Erzincan – İliç Çöpler Altın Madeni’ne onay veren yetkililerin “asli kusurlu” olduğu tespitini yapan bilirkişi heyeti değişti. Bakan Murat Kurum‘un önceki döneminde verilen ÇED’i hazırlayan bilirkişilerden bir profesör, normal şartlarda raporda eksiklik tespiti halinde aynı heyetten ek rapor istenmesi gerektiğini vurguladı, “Eğer bizden böyle bir talep olsaydı, eksiklikleri giderir ve detaylı ek rapor hazırlardık” dedi.
Erzincan İliç’te Anagold Madencilik A.Ş.’ye ait Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat 2024’te 10 milyon metreküp siyanürlü toprak kaydı ve dokuz işçi hayatını kaybetti.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere hazırlanacak rapor için 13 Mart’ta bilirkişi heyeti görevlendirildi. ODTÜ, İTÜ, İstanbul Üniversitesi’nden akademisyenlerin yer aldığı heyet 16 Mart’ta bölgeye gitti.
11 kişilik heyet, 23 Mayıs’ta hazırladığı 262 sayfalık raporu Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundu.
Murat Kurum faktörü: Bilirkişi raporunda hangi tespit vardı?
Bilirkişinin İliç faciası hakkında hazırladığı raporda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 11 Mart 2024 tarihli yazısı ile Nihai Denetim Raporu’nun onaylandığı tespiti var.
Rapor, 7 Ekim 2021 tarih ve 6421 kayıt sıra numaralı “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu Kararı” veren yetkililerin “asli kusurlu” olduğunu belirtiyor.
Raporda bakanlığın ihmaline yönelik şu ifadeler var:
“2021 ÇED Raporu’nda alıcı ortamlarda bazı kirletici parametrelerin sınır değerlerinin üzerinde olmasına rağmen ÇED izni verildiği görülmektedir. Raporda özellikle civa parametresinin alıcı ortamlarda yüksek olması faaliyetin kapasitesinin yüksek olduğunu göstermektedir. Buna rağmen kapasite artışına gidilmiştir.”
ÇED izni Murat Kurum döneminde çıktı
Bilirkişi heyetinin İliç maden faciası için hazırladığı raporda, Murat Kurum’un adını doğrudan yazmadı.
Ancak 2021’de “Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi” için “ÇED Olumlu Kararı”nı, o dönem Kurum’un başında bulunduğu bakanlık verdi. Bilirkişi heyeti de ÇED onayı veren bakanlık yetkililerinin de aralarında bulunduğu 13 kişiyi “asli kusurlu”, 26 kişiyi “tali kusurlu” olarak tespit etti.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Savcılık yeni bilirkişi heyeti görevlendirdi
İliç faciası üzerinden yedi ayı aşkın süre geçmesine rağmen iddianame henüz hazırlanmadı.
Ama önemli bir gelişme var.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı alınan ifadeleri ve hazırlanan iki bilirkişi raporunu yetersiz buldu. Savcılık bu nedenle yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmasına karar verdi.
Savcılık, dokuz ODTÜ, iki Cerrahpaşa ve biri İTÜ’de görevli akademisyen ile bir AFAD mühendisinin imzası bulunan raporu kabul etmedi.
İliç Cumhuriyet Başsavcılığı Savcılık Bilirkişi Yemin ve Evrak Tutanağı’nda bu konuda bilgiler var. Tutanak 23 Mayıs tarihli bilirkişinin hazırladığı rapora değinerek ÇED’i vurguluyor.
Tutanakta öne çıkan noktalar şunlar:
- Bilirkişi raporunda ÇED’e yönelik bazı tespitler mevcut. Ancak kimlerin, hangi eylemlerden dolayı ve hangi gerekçelerle sorumlu olduğunun tespitinde tereddütler var.
