Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Edgar Şar yazdı: Beş soruda Altılı Masa’nın son toplantısının çıktıları

Altılı Masa 5 Ocak Perşembe günü en uzun toplantısını yaptı. Toplantı sonucunda servis edilen ortak bildiri metninden hareketle masanın gidişatını beş soru üzerinden ele almak istiyorum.

1) Altılı Masa 30 Ocak’ta ne açıklayacak?

Altılı Masa uzun zamandır kamuoyunun da baskısına karşın kendi takvimi içinde kalacağını ve bunun dışına çıkarak beklenenden önce bir aday açıklamayacağını beyan etmişti. Buna göre muhalefet seçim kazanırsa başlayacak olan “geçiş dönemi”nde neyin, kimin tarafından ve ne zaman yapılacağını içeren yol haritası ve daha da önemlisi bu dönemde icraat olarak nelerin yapılacağını gösteren ortak hükümet programının hazırlanmasına öncelik verildi. 

Perşembe gecesi servis edilen ortak açıklamaya göre bu iki metin tamamlanmışa benziyor. Eğer öyleyse bunların kamuoyuna duyurulması için neden üç buçuk hafta sonrası kararlaştırıldı anlamakta zorlandığımı söylemeliyim. Buradaki plan 26 Ocak’ta İYİ Parti ev sahipliğinde yapılacak toplantıda adayı netleştirip bu lansman toplantısında adayı da açıklamak ise bu kısmen anlaşılabilir. Ancak müzakereler uzayacak ve adayın açıklanması Şubat’a kalacaksa bu gecikme hiç de anlamlı değil. Öyle ki dün sabah Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın konuğu olan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun söylediği “stratejik kararlarla” beraber karar mekanizması örneğinde olduğu gibi, Altılı Masa aldığı kararları net ve seri bir biçimde kamuoyuyla paylaşmadıkça ortaya anlamlı, anlamsız birçok tartışma çıkıyor. Artık seçimin daha erken bir tarihe alınacağı iktidar tarafından da dile getirildiğinde göre, hantal ve rehavet içinde bir görüntü vermenin Altılı Masa’ya bu süreçte ancak zarar verebileceğinin altını çizmek lazım.  

2) Erken seçim konusunda Altılı Masa’nın 6 Nisan stratejisi doğru mu?

Erken seçim konusunda Altılı Masa’nın yaklaşımının doğru olduğunu düşünüyorum. Nisan 2022’de Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikler yürürlüğe girmeden yapılacak bir seçime TBMM’de “evet” demek muhalefetin teknik olarak lehine olur. Öyle ki bu durumda ortak listeler gibi son derece zorlu bir müzakere süreci gerektirecek bir konuyu ele almak zorunda kalmadan, altılı bir ittifak olarak beraber seçime girerler.

Altılı Masa’nın 6 Nisan 2023’ten sonra yapılacak bir erken seçime destek vermeme kararı da doğrudur. Buradaki mesele sadece Seçim Kanunu’ndaki muhalefetin birlikteliğini zorlaştıran yeni hükümlerin yürürlüğe girmesi değil. Biliyoruz ki iktidar bloğu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 seçimlerindeki adaylığının esasen üçüncü kez adaylık olmadığı argümanını ortaya atarak bu konuda bir sorun olmadığı imajını veriyorlar. Halbuki anayasa hukukçularının yüzde 99’u mevcut koşullarda bunun üçüncü kez adaylık olduğu için anayasal olarak mümkün olmadığını defalara söyledi. İktidar da olası bir erken seçim kararını Meclis’e aldırarak hem muhalefetle mutabakat içinde bu kararı çıkartmayı hem de Erdoğan’ın adaylığına ilişkin olası bir meşruiyet sorununu ortadan kaldırmayı düşünmüş olabilir. Ancak bu durumda muhalefet, iktidara sadece Erdoğan’ın adaylığını hukuken mümkün kılan bir adım için yardım etmiş olurdu. Muhalefet bunu yapmayı reddederek bir bakıma Erdoğan’ı kendi adaylığının hukuki sorumluluğunu üstüne almaya zorlamış oldu. Bu gibi konularda muhalefetin bir arada hareket etmesi çok önemli. 

