Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Serhat Güvenç yazdı: Dünyanın kaderi Ukrayna’da belirlenmeyecek

Kuzeyimizde yaşanan ve etkilerini uzun süre hissedeceğimiz savaşın önemini yadsımak için seçmedim yukarıdaki başlığı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi büyük olasılıkla tarihe eski uluslararası düzenin son savaşı olarak geçecek. Dünya ekonomisinin ve dolayısıyla siyasetinin ağırlık merkezi doğuya kaydığı için, doğudan bakışla Ukrayna savaşı belki de sadece çeperde (periferi) yaşanan bir savaştan ibaret. Eski düzen “vuruşarak” çözülüyor, hatta çöküyor. 

Rusya, eski düzenin çözülüşünden kendine jeopolitik avantaj devşirmeye çalıştı. Bir sonraki evreye kendini güvenceye almış olarak girmeyi hedefliyordu. Savaşın uzadığı her gün hedefinden uzağa düşüyor. Yeni düzeni şekillendirecek mücadele Avrupa’da değil, Asya-Pasifik’te yaşanacak. Kremlin’in savaş kararı Avrupa’yı uluslararası siyasetin odağına belki de son kez oturttu. Ama bu aralar hepimizin yerli-yersiz kullanmayı sevdiği ifadeyle bu “sürdürülebilir bir durum” değil. Dikkatler yeniden Asya-Pasifik’e kayıyor, kayacak. Nancy Pelosi’nin iç siyaset kaygılarıyla yapıldığı iyice berraklaşan Tayvan gezisi, dikkatleri yeniden bölgeye yöneltti. Gelecekte yeni uluslararası düzenin nasıl kurulduğunu yazarken, tarihçilerin, Pelosi’nin ziyaretine Ukrayna savaşından daha çok yer ver vermesi şaşırtıcı olmayacaktır. 

Haziran 2019’da Almanya’nın Kiel kentinde her yıl düzenlenen Uluslararası Deniz Gücü Sempozyumu’ndaki konuşmacılardan birisi Alman Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Andreas Krause’ydi. NATO’nun deniz stratejisinin ele alındığı oturumda Amiral Krause, doğal olarak Alman deniz güvenliği açısından birinci önceliğe sahip Baltık Denizi’ne yoğunlaştı. Ancak konuşmasının sonlarına doğru, Almanya’nın ve Alman Deniz Kuvvetleri’nin kural temelli uluslararası düzenin korunması amacıyla Asya-Pasifik’te payına düşeni yapmak için istekli ve yeterli olduğunu ekledi. Diğer dinleyiciler adına konuşamam ama bu son açıklama benim için çok şaşırtıcı oldu. 

Ülke dışına askeri güç gönderme konusunda Almanya’nın geçmişteki çekinceleri düşünüldüğünde, Amiral Krause Alman dış politikasında büyük bir değişimi haber veriyordu. Alman Deniz Kuvvetleri de kural temelli uluslararası düzenin kurucu ilkelerinden seyir serbestisi hakkını savunmak için Pasifik’e savaş gemisi göndermeye hazırlanıyordu. Alman donanmasının yeni F125 sınıfı fırkateynleri bu göreve uygun platfomlardı. 

Açık denizlerde seyir serbestisi on yıllardır ABD’nin hararetle savunduğu bir haktı. Bu uğurda Karadeniz’den Güney Çin Denizi’ne kadar dünyanın dört bir yanına gerektiğinde savaş gemilerini riskli görevlerle bile yolluyordu. FONOPS (Freedom of Navigation Operations) adı verilen bu görevler son dönemde Pasifik’te yoğunlaştı. 

Geçtiğimiz yaz, Büyük Britanya’nın yeni uçak gemisi HMS Queen Elizabeth, diğer müttefik ülkelerin savaş gemilerini de içeren bir görev kuvvetiyle bu bölgeye oldukça yüksek profilli bir seyir gerçekleştirdi. Bu seyir sırasında HMS Queen Elizabeth’te bir ABD Deniz Piyade F-35B filosu da konuşlandırılmıştı. İngilizler’in güç gösterisine gölge düşüren tek bir olay oldu. O da Pasifik’te değil, Akdeniz’de yaşandı. Kraliyet Donanması’na ait bir F-35B kalkış sırasında denize düştü. İddiaya göre kazanın nedeni motor kılıfının çıkarılmamasıydı. Kraliyet Donanması, “denizleri aşıp derede boğulmuştu” adeta.

Amiral Krause’nin müjdelediği görev de aynı sıralarda gerçekleşti. Alman Deniz Kuvvetleri’ne ait Bayern fırkateyni Pasifik’te 12 liman ziyareti yaparak Almanya’nın siyasi dikkatinin bu bölgeye kaydığını teyid etmişti. Acaba bu görev tekrar edilir mi edilmez mi diye beklerken Almanya bu kez bölgeye hatırı sayılır bir hava gücü kaydırdı. Altı Eurofighter, üç A-400M nakliye ve üç A330 tanker uçağı bölgeye intikal etti. İki gün önce Avustralya’da gerçekleştirilen Pitch Black (Zifiri Kara) tatbikatına katıldılar.

1991’de Körfez Savaşı sırasında NATO’nun Acil Müdahale Gücü’nün (AMF) Türkiye’nin güneydoğusuna konuşlandırılması talebine altı Alpha Jet eğitim ve keşif uçağı göndererek yanıt veren Federal Almanya belli ki sınırlar ötesine askeri güç kaydırma konusunda bir hayli yol almış. Hatta Ukrayna’ya silah sevkiyatı konusunda bile çekinceleri defalarca eleştiri konusu oldu. 

Asya-Pasifik’e bu kadar ilgi bir yönüyle çok da şaşırtıcı değil. NATO zirvelerinde 2019’dan beri Çin, bir sınama olarak tanımlanıyor. Ukrayna savaşının bitiminde ittifakın yüzünü daha da doğuya döneceği kesin. Almanya buna hazırlanıyor. Ya Türkiye?

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.