Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Başsavcılık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sürtük” sözüne “soyut” dedi: TCK’da hakaret suçunun kapsamı

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 1 Haziran’da partisinin TBMM’deki grup toplantısında Gezi Parkı eylemlerine katılanlar için “sürtük” ifadesini kullandı. Bunun üzerinde çok sayıda şehirde cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunuldu. En son Bartın’da dört kadının suç duyurusunda bulunmasının ardından, Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı kadınların suç duyurusu hakkında “soruşturmaya yer olmadığı” kararı verdi. Türk Ceza Kanunu’na göre hakaret suçunun kapsamı nedir? Avukat Selin Nakıpoğlu ile konuştuk.

Erdoğan: “Yakışan teşhisi koyduk”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gezi Parkı eylemlerine katılanlara “sürtük” demesi üzerine kadınlar ve sivil toplum kuruluşlarından tepki gelse de Erdoğan, 4 Haziran’da bu sözlerinin yine arkasında durdu ve “Yakışan teşhisi koyduk, alacak ahlak dersimiz yok” cevabını verdi. Sözcü’den Saygı Öztürk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulunan kadınlara ulaştı. Habere göre Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 158/6 maddesi uyarınca soruşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Türk Ceza Kanunu’na göre hakaret suçu

Hakaret suçunda, mağdur kişi şikayetinden vazgeçtiği zaman dosya düşüyor. Ancak kamu görevlisine hakaret takibi şikayete bağlı değil. Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 125 ile 131. maddeleri arasında şerefe karşı suçlar başlığı altında düzenleniyor.

125/1 şöyle diyor:

Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir”

Erdoğan’ın sözleri önce sansürlendi, sonra tamamı verildi

1 Haziran’da Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından, iktidara yakın medya kuruluşları ve Cumhurbaşkanlığı sitesi Erdoğan’ın sözlerini sansürledi ve “sürtük” ifadesi kullanmadı. Ancak şu anda Erdoğan’ın sözlerinin tamamı cumhurbaşkanlığı sitesinde mevcut. “Internet Archive” sitesinde Erdoğan’ın sözlerinin saat kaç aralığında girildiğine baktığımızda şu sonuçlarla karşılaştık:

  • Açıklamanın bir kısmı saat 10:39’da giriliyor, o girilen açıklamada “sürtük” kelimesi geçmiyor.
  • İkinci düzeltme ise saat 19:02’de. Düzeltilen açıklamada ise Erdoğan’ın açıklamasının tam metni veriliyor. 

Nakıpoğlu: “Cumhurbaşkanı ‘sürtük’ sözünün neye karşılık geldiğini biliyor

Erdoğan, “sürtük” sözlerinde tepkiler yükselirken 4 Haziran’da da sözlerinin arkasında durdu:

“Gezi olaylarında sergiledikleri tutuma yakışan teşhisi koyduk. Biz hep milletimizin diliyle konuştuk. Milletimiz bu vandalları nasıl tanımlıyorsa biz de öyle dedik. Onlara bu söz neye karşılık geliyor bilmiyoruz ama dediğimiz çok açık. Milletimiz Geziciler’i nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz.”

Avukat Selin Nakıpoğlu tam bu noktada “‘Sürtük’ sözü ‘milletin dili’ ise o zaman Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesinde neden ilk başta  sansürlendi?” diye sordu: 

“Cumhurbaşkanı‘sürtük’ sözünün neye karşılık geldiğini gayet iyi biliyor. Dolayısıyla, neyi kastettiği de ne demek istediği de kendisinin ifadesiyle çok açık elbette. 4 Haziran’da sözlerinden geri adım atmadığı da gördük. ‘Biz hep milletimizin diliyle konuştuk’ diyerek sözün arkasında durdu.

Bu sözü savunacak bir millet var mi?  Sürtük sözü ‘milletin dili’ ise o zaman cumhurbaşkanlığının resmi internet sitesinde neden ilk başta sansürlendi? İktidar medyası Erdoğan’ın o sözünü neden sansürledi?

“Halkın bir kesimini dini, siyasi görüşü, cinsiyeti nedeniyle aşağılamak da suç degil mi?”

Bartın’da şikayette bulunan kadınlara, başsavcılıktan gelen yanıt “soruşturmaya gerek olmadığı” iken dayanak ise “soyut ve genel nitelikte olması.” Nakıpoğlu başsavcılığın bu dayanağını şöyle değerlendirdi:  

“Bartın Cumhuriyet Bassavcılığı soruşturmaya gerek olmadığına dair kararını CMK m.158/6 yani şikayetin soyut ve genel nitelikte olmasına dayandırmış. Sanki isim isim hakaret edilse iddianame düzenleyebilecekmiş gibi… Bu söz soyut değildir, gayet de somuttur. Halkın bir kesimini dini, siyasi görüşü, cinsiyeti nedeniyle aşağılamak da suç değil mi?

“Önümüzdeki seçim halkına hakaret edenlerle etmeyenler arasında

Şu anda sokak siyasetini yürütenler kadınlar ve LGBTİ+’lar. Bunun önemine dikkat çeken Nakıpoğlu, 2023 seçimlerini işaret etti ve “Seçim halkına hakaret edenlerle etmeyenler arasında” dedi:

“Gezi’ye katılan kadınlara ve genel olarak haklarını arayan her kadına hakaret etmek aslında iktidarın kadınlardan korktuğunun en açık göstergesidir. Çünkü kadınlar bu dönemin gerçek ve en tutarlı muhalefetini yapmaktadır. Yargının, hukukun değil vesayet düzeninin bekçiliğini yaptığı dönemler geride kalmalıdır. Önümüzdeki seçim halkına hakaret edenlerle etmeyenler arasında. Bu kadar net.”

Ne olmuştu? 

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 1 Haziran 2022’deki grup toplantısında 2013’teki Gezi eylemlerine geniş yer ayırdı. Gezi eylemlerini hedef alan Erdoğan, Gezi Parkı’nı savunmak için sokağa çıkanlar için “sürtük” dedi:

“Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti. Bunlar çürük, bunlar sürtük. Kamu binalarının, polis araçlarının, işyerlerinin, otobüslerin, sokakların yıkıldığı Gezi olaylarının arkasında hangi güçlerin olduğunu tarih de yazıyor. Bunlardan bu millete hayır gelmez. Bunlar ancak terör sevicilerle beraber. Gezi olaylarının planlı ve alçak kalkışma olduğunu boşuna söylemiyoruz. Yatırımcıların çıkışından dövizin yükselmesine kadar halen boğuştuğumuz sorunun başlangıç noktası Gezi hadisesidir. Maddi tahribatın bedeli 1,5 milyar dolar. Bu hadise arkasından gelen tüm oyunların, tuzakların işaret fişeğidir. Gezi olaylarıyla yapamadıklarını FETÖ’nün Emniyet-yargı darbe girişimiyle ülkenin meşru hükümeti devirmeye kalkarak tekrar denediler. PKK’yı ve siyasi uzantılarını harekete geçirip çukurlar açarak o bölgenin güzelliklerini rezil ettiler. Sinsi senaryolar paramparça olunca, 15 Temmuz’da askeri darbe yapma cüretinde bulundular.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.