Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Üniversiteler, siyasi partiler, kent konseyleri ve medya: Farklı platformlardan gençler, Arayüz Kampanyası’nın zirvesinde buluştu

Arayüz Kampanyası kapsamında dün (5 Haziran) Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2. Arayüz Gençlik Zirvesi’ne sivil toplum kuruluşları, medya temsilcileri ve siyasi partilere mensup gençler katıldı. Arayüz Kampanyası Direktörü Nevzat Taşçı, zirveyi Medyascope’a değerlendirdi.

Arayüz Kampanyası’nın düzenlediği 2. Arayüz Gençlik Zirvesi, dün (5 Haziran) Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Farklı sivil toplum kuruluşları, medya temsilcileri ve siyasi partilerden gençlerin katıldığı zirvede “Nasıl Bir Kapsayıcılık”, “Nasıl Bir Şehir”, “Nasıl Bir Üniversite”, “Nasıl Bir Gençlik Ekonomisi” ve “Gençlik Politikaları” temaları ele alındı. 2020’den bu yana gençlerin temsil sorunları etrafında çalışmalarını sürdüren Arayüz Kampanyası Direktörü Nevzat Taşçı, zirveyi Medyascope’a değerlendirdi.

Açılış konuşmasını yapan Taşçı, açıklamasında farklı sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve medya mensubu gençlerin zirveye katılmasının kendileri için çok değerli olduğunu söyledi. Açılış konuşmasının ardından Yunus Emre Erdölen moderatörlüğünde DEVA Partisi Genel Merkez Yönetim Kurulu üyesi Avukat Gülçin Avşar ve Youth IGF Turkey Koordinatörü Su Sonia Herring “Nasıl Bir Kapsayıcılık” başlığı altında konuştu.

Konuşmayı aynı başlık kapsamında “Konuşmamız Gerek” derneğinden İlayda Eskitaşçıoğlu’nun regl yoksulluğu ve tabusu üzerine sunumu takip etti. SPoD’dan Marsel Tuğkan Gündoğdu, LGBTİ+’ların siyasal katılımları ve LGBTİ+’ları kapsayacak yeni anayasa talepleri kapsamında yaptıkları “Türkiye Buna Hazır” kampanyasını sundu.

“Batı’daki reformlar Türkiye’de de gerçekleşmek zorunda”

Gündoğdu sunumunda, LGBTİ+’ların hak talepleri doğrultusunda gerekli anayasal düzenlemeleri yapmayı ve buna paralel olarak LGBTİ+’ların siyasal katılımlarını güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtti.

Bu hedefleri için Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve DEVA Partisi ile görüşmeler yaptıklarını söyleyen Tuğkan “Batı demokrasilerinde gerçekleşen reformlar Türkiye’de de gerçekleşmek zorunda çünkü bu aynı zamanda Türkiye demokrasisi için de bir parametre” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

“İçinde olduğumuz nefret merkezli siyaset büyük bir illüzyon. Mevcut iktidar kutuplaşma politikalarını sıklıkla LGBTİ+’lar üzerinden kurguluyor fakat iktidar önemli bir noktayı atlıyor. LGBTİ+ olmak bir ideoloji veya tercih değil. Siz ne kadar nefret saçarsanız saçın AKP’li veya MHP’li bir seçmenin kardeşi veya yeğeni bir gey veya lezbiyen olabiliyor. Bu yüzden de nefes almaya devam ettiğimiz sürece kazanamayacaklar”.

Günel Çantak’ın moderatörlüğünü üstlendiği “Nasıl Bir Şehir” teması kapsamında CHP İstanbul İl Sekreteri Oğuz Kemal Yakar, İstanbul Planlama Ajansı’ndan Ayşe Ece Durmaz ve Yereliz Derneği’nden Elif Avcı genç nüfusun kent yaşantısındaki beklentilerini ele aldı. Konuşmayı İstanbul Gençlik Meclisi’nden Tugay Aydoğan ve Bursa Nilüfer Gençlik Kent Konseyi’nden Pınar Vatansever’in gençlerin kent yönetimine katılımları ile ilgili sunumları takip etti.

Üniversitede özerklik, özgürlük ve güvencesizlik tartışması

“Nasıl Bir Üniversite” teması için Alp Emeç moderatörlüğünde Galatasaray Üniversitesi (GSÜ) Öğretim Üyesi Dr. Zeynep Arıkanlı, GSÜ Dayanışması’ndan Hazal Karabulut, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Mine Eder ve Boğaziçi Dayanışmasından Mert Gökduman’ın konuşmacı olduğu bir oturum düzenlendi. Zeynep Arıkanlı derslerde otosansür uyguladıklarını anlattı: 

“Bizimki gibi bölümlerde suç işlemeden konuşmak söz konusu değil. Anlatmak istediğimizi analoji yaparak söylemeye çalışıyoruz fakat doğru olan bu değil”.

