Seçim 2023 | Göksel Göksu’nun Millet İttifakı mitingindeki izlenimleri: İzmir aynı İzmir ama Türkiye eski Türkiye değil

Millet İttifakı İzmir’de ilk kez tam kadro sahaya çıktı. Bir gün önce Cumhur İttifakı’nı ağırlayan Gündoğdu Meydanı’nda ertesi gün Millet İttifakı vardı. İttifakın bileşeni olan siyasî partilerin liderleri ve cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu meydandaki yerlerini alana dek tek gündem, bir gün arayla düzenlenen iki miting arasındaki fark oldu. Bu sorunun cevabını, alanı tıklım tıklım dolduran ve son ana kadar inatla ayrılmayan kalabalık verdi. Konuşmalar sürerken akıllarda “CHP’nin kalesi olarak görülen İzmir’de, seçmenin Millet İttifakı’na gösterdiği ilgi, son düzlüğe girilen seçim maratonunda ülke genelinde rüzgârın hangi yönde estiğini kestirmek için yeterli mi?” sorusu vardı. İzmir’de esen rüzgâr yanıltıcı mı?

2007 İzmir Mitingi

Millet İttifakı’nın ilk kez tam kadro bir arada fotoğraf verdiği İzmir ‘deki Kuvayi Milliye Meydanı böylesine büyük çaplı bir mitinge ilk kez tanık olmuyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kalesi olarak görülmesi bir yana, aynı zamanda cumhuriyetin değerleri açısından da simgelerle dolu bir kent. Kuruluşun ve kurtuluşun simgesi olan İzmir, siyasî yelpazenin solunda yer alanların soluklandığı, yorgun düştüğünde dinlenip, aldığı motivasyonla yoluna devam ettiği bir kent. Ancak Türkiye’deki siyasî profile İzmir’den bakmanın yanıltıcı etkileri de yok değil. En tipik örneklerden biri, 2007 yılında düzenlenen dev Cumhuriyet Mitingi. Yüzbinlerin katıldığı o mitingin yol açtığı zafer sarhoşluğu genel seçimlerde beklenen etkiyi göstermedi. Aynı yıl düzenlenen seçimlerde CHP ile dönemin Demokratik Sol Parti’nin (DSP) yaptığı ittifak, oylarını sadece 1,9 puan artırarak yüzde 20,8’e yükseltebildi. AKP’nin oyu ise 12,30 puan arttı yüzde 46,7’ye ulaştı. Böylelikle seçmenin tutumunu, İzmir’de alanı dolduran 100 binlerce kişi değil, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinden 27 Nisan gecesi yayımladığı “e-muhtıra”ya gösterilen tepki belirlemiş oldu.

İzmir aynı İzmir olsa da aktörler değişti

Millet İttifakı’nın adeta çıkarma yaptığı İzmir, pazar günü (30 Nisan) düzenlenen mitingde yine kendisinden bekleneni yaptı, meydan da, meydana açılan tüm yollar da hıncahınç doldu. Ancak meydanda bu kez farklı bir rüzgârın estiğini görmek çok uzun sürmedi.

Kuvayi Milliye Meydanı adeta dile gelerek, “Bugünün gerçeğine, geçmişteki siyasî kodlarla bakılamaz” dedi. Anlamı şu: Her dönemi içinde bulunduğu sosyal, siyasal ve ekonomik parametreler üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Yani ülkenin 2007 yılındaki koşullarıyla 2023 yılındakiler arasında büyük fark var. Çünkü o tarihte 27 Nisan’da yayımlanan muhtıranın karşısına demokrasi, Avrupa Birliği (AB) süreci, adil yargılama gibi vaatlerle dikilen AKP, bugün o vaatlerin hayli gerisine düştü. Yerine de “hak, hukuk, adalet” talebiyle yola çıkan, ülkeyi normalleştirme sözü veren ve 2017 yılında yapılan referandumun ardından yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmeyi taahhüt eden bir ittifak geldi.

