Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, belki de hiç olmadığı kadar sıkıntılı bir süreçten geçiyor. ABD Dışişleri Bakanı Blinken, belki de biraz yumuşama umuduyla Pekin’e bir ziyarette bulundu. Peki bu ziyaretten ne anlam çıkarılabilir ve iki süper güç ülkenin yakın gelecekteki ilişkileri nasıl şekillenebilir? Çin uzmanı akademisyen Doç. Dr. Ceren Ergenç ile konuştuk.
Pekin’e ziyarette bulunan ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Çinli mevkidaşı Qin Gang ile sekiz saate yakın bir görüşme gerçekleştirdi. İki ülke arasında son yıllarda yaşanan gerginlikler, had safhada. Doçent Doktor Ceren Ergenç’e, görüşmelerin böyle bir dönemde nasıl gerçekleştiğini sorduk. Ergenç, süreci özetledi: “Bu görüşmelerin yapılma nedeni tam olarak, iki ülkenin sıkıntılı bir dönemden geçiyor olması. İki ülke arasındaki decoupling süreci çok uzun süredir devam ediyordu zaten. Trump döneminde iyice kötüleşti ilişkiler. Biden da insan hakları konusunda Çin’le savaşı devam ettirdi.”
ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın Çin temasları sürüyor: Devlet Başkanı Şi Cinping ile de görüştü
“Soğuk Savaş mümkün değil”
Ceren Ergenç, ABD ve Çin rekabetinin temelinde yatan gerilimin nedeninin ekonomik çıkarlar olduğunu söylüyor. Ergenç’e göre, anlatıldığı gibi bir “Soğuk Savaş” iklimi mümkün değil ve iki süper güç de birbirine muhtaç: “Son zamanlarda iki ülke de, küresel üretim ağlarının iç içe geçmişliğinden dolayı, Soğuk Savaş vari bir ortam oluşturmanın mümkün olmadığını ve yapıcı bir ilişki kurmanın yollarını arıyorlardı. Geçen Kasım’da, Bali’deki G20 zirvesinde böyle bir noktaya gelindi ama Mart’ta Münih’teki güvenlik konferansında, ABD’nin Ukrayna savaşı sonrası Çin’i Rusya ile beraber “saldırgan devlet” olarak gruplandırmasına karşı çıkmıştı Çin. Onun üzerine tekrar Bali’deki anlayışa dönmek isteniyor.”
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni son dönemde karşı karşıya getiren olayların başında Tayvan krizi geliyor. Çin, Tayvan üzerinde egemenlik iddiasını sürdürürken, ABD ada ülkesinin yanında yer alıyor.
Çin uzmanı akademisyen Ceren Ergenç ise, Tayvan meselesinin ekonomik sorunların bir adım gerisi olduğunu düşünüyor: “Tayvan meselesi, küresel üretim tedarik zincirleriyle ilgili krizin arkasında görüyorum. Özellikle ABD tarafından bir Çin karşıtı retorik için kullanıldığını düşünüyorum. Tayvan meselesi gerçek tabii ki. Özellikle Şi 3. dönemine girdi. Böyle bir dönemde Tayvan’ı tekrar anakaraya katmayı deneyebilir ama ABD de bu sorunu, Çin’i Rusya gibi “sistem dışı aktör” olarak tanımlamak için kullanıyor. “Bence Çin-ABD rekabetinin ana noktası, yeni sanayi devrimi denen dijital ve yeşil enerji alanlarında yaşanan endüstrileşme sürecinde hem üretim hem tüketim pazarlarına kim hakim olacak çatışması. İşin özü bu. Burada çok büyük bir dönüşümden bahsediyoruz. Yeni sanayi devriminin hakimi kim olacak?”
Tayvan’da Çin işgali tatbikatı
Ceren Ergenç, ilişkilerde tümüyle bir düzelme veya tümüyle bir kopma beklemiyor. Ergenç’e göre iki ülke de, çıkarları doğrultusunda “inişli çıkışlı” ilişkileri sürdürecektir: “İki taraf da Soğuk Savaş gibi bir kamplaşmaya gitmeyecektir. Birbirlerinden çok da ayrılamayacaklarının farkında olan iki süper güçten bahsediyoruz.”