Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Formula 1’in efsane takımı 2022 sezonunda da aradığını bulamadı: Dibi gören Ferrari yükselişe geçebilir mi?

Ferrari, 2022 Formula 1 Dünya Şampiyonası’nı takımlar klasmanını Red Bull’un ardından ikinci sırada tamamladı. Ferrari Takım Direktörü Mattia Binotto’nun istifa etmesi ile birlikte, yeni bir başlangıç arayan İtalyan devinin geleceğini Medyascope Spor’dan Muhammed Kaya yazdı.

Dibi gören Ferrari yükselişe geçebilir mi?

Ferrari 2022 sezonuna en iyi şekilde hazırlanan takım olmuştu. Sezon başında “o sene bu sene” denen Ferrari, sezon sonuna kadar ilmek ilmek döküldü. Son olarak Mattia Binotto’nun gönderilmesi ile de takım içindeki kaos büyük bir kara deliğe dönüştü. Peki, Ferrari’nin zirvede başladığı sezonda dibi görmesi bir yenilenmenin habercisi olabilir mi?

Ferrari, sezon başında en hızlı araç iken Meksika yarışında hem sıralama hem de yarış hızında yalnızca üçüncü en hızlı araca sahip hale geldi. Bırakın Red Bull’u, Mercedes’e dahi tehdit oluşturamayan bir takım haline gelmeyi başardı veya gelişimi doğru yönetmeyi başaramadı.

Sıralama turlarında fena bir profil çizmeyen Ferrari, sezon boyunca en az gelişim gösteren takımdı. Özellikle şampiyonluk adayları olarak görünen üç büyüklerden Ferrari, Red Bull ile Mercedes’i geliştirme yarışında yakalayamadı. Sezonun ikinci yarısına başlarken herkes silkelenme beklentisi içindeydi ancak tek turda neredeyse rakipsiz olan Ferrari ufak ufak bu tahtı da Red Bull’a kaptırdı.

Ferrari yıllardır gelişimini bir sonraki sezona yapıyor, en azından söylemleri böyle. Sebastian Vettel transferi sonrasında artan bu söylem şimdiye kadar neredeyse hiç tutmadı. Üstelik gelişim ne sene içinde göründü ne de bahsedilen “bir sonraki sezon”larda. 

Ferrari’nin rakiplerinden daha küçük bir turbo-şarjı vardı bu yıl, bu da onların daha hızlı tepki vermesine yaradı çünkü enerji biriktirmek için daha az süre gerektiriyordu ve virajlarda araca atak yapmada bir avantaj sağlıyordu. Ancak bu turbo-şarjın daha az yoğun havayı telafi etmek için daha çok çalışması gereken irtifalarda, orantılı olarak Mercedes, Renault ve Honda tarafından kullanılan turbolardan daha hızlı çalışması gerekirdi. Red Bull Ring’de bu durum, Sainz’in başarısızlığına yol açtı bu nedenle Meksika’da Ferrari, motor performansını düşürerek turboyu çok sert çalıştırırsa zarar vereceğinden hızdan taviz vermek zorunda kaldı.

Sadece bu durum da değil. Fransa yarışı sonrası yapılan güncellemenin ardından araç lastikleri daha çok yemeye başladı, üstelik bu durumun önüne geçmek adına yapılan süspansiyon ve direksiyon ayarları da pilotların istediği “tatlı nokta”da değildi. Bir dönem lastik sıcaklıkları kontrol edilemez hale gelmişti.

Ferrari, sezonun son yarışlarında mini bir ivme kazanmış görünse de gelecek adına pek umut vermiyordu. Belki de tüm bu planlamanın sorumlusu olan Mattia Binotto da takımdan gönderildi. Yerine kim gelir bilemiyorum ancak Ferrari çalışılması zor bir yer gibi görünüyor. Özellikle Sergio Marchionne’nin ölümünün ardından çokça CEO değişimi yaşayan Ferrari tepedeki güç eksenini sürekli olarak değiştirdi. Bu eksen kime kayarsa kaysın Formula 1 takımının ideolojisinde değişime neden olmamalıydı ancak mali kaygılar çalışmaları da etkiledi.

Jean Todt, Ross Brawn ve Michael Schumacher’in öncülük ettiği dönem dışında sürekli olarak iç karışıklıklarla anılan Ferrari için kendini bir şekilde ispat etmiş “lider” bir isme ihtiyaç var. Kaldı ki değişken bir güç dengesinde üstüne bir de takım patronunun birkaç yılda bir değiştirildiği bir ortamda modern, elit ve sistemli gelişen herhangi bir spor organizasyonundan bahsetmek neredeyse imkânsız. 

Rakipleri yıllardır aynı isimlerle devam ederken Ferrari’nin sürekli olarak futboldaki “şampiyon olamayınca hocayı gönder” veya “başkan ile tartıştı ise gönder” mantığının Formula 1 gibi teknoloji-ekip devamlılığının önemli olduğu bir organizasyonda tutması mümkün değil.

Red Bull, 2005 yılına dayanan Formula 1 tarihi boyunca Christian Horner tarafından yönetildi ve yönetilmeye devam ediyor. Mercedes ise 2013’ten bu yana Toto Wolff tarafından yönetiliyor. Ferrari’de herhangi bir ismin bu seviyelere erişmesi imkânsız. Ferrari şimdi V6 turbo-hibrit çağında beşinci takım patronu için hazırlanıyor. Bu oldukça saçma bir rakam, Anadolu kulüplerinin hoca değişimi gibi. Renault’nun gelişigüzel işler yapan ekibi bile o dönemde bu kadar büyük bir kargaşa yaşamamıştı. Bu sürede Mercedes sekiz markalar ve yedi pilotlar; Red Bull ise iki pilotlar ve bir markalar şampiyonluğu yaşadı.

Suçu pist kenarındaki ekibe, motor bölümüne, finans departmanına veya her kim olursa olsun yüklemek basit kaçar ancak Ferrari’nin, takımı tekrar şampiyon yapmak için burada daha büyük, uzun vadeli bir iş olduğunu kabul etmesi önemli bir mihenk taşı. Öncelikle dipte olduklarını kabul etmeleri gerekiyor. Bahsettiğim araç, motor gibi teknik konular değil, daha önemlisi: Bu süreçleri yöneten zihniyet.

Yazan: Muhammed Kaya

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.