81 kişinin karıştığı bir toplu tecavüz davası Fransa’yı sarstı. 2020’den beri devam eden dava, mağdur Gisèle Pélicot’nun talebi üzerine kamuya açıldı. Gisèle’in kocası Dominique Pélicot, on yıl boyunca eşini uyuşturarak onlarca erkeğe tecavüz ettirdi ve bu anları kayda aldı.
Gisèle Pélicot’nun hayatı, Güney Fransa’da emekliliğini sürdürürken, 2 Kasım 2020’de polisten aldığı bir telefonla değişti. Eşi Dominique Pélicot, 12 Eylül 2020’de kamusal alanda kadınların etek altı fotoğraflarını çektiği için cezaevine girmişti. Gisèle Pélicot ise kocası Dominique’i her zaman “harika bir adam” olarak tanımlıyordu. Gisèle’e göre kocası Dominique, iyi bir baba, sevgi dolu bir dede ve dürüst bir vatandaştı.
Polis, diğer kadınların etek altı fotoğraflarını araştırırken kocasının bilgisayarındaki binlerce dosyada Gisèle’in görüntülerini de buldu. Bu sayede Gisèle, 50 yıldır birlikte olduğu Dominique’in kendisini on yıl boyunca uyuşturup başka erkeklere tecavüz ettirdiğini öğrendi. Bu videolarda Gisèle, yatağında bilinçsiz yatarken kocasının internet üzerinden temasa geçtiği erkekler tarafından cinsel saldırıya uğruyordu. Gisèle ise neler yaşadığını hiç hatırlamıyordu.
Gisèle’in en büyük destekçisi kızı Caroline oldu
Gisèle bu öğrendiklerinden sonra 2020 yılında kocasına dava açtı. Dört yıldır süren dava hakkında uzun süre sessiz kaldı.
Ancak Gisèle’in kızı Caroline Darian, davanın unutulmaması için mücadele etmeye karar verdi.
Fransa’da kimyasal zorbalık (habersiz uyuşturulma) hakkında farkındalık yaratmak için bir kitap yazdı ve medyaya röportajlar verdi.
Caroline Darian, annesinin başına gelenleri öğrendikten sonra babasının kendisine de tecavüz ettiğinden şüphelenerek kimyasal zorbalığa karşı Beni Uyutma adında bir dernek kurdu.
Annesini de Avignon’da başlayan dava ile bu tür suçlara karşı bir sembol haline gelmeye ikna etti.
Gisèle savaşmaya karar veriyor: “Utanç taraf değiştirmeli”
Fransa’da bu tür davalar genellikle gizli tutuluyor. Mahkeme mağdurun mahremiyetini korumak için önlemler alıyor.
Ancak Gisèle, boşanmasının ardından, davanın kamuya açık olmasını talep etti. Bu talep ile gazeteciler mahkeme salonunda her ayrıntıyı kaydedebilecekti.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Gisèle’in avukatı, “Utanç taraf değiştirmeli” diyerek yıllardır feministlerin dile getirdiği o meşhur sözü tekrarladı ve bu davanın tarihsel önemini vurguladı. Gisèle mahkeme önünde yaptığı konuşmada, “Bu mücadeleyi sesini duyuramayan tüm kadınlar adına veriyorum. Ben utanacağıma onlar utansın” dedi.
Medya davaya sahip çıktı
Gisèle’in kızı Caroline’nin öngördüğü gibi, dava küresel medya tarafından da büyük ilgi gördü. Gisèle’in duruşu tecavüz mağdurları için “utançla mücadelede” sembol haline geldi. Gazeteci Hélène Devynck, bu olayın siyasi bir meseleye dönüşmesi gerektiğini belirterek yaşanan ataerkil şiddete dikkat çekti.
Fransa genelindeki feminist dernekler, Gisèle’in cesaretini övüyor ve ona her gün mahkeme kapısında ona destek veriyor. Osez le Feminisme (Feminizmden Korkmayın) derneği sözcüsü Elsa Labouret, bu davanın feminist mücadelede bir dönüm noktası olduğunu söylüyor. Labouret, “Gisèle’in tavrı son derece onurlu. Utancı reddediyor, çünkü ona tecavüz eden ve ettirenler bu yükü taşımalı” diyerek mağdurların sesini duyurmasının önündeki en büyük engellerden birinin utanç olduğunu vurguladı.
“Kimyasal zorbalık genellikle ev ortamında gerçekleşiyor”
Uzmanlar, davada sunulan kanıtların mağdurun suistimal edildiğini net bir şekilde ortaya koyduğunu söylüyor. Kimyasal zorbalığın genellikle ev ortamlarında gerçekleştiğini belirten uzmanlar, saldırganların reçeteli ilaçlar kullanarak fiziksel iz bırakmadığını belirtiyor.
