Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Boğaziçi Üniversitesi direnişinin 1000. günü: İlk günden bugüne ne oldu?

Tarih 1 Ocak 2021, Melih Bulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı. Resmî Gazete’de yayımlanan bu kararla Boğaziçi Üniversitesi’nde eşi benzeri görülmemiş bir direniş başladı. Bugün, bu direnişin 1000. günü. Sahra Atila, devam eden bu sürecin dönüm noktalarını sizin için derledi. 

1 Ocak 2021: Bulu artık rektör

Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.  Melih Bulu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Boğaziçi Üniversitesi Rektörü oldu. Karar, 2 Ocak 2021’de yayımlandı. Üniversitenin hem öğrencileri hem de öğretim üyeleri bu karara tepki gösterdi. Eylemlerin asıl nedeni Melih Bulu’nun seçimle değil atanarak göreve gelmesiydi. Bulu’nun daha önce AKP’den milletvekilliği aday adayı ve AKP Sarıyer İlçe Başkanlığı kurucusu olması, atamanın siyasî tarafını da kanıtlıyordu. Bulu’nun bu göreve uygun olup olmadığıysa bambaşka bir konuydu. 

4 Ocak 2021: İlk büyük eylem ve polis müdahalesi

4 Ocak 2021 Boğaziçi Üniversitesi eylemi

4 Ocak’ta başlayan eylemler polisin müdahalesi ile devam etti. “Kayyum rektör istemiyoruz”, “Üniversiteler bizimdir” sloganları atan öğrenciler, eylemlerini Güney Kampüs içinde sürdürmek istedi ancak polis izin vermedi. Öğrenciler Kuzey Kampüs’e yürüyerek eylemlerine devam etti. Öğrencilere burada Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı. Öğrencilere “Harikasınız gençler” diye seslendi.

Melih Bulu’nun rektörlük binasında olduğunu duyan öğrenciler, kampüse girmek istedi ancak polis şiddeti ile karşılaştı. Polis öğrencilere biber gazıyla müdahale etti. Kampüsün kapısının açılmasını engellemek isteyen polis ve güvenlik görevlileri, kapıya kelepçe taktı. Bu fotoğraf da eylemlerin en çok konuşan fotoğrafı oldu.

5 Ocak 2021: Öğretim üyelerinin eylemi 

5 Ocak’ta ise öğretim üyeleri cübbelerini giyerek ve rektörlük binasına sırtlarını dönerek protesto etmeye başladı. Akademisyenler, bu eylemlerine hâlâ hafta içi her gün rektörlüğe sırtlarını dönerek devam ediyor.

6 Ocak 2021: Eylemler üniversiteden çıktı, ev baskınları düzenlendi

Eylemler sadece üniversite ile sınırlı kalmadı, İstanbul’un farklı semtlerine ardında da diğer şehirlere yayıldı. Herkesin aklında tek bir soru vardı: Yeni bir Gezi Parkı eylemleri mi başlıyor, Gezi ruhu geri gelir mi? 

Öğrencilerin Boğaziçi ruhunu yakaladığı kesindi. Günleri, ayları, haftaları, yılları aşan eylemler daha ikinci gününde üniversite dışına çıktı. İstanbul Valiliği yasaklama kararı getirdi ama ne eylemciler ne de destekleyenler buna aldırış etti. 

Aynı gece sabaha karşı polis tarafından uzun namlulu silahlarla öğrencilerin evlerine baskın düzenlendi. Özel harekât ekiplerince düzenlenen baskınlarda çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. Yanlışlıkla basılan evler dahi oldu. Konuyu hiç bilmeyen biri görüntülerle karşılaştığında öğrencilerin çok büyük bir suç işlediğini düşünebilirdi. Ancak sadece rektörlerini kendileri seçmek istiyorlardı.

Melih Bulu eylemcilere el salladı 

Melih Bulu, Cüneyt Özdemir’in programına katıldı. Eylemlerin yayına yansımasının ardından Özdemir’in isteği üzerine Bulu pencereden kendisini protesto eden öğrencilere el salladı. Eylemin ilerleyen günlerinde öğrenciler Bulu’nun el sallamasını Neşat Ertaş’ın “Suda Balık Oynuyor” şarkısını uyarlayarak “Suda balık oynuyor, Melih camdan el sallıyor” diyerek protesto etti.

