2023 seçimleri öncesi birkaç yazımda Erdoğan’ın MHP “aklı” tarafından bir piton yılanı gibi sarıldığını, Süleyman Soylu ve Devlet Bahçeli’nin Erdoğan’ı felç ederek etkisizleştirmeye çalıştığından bahsetmiştim. Erdoğan’ın bu felç halinden kurtulabilmek için kıpırdanmaya başladığı görülüyordu ancak yapabileceği fazla bir hamle de yoktu. Herkesle kavga edip kendini MHP’ye mahkûm etmişti. Erdoğan ve Bahçeli arasında bir gerilim mi var sorusu her sorulduğunda “Aramızda sorun yok, Cumhur ittifakı asla bozulmayacak” diyordu iki taraf da. Bahçeli Erdoğan’ın üzerinde ilerlerken, Erdoğan cebinden minik çakısını çıkarmış ve pitona saplamıştı. Erdoğan’ın çakısı, Sinan Ateş’ti ve Devlet Bahçeli çakının saplandığının farkındaydı. Öylece ayrılıp bırakamazlardı birbirlerini artık. Küçük bir çakı koca pitona ne yapabilir ki demeyin. Piton ilerledikçe karnı yarıldı ve pislikler ortaya saçıldı.
13 Mayıs’ta TELE 1 yayınında Sinan Ateş’in arkadaşı Cahit Özdemir’den öğrendik ki, Ateş 30 Aralık 2022’de öldürülmeden birkaç ay önce Sinan Ateş’e Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı teklifi yapılmış. Ateş bu görevi kabul etseydi görevini külliyede yapacakmış. Bu demektir ki, Devlet Bahçeli devleti dizayn etmeye çalışırken, Erdoğan da bir yandan MHP’yi dizayn etmeye çalışıyormuş, diğer yandan milliyetçiliği kendi siyasetine entegre ediyormuş.
Seçime bir yıl kala yaptığı bu hamleyle her zaman olduğu gibi bir taşla birkaç kuş vuracaktı Erdoğan. Hem milliyetçiliği bünyesine katacak, hem MHP’nin içini karıştıracak, hem Ümit Özdağ gibi profillerin sığınmacılar gündemini etkisizleştirmeye çalışacaktı. Velev ki Sinan Ateş teklifi kabul etmesin, yine de çarşı karışacak, o değilse ben varım diye kendi ayağıyla gelenler olacaktı. Erdoğan ocağın ateşini yakmıştı..
Sinan Ateş’in teklife cevap verme şansı olmadı, zira MHP her zaman olduğu gibi öldürme refleksiyle sorunu çözmeye çalıştı. Süleyman Soylu zamanında iyiden iyiye ele geçirdiği devlet kadroları sayesinde cinayetin üzerini kolayca örtebileceğini düşündü. Erdoğan, o dönem Sinan Ateş davasının üzerinin örtülmesine göz yumarken, ateşi harlı tutmak için arada üflemeyi ihmal etmiyordu. Bu cinayetle Devlet Bahçeli’yi fena halde köşeye sıkıştırmıştı ve seçimlerde normalden daha fazla ittifaka sahip çıkmasını sağlamıştı. Hüda-Par’ı ittifaka davet ediyor, Sinan Oğan’ı yanına çekiyor, Devlet Bahçeli gıkını çıkaramıyordu.
Cinayete tam olarak müdahale etmek için 2023 seçimlerini atlatmayı bekledi. Ne Süleyman Soylu’ya dokundu, ne MHP’ye. Seçimlerin hemen ardından Soylu’ görevden aldı. Yerine getirilen Ali Yerlikaya, Soylu ekibini tasfiye etmeye başladı. Soylu ve MHP istediği kadar Ali Yerlikaya’yı görevden aldırmak için provokasyon üretsin, Erdoğan geri adım atmadı. Adaletin yerini bulması için falan değil elbette, MHP’yi tasfiye süreci başlamıştı. Erdoğan’ın çakısı ilerledikçe ilerliyordu. Cinayet dosyasında adı geçen MHP’liler, Cumhur İttifakı’na ve şahsım rejimindeki kadrolaşmaya rağmen ifşa edildi. Erdoğan, Bahçeli’nin üzerine üzerine gidiyor ve kraldan çok kralcı oluyor, milliyetçiliği de MHP’ye bırakmıyordu.
Erdoğan’ın Ayşe Ateş’i kabul etmesini, MHP’ye rağmen adalet yerini bulacak diye alkışlayan saftirikler, ne zaman akıllanacaksınız acaba? Zavallı Ayşe Ateş de eşini ateşe atanlardan adalet bekliyor. Ne diyelim, bir gün belki. Bu savaşın kazananı olur mu? İki taraf da fena halde kaybediyor, anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz.
