Türkiye futbolu yeni bir skandalı konuşuyor. MKE Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, hakem Halil Umut Meler’e Çaykur Rizespor karşılaşması sonrası sahaya girerek yumruk attı, Koca tutuklandı. Olay, dünya basınında da çok konuşuldu. Eski FIFA kokartlı hakem Ali Palabıyık, Gökçe Çiçek Kösedağı ve Medyascope Spor Editörü Doğa Üründül’ün sorularını yanıtladı. Röportajın tamamı sizlerle…
Program editörü: Aliye Altınışık
Ali Palabıyık: Dün akşam Halil Umut Meler’in yanındaydım. Sağlık durumu iyiydi. Kendisini hastanede ziyaret ettim. Yardımcı hakem ve diğer hakem arkadaşlarımız da oradaydı. Gerçekten dün akşam hepimiz için kapkara bir gece oldu. İnanılmaz bir görüntü, asla hayal bile edemeyeceğimiz, futbol sahalarında asla rolü olmayan bir görüntü. Görüntüleri izledikçe insan kahroluyor. Şu anda ekranda gördüğümde dahi gerçekten kötü oluyorum. Arkadaşımı bu durumda görmek gerçekten çok üzücü. Bu duruma sebep verenlerin, yol açanların, zemin hazırlayan açıklamaların çok ciddi bir şekilde cezalandırılması ve bunun tekrarlanmaması için de gerekli yaptırımların çok iyi uygulanması gerekiyor.
Saha içindeki beklentimiz futbolda şiddet yasasının ciddi bir şekilde uygulanması. Beklentimiz yasanın başkanından yöneticisine, saha içerisindeki futbolcusundan teknik direktörüne kadar herkese karşı uygulanması. Hakemlik hayatım boyunca üç-dört defa telefon numaramı değiştirmek zorunda kaldım. Taraftarlar telefon numaramıza ulaşıyor, bize hakaretler, tehditler ediyor. Sadece bana değil, aileme, yakınlarıma karşı aynı şeyi yapıyorlar. Biz başkanların hedef göstermesinden kaynaklı, yöneticilerin yanlış açıklamalarından veya spor yorumcularımızın yapmış olduğu açıklamalardan dolayı saha dışında, havaalanında, sokakta şiddete maruz kalıyoruz. Bu şiddet, her zaman fiziksel olmuyor. Sözlü şiddete de maruz kalıyoruz. O kadar büyük bir baskı ortamı var ki, şu anda ülkemizde hakemlere yönelik maalesef, psikolojik olarak bir şiddet uygulanıyor. Yani bunların travmaları çok ağır. Bu olayı yapan başkan, zaten geçen sene bunun zeminini hazırlamış. Çok kötü, talihsiz bir açıklama yapmış ve bu açıklamaya karşı bir yaptırım olmamış.
Kulüp başkanlarının, teknik direktörlerin müsabakadan sonra sıcağı sıcağına yapmış olduğu yorumlar, çok büyük bir kitleyi etkiliyor. Sosyal medyada çok hızlı bir şekilde linç ortamı hazırlanıyor. Bu çok talihsiz, çok kötü, çok üzücü bir olay. Dün akşam atılan yumruk, sadece Halil’e atılmadı, tüm hakemlere, tüm spor camiasına atıldı. Sadece futbol olarak bakmamak lazım. Sporun her branşında benzer şeylerle karşılaşabiliriz. Bunların hepsinin önüne geçmek gerekiyor. Kimsenin böyle bir şeye kalkışmaması, teşebbüs etmemesi gerekiyor. Daha önce ülkemizde 8 Mart olayı yaşandı. Sezon devam ederken hafta içinde 13 tane üst düzey hakem bir anda görevden uzaklaştırıldı. O dönemin Merkez Hakem Kurulu (MHK) ve dönemin Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) talimatıyla yapıldı. Hafta sonu herkes maça gitti, maçlar oynandı. Eğer biz o zaman birlikteliği sağlamış olsaydık şu an devam ettiriyor olurduk. Şimdi hakem arkadaşlarımızın sahaya çıkmama kararı ve gelecekleriyle, kariyerleriyle alakalı açıklama yapacaklarını belirtmesi gerçekten ümit verici. Hakemlik adına, gerçekten çok önemli bir mesaj.
Biliyorsunuz ki, hakem olmadan bir müsabaka oynanamaz. Federasyonun baskısıyla günden güne azalan bir hakem sayımız var. Kulüplerin bir araya gelmesiyle isimleri söylenen hakemler bir daha maç alamıyor. Zaten günden güne sayımız azalıyor. Sahada maç yönetecek hakem kalmayacak neredeyse. Elimizdeki değerlerin de kıymetini bilip gerçekten sahip çıkmanız gerekiyor. Böyle ortamlara zemin hazırlamamak gerekiyor. Bu açıklamaları yapan kulüp başkanı, teknik direktör veya futbolcu olsun, önlemimizi baştan almamız gerekiyor. Saha içerisinde “proaktif olmak” diye bir kavram var. “Olaylar olmadan önlemeye çalış” diye… Bu olaylar olmadan önüne geçilebilirdi. Federasyon gerekli cezaları vermiş, yaptırımları uygulamış olsaydı, belki bu durumlarla karşılaşmayacaktık. Kulüp başkanları böyle açıklamalar yapmayacaktı veya hakemler, yorumcular ve belli bir kamuoyu tarafından hedef haline getirilmeyecekti. Maalesef hiçbir müsabakada futbol konuşulmuyor. Sadece hakem konuşuluyor. Hakemin saha içerisinde vermiş olduğu bir tane karar konuşuluyor. Hakemler de insan, insan olduğumuzu unutuyoruz.
Orada özel güvenlikler görev alıyor. Özel güvenlikler zaten kulübün bünyesinde çalışan insanlar. Resmi güvenlik görevlilerinin olması gerekiyordu. Kimsenin düşünemediği bir olay. Kulüp başkanının sahaya inip, koşarak hakeme saldıracağını herhalde aklına getirmemiştir. Böyle bir şey olacağı söylenmiş olsa dahi, “Yok, mümkün değil” derdik. Tabii ki saha içerisinde sözlü şiddete maruz kalıyoruz. Bize temas olmadan her türlü şiddet yapılıyor ama bu kadar ileri giden bir fiziksel şiddet görmedim daha önce. Başka statlarda taraftarın meydana getirdiği olaylar vardı. Ama yine de bu kadar ağır travma ve sonuçlara ulaşmamıştı. Gerçekten dün akşamki yumruk, savunmasız bir insana yerdeyken tekme atılması kabul edilemez. Sporda böyle şeylerin yeri yok. Spor, dostluk, kardeşlik, centilmenlik, birbirine saygı içermesi gereken bir şey. Maalesef, biz bu oyunun dışına çıkıyoruz. Oyun olmaktan çıktı. Saha içerisindeki yönetim anlayışını tamamen kavgaya çevirdik.