Buna rağmen muhalefet, Erdoğan’ın adaylığının önündeki hukuki engeli kampanyasının hareket noktasıymış gibi sunmamayı ve böylelikle Erdoğan’a bu konudan bir mağduriyet devşirme imkanı vermemeyi tercih edecektir. Kaldı ki o durumda bile Erdoğan’ın güdümündeki bir YSK’nın ne karar vereceğini tahmin etmek güç değil. Burada önemli olan, muhalefetin ortak hareket ederek iktidarın oyun planının bir parçası olmayı reddetmiş olmasıdır.  

3) Altılı Masa anayasa değişikliği hakkındaki stratejisi doğru mu?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kamuda başörtüsü serbestisinin kanuni güvenceye kavuşturulması teklifiyle başlayan ve iktidar bloğunun anayasa teklifine dönüşen süreç de tıpkı erken seçim gibi Erdoğan’ın seçim planlarının bir parçası. Yine, tıpkı erken seçim meselesinde olduğu gibi burada da muhalefetin elindeki gücü kullanması ve iktidarın stratejisine payanda olmaması çok önemli. Açıkçası partilerin bugüne kadar ayrı ayrı yaptıkları açıklamalar, bu konunun bir an önce kapanması amacıyla muhalefetin TBMM’de teklife “evet” diyecekleri gibi bir intiba bırakmıştı ve esasen CHP’nin alacağı tutum bekleniyordu. Unutmamak gerekir ki burada ortak amaç teklifin referanduma gitmemesiyse, 400’den fazla vekilin teklife “evet” oyu vermesi de yetmeyebilir. Anayasaya göre cumhurbaşkanı bu durumda dahi teklifi referanduma sunabilir. Erdoğan, seçim sürecinde elindeki tüm gücü kullanan bir aktör olarak bunu yapmayacağının garantisini muhalefete vermeyecektir. Tüm bu sebeplerle bence doğrusu, teklifin içeriğinden öte tamamen usul ile ilişkili sebeplerle muhalefetin de elindeki gücü kullanıp bu teklifi reddetmesidir.

Altılı Masa ise birçok gerekçeyle bunu yapmaktansa iktidara alternatif bir teklif götürmeyi seçmişe benziyor. Bu yolla iktidarın teklifini değiştirmek ve muhalefetin de “evet” diyebileceği bir hale çevirmek hedeflenmiş olabilir. Muhalefetin karşı teklifinin içeriği ne olacak bilmiyorum ancak eğer iktidar bu konudaki müzakere önerisini reddederse, muhalefetin mevcut teklife doğrudan “hayır” demesi kolaylaşır. Burada önemli olan muhalefetin yaratıcı karşı hamlelerle, erken seçim, anayasa değişikliği ve referandum gibi kozların iktidarın elinde birer seçim silahına dönüşmesini engellemek üzere elindeki gücü kullanmasıdır. Muhalefet bunu yapmadığı sürece hem iktidarın siyasi çerçevesine teslim olmuş olur hem de onun oyun planında kendisine düşen rolü oynamanın ötesine geçemez. Bu açıdan şimdilik ortaya konan strateji anlamlı olabilir ancak iktidarın herhangi bir teklifine “evet” demeden önce yukarıda kısmen bahsettiğim tüm hesapların yapılmasında fayda var.  

4) Altılı Masa Meclis çoğunluğu için ortak liste meselesinin altından kalkabilecek mi?

Nisan 2022’de Cumhur İttifakı’nın Seçim Kanunu’nda yaptığı değişiklikler ile muhalefet partilerinin güç birliğinin milletvekili sayılarına yansımasının tek yolu seçim bölgelerinde ayrı ayrı oluşturulacak stratejiler kapsamında geliştirilecek ortak listeler gibi duruyor. Aksi takdirde Altılı Masa’nın bırakın anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmasını, tüm muhalefetin Meclis’te salt çoğunluğa ulaşma ihtimali dahi tehlikede demektir.

