Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Orman yangını sezonu başladı, Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara değerlendirdi: “Yangınları fırsata çevirme yaklaşımına girdiler”

Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara, 1 Mayıs itibariyle başlayan yangın mevsimine, Türkiye’nin hazır olup olmadığını Medyascope’a değerlendirdi. Özkara, 28 Temmuz-13 Ağustos 2021 arasındaki yangınlarda, yıllık ortalamanın 15 katı kadar, 140 bin hektar ormanın yok olduğunu söyledi. Özkara, yangınlarla ilgili riskler, alınan önlemler, neler yapılabileceği ve odun üretiminin yol açtığı ormansızlaşmayı anlattı ve “Yangınları fırsata çevirme yaklaşımına girdiler” dedi.

Akdeniz ekosistemi için 1 Mayıs – 1 Kasım arası, “yangın mevsimi” olarak niteleniyor. İklim değişikliğinin de etkisiyle büyüklükleri ve sayıları artan orman yangınlarının sonuçlarını ve alınabilecek tedbirleri, Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Hüsrev Özkara ile konuştuk. Derneğin önceki dönem ikinci başkanı olan ve Eylül 2021’den bu yana da başkanlık görevini yürüten Özkara, orman yangınlarıyla mücadelede eksiklikleri ve ormansızlaşmayı Medyascope için yorumladı. 

“15 günde 15 yıllık alan yandı”

Orman yangınlarıyla mücadelenin, Orman Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda yürüyen bir çalışma olduğunu söyleyen Özkara, “Ormancı arkadaşlarımız ve bölge müdürlüklerinde görev yapan tüm arkadaşlar cansiperane görevlerini yapmaya çalıştılar ama işin asıl organizasyonunu sağlayan üst yapı sınıfta kalmıştır” diye konuştu. 1937’den bu yana yanan sahaların istatistiklerini tuttuklarını ve yıllık ortalama sekiz bin hektar sahanın yandığını söyleyen Özkara, “28 Temmuz- 13 Ağustos 2021 tarihleri arasında 140 bin hektar alan yandı. Bu 15 günde, 15 yılın ortalamalarının toplamı kadar alan yandı” dedi. 

Antalya Manavgat’ta başlayıp Muğla ve pek çok yerde süren yangınların “zafiyet” olduğunu ve Türkiye’nin hazırlıksız yakalandığını belirten Özkara, şunları söyledi:

Bu büyük yangın çıkmadan bir hafta önce meteoroloji, hava sıcaklığının normalin üzerinde seyredeceği, bağıl nemin düştüğü ve rüzgarın hızının arttığı konusunda uyardı. Bu tarihten itibaren o zamanın yetkilileri ormanlara girişi yasaklamalıydı. Orman Genel Müdürlüğü, özellikle iklim değişikliğinin çarpan etkisini dikkate alarak bir organizasyon yapmadı. Zor koşullara hazırlanmadı. Antalya Manavgat’ta yangın çıktı, Muğla’dan yardım istendi ve teşkilat gönderildi. Sonra Muğla’da yangın çıktı. Burada hata olduğu, iyi organize olunmadığı açık.

“Vatan millet Sakarya edebiyatı”

Personel yetersizliğine dikkat çeken Özkara, orman yangınlarıyla mücadeleyi, savaşa benzetti ve “Savaşı kazanmak için özellikle kara ekibinizin güçlü olması gerekir. Tazyikli şekilde uzun mesafelere su atarak yangının büyümesini önleyen arazözlerde, altı kişi olmalı diyoruz ama iki-üç kişi oluyor. Arazözdeki hortumun belli mesafede çekilmesi lazım, iki insanın bunu başarabilmesi mümkün değil” dedi. Özkara, 28 Temmuz 2021’de başlayan yangından birkaç gün sonra orman yangını işçisi almak üzere ilana çıkılmasını da eleştirdi. 

YouTube oynatma listesi: Muğla ve Antalya’daki büyük orman yangınları 2021

Özkara, yangınla mücadele faslında işçinin bitkin haldeki fotoğraflarıyla durumun romantize edilmesini “Vatan millet Sakarya edebiyatına” benzetti ve “Çalıştırılan insan, neticede bir canlı. Uzun süreler çalışamaz. Yine organizasyondaki zaaflardan bir tanesi, insanların bittiğini görüyoruz. Üstü başı is içinde, yere serilmiş, yorgun. Bu insan nasıl yangınla mücadele edecek” diye konuştu. 

“Hava araçları olsaydı yangın çıkmazdı diye bir şey yok”

Türk Hava Kurumu’na (THK) ait yangın söndürme uçaklarının kullanılmaması hakkındaki tartışmaların “politik ve parasal bir argüman” olduğunu söyleyen Özkara, şöyle konuştu: 

Bahsi geçen THK uçakları geçmişte yangın söndürmede kullanıldı. Gerekli bakım ve çalışma düzeni sağlandığında yararlanılabilirdi ama yangınları sona erdirecek yegane araçlarmış gibi gösterilmesi doğru değil. Mutlaka katkısı olurdu. Bütün ekipler, hava ve kara araçları önemlidir, hepsinin kullanılacağı yer ve zaman farklıdır. Tercihlerinizi doğru kullanmanız ve iyi koordine olmanız lazım. Hava araçları olsaydı bu yangın çıkmazdı diye bir şey yok. Yangınlar sadece Türkiye’de çıkmadı, Avustralya’dan Amerika’ya kadar yangına hassas Akdeniz ekosistemlerinin etkili olduğu tüm hatta orman yangınları yaşandı.

