Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ukrayna krizinden çıkarılabilecek jeopolitik dersler

*Renaud Duterme’in Mediapart’ta 23 Şubat’ta çıkan yazısını Haldun Bayrı çevirdi.

Bu yılın başından beri en çok sorulan sorular bunlar. Rusya ne yapmaya çalışıyor? Ukrayna’yla sınırına neden binlerce askerini yığıyor? İstilâ durumunda, bunun Avrupa kıtası üzerindeki sonuçları ne olurdu? Durumu anlamak için ufak bir jeopolitik ufuk turu.

Géographies en mouvement Manouk BORZAKIAN (Lozan), Gilles FUMEY (Sorbonne Üniv./CNRS). Renaud DUTERME (Arlon, Belçika), Nashidil ROUIAI (Bordeaux Üniv.).

Ukrayna ile Rus iktidârı arasındaki gerginlikler dün başlamamış olduğuna göre, iki ülke arasında hâlihazırdaki durumu anlamak için Soğuk Savaş’ın sonuna dönmek gerekir. Sovyet iktidârının çöküşüne, SSCB’nin parçalanmasına, ABD’li dev karşısında yaşanan aşağılanmaya… Rusya’nın yutkunarak sîneye çekmek zorunda kaldığı bütün o ağır lokmalara… 1990’lı yıllardaki yumuşama iki güç arasında bir yakınlaşmaya mahal vermişti elbette; fakat her şeyden önce, IMF’in (yani ABD’nin) yönetimi altında uygulanan şok tedâvisi, Rus ekonomisinin koca koca parçalarının oligarklar ve yabancı güçler yararına toplu bir biçimde özelleştirilmesine (yani tasfiyeye) yöneltmişti [1]. Çok önemli bir diğer unsur ise, ABD ile Almanya’nın Gorbaçov’a verdikleri, NATO’nun Rusya sınırlarına doğru genişlememe sözüydü.

© Tania Pougin

Rus emperyalizminin uyanışı

Bu söz, on yıldan az bir süre içinde Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ni askerî ittifâka katarak tutulmayacaktır. Bunun peşinden, ABD’nin Doğu Avrupa’ya füze kalkanları yerleştirme niyeti ya da Batılı güçlerin çok sayıda eski Sovyet cumhuriyetindeki devrimlere destek vermesi (2003’te Gürcistan’daki Gül Devrimi ve bilhassa ertesi yıl Ukrayna’daki Turuncu Devrim) Ruslar’ın –Vladimir Putin’in yönetimi altında– hassas noktalarını azdıracak ve artık Rusya’nın da komşularının iç işlerine burnunu sokması için bir bahâne sağlayacaktır bilhassa.

Başkalarının iç işlerine müdâhalenin doruk noktası, 2008’de Gürcistan’daki iki ayrılıkçı bölgenin kopuşunun tanınması olacaktır. Bir de elbette Kırım’ın ilhâkı (Ukrayna’nın güneyindeki yarımada Rusya için stratejik bir noktadır; zîra Karadeniz’e, dolayısıyla dünya deniz ticâretine erişimini kolaylaştırmaktadır) ve iki ülke arasındaki sınır bölgesi Donbass’taki ayrılıkçılara destek (o sırada resmen tanınmasa da). Dolayısıyla hâlihazırdaki durum, Rusya ile ABD’nin otuz yıldır nüfuz sâhalarını genişletmek için sürdürdükleri bir dizinin sâdece son bölümüdür.

Yeni bir Soğuk Savaş mı?

Bu bilgilerden yola çıkarak, Soğuk Savaş dönemine döndüğümüzü söyleyebilir miyiz? İlk başta isâbetli görünen bu yaklaşım, yine de Soğuk Savaş sırasında belirleyici olan ideolojik farklılıkların artık âdeta var olmadığını unutturmaktadır. Daha da beteri, Rusya’nın küreselleşmiş mevzûatsız kapitalizme coşkuyla katılmış olması, bu ülkeyi o sistemden ayrılmaz olan çelişkilere, yani yeni istihdam yaratma lüzûmuna ve ülke toprakları dışında yeni kaynaklar bulmaya sürüklemektedir. Bu yayılma ise kuşkusuz ancak aynı ikileme batmış diğer güçlerin aleyhine gerçekleştirilebilir. Coğrafyacı David Harvey bunu şöyle özetliyor: “Kapitalizmin işgali altındaki tüm topraklar aşırı sermâye üretecekler ve alanda çözüm arayacaklar buna. Kaçınılmaz biçimde başka toprakları nüfûzu altına almak ya da denetlemek için jeopolitik rekabetlerle sonuçlanacaktır bu” [2].

Aslında tanık olduğumuz, iki emperyalizm arasında yeni bir çatışmadan ibâret; Rusya tarafında, ABD’nin artık bir asırdır uyguladığı pis numaraların aynısıyla:

  • Başka ülkelerin iç işlerine karışma. Ukrayna ve Gürcistan dışında, Rusya’nın Beşar Esad’a desteği, ABD’nin on yıllardır desteklemiş olduğu çok sayıda diktatörlüğü (İran, Şili, Brezilya, Nikaragua, Haiti, eski Zaire, Irak, vb.) ister istemez akla getiriyor [3].