16 Ocak 2021: Metallica şarkısını Melih Bulu için aranje edildi

Biber gazı, polis şiddeti ve yükselen istifa sesleri… Eylemler devam ederken, öğrenciler yaratıcı eylemlere de başladı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Melih Bulu’nun “Hard-rock dinleyen bir rektörüm, Metallica dinleyen bir rektörüm” söylemine atıfta bulunarak Metallica’nın “For Whom The Bell Tolls” şarkısı oldu. Bu şarkının yeni adı: “Çanlar Kimin İçin Çalıyor.”

30 Ocak 2021: Kâbe üzerine şahmeran temalı figür

Boğaziçi Üniversitesi’nde protestolar çerçevesinde öğrenciler tarafından hazırlanan bir sergide, Kâbe üzerine şahmeran temalı bir figür ve resmin dört köşesine de gökkuşağı bayrakları asıldı. Bu eser, aralarında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yer aldığı siyasiler tarafından eleştirildi. Bunun üzerine “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak” gerekçesiyle beş öğrencinin gözaltına alındı. Savcılık talimatıyla bir öğrencinin serbest bırakıldığı, iki kişinin de arandığı belirtildi. Eylemlerin en simge soruşturması da böylece açılmış oldu.

Protestoların başlamasına neden olan Melih Bulu da sosyal medya hesabından, “Bir grup kendini bilmez tarafından İslamiyetin kutsallarına saldırı hiç bir şekilde kabul edilebilir değildir. Bunun Boğaziçi değerlerinde asla yeri yoktur. Bu şuursuz saldırıdan sorumlu olanlar hakkında kapsamlı soruşturma başlatılmıştır” diye yazdı.

1 Şubat 2021: 159 öğrenci gözaltına alındı

Üniversitenin içerisinde bulunan çadırlara özel güvenlik görevlilerinin müdahale etti. Aynı gün saat 21.30’da üniversiteye giren polis, yaptığı anonsla koronavirüs salgını nedeniyle sokağa çıkma yasağı olduğunu hatırlattı. Ancak öğrenciler eylemlerine devam etti, polis de öğrencilere müdahale etti.  Öğrenciler polis tarafından kapılara doğru çıkarılırken sosyal medyada canlı yayın yapanlar başta olmak üzere bazı öğrenciler gözaltına alındı. “Slogan atarsanız hepinizi gözaltına alırız” diyen polis, o sırada Melih Bulu’nun rektörlük binasından çıkışı için özel bir şerit oluşturdu. 

Sabah saatlerinde gözaltına alınan 108 öğrencinin yanı sıra akşam saatlerinde 51 öğrenci daha gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrencilerin 98’i, ifadelerinin ardından 2 Şubat’ta sabaha karşı serbest bırakıldı. 4 Şubat günü sabaha karşı, kampüste gözaltına alınıp haklarında tutuklama talep edilen 30 öğrenci de serbest bırakıldı. Öğrenciler hakkında yurtdışına çıkış yasağı getirildi.

2 Şubat 2021: “Aşağı bak/Aşağıdan”

Eylemler sırasında kampüs önünde polisin, öğrencilere “Aşağı bak” diye bağırarak müdahale ettiği iddia edildi. Öğrencilerin gözaltına alınmasının ardından “#AşağıBakmayacağız” etiketi sosyal medyada en çok gündeme gelen konulardan birisi oldu. Bununla ilgili bir videoda ortaya çıktı. Yol TV tarafından paylaşılan videoya bir düzeltme geldi ve polisin “Aşağı bak” değil, “Aşağıdan” dediği söylendi. Ancak video ve bu söz viral oldu. Her ne kadar bu videoya düzeltme gelse de eylemlerde “Aşağı Bakmayacağız” sloganları atıldı.

