Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Nuray Mert ile Soru – Cevap (34): Furkan Vakfı olayı ve makbul Müslümanlık

“Nuray Mert ile Soru – Cevap” programında her hafta olduğu gibi Gökçe Çiçek Kösedağı sordu, Nuray Mert yanıtladı.

Bu haftanın gündemi şöyle:

  • Gezi davası ve Osman Kavala’nın tutukluluğu
  • Furkan Vakfı olayı ve makbul Müslümanlık 
  • Ankara’nın dış politika hamleleri 

Gezi Davası

İş insanı Osman Kavala’nın tek tutuklu sanık olduğu, mimar Mücella Yapıcı, avukat Can Atalay, gazeteci Can Dündar, sanatçı Memet Ali Alabora’nın da aralarında bulunduğu isimlerin yargılandığı Gezi davasının altıncı duruşması dün (21 Mart) İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Kavala duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Mahkeme heyeti Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verdi. Bir sonraki duruşma 22 Nisan’da yapılacak. 

Nuray Mert davayı eleştirmenin bile hukuki sürecin işlediği varsayımı anlamına geldiğini ve söyleyecek bir şeyin kalmadığını belirtti:

“Bunu eleştirmek bile hukuki bir sürecin olduğunu varsaymak demek. Osman Kavala meselesiyle bir kez daha ortaya çıktı ki tutuklu yargılama uygulaması bir yargısız infaz türüne dönüştü. Osman yargılanmadan ceza çeken bir insan. Söylenecek hiçbir şey yok.”

Furkan Vakfı’na saldırı ve makbul Müslümanlık

Furkan Vakfı’nın önceki gün (20 Mart) Adana-Seyhan’da düzenlediği eyleme polis müdahale etti. Cop, biber gazı ve plastik mermilerle özellikle kadın ve çocuklara çok sert müdahaleler gerçekleştirildi.

Müdahalenin görüntüleri sosyal medyada da gündem oldu. 

Nuray Mert’e göre sadece başörtülü kadınların dövülmesini problem olarak görmek, başörtülü kadınların daha kutsal, masum ve devletle daha barışık olduğu yaklaşımı hayli sorunlu. 

Mert, dinin siyasal temsili üzerine Müslüman çevrelerin de uzun uzun düşünmesi gerektiğini söyledi:

“İktidar Müslümanları homojen bir kitle olarak görüyor. Ama Semra Kuytul’un size verdiği röportajda yaptığı Müslümanlık tanımı da böyle. ‘AK Parti Müslümanları koruyan bir parti değil’ derken, makbul Müslümanlığın kendilerininki olduğunu varsayıyor.”

Nuray Mert, Medyascope Genel Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır’ın “Ayet ve Slogan” kitabında yer alan Fetullah Gülen’in İzmir’de yaptığı “Başörtüsü eylemi yapanlar, Müslümanlık adı altında devleti yıkmaya çalışan anarşistlerdir” sözlerini hatırlattı.

Mert dini siyasete alet etme suçlamasının hep gündemde olduğu görüşünde:

“Türkiye’de geçmişten bugüne kendini dinin temsili ile meşrulaştıran siyasi stratejiler oldu. Bunlar çakışınca herkes birbirini dini kullanmakla suçladı. Geçmişte bunu yapan merkez sağ partiler de oldu. Süleyman Demirel’in Necmettin Erbakan’ı dini siyasete alet etmekle suçladığı dönemde, Erbakan da Adalet Partisi logolu Kuran-ı Kerim dağıttıklarını söylemişti. Yani bu sadece laik kesimin dindarlara yönelik suçlaması değil. Bu tartışmaların hepsi demokratik bir laikliğin neden gerekli olduğunu açıklamaktan geçiyor.”

Ankara’nın dış politika temasları 

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının ardından Ankara’nın tutumu ve aldığı pozisyon da tartışılmaya devam ediyor. Bir yandan dış politika temasları da dikkat çekiyor. 

Nuray Mert, savaşı bitirecek ve Türkiye’nin pozisyonunu anlamlı kılacak gelişmenin tarafların tutumu ve sürdürülemez olduğunu anlamalarından geçtiği görüşünde.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.