Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erdoğan, “çocuk” polemiğiyle ilgili eleştirilere yanıt verdi: “Bu benim gizli bir politikam değil, onların istismarı bitmez”


AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, AKP’ye katılan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ile aralarında geçen ve tepkilere neden olan çocuk diyaloğu, “Muhafazakâr devrimciyim” sözleri, Kılıçdaroğlu ile aralarındaki “hodri meydan” polemiği ve Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Rusya-Ukrayna savaşı

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, gazetecilerin “Rusya-Ukrayna savaşını kalıcı olarak bitirmek için Türkiye arabuluculuğunda acaba bir masa kurulabilir mi?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Bu konuyla ilgili ben Sayın Putin’in de şu anda geçmişe göre çok daha yumuşak, çok daha görüşmelere açık olduğunu gördüm. Önümüzdeki günlerde yapacağımız telefon diplomasisiyle bunların nereye varabileceğini her iki liderden de dinlemek suretiyle göreceğiz. Dün Zelenskiy ile yaptığım görüşmede onda da böyle bir tıkanmanın olmadığını, onun da bu işi aşmaktan yana olduğunu hissettim. Umutsuz değiliz. Temennimiz odur ki iki lideri de bir araya getirmek suretiyle yola barış için devam edelim. Çünkü her iki tarafın ciddi kayıpları oluyor. İnanıyorum ki barışın kaybedeni olmayacaktır.”

“Tahıl koridoru anlaşması uzatılabilir”

Tahıl koridoruyla 8 milyon ton tahıl ve diğer gıda ürünlerinin dünya piyasalarına arz edildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ukrayna limanlarından yapılan sevkiyatın yüzde 62’si Avrupa, yüzde 19,5’i Asya, yüzde 13’ü Afrika, yüzde 5,3’ü Orta Doğu ülkelerine ulaştı. En az gelişmiş ülkelere ise 454 bin 626 ton buğday sevk edildi; bu miktar sadece yüzde 5,7’sine karşılık geliyor. Ürün olarak mısır, buğday, ayçiçeği yağı, kolza tohumu ve ayçiçeği küspesi öne çıkıyor. Bu ürünlerin toplam içindeki payı yüzde 96 civarında. Sevkiyat anlaşmasını uzatma noktasında herhangi bir mani söz konusu değil. Dün akşam Zelenskiy ile yaptığım görüşmede de Sayın Putin ile yaptığım görüşmede de yine bunu gördüm. Ama bu arada herhangi bir tıkanma olursa aşmamıza mani bir hal de yok.”

F-16 alımı

ABD Senatosu’nun Türkiye’ye F-16 satışındaki şartları kaldırmasının ardından Senatör Bob Menendez’in “Saldırganlık politikasını durdurmazsa Türkiye’ye hiçbir şekilde F-16 tasarısına onay vermeyeceğim” sözlerinin sorulması üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:

“Bu Menendez gibi senatörlerin ifadeleri kendi şahsi görüşüdür, şahsi iddialarıdır, herhangi bir şekilde kurumsal bir durumu yansıtmıyor. Ayrıca bunların Yunanistan ile olan münasebetleri de ayrı bir inceleme konusu. Niye bu kadar tarafgirler bu konuda? Yine geçtiğimiz günlerde NATO’daki savunma bakanları toplantısında Stoltenberg de bizzat bu konuda açık ve net bir şekilde tarafsızlığını ifade etti, F-16’ların Türkiye’ye verilmesinin sadece Türkiye için değil NATO için de önemli bir hadise olduğunu, Türkiye ne kadar güçlü ne kadar hazır olursa NATO’nun da ortalama değerinin bu şekilde yükseleceğini belirtti. Dolayısıyla biz gelişmeleri, süreci yakından takip ediyoruz. Olumlu şekilde sonuçlanması için yapılacak ne varsa yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Fakat diğer taraftan da dünya pazarı geniş, dolayısıyla çeşitli çözümler de mevcut. Tek başına Menendez’in karşı çıkması bu işi engellemez. Herkes teklif verebilir ama yasa tasarısının Kongre’den geçmesi gerekir ki şu andaki atmosfer öyle değil. Yani bir kişinin karşı çıkmasıyla olmaz. Diğer taraftan yönetim de zaten olumlu istikamette gerekli adımları atıyor. Benim de son Amerika ziyaretimde Senato temsilcileriyle de Kongre temsilcileriyle de gayet olumlu bazı görüşmelerim oldu. Bu görüşmelerde ‘Ben bizzat Menendez ile de görüşeceğim’ diyen senatörleri de gördüm ve Menendez’in bu yaklaşımlarını kabul etmediklerini gördüm. Dolayısıyla da burada bütün mesele Kongre’nin de Senato’nun da geneli itibarıyla nasıl bir tavır alacağıdır. Şu an itibarıyla yönetimin bakışı olumlu istikamette gelişiyor. Tabii bizim için tek çıkış yolu Amerika değildir. Gerektiğinde aynen S-400’lerde olduğu gibi biz Amerika’nın dışında da alternatiflerle görüşüyoruz. Oralardan da bu işin temini yoluna gideriz. Elimizde bu tür alternatifler de var.