  • Ülkelerin istikrârını bozmaya ve “dost” devletler yaratmaya yönelik ayrılıkçı kuvvetlerin desteklenmesi. Burada da, Kremlin’in politikasını daha önce bir yerde görmüş olduğumuz izlenimine kapılıyoruz — meselâ 1903’te aynı adlı kanal üzerinde denetim kurmak için ABD’nin desteğiyle Kolombiya’dan koparılmış bir bölge olan Panama’da. Ya da 2008’de, uluslararası hukuku ihlâl etmesine rağmen Kosova’nın bağımsızlığının desteklenmesiyle Balkanlar’da.

  • Gayri resmî milislere başvurulması. CIA’in ABD çıkarları hesâbına karıştığı işlerin (yöneticilere suikastlar, darbeler düzenleme, casusluk, yolsuzluk, iç savaşlar) artık sayısı bilinmemektedir [4]. Göründüğü kadarıyla Wagner milisinin de ondan aşağı kalır tarafı yoktur. Gayri resmî olarak Kremlin’in hesâbına çalışan bu Rus özel askerlik şirketi, Rusya’nın bir rol oynadığı sâha operasyonlarının çoğunda etkindir. Suriye’den Mali’ye ve Orta Afrika’dan Libya’ya, Wagner, eninde sonunda ilgili ülkelerde Rus çıkarlarını savunma amaçlı güvenlik anlaşmalarının merkezinde yer almaktadır.

Propaganda mekanizmasının yola koyuluşu

Elbette emperyalist bir politika aslâ olduğu hâliyle haklı gösterilmez ve asıl çıkarları daha övgüye değer sâikler ardına gizleyen bir iletişim kampanyasıyla berâber yürütülür. “Savaşın ilk kurbanı hep hakîkattir” diyordu Rudyard Kipling. Bizim durumumuzda ise, iki taraf da, Belçikalı tarihçi Anne Morelli’nin ünlü “Savaş Propagandasının Ana İlkeleri”ne [5] uyan yoğun bir propagandaya girişmektedir. Nitekim Ruslar’la Amerikalılar kabahati birbirinin üzerine atmaktadır, içlerinden hiçbiri savaşı arzulamamaktadır, ama rakibi tarafından buna mecbur bırakılma riskiyle karşı karşıyadır. Bir klasik yani.

Batı’da dolaştırılan şeytânî Putin imgesinin de bâriz kıldığı bir şekilde, kötülüğü bir şahısla bütünleştirme olgusu. Rus tehdidini tek başına cisimleştirmektedir o. Zımnen, karmaşık toplumsal gerçeklikleri ve iç çelişkileriyle nüfusu 140 milyonu aşan bir ülke, tek bir adamın irâdesinin ve kişiliğinin insâfına kalmış durumdadır.

Her iki tarafta da, alevlenmenin sebepleri elbette insânîdir. Bir tarafta, Ukrayna topraklarının bölünmez bütünlüğünün savunulmasıdır. Diğer tarafta ise, Rus yanlısı ayrılıkçıların mâruz kaldıkları zulümlerdir.

Ve tabii ki, her yerde hazır ve nâzır ak-karacılık her türlü nüansa engel olmaktadır: Şu veya bu taraftan yana olma lüzumudur bu. Anne Morelli’nin yazdığı gibi : “Her savaşta, temkinli olmak isteyen, bir bakış açısı edinmeden önce her iki tarafı da karşılıklı dinleyen ya da her türlü resmî bilgiye kuşkuyla yaklaşan kişi, derhal düşmanla suç ortaklığı içinde telakkî edilir”. Eski hikâye…

Kısacası, hep berâber tanık olduklarımız hiç de o kadar yabancısı olduğumuz şeyler değil ve imparatorluk güçleri (ya da kendini öyle zanneden güçler) arasındaki sayısız çatışmanın bir numûnesini teşkil ediyor. Bununla birlikte durum endîşe verici, zîra savaş çıkması durumunda en ağır bedeli sivil ahâli ödeyecek. Silâh tüccarları ise (Başta ABD ve Rusya olmak üzere) bundan en çok yararlananlar olacak. Avrupa’ya gelince, kuşkusuz çok sayıda üyesinin Rus petrolüne ve gazına bağımlılığı nedeniyle bu dâvâdaki rolü hayli önemsiz görünüyor.

————-

Facebook:

[1] Joseph Stiglitz, Büyük Hayal Kırıklığı, çev: Deniz Vural ve Arzu Taşçıoğlu, PLAN B, 2003; La Grande Désillusion, Paris, Fayard, 2002.

[2] David Harvey, Géographie et capital. Vers un matérialisme historico-géographique, Paris, Syllepse, 2010, s. 231 [Sermayenin Mekânları, Eleştirel Bir Coğrafyaya Doğru, çev.: Deniz Koç, Kıvanç Tanrıyar, Başak Kıcır, Seda Yüksel, Sel Yay., 2022].

[3] Noam Chomsky’nin çalışmaları ABD dış politikasının hedeflerini fevkalâde biçimde özetliyor.

[4] Mark Zepezauer, CIA’nın Büyük Operasyonları, çev.: Hasan Bögün, Kaynak Yay., 1996; Les sales coups de la CIA, Paris, L’Esprit Frappeur, 2002.

[5] Anne Morelli, Principes élémentaires de propagande de guerre, Brüksel, Aden, 2010.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.