Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Elif Key yazdı: Sığınak

İnsana saklanacak yerler lazım. Sığınakları olmalı insanın. Savaş yüzünden değil. Gündelik hayatın saçmalığı içinde canını değil de aklını koruyabilmek için saklanacak yerler bulmalısın. Aklında bir tek evde limon olmadığı kalacak, tükenmez kalemle avucunun içine “lim” yazacaksın. Bir sen bileceksin ne demek olduğunu. Bakanlar anlamayacak, lim yazmış avucunun içine ne demekse artık diyecekler.

Sığınakları olmalı insanın, senden başka kimsenin nerede olduğunu bilmediği ve önünden yüz kere de geçmiş olsa haberinin olmayacağı, kimsenin yüz vermeyeceği bir yer, sana ait. Nerdesin diye ısrar ederlerse de at gitsin, nasılsa anlık bir merak uğruna sorduklarını biliyorsun, doğruyu söylemesen de olur. İptidai bir yer olmalı, plastik beyaz sandalyeli, masalarının, ayaklarının sağlam durmadığı, plastik çatal bıçaklı, çayını kahveni zehirleniyor muyum acaba diye düşünmeden plastik kaşıkla karıştırdığın bir yer. Bildiğin iki şey var: Evde limon yok ve zaten zehirlenmişsin zehirleneceğin kadar.

Streecha, iki numaradaki sığınağım. 7. Caddede. St. Georg Katolik Kilisesi’nin çaprazında, ismini Kiril alfabesiyle yazdıkları için bilenlerden başka kimsenin orada ne olduğunu bilmediği, bir ağrı merkezinin altına saklanmış ufacık bir kantin burası. Yıllar evvel kiliseye ek gelir olsun diye açılmış. O kadar çok geldim ki buraya, içimde patlayan her olayda, Soma’da, Ankara garında, Suruç’ta, Ahmet dışarı çıktığında, babaannem toprağın altına, kardeşim ameliyata girdiğinde. O kadar çok geldiğim bir yer ki, kahveyi yarı beline kadar sütlü, çayı yarı beline kadar soğuk suyla içebildiğimi bir onlar biliyor.

İade-i ziyaret sırası bende. Şimdi onlarda bombalar patlıyor, savaşma sırası onlarda. Gerçek bir savaş. Ve orası ilk kez bu kadar dolu. Ve çıt çıkmıyor. Kantinin en ucundaki televizyonun sesi sonuna kadar açık, ekrandaki spikerler Kiev’de bir otoparktan canlı yayın yapıyor. Halbuki daha bir ay önce televizyonda Ukraynalı pop şarkıların kliplerini seyredip, saçlarını savurarak dans eden bir şarkıcıyı Harun Kolçak’a benzetip Bay Dima’ya gösterdiğimde gülmüştük. “İnsanlar çift yaratılıyor” demişti. Biliyordum öyle diyeceğini, ama olsun, komikti.

Dmytro Kovalenko, 2004 yılında buraya geldiğimde başka bir savaştan kaçmıştım diye anlatıyor. Orada iş güç sahibi bir insanken her şeyini geride bırakıp buraya gelince bulaşıkçılık, garsonluk, aşçılık derken kendini buranın başında buluyor. Normalde bütün gününü mutfakta geçirirken, şimdi ülkesinde savaş var diye, üzerine geçirdiği sarı mavi çizgili solmuş tişörtüyle, arkasında Ukrayna bayrağı, karşısında ülkesinden kovulmuş şair Taras Shevchenko’nun tahtadan oyma resimleri, kantini ziyaret eden televizyon kanallarına röportaj veriyor. Dünyanın en güzel Ukrayna mantısını yaptıkları için değil de bir savaş yüzünden ünlü olmak üzere. Çok saçma değil mi? Kimse sana bu mantıları yapmayı nasıl öğrendiğini, ne acılar çektiğini sormuyor değil mi diyorum. Gülüyor. Yok sormuyormuş. Ne soruyorlar diyorum. “Dönecek misin?”, “Ne hissediyorsun? Ülken savaşta, sen buradasın?” diyorlarmış. Hep aynı sorular diyor. İnsana böyle zamanlarda başını öne eğen sorular sorulur hep, çok tanıdık geliyor. Ülkesiyle saat farkı yüzünden günlerdir uykusuz çalıştıklarını anlatırken, bir yandan da burada vatandaşlık beklediğini, önce pandeminin, şimdi de savaşın araya girdiğini söyleyip, “Savaşın çıkacağını hiç tahmin etmedik, herkes bir kabusun içinde gibi” dedikten sonra “We’ll see” (göreceğiz bakalım) diye ekliyor. Hava durumlarının bile şaştığı şehirde tek şaşmayan şey kendi dilinde “hayırlısı” diyemeyenler ne yapıyor ediyor birbirini buluyor, birbirine sığınıyor. Tek başına olmaz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.