Kraliyet Ailesi’nin Netflix’teki hikâyesi sona yaklaşıyor. Dizinin son sezonunun ikinci kısmı 14 Aralık’ta izleyicisiyle buluşacak. Dizide Kraliçe Elizabeth’i Imelda Staunton, Prenses Margaret’i ise Lesley Manville canlandırıyor. Dizinin yıldızları BBC’ye verdikleri demeçte, canlandırdıkları karakterleri ve önemlerini anlattılar.
The Crown dizisi, Kraliçe II. Elizabeth’in taç giyme töreninden Prenses Diana’nın ölümü ve sonrasına kadar Kraliyet Ailesi’nin 50 yıllık inişi çıkışlı dönemlerini konu alıyor. Dizinin merkezinde Kraliçe Elizabeth ile Prenses Margaret arasındaki ilişki var. The Crown’un yıldızları Imelda Staunton ve Lesley Manville, Kraliyet Ailesi’ndeki kız kardeşleri canlandırmanın “özel bir deneyim” olduğunu anlattılar.
The Crown’un ilk sezonu 2016 yılında izleyicisi ile buluştu. Dizi, Elizabeth ve Margaret’in babaları Kral 6. George’un ölümü ve Elizabeth’in tahta çıkışı ile başladı. 2016’dan bu yana The Crown, Netflix’in sayısız ödül alan yapımı haline geldi. Dünya genelinde de milyonlarca kişinin ilgisini çekti. Ancak zaman geçtikçe dizi, eleştirmenleri ve izleyicileri ikiye böldü. Dizi günümüze yaklaştıkça, eleştirinin dozu da yükseliyor. Oscar ödüllü İngiliz aktris Judi Dench, senaryonun kurmaca ve gerçek arasındaki farkı görmezden gelmeye başladığını ve bunun İngiltere dışındaki izleyiciler için “gerçeğin kendisiymiş” gibi algılanabileceğini söyledi.
Kral Charles’ın bir arkadaşı da “The Crown” dizisinde anlatılanları “sömürü” olarak nitelendirdi ve “Netflix’in insanların itibarını zedelemekten hiçbir çekincesi yok. İnsanların unuttuğu şey burada söz konusu olanın gerçek kişiler ve gerçek hayatlar olduğu” dedi. Netflix de beşinci sezondan itibaren dizinin başına, “Gerçek olaylardan esinlenen kurmaca drama” ibaresini ekledi.
- Senem Görür yazdı: Doğrusunu bildiğimiz yalanlar – Netflix’ten Kral Charles güzellemesi
- Kral Charles’ın itibarını korumak isteyen Buckingham Sarayı’ndan The Crown atağı: “Dizinin başına ‘kurgudur’ uyarısı koyun”
Dizinin son sezonunda neler anlatılıyor?
Prenses Diana’nın Dodi Fayed ile ilişkisini ve 1997’deki trajik ölümünü ele alan 6. sezonun ilk bölümü kasım ayında izleyicisi ile buluşmuştu. Son altı bölüm ise 14 Aralık’ta yayımlanacak. Son altı bölümde Prenses Margaret’in ölümü işlenecek ve akabinde Cambridge Dükü Prens William ile müstakbel Galler Prensesi Kate Middleton’un tanışma öyküsüne odaklanılacak.
Imelda Staunton, Claire Foy ve Olivia Colman’ın ardından Kraliçe’yi canlandıracak üçüncü aktris. Prenses Margaret’i ise Lesley Manville’den önce Vanessa Kirby ve Helena Bonham Carter canlandırmıştı.
Stauton, “Dizinin ilk bölümünden buraya kadar uzanan ilişkiyi sonuçlandırmak bizim için çok güzel. Elizabeth için Margaret’in mihenk taşı olması çok önemliydi” diyor. Manville de kız kardeşlerin, “muhtemelen birbirlerinin hayatlarındaki en büyük aşklardan biri” olduğunu vurguluyor.
Prenses Margaret: “Bir klişeden daha fazlası”
Prenses Margaret bir parti kızı olarak tanınıyordu. Aşkları ve lüks yaşam tarzı, gazeteler tarafından da belgelenmişti. Manville için asıl zorluk, Margaret’i kamuoyundaki algısından daha fazlası haline getirmekti.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Oscar adayı aktris, Margaret hakkında düşündüklerini şöyle anlatıyor: “Margaret’in cesur bir taslağını çizmek çok kolay, böylece onu bir klişe haline getirebilirsiniz. Ama elbette insan asla bu değildir. Her zaman onları harekete geçiren çok daha fazlası vardır. Margaret’in hayatında büyük bir hüzün ve yalnızlık vardı.”
Elizabeth’in ölümü sette nasıl yankılandı?
Kraliçe Elizabeth öldüğü sırada dizinin 6. sezon çekimleri devam ediyordu. Netflix, Elizabeth’in ölümü üzerine çekimleri durdurmuştu. Staunton ve Manville, Elizabeth’in dizinin çekimleri sırasında ölmesinin “şok” yarattığını anlattılar.
Manville, Elizabeth’in öldüğü gün Staunton ile birlikte bir sahne çektiklerini ve bütün gün beraber olduklarını söylüyor. “Çok garip bir gündü” diyerek de ekliyor. 2016’da Elizabeth’in 90. yaş gününde şarkı söyleyen Staunton ise “Gerçekten şoke ediciydi. Benim için düşündüğümden daha da şok ediciydi” diyor.
Elizabeth’in ölümünün ardından yas dönemi boyunca 10 gün izin alan Staunton, işe döndüğünde her şeyin bambaşka olduğunu ve Kraliçe gibi giyindiğinde ise “insanların kendisine bakmasının daha da zor” olduğunu anlatıyor:
“Hayatı görevden ibaret olan birini oynamak, öldüğünde binlerce insanın Buckingham Sarayı önünde neden kuyruğa girdiğini anlamamı sağladı.”
“Onların hikâyelerini anlatmamıza engel olmamalı”
The Crown, yedi yıl ve 60 bölümün ardından 14 Aralık’ta izleyicisine veda ediyor. “Bunun bir parçası olmak gerçekten çok özel” diyen Staunton, “Bu hikâyenin üç farklı yaşta, üç farklı oyuncu kadrosuyla devam etmesi muhteşem. Bir daha yapılır mı? Bilmiyorum” diyor.
The Crown’un bitmesine rağmen Kraliyet Ailesi’nin hikâyesinin “uzun yıllar boyunca anlatılmaya devam edeceğini” söyleyen Staunton, “Hepimiz Tudor Hanedanı ve 8. Henry hakkındaki hikâyeleri severiz. Her zaman anlatılmaya devam edecekler çünkü onlar büyüleyici karakterler. Bu, içinde olmadığımız için hayal etmemiz gereken bir dünya. Bu durum insanların bu hikâyeleri anlatmasına engel değil, olmamalı da” diyerek sözlerini noktalıyor.
Kaynak: BBC