Firdevs Diba Akkaya 2011’den bu yana Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) üyesiydi. Milletvekili aday adayı oldu, parti teşkilatlarında pek çok görevde bulundu. Son görevi ise AKP İzmir Kadın Kolları Başkan Yardımcılığı’ydı. Geçen hafta “Vicdanımın sesini dinledim” diyerek AKP’den istifa etti, İYİ Parti’ye geçmeye karar verdiğini duyurdu. Akkaya kendisini bu karara iten sebepleri ve yaşadıklarını Medyascope‘a anlattı.
Akkaya, son güne kadar “Tayyip Erdoğan’ın dönen dolaplardan haberi yok” diye düşündüğünü, halkın yoksulluğu ile parti teşkilatındaki durum arasında çok büyük farklar olduğunu ve liyakatsizliğin her yere sirayet ettiğini söyledi.
“İçimde oldukça sancılı bir süreç yaşadım”
Akkaya, istifa kararını almanın kendisi için kolay olmadığını belirtti:
“Bu bir günde almış olduğum bir karar değil. Kimse zaten bir günde parti değiştirmeye karar veremez. Son altı, yedi aydır kendi içimde oldukça sancılı bir süreç yaşadım. Bazı durumlarla yüzleştim. Parti içindeki makam ve koltuk sahiplerinin liyakatsizliklerine şahit oldum.“
“Artık inancımı yitirdim”
Akkaya liyakatsizliklere şahit oldukça partisine olan inancını da yitirmiş:
“En çok rahatsız olduğum şey liyakatsizlik. Gerçekten bu kadar genç, akıllı, zeki çocuk işsizken onun yeğeni, bunun çocuğu, şu ilçe başkanının kardeşi devlet kurumlarında. Özellikle son zamanlarda ülke ekonomisi bu kadar kötüyken, bu kadar genç işsizken bu durum beni çok rahatsız etmeye başladı. Bir de artık inancımı yitirdim. Yani insan inandığı davanın peşinden gider, inandığı şey için çalışır. Ben artık AK Parti’nin ülke adına pozitif şeyler yapacağına inancımı yitirdim.”
“İnsanlar sefalet içinde, teşkilatın umrunda değil”
Akkaya, parti teşkilatı ile halkın yaşantısı arasında büyük farklılıklar olduğuna dikkat çekti:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Ben bireysel olarak bazı projeler yapıyorum. Evde pasta yapıp doğum gününde pasta alamayan çocuklara götürüyorum, aileleri internetten bana ulaşıyor. Gariban mahallelere gidiyordum, insanların durumunu görüyordum. Oradan çıkıp teşkilata gidiyordum sanki o dünyadan hiç haberleri yok insanların. İki dünya arasında sıkışıp kalmış gibi hissediyordum kendimi. Evlerine gittiğim zaman insanlar açlık içinde, insanlar sefalet içinde. Partiye gidiyorum, partide herkesin tuzu kuru. Kimsenin umurunda değil. İnsanlar şu anda partinin içinde tamamen bireysel düşüncelerle hareket ediyorlar. Kimsenin ‘Topluma yönelik bir proje yapalım ya da bir çözüm üretelim’ gibi bir derdi yok. Bence AK Parti’nin içindeki çoğu insan AK Parti’nin seçimi kaybedeceğini düşünüyor ve bu yüzden bireysel hareket ediyor.”
