Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kutuplaşma veya bir arada yaşam | BAYETAV’ın “Türkiye’de Bir Arada Yaşarız” araştırması – Bekir Ağırdır: “Ekonomiden sonra en önemli problem kutuplaşma”

Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı’nın (BAYETAV) yürüttüğü “Türkiye’de Bir Arada Yaşarız” araştırması İzmir’de kamuoyuna açıklandı. Prof. Dr. Ferhat Kentel araştırma bulgularını özetlerken KONDA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi Genel Müdürü Bekir Ağırdır, araştırmanın ortaya çıkış hikayesini anlattı. BAYETAV Başkanı Ali Rıza Çelik ise vakfın kuruluş amacını ve planlarını kamuoyu ile paylaştı.


Bir arada yaşamı zorlaştıran ve toplumu kutuplaştıran sebepleri açığa çıkarmayı amaçlayan araştırma aynı zamanda bu atmosferin aşılıp birlikte yaşama dair potansiyellerin de ön plana çıkmasını amaçlıyor.

“Bir Arada Yaşarız” araştırmasının nicel verileri KONDA tarafından Temmuz 2021’de 2 bin 132 kişiyle yapılan görüşmeler, nitel verileri ise Haziran-Temmuz 2021 tarihleri arasında SAM Araştırma Danışmanlık tarafından 62 derinlemesine görüşme ve 12 odak grup toplantısı sonucunda ortaya çıktı.

“Türkiye’de toplum çok çeşitli kültürel, siyasi, sınıfsal farklar taşıyor”

Araştırmanın sonuçlarına göre katılımcılar sıklıkla Türkiye toplumundaki çeşitliliğe vurgu yaptı. Bunun yanı sıra farklı kültür, sınıf, meslek, eğitim, coğrafya gibi dairelerle ilişkilenen insanlar çoğul kesişim kümeleri oluşturuyor.

Araştırmadan çıkan bir diğer sonuca göre tarihten gelen travmalar ve sosyal adaletsizlikler farklı kültürel grupların cemaatleşmesine, siyaset alanda ciddi farklılaşmalara ve kutuplaşmalara sebep oluyor.

“Toplumda yara haline gelen farklar radikal kimlikleri besliyor”

Araştırmanın sonuçlarına göre kutuplaşmış bir toplumsal atmosferde, toplumdaki çoğulluk haliyle gerilim içerisinde “bir yere ait olmak” söylemi hakim hale geliyor. Tatmin olmayan özellikler kişinin kimliğini oluşturuyor. Yara haline gelen farklar ise radikal kimlikleri besliyor:

“Toplumda güven tesis edilir ve farklı kimlikler tanışma ortamı bulursa önyargılar büyük ölçüde yıkılabilir ve bir arada yaşama potansiyeli yükselebilir.”

Araştırma sonuçları toplumdaki “hem farklı hem de aynı olma” haline vurgu yapıyor ve bunun bir çelişkiden ziyade toplumdaki karmaşıklığın farklı biçimlerini yansıttığının altı çiziliyor.

“Korkudan beslenen kutuplaştırıcı zihniyetler adeta saf inanç niteliğinde”

Toplumsal talepler ve çeşitlilik karşısındaki kutuplaştırıcı zihniyetin toplumsal meseleleri “vatan-ihanet”, “onur-gurur” gibi duygulara dair unsurlarla ele aldığının belirtildiği araştırmada, buna rağmen birbirlerinden çok farklı katılımcıların toplumu bir bütün olarak gördüğü ve diğer insanların da toplumun bir parçası olduğunu kabul ettiği sonucu da dikkat çekiyor.

“İnsanlar tanınmak, oldukları gibi kabul görmek, güven duymak ve adaletli bir toplumda yaşamak istiyor”

Özellikle bir arada yaşama potansiyellerinin de incelendiği araştırmanın sonuçlarına göre en çok sınıf ve sosyal adalet alanındaki karşılaşmalarda kültürel ve siyasi kimlikleşme ve kutuplaşma zihniyetinin dışına çıkılabiliyor. Kadınlar ve gençler ise en çok yan yana gelebilen grupları oluşturuyor.