KKTC’nin Türk Devletler Topluluğu’na üyeliği

Erdoğan, 11 Kasım’da Özbekistan’ın Semerkant şehrinde yapılacak olan Türk Devletler Topluluğu Devlet Başkanları Zirvesi’ne gözlemci üye olarak katılacak olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin daimi üyeliği için adın atılıp atılmayacağıyla ilgili soru üzerine şöyle konuştu: “Beklenmemesi için bir sebep yok. Katılan ülkeler bizler için gerçekten olumlu sinyal vermesi gereken ülkeler. Yani Türk Devletleri Topluluğu olarak burada yaptığımız ikili görüşmelerde her zaman şunu söylüyorlar, ‘Türkiye bu konuda nasıl bir adım atarsa biz de tabii ki onun yanındayız.’ Nitekim bugün İlham Aliyev kardeşimle de yaptığımız görüşmede yaklaşım buydu. Burada Türk Devletleri Topluluğu zirvesinde tabii ki onu da çalışacağız ve Semerkant’ta alınması gereken en olumlu neticeyi de alacağız. Temennimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik Birleşmiş Milletler’de yaptığımız açıklamalar istikametinde Türk Devletleri liderleri olarak müşterek bir çalışmanın içerisine girmek.”

Çelebi’ye çocuk sözleri: “Onların istimarı bitmez”

AKP’ye katılan İzmir Milletvekilli Mehmet Ali Çelebi’ye yönelik “Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var” sözlerinin tartışma yaratmasıyla ilgili de konuşan Erdoğan, “Orada Kürtleri mi kastettiniz?” sorusu üzerine, “Ben her zaman açık açık en az üç çocuk diyorum zaten. Bu benim gizli bir politikam değil ki. Böyle bir şeyi hiçbir zaman gizlemedim zaten. Orada da söylediğim çok açık ama onların istismarı bitmez. Onların istismarına cevap yetiştirmeye de gerek yok” yanıtını verdi.

“Kılıçdaroğlu sağa sola topu atmakla işi kurtaramaz”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Çık karşımıza. Hodri meydan. Aday ol” çağrısı ve Kılıçdaroğlu’nun yanıtının sorulması üzerine Erdoğan, “Böyle sağa sola topu atmakla işi kurtaramaz. Zira futbolu ondan çok çok iyi bilirim. O, bu işin çok acemisi. Kim kalede, kim orta sahada, kim geri dörtlüde veya kim forvette oynaması gerekir bunu bilmez. Lefter’i kaleci olarak tanıtan bir adamdan bir şey olmaz” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti

Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:

Türkiye’de hamburgerci dükkanları filan bitmiş değil. Fakat yani bunu Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendinden duymamış olsak ben bile ‘Gerçekten böyle bir şey oldu mu?’ derdim. Ama maalesef kendinden dinledik; yani bir benzin istasyonuna uğramışlar, orada bir hamburgerci dükkanı görünce orada yemişler. Bunu bizzat kendisi söyleyince gerçekten ben de şok oldum. Yani böyle bir şey yapmış olsan bile söylemeye gerek yok. Bu da siyasetin ne kadar acemisi olduğunu ortaya koyuyor. Tabii bir de onunla kalmadı. Yapılmakta olan Türken Foundation binasının karşısına geçip orada çekim yaptı. Buradan da aile kavramına yönelik bizim şu anda ileri sürdüğümüz teze, güya tersinden bir yaklaşımla sataştı; ‘Önce sen kendi ailenin, kızlarının, oğlunun buraya yapmış olduğu destekleri açıkla’ gibi bir yaklaşımın içerisine giriyor. Bu da hukuk bilmezliğin, aile kavramını tanımazlığın bu adamda ne kadar ileri olduğunu gösteriyor. Biz aile kavramını inşallah bu başörtüsü meselesiyle ilgili çalışmanın içerisine alacağız. Arkadaşlarımızla gerek ilgili kamu görevlileri gerek akademisyenlerle geniş bir çalışma yaptık. Bu çalışmayı da arkadaşlarımız nihayete erdirdiler. En son dün akşam da bana sundular, gördük, baktık. Kısa zamanda bunu da kamuoyuna inşallah sunacağız. Tabii bu kadar açtığımız davalardan bundan tazminatları koparıyoruz. Şimdi bundan da yine tazminatı koparacağımıza inanıyorum. Türken Foundation, yine bundan şöyle bir miktar para alacak.

“Muhafazakâr devrimciyim” açıklaması

Erdoğan, çok tartışılan “Muhafazakâr devrimciyim” sözlerinin sorulması üzerine şöyle konuştu:

“Biz muhafazakâr devrimciyiz. Milli ve manevi değerlerimize tavizsiz şekilde sahip çıkan; haklarımızı, menfaatlerimizi her şartta koruyan yanımızla muhafazakârız. Ülkemiz için eser ve hizmet siyasetinden demokrasi, hak ve özgürlüklere, her alanda devrim niteliğinde adımlar atan; dünyadaki zulme ve adaletsizliklere itiraz eden yanımızla da devrimciyiz. Yakıp yıkan, taş üstüne taş koymayan sözde devrimciliğin aksine; kendi medeniyetinin değerlerinden yana olarak sürekli okuyan, çalışan, üreten, imar eden, geliştiren ve atılım içinde olan gerçek bir devrimciliktir bu. Muhafazakâr devrimcilik işte budur. Bu anlamda özellikle gençlerimize Nuri Pakdil’in eserlerini okumalarını tavsiye ediyorum. Ben merhum Nuri ağabeyimizin aynı zamanda talebesi durumundaydım. A Haber de zaman zaman Nuri ağabeyi anlatırken onun bu konudaki duruşuna da işaret ediyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.