CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki makam odasında gazetecileri ağırladı. Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır ve Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş’ın da aralarında bulunduğu gazeteciler, Kılıçdaroğlu’na sorular yöneltti. Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Millet İttifakı’ndan ayrılmasının ardından süreci yönetirken nasıl sakin kaldığı yönündeki soruya, “Tartışmalar doğaldır. Bütün mesele tartışmadan sonra tekrar tokalaşmasını bilmektir” yanıtını verdi. CHP lideri, cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanmasının ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ya da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den tebrik telefonu almadığını söyledi.
TBMM grup toplantısında heyecanlı bir kalabalığa hitap eden Kılıçdaroğlu, Meclis’teki makam odasında da yoğun görüşme talebiyle karşılaştı. Kılıçdaroğlu’nun özel kalem müdürü talepleri karşılamakta zorlandı. Birçok siyasetçi ve yurttaş Kılıçdaroğlu ile tokalaşıp fotoğraf çektirme yarışına girdi. Kılıçdaroğlu, bu yoğunlukta bir grup gazeteci ile görüştü ve soruları yanıtladı. Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır ve Medyascope Ankara Temsilcisi Hıdır Göktaş’ın da aralarında bulunduğu gazeteciler, Kılıçdaroğlu’na sorular yöneltti.
“Tartışmalar doğaldır”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Millet İttifakı’ndan ayrılması ile başlayan siyasi trafikte neler yaşandığına ilişkin soruya, “Hem ‘sakin güç’ diyorsunuz hem ‘Nasıl sakinliğinizi korudunuz?’ diyorsunuz. Elbette, tartışmalar doğaldır. Bütün mesele tartışmadan sonra tekrar tokalaşmasını bilmektir. Sorunu çözebiliyorsanız bir sorun kalmıyor” yanıtını verdi.
“Erdoğan ve Bahçeli aramadı”
Cumhurbaşkanı adaylığı açıklandıktan sonra AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tebrik için kendisini arayıp aramadığı yönündeki soruyu ise Kılıçdaroğlu, “Hayır” diye yanıtladı.
“Bu göreve talip olmak bu sorunlara talip olmak demektir”
Türkiye’nin pek çok sorunu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bu göreve talip olmak, aynı zamanda bütün bu sorunlara talip olmak demektir. Ben bütün bu sorunların kısa sürede çözüleceğine inanan birisiyim. İyi bir çabayla, iyi bir emekle bu sorunların tümü çözülebilir. Güven vermek gerekiyor. Toplum çok ayrıştı, toplumu bu atmosferden çıkarmak gerekiyor. Karşılıklı güveni inşa etmek gerekiyor. Siyaset kurumuyla vatandaş arasında da bir güvensizlik oluşmuş belli bir zaman dilimi içinde, onun da kalkması lazım. Siyasetçilerin halkına, halkın da siyasetçiye güvenmesi lazım. Etik, ahlaki değerleri güçlü olan bir siyaset anlayışının Türkiye’ye gelmesi gerekiyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Yakın zaman için yol haritanız nasıl olacak? Siyasi partileri ziyarete Türkiye İşçi Partisi ile başlamıştınız ama bundan sonra destek için her partiyi ayrıca ziyaret edecek misiniz?
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Önce bir şu deprem bölgesine tekrar gideyim. Dördüncü kez gideceğim deprem bölgesine.
Yarın mı gideceksiniz?
Arkadaşlar planlıyorlar ama ne zaman planladılar bilmiyorum. Deprem bölgesine gitmek isterim. Devam eden sorunlar var mı görmek isterim. Çünkü her aşamada sorunun türü değişiyor. Başlangıçta insanlar enkaz altında, ‘Acaba bir yakınımızı kurtarabilir miyiz?’ diyorlardı. Sonra oradan çıkınca ‘Nerede kalacağız?’ diye düşünmeye başladılar. Çadır sorunu ortadan kalkınca da diğer sorunlar. Daha sonra kadınların kendine özgü sorunları, erkeklerin kendine özgü sorunları ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bütün bu sorunlar hâlâ bu koşullar çok iyi değil. Bu koşulların bir an önce iyileştirilmesi lazım. Bunlara bakmak gerekiyor. Sonuçta depremzedelerin sorunlarının dillendirildiği bir ortam olması gerekiyor. Benim görevim de o sorunları dillendirmek. Siyasal iktidarın görevi de o sorunlara çözüm üretmek ama şu ana kadar sağlıklı bir çözümün üretildiğini biz görmüyoruz. Çadırdan tutun müdahaleye kadar pek çok alanda sorun var. Bir eşgüdüm eksikliği var, koordinasyon yok. Ciddi bir sorun.