Birbirinden farklı siyasal ve toplumsal kesimi aynı zeminde buluşturan da bir arada tutan da işte o ortak akıl ve ülkenin fabrika ayarlarına döndürülmesi azmi.

Değişim talebi İzmir’den değil, Anadolu’dan

Bir başka gerçek de şu: Bu kez değişim talebi İzmir’den değil, Anadolu’nun pek çok şehrinden yükselmeye başlayıp dalga dalga büyüyerek İzmir’de vücut buldu. Kısacası bu kez siyaset Türkiye’ye İzmir’den bakmıyor, aksine İzmir o meydandan Türkiye’de esen rüzgâra destek veriyordu.

Medyascope ekibi mitingi anbean takip etti

“Kazanıyoruz İzmir”

Bir günde üç il gezen ve her gittiği ilde coşkulu kalabalıklarla buluşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun meydana defalarca ve var gücüyle “Kazanıyoruz İzmir” diye seslenmesinin nedeni, esen rüzgârı tam arkasında hissetmesi. İzmirlilere muştu verir gibiydi…

İttifakın cumhurbaşkanı yardımcılığına aday gösterdiği Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adeta bulaşıcı olan coşkusu alanda dalga dalga yayıldı. O coşku ittifak ortağı partilerin yöneticilerini cesaretlendirdi. Kimi böylesi bir kalabalığı görünce mikrofonu neredeyse bırakmak istemedi. Yeri gelmişken, en uzun konuşma rekorunu 27 dakikayla Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu kırdı. İttifakın en küçük ortağı Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da 17 dakika süren konuşmasıyla Davutoğlu’nu aratmadı. Ancak anketlere yansıyan oy oranlarıyla örtüşmeyen uzun konuşmalar alanda yadırgansa da herkes müstehzi bir ifadeyle gülümsemekle yetindi.

En kısa konuşmayı yapan ise İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’di. Sadece 7 dakika konuştu ama o kısacık konuşmaya çok şey sığdırdı. Her şeyden önce İzmirlilerin karşısında farklı bir Akşener vardı. Diğer illerdekinin aksine “Ben de kocamla geldim” diyerek, eşiyle el ele tutuşarak çıktığı platformda “kadın” kimliğini öne çıkardı. “En fazla eziyet gören benim, bana ‘fosforlu’ dendi, ‘kocasını aldattı’ dendi, bize ‘sürtük’ dendi” diyerek o kimlikle İzmirli her aileden bir oy istedi.

Kılıçdaroğlu rüzgârı

Eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile miting alanına denizden bir tekneyle gelen Kemal Kılıçdaroğlu, İzmirlilere seslenmek üzere platforma çıktığında, alanda toplananlar adeta saatler boyu üçü büyükşehir belediye başkanı, beşi siyasî parti lideri olmak üzere sekiz konuşmacıyı soluksuz dinlememiş de alana az önce gelmişçesine coşkuluydu. Konuşması sıkça “Hak, hukuk, adalet” sloganlarıyla kesildi. O sırada yanı başımda olan Kemal Can’ın “Bağırmadan da konuşulabildiğini ve Kılıçdaroğlu’nun alanlarda konuşma yapa yapa bu işte ustalaştığını” söylediğini hatırlıyorum, ki bu tespite ben de katılıyorum.

Kılıçdaroğlu ısrarla oy kullanacak genç seçmene seslendi, vaatlerini bir kez de İzmir’de dillendirdi, sonunda da “Bu ampul çok yakıyor. 14 Mayıs’ta aboneliği kapatalım diyorlar, kapatacağız” diye bitirdi. Konuşması, Ekrem İmamoğlu ile özdeşleşen “Her şey çok güzel olacak” sloganı ile son buldu. O söyledi, alandaki yüzbinler tekrar etti.

Ve kalabalık, liderler ortak fotoğraf verip de alandan ayrılana kadar yerinden kımıldamadı. O tablo kimine göre alanın kararlılığının, kimine göre istekli duruşunun simgesiydi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.