Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Alphan Telek yazdı: Quo vadis Türkiye?

AKP ve MHP’nin milli bir istikrar ve huzur projesi olarak ortaya koyduğu yeni sistem ve yeni Türkiye iddiası hızla çözülüyor. Paylaşılan resmî rakamlara göre dahi dünyada enflasyonun en yüksek olduğu birkaç ülkeden biriyiz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’ye lig atlatma iddiasıyla gelmişken, ekonomi ve siyaset başta olmak üzere birçok alanda Türkiye ya ligden düştü ya da düşmek üzere.

Açıkçası prekarya kavramı tartışmalarını yaparken kullandığım uçurumun ucundaki birey tanımlamasını Türkiye için de yapmak yanlış olmaz.

Siyasetin yozlaşması, kamu görevlerinin kötüye kullanılması ve dahası kamu görevlerini yerine getirmeyen bürokrasi ile başlayan mevcut yozlaşma çok hızlı bir şekilde ekonomiye ve sosyal plana da sıçradı. Kuvvetli bir sosyal çözülme var.

Kimsenin sokakta güvenle yürümediği ve “başıma her an bir iş gelebilir” korkusuyla baş ettiği bir sosyal iklim var. Bu yönüyle ülkenin kaderi bireylerin kaderine dönmüş durumda.

Bu hafta içinde sıradışı görüntülerin varlığı “quo vadis?” sorusunu akla tekrar getirdi. Nereye gidiyoruz? Sokakta yürüyen çıplak vatandaşlar, Bebek’teki görüntüler, Taksim’de bir vatandaşın kendini yakması –dahası o an bunu seyirlik olarak izleyen ve kameraya alan görüntü toplumu–… Bütün bunlar siyasal otorite sorunuyla ilgili.

Siyasal otoritenin yozlaştırdığı bir toplumsal yapı var. Hukuka güveni zedeleyen, devlet ve kamu bürokrasisine duyulan inanç ve güveni boşa çıkaran bir siyasal organizasyon var. Böylesi bir anda herkes kendi gemisinin kaptanı konumuna yükseliyor. Normalde insanlar böylesi durumlarda kendi topluluklarına yönelirdi. Bir başka deyişle, kriz zamanlarında cemaatçilik ve mahallecilik artardı.

Ama yaşadığımız siyasi, sosyal ve ekonomik kriz öylesine bütüncül ve derin ki şu an artık toplum atomlarına kadar bölünmüş durumda. İnsanlar çoğunlukla aile ya da akrabalarına yöneliyor. Çünkü onlara yardım edebilecek kimse kalmadı.

2017 yılında istikrar, refah ve zenginlik vaadiyle gelen sistem şu an resmen toplum ve devletin bütün kademelerinde kendini yiyor. Thomas Paine, tek adam rejimlerinin çalışma prensibinin her yerde küçük tek adamlar yaratmak olduğunu vurgular. Bugün Türkiye’de sistem var olmak için her yerde başkanlıklar ve tek adamlar yaratıyor.

Bu tek adamlar bir zamanlar AKP’nin büyük güç aldığı İslami dava ve ilkelerini de tamamıyla çözmüş durumda. Birleştiren bir unsur kalmadı. Hiçbir dayanışma ağının kalmaması toplumu bozguna uğratıyor ve toplum giderek bölünüyor, bölündükçe içeriye çekiliyor. Türkiye’nin siyasi yönetim değişikliğine ihtiyacı var. Bir an önce.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.