İstanbul Barosu Başkanlığı için 20 Ekim’de yapılacak seçimlerde başkan adayı olan Avukat Turgay Bilge, Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu’nun konuğu oldu. Bilge, baro yönetimini eleştirirken “Baronun iç çekişmeleri avukatları umutsuzluğa sürüklüyor” diye konuştu.
İstanbul Barosu Başkanlığı seçimlerinde aday olan avukat Turgay Bilge, adaylık süreci ve baronun mevcut durumu hakkında Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu’nun sorularını yanıtladı. Bilge, baronun yönetiminde yaşanan iç çekişmelerin avukatların haklarını savunma konusunda ciddi zaaflar yarattığını vurgularken, adaylık kararının ardındaki gerekçeleri de açıkladı.
“Adaylık kararımı meslektaşlarımın desteğiyle aldım”
Bilge, İstanbul Barosu başkanlığına aday olma kararının sadece kişisel bir motivasyondan kaynaklanmadığını belirtti. “Bu göreve tek başıma karar vermedim. Destekçilerine ve meslektaşlarına saygı gösterme amacıyla adaylık sürecine girdim,” dedi. Daha önce Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nda görev aldığını hatırlatan Bilge, edindiği deneyimlerin İstanbul Barosu’nun ihtiyaç duyduğu dönemde mesleğe katkı sağlayabileceğini düşündüğünü söyledi.
“Avukat Hakları Grubu her zaman avukatların yanında oldu”
Bilge, temsilcisi olduğu Avukat Hakları Grubu’nun seçim dönemleri dışında da aktif bir şekilde çalıştığını belirtti. Grubun, avukatların karşılaştığı her türlü mesleki veya kişisel sorunda yanında olduğunu vurguladı. “Seçim olsun ya da olmasın, nerede bir avukat sorun yaşarsa Avukat Hakları Grubu oradaydı,” diyen Bilge, grubun sekiz yıllık geçmişinde önemli bir destek ağı oluşturduğunu söyledi.
“İstanbul Barosu’nun güç kaybı üzüntü verici”
İstanbul Barosu’nun son yıllarda etkisini kaybettiğine dikkat çeken Bilge, baronun sadece avukatların temsilinde değil, Türkiye’nin hukuk ve siyasi gündeminde de sesini duyuramadığını belirtti. Bilge, “Baro bir süredir sadece sayısal büyüklüğüyle övünüyor, ancak eskiden hukuk gündemine yön verecek güçlü yönetimlerimiz vardı” dedi. Bilge, baronun önceki başkanları Turgut Kazan, Ümit Kocasakal ve Orhan Adli Apaydın gibi isimlerin İstanbul Barosu’nu güçlü bir şekilde temsil ettiğini hatırlattı.
“İç çekişmeler baronun saygınlığını zedeliyor”
İstanbul Barosu’nun yönetiminde yaşanan bölünmelerin, avukatların güvenini sarsan bir faktör olduğunu dile getiren Bilge, bu durumun baronun saygınlığını ve etkinliğini ciddi anlamda zedelediğini dile getirdi. Bilge, “Şu anda iki grup birbirini paralel yapılar olarak tanımlıyor ve bu bölünme, baronun içindeki sorunları derinleştiriyor” dedi. Özellikle son dönemde yapılan ön seçimlerin ardından yaşanan gerginliklerin baroyu daha da zor bir duruma sürüklediğini belirtti.
“Baronun kendi iç sorunları avukatların sorunlarını gölgeliyor”
Bilge, İstanbul Barosu’nun iç çekişmeleri nedeniyle avukatların mesleki sorunlarına çözüm üretemediğini söyledi. Genç avukatların yanı sıra kıdemli avukatların da ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Bilge, “Baro yönetimi, meslektaşlarının sorunlarına odaklanmak yerine kendi iç mücadelelerine zaman harcıyor” dedi. Bu durumun baronun işlevini yerine getirememesine yol açtığını ve avukatların barodan beklentilerinin düştüğünü belirtti.
“Baro senin, baro sensin”
Bilge, seçim kampanyasında kullandıkları sloganın “Baro Senin, Baro Sensin” olduğunu belirtti. Bilge, bu sloganla, baronun avukatlar için var olduğunu ve avukatların çözüm üretmesi gerektiğini vurguladı. Bilge, “Baro, meslektaşları için çözüm üreten bir yapı olmalı. Biz, İstanbul Barosu’nu avukatlar için etkin bir temsil merkezi haline getirmek istiyoruz” dedi.
“Baronun kaynakları israf edildi”
Bilge, İstanbul Barosu’nun kaynaklarının verimsiz kullanıldığını da eleştirdi. Bilge, “Baronun mesleki anlamda kullanılması gereken alanları, hukuksuzca başka amaçlarla kiraya verildi. Örneğin, baroya tahsis edilen bir binanın gece kulübüne kiralanması gibi,” diye konuştu ve bu tür uygulamaların baronun kaynaklarını israf ettiğini ve meslektaşlarının çıkarlarına aykırı olduğunu belirtti.
“Siyaset üstü bir baro için çalışacağız”
Bilge, baro yönetiminde klasik bir siyasi angajmanla hareket eden bir anlayış yerine, avukatların haklarını savunan, tarafsız ve kapsayıcı bir yönetim anlayışı getireceklerini söyledi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“İstanbul Barosu’nu siyasetin arka bahçesi yapmaya çalışan yönetim anlayışına karşıyız. Avukatların haklarını koruyacak ve onların sesi olacak bir baro inşa edeceğiz”
Can Atalay davası ve baronun tavrı
Bilge, meslektaşları Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı’nın tutuklu olmasına da değinerek, İstanbul Barosu’nun bu süreçlerde etkili bir tavır sergilemediğini söyledi:
“Can Atalay’ın yaşadığı hukuksuzluklara karşı ilk suç duyurusunu biz yaptık, ancak baro bu süreçte yeterince destek vermedi.”
Bilge, baro yönetiminin, hukuksuz uygulamalara karşı daha aktif bir duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı.
“Baronun işlevsizliği avukatları yalnız bırakıyor”
Bilge, İstanbul Barosu’nun şu anki yönetiminin avukatların sorunlarına çözüm üretmekten uzak olduğunu ve bu durumun avukatları yalnız bıraktığını belirtti:
“Baro, avukatların yanında olmak yerine kendi iç çekişmelerine odaklandı. Bu durum avukatların baroya olan güvenini sarstı.”