10 Ekim davasında karar: 10 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Erman Ekici’ye “insanlığa karşı işlenen suçtan” beraat

10 Ekim Ankara Tren Garı Katliamı davasının karar duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, 10 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. “İnsanlığa karşı suç işlemekten” yargılanan Erman Ekici, bu suçtan beraat etti.

Ankara Tren Garı’nda 10 Ekim 2015’te IŞİD’in canlı bombalarıyla 104 kişinin katledilmesine ilişkin firari sanıklar yönünden Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada karar duruşması yapıldı. 

Mahkeme heyeti, sanık Erman Ekici hakkında “insanlığa karşı suç”tan beraat verirken “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkûm etti. Ekici, 101 kişiye yönelik “silahlı terör örgütü faaliyetleri kapsamında kasten nitelikli öldürme” suçundan 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Ekici’ye “izinsiz patlayıcı madde bulundurma” suçundan 10 yıl, “ruhsatsız silah bulundurma” suçundan da üç yıl hapis cezası verildi. 

Ayrıca mahkeme dosyadaki sanıklardan Yakup Şahin, Hakan Şahin, Durmaz, Abdulmuttalip Demir, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay, Hacı Ali Durmaz, Talha Güneş, Hüseyin Tunç, Metin Akaltın’a “kasten nitelikli insan öldürme” suçundan 101’er kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesine, “insan öldürmeye teşebbüs” suçundan 379’ar kere 18 yıl hapis cezası verilmesine karar verdi. Ayrıca  dosyanın firari sanıklar yönünden ayrılmasına hükmetti.

Kararı oybirliğiyle alan heyet, sanıklara verilen cezalarda herhangi bir indirim uygulamadı.

CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk ve Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ile Ankara Barosu ve yüzlerce yurttaş duruşmayı takip etti. Tutuklu sanıklar ve IŞİD üyeliğiyle yargılanan veya hüküm giymiş olan tanıklar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldılar.

Erman Ekici’nin mazereti reddedildi

Bir önceki duruşmada savunması alınamayan sanık Erman Ekici’nin avukatı duruşmaya tekrar mazeret gönderdi. Mahkeme başkanı, “Yargılamayı uzatmak için mazeret gönderildi” diyerek mazereti reddetti, sanık Ekici’ye CMK’dan avukat atanmasına karar verdi.

https://twitter.com/medyascope/status/1807676135989223639

Mahkeme başkanı, önceki duruşmaya katılamayanlara söz hakkı verdi. 10 Ekim Gar Katliamı’nda mitingde bulunan matematik öğretmeni Mehmet Murat Akçalı, her eylemde polislerin otobüsün yolunu kestiğini, kimlik araması yaptığını daha sonra ise polis aracının eylem aracının önüne geçerek eskortluk yaptığını söyleyerek “O gün Ankara’da bir tane polis yoktu. Dikkatimizi çekti ama aklımıza böyle bir katliamın tasarlanacağı gelmedi” diye konuştu.

Yaşananları insanlara anlattığında kendisine inanmadıklarını söyleyen Akçalı, “Polis geldi üzerimize gaz sıktı. Bir yerden sıçramadı, bayağı bayağı gaz sıktı. Kurtulanlar da şans eseri kurtuldu” dedi.

“Devletin polisi alana sağlıkçıları sokmadı”

Dört şarapnel parçasının vücuduna geldiğini belirten katılan Seyfettin Sarı, “Devletin polisi, alana sağlıkçıları sokmadı. İnsanlar ölmedi diye bir de gaz sıktılar” dedi.

Mahkeme başkanı, katılan beyanlarının ardından sanık avukatlarının savunmalarını almak için söz hakkı verdi. Firari olmayan sanıkların avukatları sanıkların beyanlarını tekrar ettiklerini ve beraatlarını istediklerini söyledi.

Sanık avukatlarının beyanları sonrası mütalaaya karşı son kez savunmasını veren sanık Hakan Şahin, önceki ifadelerinin geçerli olduğunu ve beraatini istediğini söyledi. Sanık Resul Demir, sanık Şahin’in sözünü keserek mahkeme başkanına kendisine söz hakkı verilmesini istediğini söyledi.

Bunun üzerine salondan itirazlar yükseldi. Mahkeme başkanı da ilk önce sanık Şahin’in konuşacağını sonra kendisine söz hakkı verileceğini söyledi.

Demir: “Devlet kendi eliyle kasten yapıyor”

Sanık Resul Demir, Ahmet Davutoğlu’nun “Konuşursam kimse gün yüzüne çıkamaz” sözlerini hatırlatarak “Kendisi de iki yüzlü herhalde ki gayet rahat insanların yüzüne bakabiliyor” dedi. Davutoğlu’nun duruşmaya katılarak bildiklerini anlatması gerektiğini söyledi.

Sanık Demir, mağduriyet yaşandığını söyleyerek “Bunu devlet kendi eliyle kasten yapıyor. İştirakten ceza alanların hepsi silah ve patlayıcıdan ceza aldı. Sadece patlamadan ceza alan ben ve Halil var. Hiç mi fark etmediniz? Ben beraatimi istiyorum” diye konuştu.

