İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in oğlu Prens Andrew ile yaptığı röportaj sonrası tarihe geçen gazeteci Emily Maitlis, Prens Andrew’un röportajdan sonra halkın saygısını yitirdiğini söyledi.
York Dükü Prens Andrew, cinsel taciz suçundan sabıkası olan ve cezaevinde ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein ile arkadaşlığı ve hakkındaki reşit olmayan bir kadınla cinsel ilişkiye girdiği iddialarıyla her zaman gündemde.
Andrew, adının geçtiği iddialarla ilgili olarak ilk kez BBC’nin Newsnight programına katılmış ve gazeteci Emily Maitlis’in kendisine yönelttiği soruları yanıtlamıştı.
Bu röportaj, İngiltere ve dünya basınında çok konuşulmuş; Andrew daha sonra Kraliyet görevlerini bıraktığını duyurmuştu.
Prens Andrew’ın hakkındaki cinsel taciz iddialarına verdiği yanıtlar, özellikle Epstein mağdurlarını tatmin etmemişti. Maitlis, “Bu konunun kapandığını düşünmüyorum” dedi. Maitlis, röportajın ardından Andrew’ın halkın gözünde tüm saygısını yitirdiğini söyledi.
Prens Andrew hakkındaki cinsel taciz iddialarına ne dedi?
Prens Andrew, 18 yaşından küçük bir kız çocuğunu cinsel ilişkiye zorlamak suçundan hüküm giyen Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein‘in arkadaşıydı.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Epstein, 10 Ağustos’ta New York’ta tutulduğu cezaevinde ölü bulundu, daha sonra Epstein’ın intihar ettiği açıklandı.
Virginia Giuffre, Londra’da ve Epstein’ın ABD Virjin Adaları’ndaki özel mülkünde Prens Andrew’la cinsel ilişkiye zorlandığını iddia etti.
Andrew, Maitlis’in bu konuya dair sorusuna şöyle yanıt vermişti:
“Böyle bir şey olmadı. Kesinlikle böyle bir şey olmadığını size söyleyebilirim. Bu hanımefendiyle görüştüğümü hatırlamıyorum, kesinlikle öyle bir şey yok.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Röportaj neden tartışma yarattı?
Prens Andrew’un sorulara verdiği yanıtları samimi ve dürüst bulunmadı.
Andrew’ın yakınlarındakiler, röportaj vermenin “doğru bir karar olmadığı” ve sonuçlarının ‘halkla ilişkiler felaketi doğurabileceği’ yorumlarını yapmıştı.