grup IŞİD’e katılımı görüşmek üzere, Kasım Güler’in cezaevinden tanıdığı İlhami Balı’yla randevulaştı ve Kasım Güler’in ifadesiyle, “Gaziantep merkezinde, üç katlı, altında araç garaj girişi olan ve gelenlerin görünmeden garaj girişinden binaya girebildikleri, kirası IŞİD tarafından ödenen bir evde” İlhami Balı’yla bir görüşme gerçekleştirildi.
Balı o sırada sınır geçiş sorumlusu olarak çalışmaya başlamıştı ve IŞİD yetkilileriyle görüşmek isteyen Güler ile beraberindekilerin bir haftalık misafirlik belgeleri almasını sağladı.
Güler ve beraberindekiler, IŞİD komuta kademesi mensuplarıyla ilk tur görüşmelerini, Balı’nın referansıyla IŞİD topraklarına ziyaretçi olarak girdikleri dönemde gerçekleştirdi.
Olumlu geçen ilk tur görüşmelerin 15 gün sonrasında Kasım Güler tekrar IŞİD kontrolündeki toprakları ziyaret etti. Bu defa Rakka’ya giden Kasım Güler, 2013’te İstanbul’da tanıştığı Mustafa Güneş’le görüştü. Güneş o görüşmede kendisinin Emni yapılanmasında, yani IŞİD’in dış istihbarat biriminde çalıştığını söyledi ve Kasım Güler’e IŞİD içinde kendi askeri birliğini kurmasını teklif etti: “Sana bir ketibe (askeri birlik) kuralım. Adamlarını oraya götür, orada birlikte çalışın.”
Hem 2010-2014 döneminde aralıklarla yaşadığı Konya’da bir nüfuz alanına sahip olan hem de İslami Cihat Birliği’nin Suriye biriminin kuruculuğunu yaptığı için Suriye’de bulunan birçok Orta Asyalı savaşçıyı tanıyan Kasım Güler bu teklifi kabul etti.
IŞİD’in Haseke Valisi’ne başvuran Kasım Güler, Şeddadiye ilçesinde Seyfülislam Ketibesi isimli kendi askeri birliğini kurmak için resmen izin aldı.
O dönemde Kasım Güler’in Konya’dan tanıdığı birçok kişi IŞİD’in kontrol ettiği Haseke bölgesinde bulunuyordu. Bu kişiler arasında başta Konya’daki IŞİD destekçileri tarafından tanınan Bora ailesiviii fertleri geliyordu. IŞİD’e katılıp Haseke bölgesinde bulunan Konyalılar, Güler’in kurduğu Seyfülislam Ketibesi’ne katıldı, ardından da Konya’dan IŞİD’e katılmak isteyebilecekler için bu ketibenin uygun bir adres olduğu Konya’daki bağlantılara bildirildi. İslami Cihat Grubu’nun Orta Asyalı mensuplarının da eklenmesiyle –Kasım Güler’in ifadesiyle– “10-15 günlük zaman içinde ketibeye mensup kişilerin sayısı 60’a ulaştı.”
Emniyete göre, Kasım Güler komutasındaki Seyfülislam Ketibesi’nin büyüklüğü 150 kişiye kadar çıktı. Savaşçıların bir kısmı İslami Cihat Grubu’ndan IŞİD’e katılan çoğunluğu Özbek Orta Asyalılar’dan, büyük kısmıysa Konyalılar’dan oluşuyordu.
Bir süre belirli mevzilerde nöbet görevlerine atanan Seyfülislam Ketibesi, IŞİD’in Haseke’nin tamamını ele geçirmek için başlattığı askeri harekatta çok kayıp verdi. Şubat 2015’teki çatışmalar sırasında Kasım Güler de bacağından yaralandı ve uzun süre yürüyemedi.
Kasım Güler’in yaralanmasının ardından etkinliğini yitiren Seyfülislam Ketibesi, çok geçmeden Konyalılar Ketibesi’ne dönüştü.