- İş kazası sonucu meydana gelen ölüm, yaralanmalar ve kirlenmeden dolayı ceza hukuku bakımından sorumluluk yüklenebilmesi için yükümlülük ihlali ile iş kazası arasında illiyet bağının bulunması gerekir.
- Bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadı.
- Bu nedenle izah edilen hususlar hakkında tekrar inceleme yapılması gerekiyor.
Savcılık ÇED’e yönelik yeni bir bilirkişi heyeti istedi.
Heyette Hacettepe’den altı, YTÜ’den iki, İTÜ’den üç, Gazi Üniversitesi’nden bir akademisyen yer aldı.
Raporu yazan profesör soruşturma açılmasından endişe ediyor
Bu gelişmeye yönelik Kurum’u “asli kusurlu” olarak sayan bilirkişi heyetindeki bir profesör Medyascope’a konuştu.
Akademisyen İliç faciası raporunu yazdığı için hakkında soruşturma açılmasından endişe ediyor. Dolayısıyla adının açıklanmasını istemedi.
Profesör, bilirkişi heyetinde saygın üniversitelerden deneyimli bilim insanlarının bulunduğunu dile getirdi. Madene giderek yerinde inceleme yapıldığını anlatan profesör şöyle dedi:
“Yerinde topografyaya bakarak böyle bir yerde kurulmasının ve etkili dere yatağı üzerinde tasarımlar yapılmadan kötü bir yer seçimiyle, üstüne ikinci bir kapasite artırımı yapılarak kazaya resmen açık açık davetiye çıkarmışlar. Ancak burada ilgili kurumlarının sorumlulukları vardır. Biz buranın uygun olmadığını, dolayısıyla kusurlu olduklarını söyledik.”
Profesör, İliç’teki kazanın oluşum şekli de dahil olmak üzere bölgede her açıdan çok detaylı inceleme yaptıklarını dile getirdi. Sahanın incelendiğini, numuneler alındığını, madenin ve çevrenin analiz edildiğini belirtti.
“Buradaki tasarım hatalıydı”
Profesör, “Buradaki atık yönünün tasarım ve yapımının hatalı olduğunu tespit ettik. Ve buna onay veren kurum da kuruluşların da sorumlu olduğunu söyledik” dedi.
Yeni atanan bilirkişi heyetinin sadece ÇED’e yönelik rapor hazırlayacağını vurgulayan profesör şunları söyledi:
“Eğer raporda bir eksiklik görülürse aynı heyetten ek rapor istenir. Normal uygulama böyledir. Böyle olması lazım. Bizden isteselerdi detaylı şekilde gerekli ek raporu yazardık. Biz de eksik olan hususları tamamlayarak ek raporu gönderirdik.”
“Soruşturmaya bilirkişi aracılığı ile müdahale“
Bağımsız Maden İşçiler Sendikası avukatı Mürsel Ünder de dosyayı yakından takip ediyor.
Ünder, bilirkişi heyeti değişmesinin “dosyaya politik müdahale” anlamına geldiğini söyledi.
Avukat Ünder 300 sayfalık raporu yazanların akademik yeterliliğe sahip, önemli bilim insanları olduğunu vurguladı:
“Aslında savcılığın yapması gereken şey bilirkişi raporunu esas alarak bunun üzerinden iddianame düzenlemekti.”
Bilirkişi heyetinin başta Anagold ve SSR Madencilik olmak üzere üst düzey sorumlular hakkında “asli kusurlu” tespitini yaptığını ifade eden Ünder, bakanlığa yönelik imza yetkisi olanların sorumluluk tespitinin çok önemli olduğunu dile getirdi.
Ünder, İliç faciası bilirkişi heyetinin raporunun ne anlama geldiğini şöyle özetledi:
“Raporda Murat Kurum da dahil olmak üzere ÇED’e olumlu görüş bildiren kişilerin de ceza soruşturmasına dahil olmasına sebep olacak tespit vardı. Ancak şimdi soruşturmaya bir müdahale olduğunu düşünüyorum. Bu üçüncü bilirkişi heyeti belirlenmesi ile oldu. Bunun anlamı, raporun olumsuz gelme ya da üst düzey sorumlulukları belirlenen ya da kamusal sorumlulukları olan kişilerin soruşturmanın dışına atılmak istendiğinin bir göstergesi.”