Alçay: “Nemrut’ların sonunun ne olduğunu herkes çok iyi biliyor”

Sanık Halil İbrahim Alçay savunmasında, “Yunus Durmaz’ın itirafnamesinde benim ve Resul Demir’in beraat alması gerekirken bunu çok iyi biliyorsunuz. Şu an siz Nemrut’a özeniyorsunuz ama Nemrut’ların sonunun ne olduğunu herkes çok iyi biliyor” dedi.

Sanık Alçay konuşurken sanık Resul Demir araya girerek Alçay’ın sesinin gelmediğini söyledi bunun üzerine mahkeme başkanı sanık Resul Demir’e “Araya girme” diyerek tepki gösterdi.

Sanık Demir, mahkeme başkanına “Başkan önceki duruşmada oradakilerden gazı aldın. Bize sert davranıyorsunuz. Bana avradınmışım gibi emir verme” diye bağırdı.

Mahkeme başkanı, sanık Demir’e cevap vermeden sanık Alçay’ın savunmasına devam etmesini söyledi. 

“Patlamayla ilgili soruşturulmadım”

Savunmasına devam eden Alçay, savcının ve mahkeme heyetinin patlamaya ilişkin bir tane bile soru sormadığını belirterek “Bunca zaman boyunca ne polis, ne hakim, ne de savcı patlamayla ilgili bir tane soru sormaz mı? Sanık olan birine neden sorulmasın? Bu davada bile isteye bizim kalemimizi kırmak istiyorsunuz” dedi ve devam etti:

“Sizde çok iyi biliyorsunuz Huzeyfe ben değilim. Ankara Emniyeti bile bir hafta öncesinde patlamanın olacağını bilmiyordu ben nasıl altı ay öncesinden bilebilirim ki. Ne hüküm verirseniz verin benim hükmümü Allah verecektir.”

Salondaki aileler ise bunun üzerine “Sen nasıl hesap vereceksin Allah’a?” diyerek tepki gösterdi.

https://twitter.com/medyascope/status/1807700031887069668

Sanık Hacıali Durmaz savunmasında Kobani olayları ve İsrail’in Gazze’ye saldırısına ilişkin konuşması üzerine salondaki aileler dosyaya ilişkin savunma yapmadığı gerekçesiyle tepki gösterdi. Mahkeme başkanı sanık Durmaz’ı dosyaya ilişkin savunma yapması için uyardı, yapmadığı takdirde sesini kapatacağını söyledi. Sanık Durmaz’ın avukatı, müvekkilinin savunma hakkına müdahale edildiğini ve önceki duruşmada kendisine de hakaret edildiğini söyledi. Mahkeme başkanı sanık Durmaz’ın savunmasını dosyaya ilişkin yapmadığı gerekçesiyle “savunmasını yaptı” olarak kabul etti.

Sanık Erman Ekici’nin Ankara Barosu tarafından atanan avukatının gelmesi beklendiği için duruşma 13.00’e ertelendi.

Sanık Ekici: “Avukatım olmadan savunma yapmak istemiyorum”

Aranın ardından söz hakkı verilen sanık Erman Ekici kendi avukatının duruşmada yer almadığını, atanan avukatla savunma vermek istemediğini söyleyerek “Adil bir şekilde yargılanmıyorum. Atanan avukat beni savunamayacak. Bir duruşma daha uzatamaz mıyız?” diye sordu. Mahkeme başkanı, sanık Ekici’nin avukatının duruşmaya katılma talebinde bulunmadığını söylemesi üzerine sanık Ekici, savunma yapmayı kabul etti.

Sanık Ekici, “Benim hiçbir talebim kabul edilmedi. ‘Bir bilirkişi raporu hazırlansın’ dedik, siz de sizden önceki heyet de kabul etmedi. Ben yüzde 70 işitme özürlü raporluyum, bir terör örgütü olsanız beni mi kullanırsınız?” diye konuştu.

“Türkçe Olimpiyatları’na katılan siyasetçiler sonra ‘Kandırıldık’ dedi”

Kendisinin iddia edildiği gibi Ebu Talha olmadığını ileri süren sanık Ekici, sözlerine şöyle devam etti:

“Hep dijital materyaller bana itelenmeye çalışıldı. Arabamın içinde görüntülerin çıktığını söylüyorlar. Evimden tabletlerimi aldılar orada hiçbir şey çıkmadı. Ceza verebilmek için her şey yapıldı. Yunus Durmaz’ın Suriye’de ‘Constantine’ denilen eğitim kampında görüntüleri çıktı. Benim orada İslam Tarihi dersi verdiğim söylenilen yerde bir tane fotoğrafım yok. İnanın elinizde bir tane görüntüm olsa benim gözümün içine sokardınız. Sayın başkan, ‘FETÖ’nün adli kolu’ denilen yerde sizin hakim ve savcı arkadaşlarınız çıktı. Ben nereden bilebilirim üç yıl önceden bu patlamayı? Bu ülkede 2012 yılında Türkçe Olimpiyatları vardı. Bir sürü siyasetçi oralarda konuşmalar yaptı, sonra ‘Kandırıldık’ dedi. PKK’lılarla kol kola boy boy poz verdiler. Daha geçen ay ‘Diyarbakır’ı yakın, yıkın’ diyenlere komik cezalar verildi, bize ise ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Artık tahliyemi verin, uygun görmüyorsanız ev hapsi verin. Allah aşkına şu zulmü bitirmiyorsanız ‘pause’ yapın.”