Merkezi Haseke’den Ninova’ya kayan askeri birliğin başına, Konya’dan başka isimler geçti. Görgü tanıklıklarına ve Konyalılar Ketibesi içinde faaliyet gösteren savaşçılara göre, Kasım Güler dönemindekinden daha büyük hale gelen ketibenin savaşçı sayısı yaklaşık 200’e çıktı. Ketibenin tamamı Türkler’den oluşuyordu ve komutan Ebu Talha el-Türki, Konyalılar’ın Emiri olarak biliniyordu.ix
Hem Seyfülislam Ketibesi hem de Konyalılar Ketibesi’nin varlığı, Konya’da IŞİD’i destekleyen çevrelerce biliniyordu ve bu birliklerin Konyalılar’ın IŞİD’e katılımını kolaylaştıracağı düşünülüyordu.
i Hüseyin Peri’nin YPG tarafından çekilen videosunun tamamına buradan erişilebilir.
ii Hüseyin Peri, bu bilgileri YPG’nin elindeyken, yani esaret altındayken verdi. Dolayısıyla salt bilgi kaynağı olarak Peri’nin anlattıkları, Şeddadiye’deki askeri birliğe komutanlık eden Ebu Usame el-Türki ile Kasım Güler’in aynı kişi olduklarını ispatlamak için yeterli bulunmayabilir. Ancak Kasım Güler de 21 Haziran 2021 tarihli Emniyet ifadesinde, hem IŞİD için kullandığını künyenin Usame olduğunu söylüyor hem de kardeşi Talip Güler’in Abdülselam künyesiyle çağrıldığını söylüyor.
iii Türkiye’de pek tanınmayan İslami Cihat Birliği, İngilizce kaynaklarda Islamic Jihad Union (IJU) ismiyle geçiyor. Özbekistan İslami Hareketi içinden çıkan ayrılıkçı bir grup olan İslami Cihat Birliği, kuruluşunda İslami Cihat Grubu adıyla da anılıyordu. Grup bazı uluslararası kaynaklarda hâlâ ilk adıyla, Islamic Jihad Group (IJG) adıyla geçiyor.
iv İslami Cihat Birliği’nin en akılda kalıcı girişimi, 2007’de Almanya’daki şiddet eylemleri gerçekleştirmek isterken yakalanan Sauerland Grubu’ydu. Almanya doğumlu dört erkekten oluşan grubun iki üyesi Türkiye kökenliydi. Sauerland Grubu’nun tüm mensupları, İslami Cihat Birliği’nin Veziristan’daki kamplarında askeri eğitim almıştı.
v Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) mensup erler Sefter Taş ve Fethi Şahin’in yakılarak öldürüldüğü anları içeren Haçlı Kalkanı videosunda, infaza katıldığı görülen Hasan Aydın da aynı dosyadan İlhami Balı’yla birlikte 2 Nisan 2012’de tutuklandı. Aydın İlhami Balı’dan birkaç ay daha fazla tutuklu kalıp 3 Aralık 2012’de tahliye oldu. Dava sürerken, Hasan Aydın 2015’te Hatay’dan Suriye’ye geçmek isterken yakalanıp gözaltına alındı. Aydın yönetimindeki minibüste çeşitli askeri malzemeler ve bir de drone bulunmasına karşın Aydın adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu olaydan kısa bir süre sonra Hasan Aydın, 8 Mayıs 2015’te IŞİD’e katılmak üzere ailesiyle birlikte Türkiye’den ayrıldı. 24 Kasım 2015 tarihinde Sanayi Grubu mensuplarının yargılandığı davada karar çıktığında hem İlhami Balı hem de Hasan Aydın IŞİD saflarında yer alıyordu.
vi Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 2015/47793 sayılı soruşturma kapsamında hazırlanan ve Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan 2015/1030 sayılı iddianamede yer alan iletişim tespitleri, Kasım Güler’in 2014 yılı sonu itibarıyla IŞİD’e bağlı olarak Kilis üzerinden Türkiye-Suriye sınır hareketliliğini yöneten İlhami Balı ve Mustafa Demir’le çok yakın çalıştığını gösteriyor.
vii Kasım Güler’e göre, İslami Cihat Birliği 2013’te Suriye’deki faaliyetlerini durdurdu ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İCB’ye yakın savaşçıların 2019 itibarıyla hala İdlib’de faaliyetlerini sürdürdüğünü aktarıyordu.
viii Konya’daki Bora ailesinin birçok ferdi 2014’ten itibaren IŞİD saflarına katıldı ve birçoğu da savaşta yaşamını yitirdi. Bora ailesinin ismini, Konyalı birçok kişinin radikalleşme öyküsünde, örgütleyiciler arasında işitmek mümkün.
ix Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 2015/47793 sayılı soruşturma kapsamında hazırlanan ve Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan 2015/1030 sayılı iddianameden, Konyalılar Ketibesi’nde yer alıp daha sonra Türkiye’ye dönen A.S.’nin ifadelerinden.