“Yanan 400 hektar alanın enerjisi Hiroşima’ya atılan atom bombasına eşit”

Yetkililerin “zamanla yarışıyoruz” dediklerini vurgulayan Özkara, “Gözetleme kulelerimiz var, buradan dumanın çıktığı yer hemen fark edilir. Bunun söylendiği andan itibaren, kurumun organize olduğu yerden buraya gelmesi zaman alır” diye konuştu. Özkara, enerjisi yüksek yangınlara havadan müdahalenin yetersiz olduğunu ise şöyle anlattı: 

Hava araçları ilk müdahalede çok önemlidir. Yangın istihbaratı geldiğinde anında oraya helikopter ya da uçakla ilk müdahale yapılabilirse, bu avantaj sağlar çünkü yangın daha istenilen enerjiye ulaşmamıştır ve onunla mücadele etme şansı vardır. 400 hektar alan bir anda yanıyorsa onun çıkardığı enerji, Hiroşima’da atılan atom bombasının enerjisine eşittir. Bu kadar yüksek enerjiye ulaşmış bir yere helikopter ya da uçakla su bırakırsanız anında buharlaşır, hiçbir etkisi olmaz. Ancak yangının ilerleyeceği yerleri tespit edip ortamı soğutarak tedbir alırsınız.

“Odun üretim baskısını Türkiye kaldıramaz” 

Odun üretiminin de ormansızlaşmaya yol açtığına dikkat çeken Özkara, orman alanlarının içinin boşaltıldığını ve yangın yolları hazırlamak bahanesiyle çıkarılan talimatla gereğinden fazla ağaç kesildiğini söyledi. Özkara, “Üretim baskısını, Türkiye ormanlarının kaldırma şansı yok. İşin acı tarafı, yangınları fırsata çevirme yaklaşımına girdiler. Orman Genel Müdürlüğü’nün böyle bir yetkisi yok. Bunun altında yangınla mücadele mi, yoksa üretim kaygısı mı yatıyor diye sorguladığımızda, gerçekten üretim kaygısının yattığını gördük. Bu tedbirin nasıl alınması gerektiğini açıkladık. Kurumun görevi öncelikle ormanları korumak, sanayicinin önceliği onu ilgilendirmiyor” diye konuştu. 

“Yanan ormanlara otel yapılması abartılıyor, asıl tehlike ormandan çıkarma”

Özkara, orman yangınlarıyla kazanıldığı düşünülen sahaların, turizm yatırımlarına dönüştüğü konusunun çok abartıldığını söyledi. Toplumun yangınla ilgili hassasiyetinin yatırımcıların üzerinde anlamlı bir baskı oluşturduğunu belirten Özkara, asıl tehlikenin yasal düzenlemelerle ormanlık alandan çıkarılan sahalar olduğuna dikkat çekti ve şöyle konuştu: 

7139 sayılı yasanın ek 16 maddesi gereğince, cumhurbaşkanı istediği orman alanını, orman vasfından çıkarabiliyor. Bu maddede ‘yerleşim yeriyse, yerleşim yeri olmaya adaysa, taşlık kayalıksa ormandan çıkarılır’ diyor. Bu Anayasa’nın 169. maddesine ve yasalara aykırı, idarenin keyfi bir uygulaması. Yasanın yürürlüğe girdiği Nisan 2018’den bu yana çıkarılan 10 kararla, bin hektar saha ormandan çıkarıldı.” 

“Ormanlar doğal yolla yenilenebilir ama buna imkan verilmedi”

Toplumun orman alanını kaybetmemek konusundaki duyarlılığının yanlış yönlendirildiğini belirten Özkara, yangın devam ederken, sahaya dair çalışma yapılmadan başlayan ağaçlandırma kampanyalarına da eleştirdi. Özellikle 30 yaş üzerindeki kızılçam sahalarının, yüzde 90 oranında doğal yolla yenilenebildiğine dikkat çeken Özkara, şunları söyledi:

Eylül-ekim aylarında, genel durum tespiti yapılsa ve saha aralığa kadar boşaltılabilseydi, sonbahar fidanlarından yararlanılabilecekti. Hızla orası yeniden kızılçam ormanına dönebilecekti. Buna imkan verilemedi, çok büyük saha yandığı için bu çalışmaları yapmak kolay değil. Yetkili kişilerin söylediğine göre yüzde 60 civarında Muğla, yüzde 50 civarında Antalya’da yanan alanlar boşaltılabildi. Bu oranlar doğal gençliğin gelmesine fırsat vermiyor.

“Bu yıl için alınan tedbirler olumlu”

Yangın öncesi, anı ve sonrası olarak üç aşamada en önemlisinin yangın öncesi olduğunu belirten Özkara, yüzde 90’ı insan kaynaklı olan yangınlarda, halkın, sivil toplum örgütlerinin eğitilmesinin büyük önem taşıdığına dikkat çekti ve şunları söyledi: “Halkımız iyi niyetli, duygusal, eline bir tane pet şişe alan yangın söndürmeye gidiyor ve ölüm hadiseleri gerçekleşiyor. Bu tür mücadelelerin verildiği yerlere mümkün olduğu kadar vatandaşı alınmamalı.” 

Özkara, bu yıl yapılan hazırlıklarla yetkililerin beş bin civarında personel alınacağını, hava araçlarının sayısının artırıldığını duyurduğunu söyledi ve “İyi bir planlamayla gerçekleştiriliyorsa bunlar olumlu gelişmeler. Yeni Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin ‘belirli tarihlerde ormanlara girişi yasaklayacağız’ açıklaması da pozitif” dedi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.