Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Edgar Şar yazdı: “Muhalif olup da Kemal Bey’e destek vermeyen seçmen” meselesi

Bunu kaç defa yazdım bilmiyorum ama tekrarlamakta zarar yok: Muhalefetin önümüzdeki seçimleri kazanmak için seçmene vermesi gereken iki duygu var: Kazanabilirlik ve yönetebilirlik. Bu iki duyguyu seçmende aynı anda ve güçlü bir şekilde uyandırabilirse muhalefet, seçimleri kazanma yolunda doğru adımları atmış demektir. Aslında çok kabaca bakıldığında Erdoğan’ı 20 yıldır iktidarda tutan da bu iki duyguyu seçmende oluşturabilmesi oldu. Yoksa neredeyse 2015’ten beri Erdoğan’ın topluma sunabildiği yeni hiçbir şey yok.  

Muhalefet son zamanlarda gerek beraber gerekse ayrı ayrı açıkladığı vizyon belgeleriyle “yönetebilirlik” duygusunu belki de hiç olmadığı kadar güçlendirdi. Ancak yönetmenin ön şartı kazanmak olduğu için, “kazanabilirlik” meselesi üzerinden yürüyen ve daha çok CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığını ilgilendiren tartışmalar halen devam ediyor. Kemal Bey’in olası adaylığıyla ilgili iki temel sorun var gibi gözüküyor: Birincisi, birçok araştırmaya göre aday olması durumunda Kemal Bey, Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında diğer adaylar kadar oy alamıyor gibi gözüküyor. İkincisi ise kısmen bu sebeple, kısmen başka sebeplerle, Altılı Masa’da Kemal Bey’in adaylığı konusunda bir mutabakat oluşmuş gibi gözükmüyor. Sonuçta İYİ Parti lideri Meral Akşener’e geçenlerde Habertürk yayınında “CHP tarafından Mansur Bey veya Ekrem Bey’in adı önerilirse karşı çıkmayacağız” demesine rağmen neden aynı yorumu Kemal Bey’in adaylığı için yapmadığını sorsanız vereceği cevap da muhtemelen bu olur.

Araştırmalara bakıldığında Kemal Bey ve olası diğer adaylar arasındaki fark bugün oldukça net gibi gözüküyor. Peki CHP ve Kemal Bey bu farkı nasıl değerlendiriyor? Bir bilgiye sahip olmasam da yaptığım gözlemlere göre şunu söyleyebilirim. Yapılan araştırmaların çoğunluğunda deneklere “Cumhurbaşkanı seçiminde tercihiniz ne olacak?” diye sorulduğunda ve cevap olarak sadece “Erdoğan’a oy veririm/oy vermem” türevi seçenekler koyulduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği halen azınlıkta gözüküyor. Buna daha önce muhalefetin beslendiği seçmen havuzu olarak adlandırıp yaklaşık yüzde 55 olarak da ifade etmiştim. Muhtemelen CHP ve Kemal Bey, seçim günü gelip çattığında bu çoğunluğun Erdoğan’ın karşısındaki aday kimse onu destekleyeceğini düşünüyor. Bir başka deyişle, Kemal Bey aday olduğu takdirde Erdoğan karşıtı bu çoğunluğun desteğini alabileceğini düşünüyor olmalı.

Yöneylem Araştırma Genel Direktörü Doç. Dr. Derya Kömürcü de kısmen bu düşünceyi doğrulayan bir görüşe sahip. Doç. Kömürcü’ye göre, Kemal Bey ve olası diğer adaylar, Ekrem ve Mansur Beyler arasında Yöneylem’in araştırmalarında da ortaya çıkan fark, muhalif seçmenin halihazırda devam eden aday belirleme sürecine etki etmesiyle ilgili. Kemal Bey’in aday olması durumunda kazanamama riskinin fazla olduğunu düşünen denekler, bu riskin oluşmaması için diğer adaylara verdikleri desteği Kemal Bey’e vermiyor gibi gözüküyorlar. Ancak nihayetinde aday Kemal Bey olursa, Doç. Dr. Kömürcü bu seçmenin görüşünün değişebileceğini işaret ediyor. Bu bir argüman.