Milli maçta “bozkurt” işareti yapan futbolcu Merih Demiral’a en çok AKtroller sahip çıktı farkındaysanız. Saray gazetecisinden, saray tarihçisine hepsi takıldı goygoy konvoyunun peşine. En iyi becerdikleri iş goygoy zaten, ciddiyete gelemiyorlar. AKP yönetimi yukarıdan aşağı tam olarak, Hababam, güm güm güm..
Erdoğan’ın MHP’siz milliyetçilik atağını en son İsrail hükümeti ile danışıklı dövüşünün ardından gördük. İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Erdoğan’ın sağ omzunda Ayasofya, sol omuzunda Sultan Ahmet Camii’nin bulunduğu, arkada Türk Bayrağı olan, yapay zekâ ile üretilmiş, “kahraman” gibi göründüğü şöyle yanarlı dönerli bir fotoğrafını paylaşıp, Ekrem İmamoğlu’nu etiketleyerek sözde Erdoğan’ı hedef gösterdi. Görseldeki detaylarda Erdoğan’ın Ekrem İmamoğlu’na Trabzonlu olması sebebiyle Pontusçu, Bizans artığı, Rum göndermelerine selam çakılıyordu. Sağ omzunda Erdoğan’ın camiye çevirdiği Ayasofya ile Erdoğan’ın diliyle İmamoğlu’na Rum göndermesi yapılıyordu. Ezeli Yahudi & Hıristiyan çekişmesinde Ayasofya’nın camiye çevrilmesi Müslümanlar kadar Yahudileri de sevindirmiştir değil mi? Diğer omuzdaki Sultan Ahmet Camii ile Ayasofya’nın arası yangın yeriydi. Belli ki AKP hükümeti ile İsrail yönetimi arasındaki al gülüm ver gülüm sadece ticaretle kalmamış, siyaseten de beraberler. Erdoğan’ın zor gününde İsrail’i yalnız bırakmadığı gibi, İsrail hükümeti de Erdoğan’ı yalnız bırakmadı.
İsrail’in Filistin saldırısını başlatan 7 Ekim Hamas saldırısı her aklıma geldiğinde bir toplantıda Hakan Fidan’ın söylediği iddia edilen “Gerekçeyse gerekçe yaratırız, Suriye’den bomba attırırız” cümlesi geliyor aklıma.. Kimler, kimlerle beraber. Hamas bir saldırı yaptı ve Filistin aylardır saldırı altında. Hamas lideri Türkiye’de ticaretine, sefahatine devam ederken İsrail de, Erdoğan da bu saldırının etinden, sütünden faydalandı. En sonunda küçük ortak da temizlendi. Olan, Azra Kohen’in de belirttiği gibi bombalarla story atan Filistinlilere oldu. Her neyse, biz konumuza dönelim.
Ekrem İmamoğlu’nu alet ederek paylaşım yapan, Erdoğan’ın zor günlerinde elini üzerlerinden çekmediği İsrail Dışişleri Bakanı’na AKP trolleri derhal cevap yetiştirdiler. “Uzun Adamı” bodur göstermek pahasına, tıpkı İsrail’in yaptığı gibi şöyle bir yapay zekâ tasarımı görsel paylaştılar. Görselde kurtlar dikkatinizden kaçmadı eminim.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Erdoğan, ülkemizi her fırsatta satmış Araplardan Müslüman, İsraillilerden nişan alıp BOP eş başkanı olacak kadar “Filistin yanlısı”, ülkesini dış mihraklara açık pazara dönüştürdüğü halde MHP’den daha milliyetçi. Eh, milliyetçiler de güzel hizmetler etmiştir bu arkadaşlara ama bu tip işler için bir İslamcıdan daha iyisi yoktur.
Piton gevşese de Erdoğan’ın üzerinde, bıçak hâlâ pitonun karnında. Seçimden sonra Akşener’in saray ziyaretini görüp “Erdoğan MHP’yi devre dışı bırakıp İYİP’le mi yola devam edecek?” analizleri kasanlar; kendisinin milliyetçilik şovu yapma imkânı varken, ne yapsın AKP’nin yan sanayisi İYİP’i Allah aşkına? İYİP’in Cumhur İttifakına hizmetleri ifşa oldu, dağılma sürecinde, artık bir değeri kalmadı, mission completed. Cumhurbaşkanlığı yarışında pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diyerekten plana sadık kalan Sinan Oğan’a karton bir parti de kurdurdu, şimdilik işler tıkırında, bakalım, nasip. Rabbim ne gösterecek, bakalım.
Tüm bu manzaraya artık hayret etmiyorum da neye hayret ediyorum biliyor musunuz? Geçmişten ders almayıp şeytanla el sıkışanlara hayret ediyorum. Sinan Ateş’in fitilini ateşlediği olaylar daha pek çok kişiyi yakacak bu belli, ama ondan alınması gereken bir ders var.
Şeytanla el sıkışılmaz, yanarsınız. Eğer siz de şeytan değilseniz tabii..