9 Şubat 2021: Öğrencilerden Naci İnci’ye tepki

Rektör yardımcısı olarak görevlendirilen Prof. Dr. Naci İnci, 9 Şubat’ta okula girişi sırasında Boğaziçi öğrencileri tarafından protesto edildi. Öğrenciler ve Naci İnci arasındaki diyalog kısa süre içerisinde sosyal medyada yayıldı. Diyalog diyoruz ancak Naci İnci, öğrencilere net cevap vermedi. 

Öğrencilerden biri, “Fizik bölümünden iki öğrenci tutukluyken utanmıyor musunuz rektör yardımcılığını kabul etmeye” diye sordu. Bunun üzerine bir başka öğrenci ise “Sizin rektör yardımcılığını kabul etmeniz bunları meşrulaştırmıyor mu sizce, cevap vermeyecek misiniz?” diye tepki gösterdi. Cevap vermekten imtina eden İnci, “Bir düşüneyim ondan sonra” yanıtına karşı öğrencilerden tepki gördü. 

15 Temmuz 2021: Melih Bulu görevden alındı

Kararname ile gelen Melih Bulu, kararname ile görevden alındı. 

Melih Bulu rektör olarak atanmasından altı ay sonra bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile görevden alındı. Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenleri, kararın ardından kampüsü gitti. Rektörlük binasının önünden bu sefer protesto sesleri değil “Bu devirde kimse sultan değil, hükümdar değil, bezirgan değil” şarkısı yükseliyordu. Ancak sevinçleri kısa sürdü. 

21 Ağustos 2021: Atanmış diğer rektör Naci İnci

Melih Bulu’nın görevden alınmasının ardından sosyal medya hesabı X’ten paylaşımda bulunan öğrenciler, taleplerini yineledi. Taleplerinin başında “Başta Melih Bulu olmak üzere; Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve Gürkan Kumbaroğlu’ndan oluşan kayyum kadro ve tüm kayyumlar derhal istifa etsin” geliyordu. İstifa etmesi talep edilen Naci İnci bu sefer de rektör olarak atandı. 21 Ağustos’ta yayımlanan Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Kararnamesi’yle yeni atanmış rektör Naci İnci oldu.

Bu görevi halihazırda vekaleten yürüten Prof. Dr. Naci İnci atanmasına akademisyenler “Üniversitemizin iradesi hiçe sayılarak yapılan bu atamadan bir an önce geri dönülmesini talep ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Eylemlerin simge ismi Can Candan: Üç kez görevine son verildi

Eylemlerin simge isimlerinin başında akademisyen Can Candan vardı. Can Candan, okula giremeyen gazetecilere fotoğraf yolluyor, eylemlerde de en önde yer alıyordu. Ancak Boğaziçi Üniversitesi Rektör Vekili Naci İnci’nin ilk icraatı, öğretim görevlisi Can Candan’ın görevine son vermek oldu. Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Film Çalışmaları Programı öğretim görevlisi Can Candan, 3 Ağustos 2021’de Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne yürütmenin durdurulması ve iptali için dava açtı. Boğaziçi Üniversitesi’nin yönetimi, mahkeme kararına rağmen akademisyen Can Candan’ın görevine üçüncü kez son verdi.

Görevden alınmasının ardından kampüsteki protestolara katılmaya ve protestoları görüntülemeye devam eden Candan, 14 yıldır verdiği Belgesel Sinema ve Film Projesi derslerini dönem boyunca kampüs meydanında “açık ders” olarak vermeye hazırlanıyordu. Dönemin ilk dersini 11 Ekim 2021’de vermeyi planlayan Candan, rektörlüğün talimatıyla özel güvenlik tarafından kampüse alınmadı.

22 Mayıs 2023’te mahkeme, Can Candan hakkında verilen kararı hukuksuz buldu ve Candan göreve döndü. Ancak yine bir engelle karşılaştı. Nisan 2023’te idare mahkemesinin ikinci kez kendisini haklı ve üniversite yönetiminin kararını hukuksuz bulması üzerine rektörlük, Haziran 2023’te Candan’ı göreve ikinci kez iade etti. 17 Temmuz 2023’te rektörlük, mahkeme kararlarına rağmen üçüncü kez Candan’ın görevine son verdi.