Kemal Bey şu anda adaysınız. Haziranda pek çok sorun önünüze gelecek. Teorik olarak kalan sorunları ya da çözülemeyenleri çözmek için çalışmalarınız var mı?
Var tabii, biz üç ayrı toplantı yaptık. Hem fay hatları konusunda hem deprem konusunda uzmanları dinledik. Bütün jeolojiden, jeofizik uzmanlarından, mimarlar odası mühendisleri ve başkanlarından dinledik. Herbiri birbirinden farklı çerçevelerden bakıyor ama her bakış açısı bir bütünün parçası. Mesela birisi şunu söyledi: Molozlar toplanıyor götürülüyor. ‘Moloz kaldırılsın’ diyor ama çevre mühendisi şunu söylüyor: ‘Ya bu molozlar bir akarsuyun yanına dökülürse ve orada da tarım ilaçları varsa ne olacak?’ diyor. Bizim aklımıza hiç gelmeyen doğal olarak bir çevre mühendisinin aklına gelebilir. Buna benzer pek çok sorun var. Bunların bütüncül bir anlayışla ele alınıp çözülmesi lazım. Onlarla görüşüyoruz. Benim şahsi kanaatim, evleri yıkılan hiç kimseden beş kuruş istemeye hiç kimsenin hakkı yok. Yeniden yapılacak ve bu binaların teslim edilmesi lazım onlara. Çünkü binaların yapımına izin veren kamu, denetleyen kamu. Kat iznini veren kamu. Suyu, elektriği, doğalgazı denetleyen kamu. Depreme dayanıklı olduğuna dair raporu veren kamu. O zaman yıkıldıysa sorumlusu vatandaş değil ki bütün yetkiler onlara ait. Vatandaş gecekondu yaptıysa, kaçak bina yaptıysa eyvallah. Ama yoksa kamu sorumluluğunu bilmeli. Baroların da bu konuda adım atması lazım.
Deprem bölgesinde seçimin sağlıklı gerçekleşmeyeceğine dair endişeniz var mı?
Yok, hayır. Sandık güvenliği sağlanır orada. Her partinin temsilcisi olacak. O anlamda bir endişe tanımıyoruz.
Ancak deprem bölgesinden ayrılan üç milyonluk bir kitle olduğu söyleniyor…
Evet söyleniyor. Onların dönüşleri nasıl olacak. Siz nasıl basın mensubu olarak izliyorsanız, biz de siyasetçi olarak izliyoruz. Dönecekler mi, dönmeyecekler mi? Yüksek Seçim Kurulu nasıl bir karar alacak, onlar oyları nerede kullanacak bakacağız. Bugün dijital dünyada herkesi izlemek mümkün. Nerede oturuyor, daha önce neredeydi bunları izlemek mümkün, kolay şeyler yani.
Adaylığınız ilan edildikten sonra masadaki liderlerin dışında Cumhur İttifakı üyeleri olmak üzere tebrik telefonu aldığınız kimse oldu mu?
Şimdi söylemeyeyim. Birisini atlarız.
Cumhur İttifakı üyelerinden aldınız mı tebrik telefonu? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ya da MHP Genel Başkanı Bahçeli aradı mı?
Hayır.
Grup konuşmanızın son konuşma olduğunu söylediniz. Bundan sonraki süreçte genel başkanlığınız sürecek. Ancak grup toplantılarına katılmayacaksınız öyle mi?
Evet.