“En önemli problemler ekonomiden sonra kutuplaşma”

Etkinlikte söz alan Bekir Ağırdır şöyle konuştu: “Şu andaki en önemli problemlerden birisi toplumsal planda ekonomiden sonra kutuplaşma meselesi. Benim kutuplaşmadan kastettiğim şu: Herhangi bir problemi kendi dinamikleri, aktörleri üzerinden zamanı bağlamını dikkate almadan kategorik pozisyon almak. Doğru ve yanlış şimdi hepimiz biliyoruz ki bazı büyüklerimiz bugün ne söylese hepimiz zaten yalan diyeceğiz ya da bazı büyüklerimiz ne söylese bazılarımız zaten ona yalan diyecek yani kutuplaşma dediğim şey bu. Muhakememizi emanet etmek, kilitli kasaların altına, içine saklamak.”

“Dünyamız için iyi bir şeyler yapalım dedik”

BAYETAV’ın kurucusu Ali Rıza Çelik ise vakfın kuruluş amacını şöyle anlattı: “Hayal etmek böyle zor zamanlarda insanlara kutsal bir sığınak sağlıyor, kendi sınırlarını çiziyor ve onun teorisini yapabiliyor. Biz ‘hayır’ dedik. O kutsal sığınaktan çıkalım, bir adım öne çıkalım, yapabileceklerimizi hayallerimiz için yapabileceğimiz şeyleri kendi, en azından küçük çevremizde paylaştık. Hep beraber bir yolculuğa çıkalım dedik. Zor ama çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bizden geriye kalabilecek, kendimiz için, kentimiz için, ülkemiz için, dünyamız için iyi bir şeyler yapalım dedik, yapmak için yola çıktık. BAYETAV bunun adı.

BAYETAV Genel Koordinatör Yardımcısı Dr. Cuma Çiçek

“Gerçekten bu toplumda bir arada yaşama kapasitesi var mı?”

Medyascope‘a konuşan BAYETAV Genel Koordinatör Yardımcısı Dr. Cuma Çiçek ise araştırmaya ilişkin şunları söyledi: “Gerçekten bu toplumda bir arada yaşama kapasitesi var mı? Son 10 yıldır kutuplaşma hikayesi üzerine çok uzun uzun tartışmalar yürütüldü. Ama bütün bu kutuplaşmaya rağmen toplumda bu bahsetmiş olduğum etnik-ulusal, dini-mezhepsel, toplumsal cinsiyet temelli, Suriyeliler üzerinden, Afganlar üzerinden konuşmuş olduğumuz yerellik-göçmenlik gibi bütün meselelerin ötesinde bir aradalık var mı toplumda, toplumda bu kadar bir kapasite var mı, bir potansiyel var mı? Bir tarihsel mirası var mı? Biraz bunu ortaya çıkarma ve bunun üzerinden de vakfın bir tür yol haritasını inşa etmeye dair bir girişim bu çalışma. Biz aslında bu araştırmada özellikle bütün bu kutuplaşma hikayesine rağmen bu toplumda bir bir arada yaşama potansiyelinin olduğunu gördük.”

Prof. Dr. Ferhat Kentel

“Memleketin bir arada yaşama kapasitesi yok mu, varsa nedir?”

Medyascope’a konuşan Prof. Dr. Ferhat Kentel de araştırmayı şöyle değerlendirdi: “Geçen sene yazın başında bir araştırma tasarladık. Türkiye’de kutuplaşma üzerine çok fazla laf ediliyor. Doğru, böyle bir kutuplaşma var ama yani bu memleketin bir arada yaşama kapasitesi yok mu? Varsa nedirini araştırmak üzere bir araştırma planladık. İşte KONDA bir taraftan nicel verileri toplamak üzere nicel saha araştırması yapmak diğer taraftan sosyal araştırmalar merkezi SAM da daha nitel verileri toplamak üzere onlarla işbirliği halinde bir araştırma yaptık. ‘Bir Arada Yaşarız’ araştırması yani sadece acaba yaşayabilir miyiz diye değil de yaşarız yani ve bunun bir hammaddesini bulalım, malzemesini bulalım. İnsanlar niye kutuplaşıyorsa onların sebeplerini anlayıp onu aşmak üzere acaba ne tür potansiyelimiz var, bu soruları soran bir araştırma olarak tasarladık. İşte bugün de bu araştırmanın sonuçlarını sunacağız, kamuoyu ile paylaşacağız ve işte bir tür bir arada yaşama kapasitesine bir ses eklemek olarak düşünebiliriz, bu araştırmanın amacı da böyle bir şey.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.