Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Formula 1’de 2023 takviminin anlattıkları

Motor sporlarının en büyük organizasyonu Formula 1’de 2023 sezonunda yarışılacak 24 pist açıklandı. Yoğunlaşan takvimin düşündürdüklerini Medyascope Spor Servisi’nden Muhammed Kaya yazdı.

Formula 1’de 2023 takviminin anlattıkları

Formula 1 değişen dünyaya ayak uydurmaya çalışıyor. Bu çaba yalnızca teknoloji ile değil tüketim toplumunun istekilerini karşılama yönündeki çalışmalar ile de devam ediyor. 24 yarışlık takvim aslında birçok soru işaretine gebe.

Bu uzun takvim FIA tarafından onaylandı. 24 yarışlık bir maratona dönüşecek sezonda Güney Afrika ve Türkiye gibi daha önce yarış yapılmış bazı ülkeler bulunmuyor, Çin ise geçici olarak listede yer aldı. Yaklaşan sezon Formula 1 tarihinin en uzun sezonu olacak. Katar’da yapılacak FIFA Dünya Kupası’ndan dolayı da 2022 sezonu daha sıkışık bir takvimle ilerliyor.

Bahreyn’in sezon başlangıcından önce 23-25 ​​Şubat tarihleri ​​arasında tek bir sezon öncesi testine ev sahipliği yapması bekleniyor. İlginç bir şekilde, ikinci yarış olan Suudi Arabistan sonrasında sırası ile Avustralya, Çin, Azerbaycan ve Miami yarışları ile dört farklı kıta gezilecek. İlk değinmemiz gereken nokta da tam olarak burası. Karbon ayak izi için çeşitli çalışmalar yaptığını söyleyen ve Formula E ile bunu göğsünü gere gere gösteren FIA, bu takvime nasıl onay veriyor? Burada Formula 1 haklarını satın alan Liberty Medya önümüze çıkıyor. 

Geldikleri günden bu yana daha fazla izlenebilirlik için çeşitli çalışmalar yapan Liberty Medya “daha fazla Amerika daha fazla Orta Doğu” mottosu ile takvimi şekillendirdi. Takvimde Miami, ABD, Las Vegas ile üç adet Amerika Birleşik Devletleri yarışı bulunuyor. Diğer taraftan Suudi Arabistan, Katar, Abu Dabi ile Orta Doğu sermayesine de göz kırpılmış.   

Azerbaycan, en çok izlenen cadde pistlerinden biri olduğu için Miami (7 Mayıs) ile farklı bir kombinasyon oluşturması ve Miami’ye ilgiyi arttırmak için 30 Nisan’a alınmış.. Daha sonra Le Mans 24 Saat yarışları ile çakışmayı önlemek adına iki haftalık aranın ardından art arda Imola, Monako ve İspanya yarışları var. Bu araya da yine bir Amerika kıtası yarışı olan Kanada sıkıştırılmış. Sonra tekrar Avrupa’ya dönüş. 

Macaristan ve Belçika yarışlarının yeri değiştirildi. Geçici takvimde yer alan tarihler SPA 24 Saat yarışları ile çakıştığı için Macaristan-Belçika takası yapıldı. Yaz tatilinin ardından Avrupa sezonu, Zandvoort ve Monza’da arka arkaya yarışlarla sona eriyor. Fransa, beklendiği gibi yerini tamamen kaybetti ve tıpkı Türkiye gibi “fırsatçı golcüler” arasına yerleşti.

Daha sonra, 10 yıllık bir sözleşmesi bulunan Katar’dan önce Asya’da Singapur ve Japonya yarışları var. Bir başka üçlü kombinasyon olan Amerika Birleşik Devletleri, Meksika ve Brezilya bu yarışları takip ediyor. Sezon finali her zaman olduğu gibi Abu Dabi’de yapılacak. Hemen öncesinde de büyük bir gösteriye ev sahipliği yapması planlanan Las Vegas yarışı var.

Bu takvim açıklanmadan önce yarış sayısının artacağı konuşulduğu dönemlerde Sebastian Vettel çalışanların da bir hayatının olduğunu ve bu takvimin insanların ailelerine ayıracak vakit bırakmadığını belirtmişti. Buna kesinlikle katılıyorum çünkü bunca yolculuk en çok pistlerde takımlar için çalışacak emekçileri yoracak. Pilotlar ve üst yönetim kadrosu antrenman turlarından bir iki gün önce o ülkeye geçiyor ancak ekipler haftalar öncesinden yoğun bir çalışma temposu ile bu seyahatleri yapıyor. Burada mağdur edilen ana unsur teknik ekipler.

Takvim öncesine bakarsak 2021 yılında getirilecek olan teknik düzenlemeler koronavirüs nedeniyle 2022 yılına kalmıştı. Teknik değişimler her zaman mücadeleyi arttırmaya yöneliktir. Bu mücadelenin artması da izlenme düzeyini arttırırken beraberinde daha fazla gelir getirir. Liberty Medya, sevelim veya sevmeyelim para kazanmaya yönelik hamle yapıyor. Bu onların en doğal hakkı ancak bu adımların Formula 1’in ruhunu bozması ve çalışanlara zarar vermesi durumu can sıkıyor. Kaldı bir ülkede üç yarış yapmak da birilerine bu güzide organizasyonu beğendirme çabası olarak net bir şekilde beliriyor. UEFA da ileride Şampiyonlar Ligi finalini Amerika’da yapmayı düşünürken buna yoğun şekilde kızmak “Amerika’ya futbolu ve Formula 1’i sevdireceğiz” mottosunu göz ardı ettiğimizi gösterir. Maalesef tüm Avrupa Formula 1’i sevse de Amerika sevmezse birileri pek de rahat uyuyamayacak.  

2026 yılında getirilecek olan yeni yakıt sistemleri ile doğaya daha az zarar vermeyi planlayan bir organizasyonunun, karbon ayak izini arttırması da ayrı bir ironi olarak karşımıza çıkıyor. Doğayı gerçekten düşünen (!) bir organizasyonun bunu es geçmesi normal bir durum değil. Yalnızca Formula 1 araçlarının doğaya verdiği zararı baz almak oldukça büyük bir hata, organizasyonun kendisi gittikçe büyük bir tehlikeye dönüşürken üstelik…

Formula 1 ister beğenelim ister beğenmeyelim bir şov olmaya doğru dönüşüyor. Sonunun nereye varacağını hep birlikte göreceğiz.

Formulascope’un son bölümüne buradan ulaşabilirsiniz:

Yazan: Muhammed Kaya

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.