Mine Eder de konuşmasında Melih Bulu’nun rektör atanmasından bu yana devam eden Boğaziçi Direnişi hakkında değerlendirmelerde bulundu:

“Bizi koruyan hep etkili ve iyi bir kamu üniversitesi olmamızdı. Bu sürecin içinde çok ciddi mücadeleler var. Rektörü seçme hakkı mücadelesi de eskilere dayanıyor. En önemli özelliğimiz de alttan yukarı doğru demokratik yerel yönetim modelini oluşturmaktı. Hiçbir şekilde mükemmel değildi, sınıfsal eşitsizlikleri tabii ki tamamen gideremiyordu ama burada önemli olan bu birimler. Yıllarca emekle kurduğumuz yönetişim modeli şu anda çöküntüye uğratılıyor. Bu yönetim modelimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz”.

Keyfi kararlara yönelik hukuki süreçleri de takip ettiklerini söyleyen Eder “Bu kararları sürekli ifşa etmeye çalışıyoruz. Biz tabii ki bu sorunları ilk yaşayan üniversite değiliz ama farkımız biraz da bu sürekli ifşa etme çabamızda” dedi.

Eder akademisyenlerin direnişe yeterince destek olmadıklarına dair eleştirileri de ele aldı:

“Dürüstçe söyleyeyim. Bu süreçte her zaman bir koordinasyonsuzluk oldu. Bir grup hoca ‘Bu protestolara rağmen eğitimi devam ettirmek zorundayız ve öğrencileri de korumak zorundayız’ dediler. Bir paternel yaklaşım da diyebilirsiniz buna. ‘Öğrencileri bu işe bulaştırmamak gerek’ dendi. Bir grup akademisyen de ‘Asıl öğrencilerin eylemleri üzerinden hareket etmeliyiz’ diyordu. Tüm ayrılıklara rağmen en önemli farklılığımız şu, kendi aramızda diyaloğumuz devam ediyor”.

“Nasıl Bir Üniversite?” temasının ikinci oturumunda, Koç Üniversitesi öğrencisi Seray Soylu’nun Koç Üniversitesi’nde son dönemde artan güvencesizlikler, emek sömürüleri ve baskılanan özgürlüklere karşı örgütlenen öğrencilerden oluşan Odeon Hareketi’ni ve elde ettikleri kazanımları anlattı.

Zirve gençlerin güvencesizlik, işsizlik, iş arama stresi ve düşük ücret sorunu gibi sorunlarının ele alındığı bir oturumla devam etti. Siyasetbilimci ve Medyascope yorumcusu Alphan Telek, Demokrat Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Neslihan Çevik ve İktisatçı Nesrin Nas, Batu Böztürk moderatörlüğündeki oturumda konuştu.

Telek gençlerin yaşadığı ekonomik sıkıntıları şöyle özetledi:

“10 yıl içinde Türkiye gençliği önce yurtdışı seyahati isteğinden sonra yurtiçinde gezme isteğinden vazgeçti. Gelecek algısı yok oluyor. ‘Nasıl bir ekonomi istiyoruz?’ sorusu nasıl bir gelecek istiyoruz sorusundan ayrı değil. Aslında şu anda Türkiye’de gençlik çığlık atıyor. ‘Bizi kurtarın’ diyor. Kimse artık çalışmanın değerli olmadığını düşüyor. Karşımızda giderek güvencesizleşen insanlar var. Çıkış ancak sihirli bir değnekle mümkün. Nitelikli kadrolara ihtiyacımız var. İmkansız olanı kaçınılmaz kılıncaya kadar çalışmak zorundayız”.

Meclise 30 genç milletvekili

Zirveyi Medyascope’a değerlendiren Taşçı amaçlarının kendi kampanyalarını aşan bir gençlik ağı oluşturmak olduğunu söyledi:

“Burada kendini rahat hissetmeyen, güvende hissetmeyen gençlik grupları olabilir. Onların kendini rahat hissedeceği gençlik gruplarını da ön plana çıkaralım. Yani aslında bir pazar oluşturalım ve bu pazarda tek aktör biz olmayalım. Bir sürü aktör olsun ama o pazarı birlikte inşa edelim kaygımız var. Bunu yapacak, bunu sağlayacak toplantılar, işte düzenli buluşmalar, en azından işte belli gündemler etrafında fikir toplantıları gibi şeyler yapmak istiyoruz”.

Kampanya kapsamında kendilerine Meclis’e 30 genç milletvekili seçtirme hedefi koyduklarını dile getiren Taşçı, siyasi partilerin bu gençlerden adaylıkları için para almaması gerektiğini ve aday dağılımının eşit cinsiyet dağılımıyla belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Arayüz Kampanyası, bu hedeflerini içeren “İyi Niyet Sözleşmesi” adlı belgeyi siyasi partilerin genel başkanlarına imzalatmayı hedefliyor:

“Bu sözleşmeyi genel başkanlara imzalatabilirsek, kamuoyu baskı aracına dönüştüreceğiz. Yani, sözleşmeyi imzalattık bitti değil. Sözleşmeyi imzalattık ve başlıyoruz deyip seçim sürecinde hem onlar kimleri aday gösterebilir onları yakın markaja alacağız, hem de o ağı oluşturacağız ve eğer başarılı olur, içeriye 30 genç milletvekili sokarsak sonrasında onlarla çok yakın işbirliği yapacağız”.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.