Buna karşı ortaya atılabilecek bir başka argüman ise muhalif blok içinde gerçekten de Ekrem veya Mansur Bey’e oy vermeyi düşünüp, Kemal Bey’e destek vermek istemeyen bir seçmen grubunun var olduğu yönünde olabilir. Bu argümanı doğru analiz edebilmek için 2018’de çoğunluk olan Cumhur İttifakı seçmeninin 2022’de azınlığa düşmesinde etkili olan üç gruba bakmak gerekir:

1) Bu süreçte Cumhur İttifakı’ndan CHP/HDP’ye kayanlar,

2) Bu süreçte Cumhur İttifakı’ndan muhalefetteki sağ partilere (İYİ Parti/DEVA/Gelecek Partisi) kayanlar,

3) Bu süreçte Cumhur İttifakı’ndan ayrılıp kararsız olanlar.

Muhalefetin seçimleri kazanabilmesi için ortak adayın tüm bu gruplardan aldığı desteği maksimize etmeli. Objektif bakıldığında birinci grubun yaptığı radikal tercih değişikliği sebebiyle Kemal Bey’e oy vermekte çok da zorlanmayacağı rahatlıkla söylenebilir. Ancak ikinci ve üçüncü gruplar için aynı şeyi bu kadar rahat söyleyemeyebiliriz. İşte bu gruplar adı geçen diğer aday adaylarını destekleyebilecek iken Kemal Bey’i desteklemekte zorlanabilir. Bu gruplar homojen olmadığı için bu durumun birçok sebebi olabilir. Ancak ilk göze çarpan şey bu gruplardaki seçmenlerin 2009-2018 arası istikrarlı olarak Kemal Bey’in başında olduğu CHP’ye karşı bir şekilde Erdoğan’ı ve onun bloğunu desteklemiş olması. Bu gruplar için Kemal Bey, 2010’dan beri muhalif olan seçmene göre çok daha farklı bir yıpranmışlığa sahip olabilir. Buna karşılık Mansur ve Ekrem Bey’ler bu gruplardaki seçmen gözünde CHP’li olmalarına rağmen benzer bir yıpranmışlığa sahip olmayan, birer yeni figür olarak görünüyor olabilir. Tüm bunlar birer hipotez ve test edilmeye muhtaç. Ancak bu iki seçmen grubu bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar seçilmesini ülkenin geleceği için iyi görmeme konusunda diğer muhalif seçmenle mutabık olsa bile, henüz “Karşısında kim olursa desteklerim” noktasına da gelmemiş gibi gözüküyor.    

Adaylar arasında araştırmalarda gözüken farkın bir diğer bir sebebi de genç/yeni seçmen olabilir. 2023 seçimlerinde altı milyon civarında yeni seçmen olacak ve bunların tercihleri seçimin sonucunda çok etkili olacak. CHP son bir yılda genç seçmen arasında birinci parti olmasına rağmen, yaşı sebebiyle Kemal Bey, diğer adaylar -daha çok Ekrem İmamoğlu- kadar bu seçmeni mobilize edemiyor olabilir. Bu grup seçmende muhalefetin çoğunlukta olduğu net olarak söylenebilir ancak bu gruptaki seçmenin “Aday kim olursa olsun desteklerim” noktasına gelip gelmediğine özellikle bakmak gerekir. Zira seçimlerde yeni/genç seçmenin tercihi gerçek bir oyun değiştirici etkide bulunabilir.    

Sonuç olarak yürütülen adaylık tartışmasında bu farklı argümanlar ortaya atılıyor. Sonuçta bu argümanların hangisinin daha temelli olduğu ancak ve ancak bu seçmen grubuna derinlemesine araştırmalarla mercek tutularak öğrenilebilir. Gerek CHP gerek Altılı Masa bu araştırmaları yaptırmalı ve bunların sonuçlarını dikkate alacağına dair kamuoyuna güvence vermeli.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.