Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

13 üniversitenin akademisyenlerinden yükseköğretim raporu: “Akademik özerkliğin topluma anlatılması lazım”

Türkiye Yükseköğretim Alanının Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı Sonuç Raporu, bugün (9 Aralık) İstanbul-Ortaköy’de yapılan toplantıda açıklandı. Raporda akademik özerkliğin önemine dikkat çekildi ve yükseköğretim sistemine ilişkin yeni bir çerçeve yasaya ihtiyaç olduğu belirtildi.  

Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi’nin de aralarında bulunduğun 13 üniversiteden 50’ye yakın öğretim elemanının katılımı ile 30 Haziran-1 Temmuz’da Ankara’da düzenlenen “Türkiye Yükseköğretim Alanının Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı”nın sonuç raporuna göre, üniversitelerde özerkliğin idari, mali ve akademik olmak üzere üç temel boyutu var. 

En değerli ortak akademik değeri liyakat olarak tanımlayan rapor, 1 Aralık’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grubu olan ve seçimlere girme hakkı elde etmiş tüm siyasi partilere gönderildi. Rapor, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Altılı Masa’nın daveti üzerine bu partilerin yükseköğretim komisyonuna da 5 Aralık’ta sunuldu. 

“Akademik özerklik çok önemli bir kamu malı”  

Eski Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Üstün Ergüder, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu‘nu ve Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) varlığını eleştirdi. Bir üniversitenin gerçek anlamda üniversite olabilmesi için akademik özgürlük ve kurumsal özerkliğin şart olduğunu söyleyen Ergüder, “Akademik özgürlüğün ve özerkliğin topluma anlatılması lazım. Biz akademisyenler bunları konuşurken bunların kendimiz için, üniversite için, Türkiye için faydası olduğunu düşünüyoruz. Ama Türkiye için neden faydalı olduğunu pek anlatmıyoruz. Akademisyenlerin sıkıntı altında olmadan araştırmalarını yapabilmeleri, toplumla paylaşmaları çok önemli. Onun için akademik özerklik çok önemli bir kamu malı. Biz akademisyenler kendi kendimize konuştuğumuzda bunu sanırım ihmal ediyoruz” dedi. 

Prof. Dr. Üstün Ergüder

Raporu sunan Prof. Dr. Taner Bilgiç, Türkiye’nin yükseköğretiminde bir kriz olduğunu, üniversite mezunlarının iş bulmakta zorlandığını ve genç nesilleri heyecanlandıracak nitelikli üniversite ortamının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. 

Prof. Dr. Taner Bilgiç

Rapordan öne çıkan başlıklar şunlar: 

  • Önerilen yeni çerçeve yasanın genel ilke ve hedefleri: (i) laik, demokratik, eşitlikçi ve her türlü ayrımcılıktan uzak bir yapılanma; (ii) özerk, tüzel kişiliğe sahip üniversite ve fakülte; (iii) meslektaşlar arası yatay karar alma süreçleri; ve (iv) hesap verebilirlik, saydam bütçe olarak özetleniyor.
  • Üniversite, toplum ve devlet tarafından, insanlığa yararlı bilginin üretimi ve yayılmasına katkıda bulunmak üzere kurulan ve amacı araştırma, nitelikli eğitim-öğretim ve topluma hizmet işlevleri ile yüksek nitelikte kamu yararı üreten bir kurum olarak tanımlanıyor. Rapor, devlet üniversiteleri ile kâr amacı gütmeyen vakıf üniversitelerini, gerektiği yerde ayırarak birlikte düşünürken, meslek yüksekokulları ve kâr amaçlı yükseköğretim kurumlarını kapsamı dışında bırakıyor.
  • Özellikle son aylarda kamuoyunu meşgul eden rektör belirleme ve atama konusunda geniş bir perspektif öneren rapor, rektör ve dekan belirlemenin aralarında seçim de bulunan farklı süreçlerle yapılabileceğini vurguluyor. Bu konuda özerk üniversitelerin kendi çıkaracakları yönetmelikler ile hareket edebileceği, önerilen katılımcı akademik yönetim ile rektörün yetki ve sorumluluklarının denge ve denetiminin mümkün olacağını öne sürüyor.
  • YÖK’ün kaldırılarak yerine icra yetkisi olmayan özerk bir koordinasyon kurulu, misyon çeşitliliği çerçevesinde yeniden yapılandırılmış yeni bir üniversiteler arası kurul ve özerk kalite güvence ve akreditasyon kurulu öneren rapor bu üçlü yapının eşgüdüm içinde Türkiye’nin özerk üniversitelerin önünü açarak yerel ve küresel rekabet edecek nesiller yetiştirmesinin mümkün olduğunu vurguluyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.