Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Alphan Telek yazdı: Sınavı ve geleceği çalınan gençlik

KPSS sınav sorularının çalındığının anlaşılmasıyla sınav iptal edildi. İktidarsa mağduriyet oluşmasın diye sınavı iptal etti. Sınav için hazırlananlar, geleceği için özel kurslara para yatıranlar, sınav için şehir değiştirenler, kira kontratını bu sınava göre ayarlayan ve diğer pek çoklarının mağduriyeti, mağduriyetten sayılmıyor. Dahası, iktidara karşı bütün şüphelerin kristalleştiği bir zamandan geçerken, böylesi bir sınav ve gelecek hırsızlığı; gelecek, umut ve biraz olsun istikrarlı ve güvenceli bir yaşam arayan gençleri daha da öfkelendiriyor. 

KPSS sınavı özel olmak üzere bütün sınavlar uzun yıllardır haklı bir eleştiriye tabi tutuluyor. Öncelikle liyakat meselesi var. 

Meral Akşener’in birkaç gün önce Yalova’da seslendirdiği husus somut ve son derece doğru: “Arkadaşı 58 puan alacak devlette kadro bulacak, senin çocuğun 90 alacak mülakatta elenecek”. Bu örnek Türkiye’de AKP iktidarının nasıl bir sistem kurduğunu çok iyi gösteriyor. AKP ulusal dayanışmayı değil yandaş dayanışmasını işletiyor. Bu yandaş dayanışması milli birlikten ziyade AKP’den taraf olanları korumayı, kollamayı getiriyor. 

Devlete giriş için adil koşullarda gerçekleştirilen sınavların ya da sınav fikrinin insanlık tarihinde bir yeri var. Konfüçyus’un ve izleyenlerinin Çin’de böylesi bir fikri uzun yüzyıllar önce seslendirdiği biliniyor. Liyakat sorunsalından ötürü. 

Bugün halen aynı sorunla uğraşıyoruz. Otoriterleşen sistem ekonomiyi giderek kırılgan hale getirirken, istihdam sorunsalı giderek daha önemli hale geliyor. Bu durumda milyonlarca genç için kamuda çalışmak halen önemli bir ekmek kapısı oluyor. Ancak otoriterleşen sistemin yerle bir ettiği istihdam fırsatları giderek yok olurken, kamu da aynı sistemin yarattığı yandaş dayanışmasından nasibini alarak milyonlarca gence kapanıyor. 

Sınavı iyi geçse de siyasi görüşünden ya da kimliğinden ötürü binlerce insan elenebiliyor. Bu ulusal dayanışmanın olduğu bir ülke midir yoksa bir kimliğin devlete hakim olduğu bir baskı durumu mudur? 

Türkiye’de sınavlara müdahalenin tarihi tahmin ediyorum AKP ile sınırlı değil. Ama AKP döneminde teknolojik imkanlardan ötürü yapılan hile ve hırsızlıkların açığa çıkması söz konusu. 

İlk olarak 2010/2011 yıllarında FETÖ’nün soruları çaldığı ortaya çıkmış ve dönemin başbakanı sokağa dökülen ve hakkını arayan/adalet arayan yüzbinlerce genç karşısında “Biz de 10 bin genci sokağa dökeriz” demişti. Benzer sözleri Gezi Parkı eylemlerinde de işitmiştik. 

Haksızlık ve adaletsizlikler karşısında bir araya gelmeyi başaramayan bir ülkede toplumsal birlik yoktur. Birlik ve beraberlikten bahsedenlerin bu ilkeye riayet etmemesi Türkiye toplumunu 20 yıl içinde uçurumun kenarına getirdi.

Uçurumun ucunda olanlar yine gençler. Bir kez daha geleceklerinin ellerinden alındığını düşünüyorlar. Öfkeliler. 

Dün olduğu gibi bugün de bu öfkeli gençlere seslenen sosyal demokrat bir strateji yok. Bu durumda gençlerin yöneldiği kişiler onlara en şirin gözüken, sesi en çok çıkan, sosyal medyada kendinden güçsüzü en çok hedef gösterenler oluyor. Hatta ve hatta youtubelar, influencerlar oluyor. 

Koca Türkiye demokratik toplumu gençliğin sorunlarının siyasal olduğunu ve bu gençliğin sorunlarının yeni bir Türkiye hülyasıyla çözüleceğini ayrıntılandıramıyor. 2010/2011’de öyle diyordu etkili isimler: “Gençleri siyasete bulaştırmayın”. Sonuçlarını gördük. Görüyoruz. Bu siyasi stratejisizlik ve onu seslendiren entelektüeller gençliği ateşe attı.  

Son söz: Gençlik siyasal bir kavramdır, gençliğin sorunları da siyasaldır. Gençlik yeni bir gelecek istiyor. Ve bunu bir an önce istiyor. Kaybedecek gelecek de zaman da yok. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.