Ortak liselerin aritmetik olarak Altılı Masa’nın toplam sandalye sayısının maksimuma ulaşmasında etkili olabilmesi için birçok seçim çevresinde tek listeyle seçime girilmesi ve o listenin birinci olabilmesini sağlayacak bir stratejiyle hareket edilmesi gerekir. Buradaki esas zorluk, aritmetik olarak en etkili gözüken senaryoyu siyasi olarak da işler hale getirmekteki zorluk diye düşünüyorum. Bir seçim çevresinde yıllardır emek veren siyasetçilerin partilerinin o bölgede seçime girmemesi ve onların da başka partilerin listelerinde kendilerine yer araması nereden bakarsanız bakın birçok siyasi tartışmayı beraberinde getirecek. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun da dediği gibi, bu konu ortak cumhurbaşkanı adayını belirlemekten bile çok daha zor bir konu olarak Altılı Masa’nın önünde.

Daha önce DEVA Partisi seçime kendi logosuyla gireceğini beyan etmişti. Bir partinin seçime kendi logosuyla girebilmesi için en az 41 seçim çevresinde seçimlere girmek üzere aday göstermesi gerekir. Eğer diğer partiler için de bu geçerli olacaksa ister istemez bu partiler ile aynı seçim çevresi içinde oluşacak ortak muhalefet listesi arasında da bir rekabet olacak. Tüm bu süreçlerden partilerin uzlaşma ile çıkması oldukça hiç kolay olmayacak. Ancak bir alternatif de yok. 6 Nisan’dan önce olmayacak her seçimde muhalefet bu zorluğu aşmak durumunda ve perşembe akşamı çıkan ortak metne bakılırsa Altılı Masa bunun farkında. 

Önceki yazılarımda sıkça bahsettiğim gibi yerinde izleme şansı bulduğum Macaristan seçimlerinde de muhalefetin uğradığı büyük yenilginin sebeplerinden biri partiler arası uzun süren ve bir noktadan sonra kabak tadı veren pazarlıklardı. Türkiye’de de 20 yıldır iktidar olan otoriter bir bloğu yenmek üzere sahaya çıkacak muhalefetin, benzer nitelikteki pazarlıklarla kaybedecek hiç vakti yok. Bu sebeple bu konuda herkesin hem fedakarlığa hem de dürüst ve hızlı bir müzakere sürecine hazır olmasında fayda var.  

5) Ortak aday kim olacak?

Perşembe günü çıkan ortak metinde Altılı Masa ortak adayı belirlemek üzere liderler arasında bir istişare sürecinin başlayacağı ifade edilmiş. Bu da demek oluyor ki bugünden 26 Ocak’ta İYİ Parti ev sahipliğinde yapılacak toplantıya kadar liderler arasındaki ikili, üçlü görüşmelerle bu konuda herkes kendi fikrini bildirecek. 26 Ocak’ta konuyla ilgili bir netleşme olması bence CHP ve İYİ Parti arasında bir mutabakat olup olmayacağına bağlı. CHP’nin aday olarak Kemal Bey’in adaylığını masaya getireceği konusunda artık kimsenin kuşkusu yok. Dolayısıyla asıl soru bence Meral Hanım’ın buna ne diyeceği. Meral Hanım’ın bu teklife sıcak bakmaması durumunda adayın açıklanması her hâlükârda şubat ayına kalır diye düşünüyorum.

Ayrıca Gelecek Partisi lideri Davutoğlu’nun dün sabah Halk TV’de altını çizdiği bir nokta önemli. Davutoğlu, adaylık müzakereleri ile ortak liste müzakerelerinin bir arada götürülmesi gerektiğinin altını çiziyor. Davutoğlu, bu düşüncesini TBMM çoğunluğunun en az cumhurbaşkanlığı kadar önemli olduğu gerçeğiyle desteklese de bu konuda yürütülecek pazarlıkların birbirine bağlı olduğu iddiası mutlaka gündeme gelecektir. 

Şimdiye kadar çizdiği ilkesel birlik imajını bu tartışmalar eşliğinde sürdürmek Altılı Masa için ciddi bir meydan okuma olacak. Geçtiğimiz süreçte de gördüğümüz gibi muhalefet kendi iç tartışmalarına gömüldüğü zaman iktidar tüm zayıflıklarına rağmen kendini toparlama gücüne sahip. Bu sebeple muhalefetin kampanya sürecinde böyle bir lüksünün olmadığı herkes tarafından bilinmeli. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.