Sanatçı Cem A.’nın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “Pleased to announce…” (…Sunmaktan mutluluk duyar) İstanbul-Beyoğlu’ndaki Versus Art Project’te açıldı. 23 Ekim’e kadar ziyarete açık olan sergi, sergi metinlerinin benzerliğine ve bilerek ya da bilmeyerek anlaşılmaz olmasına eleştirel bir açıdan yaklaşıyor. Sanatçı Cem A., serginin detaylarını Medyascope’a anlattı.
Sanat meme’leri yayınladığı @freeze_magazine adlı Instagram hesabıyla tanınan Cem A., “Pleased to announce…” sergisinde, günümüzün tek tipleşen sergi metinlerine eleştirel bir şekilde yaklaşıyor. Sergi metinlerin benzerliğinden yakınan sanatçı, “Acaba her sergiye ve sanat eserine uyacak bir jenerik sergi metni yazılabilir mi?” sorusundan yola çıkarak dünyanın farklı köşelerinden topladığı yaklaşık bin sergi metnini bir araya getiriyor.
“Pleased to announce…” sergisi çerçevesinde, jenerik sergi metinleri ve basın bildirilerine odaklanan sanatçı, bu metinlerin benzerliği ve tekrara düşmeleri, sanat dilinin anlaşılmazlığı üzerine eleştirel bir bakış sunuyor.
Dokunulmaya ve etkileşime açık bir sergi
Sanatçı, gerçek ve kurgu sergi metinleri ve konu ile alakalı meme’leri bir araya getirerek galeriyi bir okuma odasına dönüştürüyor. Mavi renk duvarlardan oluşan serginin ana odasında büyük bir masa ve sandalyeler bulunuyor. İçerideki mobilyalar ve işler dokunulmaya, etkileşime açık.
“Pleased to announce”un çoğu sergide kullanılan bir giriş cümlesi olduğunu dile getiren Cem A. “Türkçe’de karşılığı olan ‘Sunmaktan mutluluk duyar’ı da bir sürü metinde görebilirsiniz. Sergi fikri ilk olarak benim kendi sanat öğrenimimden geliyor. Sergilere giden her insan için metinler anlamsız kalıyor bence. Dolayısıyla benim için bu metinlerin anlam kazanması daha çok sergi görerek oldu. Sorunun bende değil metinlerde olduğunu daha çok sergi görerek fark ettim” dedi.
Sergi metinlerini devamlı olarak topladığını dile getiren Cem A., “Yaptığım ziyaretlerde hep metinleri topladım. Tonlarca oldu ve sergi fikri ortaya çıktı. Sanatla aşina ziyaretçileri; başka bir anlam, gördükleri şeyler üzerine tekrar düşünme ve bir karşılaştırma yapma imkânı, bu konuda daha önce tecrübesi olmayan ziyaretçileri de daha sonra görecekleri sergilere referans olacak bir deneyim beklediğini düşünüyorum” diye devam etti.
Sanat galerilerinin “soğuk” ortamından kişisel olarak rahatsızlık duyduğunu belirten Cem A., serginin etkileşme açık olmasını şu cümlelerle anlattı: “Her serginin tekdüze bir şekilde bu kadar soğuk ve dış dünyadan kopuk olması benim içime sinmiyor. Bu sergide de olay daha çok metinlerle etkileşime girmek, dolaşmak. İstanbul Bienali haftasında herkes koştururken buraya gelip yarım saat dinlenebilirsiniz de. Böyle bir ortam insanlara bence daha çok düşünme alanı da bırakıyor.”