Hastalık nedeniyle iki kez ifade vermekten kaçtı
Dominique Pélicot (Gisèle’in eşi) 9 Eylül 2024 Pazartesi günü Avignon’daki davada ifade verecekti, ancak hastalandığını söyleyerek duruşmaya katılmadı. İfadesi 11 Eylül Çarşamba’ya ertelenen Pélicot, çarşamba günü de hastalandığını belirterek ifade vermedi. Mahkeme şimdiye kadar, yıllarca özenle inşa ettiği normal görünümünün sahte olduğunu ortaya koyan psikiyatrik uzmanları dinledi.
Psikolog Marianne Douteau, Pélicot’un “öfkeli” karakterinin aile içinde “korku, yalanlar ve sırlar” yarattığını ifade etti. Cinsel davranışlarının, toplum içinde sıradan, ancak gizli bir şekilde takıntılı olduğunu belirtti.
Başka bir psikolog ise onu “iki yüzlü bir adam”, dışarıdan saygın bir aile babası gibi görünen, ancak cinsel sapkınlıkları gizleyen biri olarak tanımladı. Bir psikiyatrist ise, Gisèle’in kocası tarafından “yem” olarak kullanıldığını belirterek, Pélicot’un suç işleme eğiliminin “yüksek” olduğunu söyledi.
Sorgulamalarda Dominique, karısının tecavüz edilmesinden para almadığını ve başkalarının onu dokunmasını izlemekten zevk aldığını söyledi. Psikiyatristler, onun “parafilik sapma” yaşadığını belirlediler. (Parafilik sapma, bilinçsiz insanlarla cinsel eylemlerden hoşlanma anlamına geliyor)
Polis Pélicot’nun 25 yıllık suç karnesi
Dominique Pélicot’nun yıllardır sürdürdüğü bu sahte karakter şimdi çöküyor.
2020’de tutuklanmasının ardından, iki başka suçla ilişkilendirildi.
Ortaya çıkan bu suçlardan ilki 1991’de Paris’te 23 yaşındaki Sophie Narme’nin tecavüz edilip öldürülmesiydi.
İkinci suçlama ise 1999’da gerçekleşen bir tecavüz girişimiydi.
Her iki kurban da eterle uyuşturulmuş olduğu için Dominique’in bu iki olayla bağlantısı olabileceği düşünülüyor.
Ailenin diğer fertleri de istismara maruz kaldı
Pélicotlar, 1971’de tanıştı. İki yıl sonra evlenen çiftin üç çocuğu oldu.
Baba Dominique, 9 yaşında bir rahatsızlık nedeniyle kaldırıldığı hastanede bir hasta bakıcının tecavüzüne uğradığını iddia ediyor.
Ancak kızı Caroline Darian, bu hikâyeye inanmıyor. Dominique’in patolojik yalancı olduğunu söylüyor.
Caroline, babasının bilgisayarında kendisinin de uygunsuz fotoğraflarını gördü. Bunun üzerine Caroline kimyasal zorbalıkla mücadele etmek için bir vakıf kurdu.
Bunların dışında Dominique her iki oğlunun eşlerinin banyo yaparken çektiği çıplak görüntülerini de internete yükledi.
Pélicot cezaevine nasıl girdi?
Pélicot’nun işlediği suçlar ilk olarak 2020’de bir süpermarkette kadınların etek altını kameraya kaydederken yakalanmasıyla ortaya çıktı.
Soruşturma başlatan polis Pélicot’nun 2010’da da gizli etek altı çekim suçundan ufak bir para cezası aldığını öğrendi.
2011’den itibaren kimyasal maddelerle uyuşturduğu karısının bedenini yasa dışı içerik barındıran bir internet sitesinde sunmaya başladı. Polis, Pélicot’nun bilgisayarında 2011’den tutuklandığı yıl olan 2020’ye kadar çekilmiş bir dizi fotoğraf ve video buldu.
Gisèle, yaşananlardan habersiz olduğunu, ancak birkaç kez uyanıp kocasının ona tecavüz ettiğini fark ettiğini söyledi.
Kocası, Gisèle’i uyuşturmak için kullandığı kimyasalları evinin garajında bir ayakkabının içinde sakladı.
Fransa’da kamuoyu bu sembol davadan çıkacak kararı yakından takip ediyor.
Kaynaklar: Le Monde, El Pais, Ouest France, Sud Ouest, FranceInfo