İktidar hedef gösterdi, muhalefet eylemleri destekledi

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi eylemlerine katılanları en başından bu yana öğrenci olmadığını terörist olduğunu, rutin bir atamanın üniversiteleri kışkırtmak için kullanıldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi protestolarının başını HDP ve CHP’nin çektiğini, öğrencilerle alakası olmadığını savundu. Melih Bulu’nun istifa etmesini isteyen akademisyenleri işaret eden Erdoğan’ın hedefinde Osman Kavala ve Ayşe Buğra da vardı. Cezaevinde olan Osman Kavala için “Sorosun’un temsilcisi”, Prof. Dr. Ayşe Buğra için de “Provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır” dedi.

Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da hedefi Erdoğan’dan farksız değildi. Soylu da öğrencilerin terörist olduğunu iddia etti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise eylemcileri anarşist faaliyetlerde bulunmakla suçladı.

İktidar kanadı öğrencileri hedef gösterirken, muhalefet cephesi eylemleri savundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Melih Bulu’yu “kayyum rektör” olarak niteledi. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu eylemlere katılırken, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da öğretim üyelerinin ve öğrencilerin yanında olduğunu açıkladı.

Davalar ve ev hapisleri

Boğaziçi Üniversitesi eylemleri sırasında 100’lerce eylemci gözaltına alındı, ev hapsine mahkûm edildi ve davalar açıldı. Hâlâ devam eden davalar var ancak şu an tutuklu öğrenci yok. 

Bu süre zarfında en fazla konuşulan ve gündem olan davaların başında “Şahmeran figürlü LGBTİ+ bayraklı Kâbe görseli” davası oldu. O dönem sosyal medyada en fazla konuşulan konuların başında gelen soruşturma kapsamında beş kişi gözaltına alınırken, Boğaziçi Üniversitesi Güzel Sanatlar Kulübü ile LGBTİ+ Kulübü’nde de arama yapıldı. Gözaltına alınan kişilerden biri savcılık sorgusu sonrası serbest bırakılırken, diğer dört kişi de adliyeye sevk edildi. Gözaltına alınan Selahattin Can Uğuzeş ve Doğu Demirtaş tutuklandı, diğer iki kişi de konutu terk etmeme, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Eylemlerde rektörlük binasına boya fırlattıkları iddia edilen sekiz kişinin yargılandığı davada ise Haziran 2023’te karar çıktı. Mahkeme, dört öğrenciye “kamu malına zarar verme” suçundan 10’ar ay hapis cezasına çarptırdı, cezalar ertelendi. Diğer dört öğrenci ise beraat etti. 

Eylemler sırasında Prof. Dr. Naci İnci’nin makam arabasının çıkışını engelledikleri iddiasıyla 14 öğrencinin yargılandığı davada, mahkeme heyeti Ersin Berke Gök’e 18 ay, diğer öğrencilere de birer yıl hapis cezası verdi. Karar kesinleşene kadar öğrenciler cezaevine girmeyecek.

4 Ocak 2021’de başlayan eylemlerde Şubat 2021’e kadar 550’den fazla kişi gözaltına alındı, 10 kişi tutuklandı. Soruşturma süreci boyunca 24 kişiye de adli kontrol olarak ev hapsi uygulandı.

Okuyun: Ev hapsi verilen Melis Akyürek: “Normal hapisten bir farkı yok, bu kelepçenin şiddet faillerine takılması gerekiyordu”

Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinin üzerinden tam 1000 gün geçti. Bu 1000 günde eylemler sadece üniversite içerisinde sınırlı kalmadı. Bu süre zarfında 100’lerce kişi gözaltına alındı, eylemlerde öğrenciler polis şiddetine maruz kaldı ve yargılamalar halen devam ediyor. Aradan geçen 1000 günde Boğaziçi Üniversitesi’nin rektörü değişmedi. Naci İnci rektörlük görevine, akademisyenler ise sırt dönmeye devam ediyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.