Sanık Demir: “Dosyanın baştan ele alınması gerekiyor”

Ekici’nin savunmasının ardından mahkeme başkanı sanıklara son söz hakkını verdi. Sanık Resul Demir, son sözlerinde talebini dile getirerek “Bu dosyanın en baştan ele alınması gerekiyor” dedi.

Sanık Halil İbrahim Alçay da son sözlerinde “Biz burada eşit ve özgür şekilde yargılanmadık. Benim son sözüm de inanıyorsanız, birazcık değer yargılarınız varsa hukuku uygularsanız” diye konuştu.

Mahkeme başkanı, sanıkların son sözlerinin alınmasının ardından duruşmaya saat 16.00’ya kadar ara verdi.

Ekici hakkında “insanlığa karşı suç”tan beraat verildi

Aranın ardından mahkeme heyeti, sanık Erman Ekici hakkında “insanlığa karşı suç”tan beraat verirken, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan ise ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesine karar verdi. Ekici, 101 kişiye yönelik “silahlı terör örgütü faaliyetleri kapsamında kasten nitelikli öldürme” suçundan 101 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.  Sanık Ekici’ye “izinsiz patlayıcı madde bulundurma” suçundan 10 yıl, “ruhsatsız silah bulundurma” suçundan ise üç yıl hapis cezası verildi. 

Dosyadaki sanıklardan Yakup Şahin, Hakan Şahin, Durmaz, Abdulmuttalip Demir, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay, Hacı Ali Durmaz, Talha Güneş, Hüseyin Tunç, Metin Akaltın’a kasten nitelikli insan öldürme suçundan 101’er kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesine, insan öldürmeye teşebbüs suçundan 379’ar kere 18 yıl hapis cezası verilmesine karar verdi. Ayrıca  dosyanın firari sanıklar yönünden ayrılmasına karar verdi.

Aileler karara “Hakimler hesap verecek” sloganlarıyla tepki gösterdi

Mahkeme başkanının kararı okunmasının ardından salondaki aileler kararı alkışlar ve sloganlarla protesto etti. Duruşma salonundan Ankara Adliyesi önüne doğru yürüyen kalabalık “Gün gelecek, devran dönecek, hakimler halka hesap verecek” sloganlarıyla adliye içinde yürüdü. 

Kocabıyık: “Türkiye yargısı neden hâlâ IŞİD’li katilleri savunuyor?”

10 Ekim Barış Derneği Eş Başkanı İshak Kocabıyık, Ankara Adliyesi önünde karara yönelik yaptığı açıklamada, “Türkiye yargısı neden hâlâ IŞİD’li katilleri savunuyor? Niye ‘öfkeli gençler’ diyor?” dedi. 

https://twitter.com/medyascope/status/1807785312598331620

Av. Sakinci: “Görüyoruz ki bu zamana kadar yaptığımızın bir karşılığı olmamış”

10 Ekim Barış Derneği Eş Başkanı avukat Mehtap Sakinci de “Dokuz yıldır bizi duymayan, anlamayan, görmeyen mahkeme heyetine dil döküp gerçek adaleti talep ettik. Görüyoruz ki bu zamana kadar yaptığımızın bir karşılığı olmamış” diyerek karara tepki gösterdi.

https://twitter.com/medyascope/status/1807785253601219007

Av. Işık: “Ankara 4.Ağır Ceza Mahkemesi bugün itibarıyla IŞİD’i aklamıştır”

Davanın avukatlarından İlke Işık, mahkeme heyeti tarafından açıklanan kararı “Ankara 4.Ağır Ceza Mahkemesi bugün itibarıyla IŞİD’i aklamıştır. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi ‘IŞİD insanlığa karşı suç işlemiş bir örgüt değildir’ dedi” diye konuştu.

https://twitter.com/medyascope/status/1807785212740255977

Ne oldu?

10 Ekim 2015’te düzenlenmek istenen Barış Mitingi’ne Ankara Garı’nda IŞİD iki canlı bombayla saldırdı. Saldırının ardından polis, ölenlere, yaralılara ve onlara yardım etmek isteyenlere biber gazı sıktı.

Saldırıda 104 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 400 kişi yaralandı. Saldırı “Türkiye’nin en kanlı terör eylemi” olarak tarihe geçti. Saldırının ardından üç günlük ulusal yas ilan edildi.

Canlı bombalardan birinin Yunus Emre Alagöz, diğerinin kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu bir kişi olduğu belirlendi.

Yunus Emre Alagöz’ün erkek kardeşi Abdurrahman Alagöz’ün de 20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 33 kişinin öldüğü intihar saldırısını düzenleyen kişi olduğu açıklandı.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.