“Son güne kadar kendimi kandırdım”
Akkaya, kendisini istifa kararına iten süreci şöyle anlattı:
“AK Parti 2002’de kurulduğunda tabelasını halk takmıştı. Halkın partisi olarak meydanlara çıkmıştı ve halkın gücüyle yükseldi. Ben AK Parti’ye o zamanlardan beri gönül verdiğim için kopmam kolay olmadı. Ancak özellikle son yıllarda, gitgide AK Parti teşkilatlarının içi boşalmaya başladı. Kalifiye insan kalmadı. Benim bugüne kadar AK Parti’de sabretmemin sebebi… Son güne kadar kendimi şöyle kandırdım: ‘Bu dönen dolaplardan, bu olan olaylardan Recep Tayyip Erdoğan’ın haberi yok. Olsa müdahale eder. Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafındaki bir grup partinin içini boşalttı.’ Yani sanki her an Recep Tayyip Erdoğan partinin içinde yeni bir oluşum gerçekleştirecek ve her şey eskiye dönecek gibi hissettim. Bunu gerçekten istedim, umut ettim, bekledim. Fakat beklediğim değişim ve dönüşüm olmadı ve artık bunun gerçekleşmeyeceğine kanaat getirdim. Çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım açıkçası. Gerçekten son birkaç yıldır sürekli ‘Düzelecek, AK Parti teşkilatı düzelecek, ülke düzelecek, politikalar değişecek’ diye hayal ettim ama yok, her şey aynı.”
“Siyaset her yerde”
Akkaya, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ülkeyi çok kötü etkilediği görüşünde:
“Bana kalırsa bütün devlet kurumları siyasetten arındırılmalı. Çünkü devlet anadır, devlet babadır. Devlet kurumları herkesin kurumlarıdır. Şu anda siyaset devletin bütün kurumlarına sirayet etmiş durumda. Yani devlet kurumlarının işleyişi bozulmuş durumda. Örneğin tarımda. Tarım neden bu kadar kötü? Tarımda bir planlama bile yok şu anda. Siyaset her yerde. Benim görüşüm doğru insan yoktur, doğru sistem vardır. Bu sadece ülke için değil küçük bir işletme için bile geçerlidir. İnsanlar fanidir, sistem kalıcıdır. Başkanlık sisteminin de bu anlamda ülkeyi çok kötü etkilediğini düşünüyorum.”
“Ülkenin acilen erken seçime ihtiyacı var”
Akkaya’ya göre ekonominin durumu acilen erken seçim gerektiriyor:
“Ben ülkenin bir yıl sonra değil, çok acilen seçime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Şu anda piyasa gerçekten çok kötü durumda. Ben kendi işimden örnek vereyim, bir iş yapacağız, insanlar bize fiyat bile veremiyorlar. Çünkü mazot, dolar her gün o kadar değişken ki. İnsanlar yarını bile öngöremiyorlar artık.”
Akkaya, kayıtdışı olması kaydıyla şahit olduğu yerel bir yolsuzluğu anlattıktan sonra şunları ekledi:
“Bu ülkenin kökten değişime ihtiyacı var. Ülkenin bütün kurumlarında kurallar işlemeli. Anayasanın üstünlüğü işlemeli.“
“Şu anda bana en çok güven veren lider Meral Hanım”
Akkaya, İYİ Parti tercihinin sebeplerini ise şöyle açıkladı:
“Ben bütün partileri kontrol ettim. Açıkçası siyaseti çocukluğumdan beri seviyorum. Sosyal konulara da fazlaca duyarlılığım olduğu için siyasete devam etmek istiyorum. Şu anda bana en çok güven veren lider Meral Hanım olduğu için, politikaları bana en çok uyan parti İYİ Parti olduğu için bu doğrultuda karar verdim.”
“Çocuklara iyi şartlarda yaşayabilecekleri bir ülke bırakmak istiyorum”
Akkaya sözlerini şöyle noktaladı:
“Ben ülkemi çok seviyorum, vatanımı çok seviyorum. Benim kardeşim mesela Çapa Tıp Fakültesi’nde son sınıfta okuyor. Şu anda Almanca kursuna gidiyor, Almanya’ya gitmeyi planlıyor. Yani Çapa Tıp Fakültesi’nde okuyan bir çocuğun oraya buraya gitmesini ben istemiyorum. Ben bu çocuklara iyi şartlarda yaşayabilecekleri bir ülke bırakmak istiyorum. Ancak bu siyaset bu devletin kurumlarından elini çekmediği müddetçe bunun mümkün olmadığını düşünüyorum.”