Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Araştırma: Ekonomik kriz anne karnındaki bebeklerin DNA’sını değiştiriyor

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yürütülen bir bilimsel araştırma, 1929-1939 yılları arasındaki Büyük Buhran döneminde doğanların ilerleyen yıllarda hızlı yaşlanmayı tetikleyen epigenetik işaretlere sahip olduğunu ortaya koydu. Araştırma, ekonomik krizlerin ömür boyu etkilerini vurgulamasıyla önem taşıyor.  

Genlerimizin hücre içinde kendilerini nasıl ifade ettiğini belirleyen ve DNA’mızdaki kimyasal değişimleri kaydeden işaretler bütününe epigenom adı veriliyor. Hamilelik süresince embriyolar, DNA’yla ilintili epigenom etiketlerine göre gelişim gösteriyor. Bu etiketler ise çevre, beslenme ve hormonlar gibi dışsal faktörlerden etkileniyor.

PNOS‘ta bu ay başında yayımlanan araştırmada bilim insanları, kronik hastalık ve erken ölüm riskini gösteren bir dizi işarete rastladı. Nature dergisi editörlerine göre bu bulgu, insanların henüz ana rahmindeyken maruz kaldığı stres ve açlık gibi zorlukların onları ömür boyu etkileyebileceğini gösteren araştırmalara bir yenisini ekledi. 

Araştırma, 1929’daki Büyük Buhran’ın farklı biçimlerde etkilediği çeşitli eyaletlerde 1930’lu yıllarda doğan 800 kişiyi inceledi. Hücreleri olması gerekenden daha yaşlı görünen bu kişiler arasında, buhranın en ağır hissedildiği eyaletlerde yaşayanların epigenetik işaretleri en yoğunuydu. Buhranın hafif atlatıldığı eyaletlerdeki katılımcılarda ise bu işaretlerin izleri daha azdı. 

Büyük çaplı olayların gelecek nesillerin sağlık durumunu etkileyebildiğini bir süredir biliniyordu. Ancak bu tür araştırmaların yalnızca birkaç tanesi insanlar üzerinde yürütülmüştü. Almanya’nın Leipzig kentinde bulunan Max Plank Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden Ainash Chlidebayeva’ya göre etik sebepler nedeniyle yalnızca bu tür olayları yaşamış kişiler üzerinde araştırma yürütülebiliyor. 

Epigenetik bilimi, bu gibi travmaların gelecek nesillere etkileri üzerine yeni yeni odaklanmaya başladı. Örneğin 1944 yılında 20 binden fazla kişinin açlıktan ölmesiyle sonuçlanan Naziler’in Hollanda’yı işgalinin, bu esnada anne karnında bulunan insanlarda daha yüksek bir ölüm oranına yol açtığı tespit edildi. 

Araştırmacılar bunun tam olarak nasıl gerçekleştiği konusunda emin değil. Ayrıca bu gibi araştırmalar amacıyla insanları travmalara maruz bırakmak etik dışı olacağı için daha fazla detay elde etmek biraz zor bir iş.

Ancak daha önce solucanlar üzerinde yürütülen bir araştırma, solucanların açlığının ileriki nesillere “açlık hafızası” aktardığını ortaya koydu. Bunu sağlayan, “Küçük RNA mirası” olarak adlandırılan bir süreçti. Solucanlar deneyimlediği açlığa, beslenme genlerini hedef alan spesifik bir açlık-endüklenmiş bir RNA üreterek yanıt verdi. Bu RNA ise en az üç nesil boyunca doğan bireylere aktarıldı. 

Kıtlık gibi olaylar da olay esnasında anne karnında bulunan jenerasyonların sağlık sonuçlarını etkiliyor. Zira bu olaylar metabolizmaya, metabolizma da nihai olarak hastalık riskine tesir ediyor. HuffPost’a konuşan nöroradyolog Dr. Mubin Syed, Güney Asyalılar’ın neden diyabet eğilimli olduğundan bahsederek durumu şöyle açıklıyor:

“Bir kıtlığa maruz kalmanın bile diyabet, hiperglisemi ve kardiyovasküler hastalıkların riskini arttırmayı içeren nesiller arası bir etkisi var. 50 yıllık bir süreçte en az 24 büyük kıtlığa maruz kaldığınızı düşünün. Gıda eksikliğine olan adaptasyonumuz, artık gıda bolluğunun olduğu ortamımız için uyumlu değil.” 

Epigenetik ayrıca nesiller arası travma konseptini açıklıyor. Bu gibi olaylar insan genlerinin kodlamasını pek değiştirmiyor ancak genlerin nasıl ifade edildiğini değiştiriyor. Vücut çeşitli stres faktörlerine adapte olurken, bunu diğer bazı gen ifadelerini devre dışı bırakarak yapıyor. 

Ebeveynleri savaş esiri olan çocukların da erken ölüm riskinin daha fazla olduğu saptandı. İlginç bir şekilde, bu bulgu sadece erkek çocukları için geçerli. Araştırmacalar bu tür epigenetik kalıtımın nadir olduğunu söylese de giderek artan araştırmalar bu tür bulguların anlamsız olmadığını söylüyor. 

Kaynak: Swaddle

Derleyen: Alp Selim

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.