Ünder bu zamana kadar İliç kazasında asli kusurlu olanların tutuklanmadığını hatırlattı. Buna Anagold Madencilik başta olmak üzere üst düzey yetkililer de dahil. Ünder’e göre bu durum da müdahalenin bir örneği.
“Rapordan rahatsızlık duyuluyor”
CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz da Medyascope’a konuştu.
Yavuzyılmaz, savcılığın, bakanlık bünyesinde kimlerin sorumlu olduğuna dair bilgilerin raporu hazırlayan heyetten alınması gerektiğini söyledi.
İliç faciası bilirkişi raporunu değerlendiren Yavuzyılmaz, “Uzmanlara soracak, ‘Siz burada böyle bir tespit yaptınız. Burada kimlere ne derece sorumluluk yüklediğinizi, kimleri asli kusurlu bulduğunuzu daha açık tarif edin, belirtin.’ Bunu demesi gerekirken yeni bilirkişi heyetini tayin etmesi, buradaki ikinci kapasite artışına ÇED onayı veren yetkililerin asli kusurlu olduğu gerçeğini gizlemek veya ortadan kaldırmak anlamına geliyor” dedi.
Yavuzyılmaz, yeni heyetin Murat Kurum’un sorumluluğu olmadığına dair bir tespit de yapabileceğini anlattı. Deniz Yavuzyılmaz, savcının yeni heyet değişikliğine gitmesinin doğru olmadığını savundu.
Yavuzyılmaz, mevcut raporun beğenilmediğini dile getirdi.
CHP’li vekil, “Rapordan rahatsızlık duyuyorlar. Dolayısıyla belirli gerekçelerle bu raporun hükümlerini geçersiz kılacak yeni bir raporu yeni bir bilirkişi heyetiyle birlikte tanzim ettirmeye çalışıyorlar” diye konuştu.
Yavuzyılmaz, iktidarın istediği sonuç çıkmadığında bilim insanlarını, üniversiteleri yetersiz gördüğünü ve bunun bir örneğinin yaşandığını anlattı. Uzmanların bilimsel verilere dayanarak rapor hazırladıklarını savundu.
Murat Kurum’un yetki ve sorumluğu
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Kırmızı, ÇED sürecinin 2008’de başladığını hatırlattı.
2012’de yeni tesis kurulduğunu ve raporda güncelleme yapıldığını belirtti. 2014’te ise kapasite artışına yönelik ÇED raporu olduğunu ve son raporun 2021’de verildiğini söyledi.
Kırmızı, ÇED’in gelecekte yapılmak istenen işlemler için kullanılan bir dosya olarak düşünülmesi gerektiğini anlattı.
Kırmızı, “2021 yılındaki ÇED’in her şeyi yanlış, hatalı olabilir. Sonuçta Kurum kendi bakanlığı dönemindeki denetimlerden sorumlu. Örneğin deneyimlerin yoğunluğundan, kişilerin liyakatlerinden, tespitler göz ardı edildiyse bunlardan sorumludur” dedi. Kırmızı, birçok bakanlığın kazada sorumlu olduğunu dile getirdi. Anagold şirketi de dahil, ihmali olan herkesin sorumluluğu paylaşması ve cezalandırılması gerektiğini anlattı.
Kırmızı, heyetin hangi sebeple değiştirildiği konusunda kesin bir hüküm vermenin doğru olmayacağını savundu. Ancak siyasi yönü olan kişilerin zarar görmelerini engelleyici durumların ortadan kaldırılmasına yönelik ihtimallerin bulunduğunu da belirtti.